French Braids [Türkçe]

By firstmariapuder

166K 12.3K 1.4K

kendisine kesin duyguları olan kızlara her zaman aşık olan birisi , saçları fransız örgülü ve kağıttan bir ka... More

french braids
giriş
bir
iki
üç
dört
beş
altı
sekiz
dokuz
on
on bir
on iki
on üç
on dört
on beş
on altı
on yedi
on sekiz
on dokuz
yirmi
yirmi bir
yirmi iki
yirmi üç
yirmi dört
yirmi beş
yirmi altı
yirmi yedi
yirmi sekiz
yirmi dokuz
otuz
otuz bir
otuz iki
otuz üç
otuz dört
otuz beş
otuz altı
otuz yedi
otuz sekiz
otuz dokuz

yedi

5.2K 381 62
By firstmariapuder

*Bu bölümü erken yayınlıyorum ve umarım oy sayıları yükselir *-*

Harry, Katherine ve Emelia evlerine yakın bir yerdeki hamburger restoranındaydılar. Bulundukları mekan oldukça rahat bir yere benziyordu ve insanların hepsi sanki birbirini tanıyorlarmış gibiydiler. Havada Fransız patates kızartması ve hamburgerlerinin kokusu vardı. İnsanlar yüksek sesle gülüyorlar, herkes birbirine gülümsüyor ve oldukça mutlu gözüküyorlardı.

Ya da Harry'nin tüm bu şeyleri hissetmesinin nedeni Emelia'ydı.

"Ne sipariş edeceğine karar verdin mi?" Katherine birkaç sayfalık menüye göz gezdirirken sordu. Harry ve Katherine yan yana, Emelia ise onların karşısında oturuyordu.  Cam kenarında güzel bir masaydı. Ne isteyeceğine ilk karar veren Emelia oldu: domatessiz ve bol turşulu bir hamburger ve Fransız patates kızartması. Katherine, Harry'den dolayı henüz bir şey sipariş etmemişti, çünkü onun yalnız bir şeyler yemesini istemiyordu.

"Lütfen kaba olma, Em" Katherine, Emelia'ya takıldı.

Emelia, kız kardeşinin bu tavrına omzunu silkti ve "Harry benim yiyeceğimden alamaz diye bir şey söyledim mi? Hayır. Tamam o zaman, ben kaba değilim, sadece açım sevgili kız kardeşim," dedikten sonra Harry'e doğru gülümsedi. Harry'nin nefes alışverişi hızlanmıştı. "Patates kızartmalarımdan ister misin? Biliyorsun ben insanları ısırmam," dedi Emelia.

Harry, onun bu kelime seçimlerine gülmüştü ama her nasılsa kalp atışlarını yavaşlatmayı becerememişti, "Elbette."

Harry küçük bir patates kızartması almak için elini uzattı ama tam bu sırada parmakları Emelia'ya dokundu ve yemin edebilirdi ki eğer hızlı kalp atışları elektrik üretseydi,  Amerika'nın tümünü aydınlatmak için enerjiye sahip olabilirdi.

"Teşekkürler," Harry çok hızlı bir biçimde bir şeyler söylemişti ama düşünceleri ağzından çok çabuk dökülüyordu. Bu yüzden bazen ağzının içinde konuşuyormuş gibi olabiliyordu. "Pardon, teşekkür ederim, demek istedim."

Emelia gülümsedi, yanakları hamburger lokmalarıyla ve patates kızartmalarıyla doluydu. Ve bir kez daha çok güzel gözüküyordu, fazla güzel. "Sorun yok, yiyeceğinin gelmesi uzun sürmez ama istediğin kadar patateslerimden yiyebilirsin."

Harry güldü ve birkaç tane daha patates aldıktan sonra Emelia'nınkiyle aynı siparişi verdi. Katherine soğansız ve bol turşulu bir hamburger sipariş etti.

"Teşekkür ederim," Harry garsona gülümsedi. Katherine de teşekkür etti ve biraz sonra herkes yemeklerini yiyip, bir yandan da "hayattaki cevapları kesin olmayan" konulardan konuşmaya başladılar.

"Domatesler meyve midir yoksa sebze midir?" diye sordu Emelia.

Harry bunun hakkında biraz düşündü ama bilmediğini belli edercesine omzunu silkti ve Katherine de bunun ne tip bir soru olduğunu sordu Emelia'ya.

