20.Bölüm

305 53 123
                                    

Ertesi sabah kahvaltıda, Taehyung'u gizlice izledim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ertesi sabah kahvaltıda, Taehyung'u gizlice izledim. Güneyde, sosyal statülerini kaybeden insanlarla ilgili ne kadar şey bildiğini merak ettim. Sadece bir kere bulunduğum yere doğru baktı ama yanımdaki bir şeye mi bakıyordu bana mı belirsizdi.

Ne zaman huzursuz olsam, elimle uzanıp Yoongi'in düğmesine dokunuyordum ki düğmeyi minik bir kurdeleye geçirip bileklik yapmıştım. Buradan gidene kadar dayanırdı.

Kahvaltının sonuna doğru kral ayağa kalktı ve hepimiz ona döndük. "Artık burada sayıca çok azaldığınıza göre, yarın akşam Rapordan önce çay içmemizin hoş olacağını düşündüm. Aranızdan biri yeni liderimiz olacağından kraliçe ile birlikte, ilgi alanlarınızı ve diğer şeyleri öğrenebilmek adına daha fazla konuşabilmek için imkân yaratmak istiyoruz."

Biraz gerildiğimi hissettim. Kraliçeyle temasa geçmek başlı başına bir işti ama kral hakkında ne hissettiğimden emin değildim. Diğerleri, krala hevesle bakarken içeceğimi yudumladım.

"Lütfen Rapordan bir saat önce ilk kattaki salona gelin. Eğer nerede olduğunu bilmiyorsanız, endişelenmeyin. Kapılar açık olacak ve müzik çalacak. Bizi görmeden önce sesimizi duyacaksınız," derken kıkırdadı. Diğerleri de karşılık vermek için hafifçe güldüler.

Kısa süre sonra herkes Seçilenler Odası'na gitmeye başladılar. İç çektim. Bazen o oda, ne kadar devasa olursa olsun bana klostrofobi yaşatıyordu. Genellikle insanlarla etkileşime geçmeye çalışıyordum ya da vaktimi okuyarak değerlendiriyordum. Bugün Seokjin gibi olacaktı. Kendimi televizyonun önüne sabitleyecek ve kendimden geçecektim.

Demesi yapmasından daha kolaydı. Bugün seçilenler oldukça konuşkan görünüyorlardı.

Jungkook hızla, "Kralın hakkımızda ne bilmek istediğini merak ediyorum," dedi.

Baekhyun, "Silvia'nın nasıl durmamız gerektiğiyle ilgili öğrettiklerini hatırlamak zorundayız," diye yorumladı.

"Umuyorum ki hizmetçilerimin elinde, yarın gece için güzel bir takım elbise vardır. Cadılar Bayramında yaptığım şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Bazen çok kuş beyinliler." Seokjin'nin morali bozulmuş gibiydi.

Sulli, özlemle "Umarım kral sakal bırakır," dedi. Omzumun üzerinden bakınca, kendi çenesindeki hayali sakalı okşadığım gördüm. "Bence hoş görünürdü."

Jungkook, başka bir konuya geçmeden önce kibarca "Evet, gözümün önüne getirebiliyorum," dedi.

Kafamı sağa sola salladım ve önümde gerçekleşen gülünç gösteriye odaklanmaya çalıştım fakat ne kadar denersem deneyeyim, diğerlerinin kelimelerini kavrayamadım.

Öğle yemeği saati geldiğinde, sinirlerim iyice gerilmişti. Bana -yarışmada kalan en alt sınıftakine- ne demek isterdi acaba? Çok az şey beklediği kişiyle hangi konuda tartışmak isterdi?

the selectionWhere stories live. Discover now