|31

51.3K 2.9K 359
                                    

*

Ecrin ve Yağız'ı konuşurlarken görünce adımlarım yavaşlamıştı. Soluk alıp verişlerim hızlanırken boğazımı temizleyip adımlarımı hızlandırdım.

Yanlarından geçeceğim sırada Yağız yanıma gelip kolumdan tuttu.

"Defne." dediğinde çatık kaşlarımla Yağız'a baktım.

"Geç oldu." dedim. "Eve gidiyorum."

"Tamam." dediği sırada Ecrin ayaklarını yere vura vura gitmişti. "Ben bırakayım seni."

Bir şey demeden yürümeye devam ettiğimde Yağız da yanımda yürümeye başladı.

"Dışarı çıktığımda geldi. Bizi öğrenmiş, öyle söyledi. Konuşmamak için içeri girecektim, tam o sırada sen geldin."

O Ecrin'in saçını başını yolmak istiyordum.

"Bir şey demeyecek misin?" dediğinde Yağız'a baktım.

"Ne diyeyim?" dediğimde durdu. Ben de karşısında durdum.

"İnandığını?" dedi beklentiyle. Gülümsedim.

"İnanıyorum." dedim. "Neden inanmayayım? Sen bana yalan söylemezsin."

"Söylemem." dedi gülümseyerek.

Evin önüne geldiğimizde durup ellerini pantolonunun cebine soktu.

"Sabah çıkmayı unutma, son bir kez göreyim seni." dediğinde burukça gülümsedim. Ayrılmak zordu.

"Unutmam. Hayırlı akşamlar."

"Hayırlı akşamlar."

Eve çıktığımda ilk iş namaz kıldım ve annemlerin yanına gittim.

"Peş peşe düğün yapacak durumumuz yok." dedi annem. "Bu sene Kenan'ın düğünü yaparız, seneye de Defne'nin."

1 sene... uzun bir süreydi.

"Kenan'ın düğününe kadar Defne'ye bir söz keseriz." dedi babam.

•••••

Seccademi katladıktan sonra dolabımdan lacivert bir elbise çıkardım. Açık mavi renk şalımı bağladıktan sonra beyaz spor ayakkabılarımı giyip aşağı indim.

Yağız bahçe kapısının önünde bekliyordu.

"Günaydın." dedi yanına gittiğimde.

"Günaydın." dedim gülümseyerek.

Evde burayı gören iki oda vardı. Birisi benim odam diğeri de Ayça'nın odası. O yüzden gerilmiyordum.

"Seni özleyeceğim." dedi ellerini pantolonunun cebine sokup.

"Özlemek bizim kaderimiz sanırım." diye mırıldandım. "En azından telefonda konuşabiliyoruz ama sen işe başlayacaksın, her zaman müsait olmazsın."

"Müsait olduğum her an arayıp seni kendimden bıktıracağım, merak etme." dediğinde güldüm.

"Bu imkansız." deyip kollarımı beline sardım. Ona sarılmayı çok seviyordum. "Senden bıkmam imkansız."

"Öyle mi diyorsun?" dediğinde kollarımı çekmeden yüzüne baktım.

"Öyle diyorum."

"Defne." dedi gözlerimin içine bakarak.

"Efendim."

"Şu küçücük kalpte nice hakkın yüklü.*" 

•••••

VÂYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin