VÂYE

|55

*

1,5 Ay Sonra (Haziran)

Allah'a çok şükür, hayatım ve evliliğim huzurlu geçiyordu. Giderek düzenimi kurmuştum. Sabah Yağız'la kahvaltı yapıyor, onu işe gönderdikten sonra evdeki işlerimi hallediyordum. Bazen Efsun'la, Beyza'yla görüşüyor bazen de restorana yardıma gidiyordum.

Yağız'ın Betül'le yaptığı o konuşmadan 1-2 gün sonra Betül Aydın'a dönmüştü, ben de rahat bir nefes almıştım.

Şimdi de Ayça'nın kına gecesi için Sinop'a gidiyorduk. Yağız işten sadece 2 gün izin alabildiği için kınanın olduğu gün, sabah yola çıkmıştık. Zaten Muğla'dan Sinop'a yolculuk neredeyse 12 saat sürdüğü için akşama ancak varmış olurduk.

Bilal ve ailesi sabah uçakla gitmişlerdi. Nazan Anne ve Kadir Baba kendi arabalarıyla gideceklerdi, Efsun'un hamilelik bulantıları başladığı için gelmek istememişti.

Kınadan sonra Muğla'ya geri dönecek, akşama Bilal ve Ayça'nın düğününü yapacaktık.

Akşama doğru Sinop'a vardığımızda daha önce teyzemlere gittiğim için bildiğim yollardan geçip teyzemlerin evinin önünde durduk. Bizi karşılamak için teyzem ve annem aşağıdaydı.

Arabadan inince ilk işim anneme sarılmak oldu.

Annemle sıkı sıkı sarıldıktan sonra teyzemle de sarıldım.

Annemler Nazan Anne ve Kadir Baba'yı karşıladıktan sonra hep birlikte yukarı çıktık.

Anneannemin elini öptükten sonra Nigar'a sarıldım.

"Aç mısınız?" dedi teyzem. "Bir şeyler hazırlayalım."

Yolda bir yerde durup yemek yediğimiz için teyzemin teklifini reddettik.

"Ben Bilal'le Kenan'ın yanına gideyim." dedi Yağız, bana. "Akşam görüşürüz."

Abim, babam, eniştem ve Bilal kına yapılacak yere yakın bir mekanda oturuyorlardı.

Yağız da babasını alıp onların yanına gittiğinde çok geçmeden Ayça ve iki kız kuzeni kuaförden döndüler.

Ayça'yla birbirimizi gördüğümüz an hemen sarıldık.

"Çok özlemişim ya." dedi Ayça.

"Bundan sonra sık sık görüşeceğiz, merak etme." dedim geri çekilirken.

"Ay heyecandan bayılacağım, yapma."

Kına saati yaklaşırken Ayça'nın odasına girip üzerimi değiştirdim. Kına için elbise değil, bordo bir takım tercih etmiştim. (Medya)

Kına alanına gittiğimizde elimizde mumlarla Ayça'nın etrafında dönüp, kınayı yakmıştık.  

Ayça davetlilerle ortada oynarken ben yorulup Nazan Anne, Nigar ve annemin yanına oturdum.

"Nasıl gidiyor?" diye sordum Nigar'a, hamileliği kast ederek.

Nigar gülümseyerek elini belirginleşmiş karnına koydu.

"Çok güzel."

Nigar'ın hamileliği 4 ayı biraz daha geçtiği için geçen günlerde bebeğin cinsiyetini öğrenmişlerdi, erkek annesi olacaktı.

"Abim ortalıkta 'oğlum olacak' diye dolanıyordur şimdi."

"Sorma." dedi Nigar. "Öğrenir öğrenmez üzerinde 'Canım Babam' yazan zıbın aldı."