Bölüm-16

69K 4K 611
                                    

Oğuzhan'ın okul çıkışı antrenmanı olduğu için beni durdurup konuşamayacağını bildiğimden, rahat rahat çantama koydum kitaplarımı.

Aşağıya savsak adımlarla iniyordum, öğrencilerin çoğu çoktan çıkmıştı. Kollarımı iki yana sallayarak, tam koridordan geçiyordum ki, bi kol bileğime dolandığı gibi beni sınıfın içine çekti ve duvara yapıştırdı.

Ağzımdan kaçan ufak bir çığlık, ağzıma kapanan elle onun elinin içine hapsolmuştu. Sinirle beni tutan uzun yaratığa, pardon şahesere baktım.

Oğuzhan'ın kırmızı gözleri, ben bu gece uyumadım diyordu resmen. Saçları dağılmış - ki bu dağılma onu fazlasıyla seksi yapmıştı- mavileri yorgun gibi gözüküyodu.

Onun yüzünü incelemeyi kestim ve elini ağzımdan çektiği gibi, zaten dibdibe olan bedenimi iyice yapıştırıp tısladım. "Naptığını sanıyorsun olum sen?" dediğimde elini iki yanıma koydu ve bana doğru eğildi.

Yüzlerimizin arasında milimler varken ikimizin de nefesi birbirine karışıyodu. Olduğumuz durum aklıma geldiğinde irkildim. Şu an Oğuzhan'la vücütlarımız birbirine yapışmış bir vaziyette, o benim üstüme doğru eğilmişken, dışarıdan kesinlikle hiç uygun bir pozisyonda görülmüyoduk.

O gözlerini kısmış bana daha çok yaklaşırken, arkamdaki duvara kafamı iyice bastırdım. Sonunda konuşmaya başladığında hafif geri çekilmesiyle rahat bir nefes aldım.

"O gün, inan bana amacım seni aşağılamak değildi, bana o kadar yardım etmişken bende senin için ufak bir hediye almak istedim" dediğinde 'hah' dedim. Kollarımı birbirine doladım ve bu sefer ben yakınlaştırdım yüzümü.

"Bu beni oraya zorla götürdüğün, ve o kızın aşağılayan bakışlarına ses çıkaramadığın anlamına gelmiyor!" dediğimde mavileri anlamazca bana baktı. Sonra çakmış olacakki iyice kenetledi bakışlarını bana.

"O kızın bakışlarını görmedim Melis!"dediğinde ona inanmadığımı belli edercesine "Hıhı kesin öyledir" dedim. "Melis görmedim diyorum sana" dediğinde mavileri, öfkelenmeye başlamıştı.

Onu yine takmayarak "Aynen, aynen" dediğimde bu sefer mümkünmüş gibi iyice dibime girip. "Melis, o kızı bulup belasını siktirtme bana, görmedim diyorsam görmedim" diye tısladığında. Bu yakınlıktan dolayı gerilmiş ve yutkunmuştum. Gözleri bana yalan söylemediğini açık açık belli ederken, az önceki söylediklerini beynim algıladığında şokla gözüm büyüdü.

Tam ağzımı aralayıp bir şey diyecekken, kapının birden açılmasıyla ikimizinde bakışları orayı buldu.

"Oğuzhan lan nerede kaldın, antrenman başladı, hoca sinir oldu kaptan nerede diyo, sen napiyosun-" deyip kafasını kaldırıp baktığında lafını "burda" deyişinde mırıldanış gibi olmuştu.

Önce şokla bizim durumumuza baktı. Ardından sırıtıp "Siz keyfinize bakın kardeşim, ben hocayı biraz daha oyalarım o zamana işinizi halletmiş olun" göz kırparak dışarı çıkan Mete'nin ardından şokla baktım.

Oğuzhan'a öfkeyle dönüp, bi ayağımı sertçe yere vurup inledim ve Oğuzhan'ı göğsüne elimi koyup sertçe ittirdim.

"Gerizekalı" diye tısladım. "Git ve o arkadaşının aklındaki saçma düşünceleri çıkart" diye sert ve emir verici bir tonda konuştuğumda, aramıza açtığım bir kaç adımlık mesafeyi kapatıp, ellerimi kafamın üstünde birleştirmesiyle, bugün bilmem kaçıncı kez şokla baktım.

"İnandın mı bana?" demesiyle ben elinden kurtulmaya çalışıyordum. Daha sıkı kavradığında bileklerimi pes etmiş bir şekilde "tamam" dedim sesimde gerçekten inanmışlık vardı.

Tam beni bıraktığında dizimi erkekliğine geçirdim. Hey! Hadi ama o bana bu kadar yaklaşmışken cezasız kalacağını düşünmediniz değil mi?

O iki büklüm olmuş kasıklarını tutarken, bi kaç adım gerimdeki bedene yaklaştım. Yanaklarını elimin tersiyle okşayıp, çenesini nazikçe tutup kafasını kaldırdım. O bana afallamış bir ve acıdan kızarmış yüzüyle bakarken şirince sırıttım.

Ona biraz yaklaşıp aramızda milimler kalınca o nefesini tutmuş bana bakıyodu. Şirin sırıtmamı yüzümden silmeden, önce onun dudaklarına baktım. Baktığımı gördüğü için yapıyodum bunları. Yavaşça gözümü gözüne iliştirdiğimde, hâlâ nefesini tutmuş benim ne yapacağımı bekliyodu.

"Birdaha" dedim tehlikeli bir tonda. "Bana bu kadar yaklaşırsan" deyip biraz daha yaklaştım ve yüzümdeki sırıtmayı silip ciddileştim. "Yapacaklarımın teminatı olmaz" deyip. Onu arkamdan afallamış bir şekilde bıraktım.



Düzenlendi ✔

1.55  | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin