3.Bölüm

521 76 245
                                    

Günlerden cumaydı, dolayısıyla Illea Başkent Raporu saat sekizde yayınlanacaktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Günlerden cumaydı, dolayısıyla Illea Başkent Raporu saat sekizde yayınlanacaktı. Aslında izlemek zorunda değildik ama kaçırmak da pek mantıklı olmazdı. Sekizler bile -evsizler, sokaklarda dolananlar- Raporu izleyebilecekleri bir dükkân ya da kilise bulurlardı. Ve Seçim'in de yaklaşmasıyla. Rapor artık yarı-gerekli bir sorumluluktan fazlasıydı.

Dawon, ağzına patates püresi doldururken, "Bu akşam kazananları açıklayacaklar mı, sence?" diye sordu.

"Hayır, canım. Katılabilecek durumdaki herkesin kaydını vaptırabilmesi için hâlâ dokuz gün var. Biz öğrenene kadar iki hafta daha geçer sanırım." Annemin sesi, yıllardır olduğundan daha sakindi. Kesinlikle huzurluydu, gerçekten istediğini elde ettiğine memnundu.

Dawon, "Aa! Beklemeye dayanamam," diye yakındı.

Beklemeye dayanamaz mıydı? Ellerinde ismi olan bendim!

"Annen kuyrukta çok beklediğini söyledi." Babamın konuşmamıza katılmak istemesine şaşırmıştım.

"Evet," dedim. "Bu kadar çok insan beklemiyordum. Neden insanlara dokuz gün süre tanıyorlar bilmiyorum; bölgedeki herkesin kaydını yaptırdığına yemin ederim."

Babam kıkırdadı. "Rekabeti izlerken eğlendin mi?"

Açık yüreklilikle, "Umursamadım," dedim. "Bunu anneme bıraktım."

Annem onaylamasına kafa salladı. "Ben eğlendim, ben eğlendim. Bu elimde değildi. Ama bence Hoseok iyi görünüyordu. Süslenmiş ama doğal. Çok hoşsun tatlım. Eğer rastgele seçmek yerine gerçekten inceleme yapacaklarsa, sandığımdan çok daha fazla şansın var."

"Bilmiyorum," diye lafı çevirdim. "O kadar çok kırmızı ruj sürmüş bir kız, saçlarını yaptırmış erkek vardı ki... Belki prens o tarz şeylerden hoşlanıyordur."

Herkes kahkaha attı ve annemle gördüğümüz kıyafetler üzerinde yorumlar yaparak onları eğlendirmeye devam ettik. Yeol orada oturmuş yemeğini yerken gülümsedi, Dawon ise hepsini yalayıp yutmakla meşguldü. Yeol etrafındaki dünyada neler olup bittiğini anladığı sürece, evdeki işlerin stres dolu olduğunu unutmak bazen kolaylaşıyordu.

Saat sekizde oturma odasına doluştuk -babam koltuğunda, Dawon ikili koltukta, kucağında Yeol'u alan annemin yanında ve ben de yerde yayılarak- ve televizyonda ulusal kanalı açtık. İzlemek için para ödemediğiniz tek televizyon kanalıydı, yanı eğer televizyonları olsaydı Sekizler bile izleyebilirlerdi.

Milli marş çaldı. Belki aptallık ama ben hep marşımızı sevmişimdir. Söylemeyi en çok sevdiğim şarkılardan biriydi.

Kraliyet ailesinin fotoğrafı ekranda belirdi. Podyumda ayakta duran Kral Wanchang'dı. Altyapı ve çevre sorunlarıyla ilgili gelişmelerden bahsedecek olan danışmanları, bir köşede yerlerini aldılar; kamera da onları göstermek için açı değiştirdi. Bu akşam birçok duyuru yapılacak gibiydi Ekranın solunda, kraliçe ve Prens Taehyung, tipik taht benzeri koltuklarında, zarif kıyafetler içinde oturmuş, tam kraliyet ailesi gibi ve önemli görünüyorlardı.

the selectionWhere stories live. Discover now