|12

62.5K 4.1K 535
                                    

*

"Abi bu saatte aranır mı? Ya uyuyor olsaydım."

"Uyuyor olsaydın uyanırdın, bana ne? Sabah namazından sonra uyumadığını da biliyorum ayrıca."

"İyi, tamam. Aferin."

"Ne var ne yok?"

"Aynı. Bıraktığın gibi." Tabii ki değil.

"Nigar nasıl?"

"İyi iyi. Keyfi yerinde." dedim imayla. Abim birkaç kez öksürdü.

"Neyse ben kapatayım o zaman. Hadi hayırlı günler." Telefonu çat diye yüzüme kapatınca gülerek odamdan çıktım.

Bu kadar da utangaç olunmazdı yani.

"Gelirler birazdan. Aşağı inelim." dediğimde Ayça da odasından çıktı.

Anneanneme haber verip aşağı indiğimizde askerler de bizimle eş zamanlı olarak bahçeye girdiler.

"Günaydın." dedi Yağız Üsteğmen.

"Günaydın." Ayça ona cevap verirken ben bir şey demeden aşağı kata girdim tohum ekmek için gerekli olan malzemeleri bahçeye çıkardım.

"Ne yapmaları gerekiyor?" dedi Yağız Üsteğmen.

"Ben anlatayım onlara." dedi Ayça.

Ayça birkaç senedir anneannemin yanında olduğundan dolayı bu işlerden benden daha çok anlıyordu.

Askerleri de alıp evin arkasındaki tarlaya gittiğinde Yağız Üsteğmen ve ben ön bahçede tek kalmıştık.

"Nasılsın?"

Duyduğum soruyla birlikte Yağız Üsteğmen'e baktım.

"İyiyim, sağ ol." Sesim istemsizce mesafeli çıkmıştı. "Ben size bir çay koyayım." deyip arkamı döndüm.

Eve çıkıp hızlıca çay demlemeye başladım.

"Geldiler mi Defne?" dedi anneannem mutfağa girince.

"Geldiler. Ayça onlara ne yapacaklarını gösteriyor."

"Sen de yiyecek bir şeyler hazırla. Çocuklar yorulacaklar, aç kalmasınlar."

"Tamam anneanne. Yaparım bir şeyler." deyip tepsiye bardakları hazırladım.

Çay demlendiğinde aşağı kattan piknik tüpünü çıkarıp evin önündeki küçük oturma alanına yerleştirdim.

İki tane, uzun, tahtadan yapılmış bank L şeklinde yerleştirilmişti ve ortada da büyük bir masa vardı.

Demliği ve bardakları da aşağı indirdikten sonra dolaptan hazır sarılmış börekleri çıkarıp fırına attım. Piştiklerinde bir tabağa yerleştirdim.

Börekleri de alıp aşağı indiğimde tabağı masaya koyup iki bardağa çay doldurdum. Ayça hala askerlere tarlada yapmaları gereken şeyleri anlatıyordu.

"Daha önce tarla kazan asker görmemiştim." dedim gülerek.

"Ben de görmemiştim." dedi Yağız Üsteğmen de gülerek. "Farklılık istiyorlardı. İstedikleri oldu işte."

Telefonum çaldığında ekrana baktım. Annem arıyordu.

"Efendim anne." diyerek açtım telefonu.

"Defne, ne yapıyorsun?"

"Evin önündeyim. Askerler bizim bahçeyi ekiyorlar da."

"Askerler bizim bahçeyi mi ekiyorlar?" dedi annem şaşkınlıkla. Kulağa garip geliyordu gerçekten.

VÂYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin