|24

55.2K 3.3K 347
                                    

*

"Banu, hazır mısın? Yağız gelir birazdan." diye seslendim aynaya bakarak.

Krem renk gömleğim, koyu mor kumaş pantolonum, morun birkaç tonunun karışık olarak bulunduğu şalım ve siyah babetlerimle hazırdım.

"Hazırım."

Yağız'dan mesaj geldiğinde İclal ve Aynur'u da odalarından alıp aşağı indik.

"Lütfen deli deli hareketler yapmayın." dediğimde Banu ve Aynur, İclal'e baktı.

"Bana ne bakıyorsunuz be? Ben miyim deli deli şeyler yapan?"

"Evet." dedik üçümüz aynı anda.

"Yazıklar olsun." dedi İclal. "Odaya geri dönerdim de enişteye ayıp olur diye dönmüyorum."

"Merakından değil yani?" dedi Banu.

"Değil tabii."

Dışarı çıkıp, bizi bekleyen Yağız'ın yanına gittik.

"Günaydın."

"Günaydın." dedik dördümüz de.

"Tanıştırayım." deyip kızlara baktım.

Hepsinin ismini tek tek söyleyip elimle gösterdikten sonra Yağız'a baktım.

"Memnun oldum." dedi Yağız gülümseyerek.

"Biz de çok memnun olduk." dedi Aynur, üçü adına.

Tanışma faslı sona erdiğinde arabaya binip yola çıktık.

"Beyza fotoğraf paylaşmış." dedi Banu arkadan. "Çok tatlılar."

"Valla sonuna kadar hak ettiler." dedi Aynur.

"Mete gibisi zor bulunur valla." dedi İclal. Der demez öne doğru eğildi biraz. "Lafım meclisten dışarı bu arada." dediğinde Yağız'a baktım. Gülüyordu.

Konuşa konuşa yolculuğu bitirdiğimizde arabadan indik.

"Hoş geldiniz." diyerek karşıladı bizi Bilal, içeri girdiğimizde. "Defne, özellikle sen hoş geldin."

"Hoş buldum." dedim gülerek.

"Bak dün kahve içmeden gittiniz. Bugün oturup kahve içmeden bırakmam, ona göre."

"Tamam, kahve içmeden gitmeyeceğim. Söz."

Masalardan birine yerleştiğimizde kahvaltı siparişimizi verip beklemeye başladık.

"Kahvaltı gelmeden şuraları mı gezsek?" dedi Banu giriş tarafını göstererek.

"Olur, gezelim." dedi Aynur.

İclal'i de alıp gittiklerinde masada sadece ikimiz kalmıştık.

"Dinlendin mi?" dedim Yağız'a bakarak.

"Dün gece seni görünce bütün yorgunluğum geçmişti zaten." dediğinde gülümsedim. "Bana iyi geliyorsun."

O bana böyle şeyler söylediğinde diyecek hiçbir şey bulamıyordum. Heyecandan kilitleniyordum resmen.

"Utanınca da çok güzelsin." dediğinde yanımda masaya yaslı duran kolunu dürttüm.

"Hoşuna mı gidiyor beni utandırmak?" dediğimde güldü.

Yarın buradaki son günümüzdü, akşam gidecektik. Bu güzel anlarımızın bir sonunun olduğunu bilmek beni cidden çok üzüyordu.

VÂYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin