Bölüm 27: "Kayıp çil"

1.1K 142 92
                                    

Not: "Anne terliği" isimli bölümü okumuş muydunuz? Yarınki yoğunluğumdan dolayı bugünden paylaşıyorum. Umarım gözünüzden kaçmaz. Sevgilerimle.

        Freya parmak uçlarında odaya girdiğinde saat gece yarısını çoktan geçmişti. Arkasından kapattığı kapıya sırtını dayadı ve yastığına sarılıp uyuyan adamı bir süre izledi. Döndüğünde onu burada bulamasa eksik hissederdi. Üzerindeki kazağı ve eşofmanı değiştirirken adam birkaç kez huzursuzlanarak kıpırdanmış, Freya da her seferinde adamın saçlarıyla oynayarak onu sakinleştirmişti. Yatağa girip yastığını dikkatle adamın kolları arasından çekti ve Deniz ismini seslenince "Uyu sevgilim," diye mırıldandı. Adamın sesini duyduğunda yumuşayan yüz hatlarını parmak uçlarıyla sevdi ve eğilip dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. "Buradayım." Kirpiklerini, lülelerini, öpücüğüyle dudaklarında kıvrılan gülümsemesini çok özlemişti. Adam kollarını beline dolayıp onu kendine çekerken gülümsedi. Gözlerini kapattı, adamın boynuna burnunu dayayıp son dört gecenin en huzurlu uykusuna daldı.

        Freya sabah beşinci kez ertelediği alarm yetmezmiş gibi camda ötmeye başlayan kargayla homurdanarak gözlerini açtı. Göğsünde uyuduğu adamın boynuna küçük bir öpücük bırakıp isteksizce yataktan çıktı. Yetişmesi gereken bin tane yer vardı ama içinde hiçbirine gitmek için gram istek yoktu. Dağılmış yatağa, hala uyuyan adama ve boşluğu kalmış yastığına acıklı gözlerle baktı. Para kazanmanın güzel yanları olduğunu kabul ediyordu. Mesela uzun zamandır ilk kez bu ay kira günü geldiğinde para denkleştirmeye çalışmamıştı. Ya da doğal gaz faturasına bakarken kalbi sıkışmamış, market alışverişi yaparken eli titrememişti. Sanki bir anda yaşam kalitesi üçle beşle çarpılmıştı da Freya fark edememişti. Gülümsedi. Eline geçen para öyle dudak uçuklatacak bir şey değilse de belini doğrultmasına yetmişti. Banyoya giderken omzu üzerinden o yataktan çıkar çıkmaz yastığına sarılmış adama son bir bakış attı.

Deniz gözlerini kadın yanından ayrıldıktan birkaç dakika sonra Ege'nin telefonuyla açtı. Görüşme için hazırlanması gerekiyordu. Tatsızca ayaklandı. Üstünü değiştirdi ve mutfağa geçti. Duşun sesini duyduğunda dudaklarına çapkın bir gülümseme yayıldı. Freya dün gece geri dönmüştü ve eksik hisseden yanı tamamlanmıştı bir anda. Aklına gelen düşünceyle birlikte dolaptan birer birer çıkarmaya başladığı kavanozların kapaklarını sıkıştırdı. Son olarak da Elif'in getirdiği mandalina reçelini aldı. Böylece Freya uzandığı her kavanozu açmak için onu çağıracaktı. Banyonun açılan kapısını duyduğunda elindeki reçel kavanozunu telaşla yerine bıraktı. Bebe mavisi bornozu ve saçlarına doladığı pembe havlusuyla yanına gelen kadının güzelliğine bakarken derin bir nefes aldı. Freya uzanıp yanağına sıcacık bir öpücük bıraktığında kalbi ısındı.

-"Günaydın sevgilim."

-"Günaydın güzelim."

Gözleri, kadının ıslandıkça daha da kırmızılaşan saçlarından sızan bir damlayı yakaladı ve damlanın kadının boynundan kaymasını hayranlıkla takip etti. Kadın bu sırada yanından geçip kahve makinesinin düğmesine basmıştı. Kahvenin demlenmesini beklerken havlusuyla saçlarının uçlarını kurulamaya başladı. Deniz bu kadar erken bir saatte, onun nasıl olup da bu kadar güzel görünebildiğini sorguladı. Çok güzeldi. Kadının havlusunu aldı, arkasına geçip boynuna sıcacık bir öpücük bıraktı. "Keşke kurutsaydın güzelim." Özenle kadının saçlarını kurularken teninden yükselen hindistan cevizinin tatlı kokusuyla gülümsemesi yavaşça kayboldu. Kadının beline kolunu dolarken Freya'nın yarım kalan nefesini duydu. "Seni çok özledim." Çenesinin kıyısına bir öpücük bıraktı. Bu sırada Freya başını hafifçe yana eğip ona daha fazla alan açmıştı.

-"Ben de seni çok özledim." Öyle mi? "Hı-hım." Adamın yanağına sıcacık bir öpücük bıraktı ve sessizce "Sen ne zaman uyandın?" diye sordu. "Sesini duymadım sevgilim."

FreyaWhere stories live. Discover now