"Çok tartışmaya açık bir soru," dedi Emelia hamburgerinden bir ısırık almadan önce. "Demek istediğim siz çocuklar bu soruya cevap vermek zorunda değilsiniz ama bence bunu bir düşünün."

Katherine başını salladı ve hafifçe Harry'nin eline dokunmak için kolunu uzattı. Elini bir süre onun elinde tuttu ama Harry ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Emelia durumu fark etmemişti ama o, elini çekmek ve Katherine'e şunu söylemek istiyordu: Ben senden bu şekilde hoşlanmıyorum, üzgünüm. Ama yapamadı çünkü bu kabaca olurdu.

Yemeğin geri kalanı, Katherine'nin elini onun eline koyması ve Emelia'nın sürekli radyoda çalan bir parçayı mırıldanmasıyla geçti. Saat sekize yaklaşıyordu ve restoranda onlar dışında kimse kalmamıştı. Konuşmalarına sadece arka taraftan gelen müzik eşlik ediyordu.

Kısa bir süre sonra, ellili yaşlarda bir adam yüzünde büyük bir gülümsemeyle restorantın kapısına dalıp geçti, içeri doğru yürüdükten sonra çalışanlarla konuşmaya başladı ve onlara bir paket uzattı. Daha sonra etrafına baktı ve Emelia'yı  görüp gülümsedi.

"Emelia! Benim bambinam burada, nasılsın tatlım?" Suratındaki gülümsemesi daha da genişleyen adam Emelia'ya doğru yürüdü. Hafif bir İtalyan aksanı vardı. Harry, ona tatlım demeyi kes, bunu sadece ben söyleyebilirim. Ve şu kahrolası "bambina" da ne anlama geliyor?

"Ben iyiyim, Bay Addeo, siz nasılsınız? Doktorunuzun diyetini uyguluyor musunuz?" Emelia adama bakarken konuştu. Harry, Katherine'e bir şey yapmasını söylemek istedi ama o bile adama gayet sevecen bir şekilde bakıyordu.

"Ah, ben seni bir çocuğum gibi görüyorum ve sana Bay Addeo demen hakkında ne demiştim? Lütfen bana Dante de, bambina. Ve Katherine,sen nasılsın güzelim? Ve bu da kim?" Bay Addeo oldukça mutlu gözüküyordu ve Emelia'ya sabırsızlıkla baktı.

"Bu Harry. Harry bu da Bay Addeo-ya da Dante demeliyim, bu restoranın sahibi." Emelia ikisini birbirine tanıttı ve gülümsedi.

Harry başını salladı ve gülümsedi. "Merhaba, tanıştığımıza memnun oldum. Gerçekten çok hoş bir restoranınız var."

"Ben de tanıştığımıza memnun oldum, Harry. Katherine senin hakkında sürekli konuşuyordu: Harry bu, Harry şu, diye. Senin gerçek olmadığını düşünmeye başlamıştım." Dante güldü ve Katherine'i daha fazla sinirlendirmemek için yanağından öptü.

"Dante! Onun hakkında sadece bir kez konuştum." Katherine'nin suratı kırmızıya dönmüştü.

"Ve yaptığımız her sohbette de," Dante gülümsedi.

"Ee, Harry, çıkmadan önce beş dakikam var. Ve sana sormak istiyorum, seni bu kadar özel yapan nedir? Yani bilirsin, Katherine gibi bir kıza sahipsin. Siz ikiniz için tatlı bir çiftsiniz diyebilirim." Dante, Emelia'nın yanından bir sandalye aldı.

Harry güldü ama peki ya Emelia? diye sormak istedi. O benim hakkımda konuşuyor muydu? Ve Bir çift mi? Katherine ve ben? Bu imkansız.

"Size temin edebilirim ki, beni özel yapan bir şey yok," dedi Harry. "Çocuğunuz var mı?"

"Evet, iki tane oğlum var. Alexander ve Lucas. Lucas, Katherine'den iki yaş büyük ve Alexander'da Emelia'nın yaşlarında, ondan bir yada iki yaş büyük."

Harry başını salladı ve sohbetleri yaklaşık yirmi dakika sürdü. Daha sonra Dante'nin eşi aradı ve onlara hoşçakal dedikten sonra Emelia'ya, eğer Alexander gelene kadar kalırlarsa, okul için verdiği paketi aldığından emin olmasını söyledi.

"Tamamdır." dedi Emelia ve Dante'ye hoşçakal derken sarıldı.

Neden bana bu kadar sarılmıyorsun? diye düşündü Harry.

İlerleyen dakikalarda, Katherine tekrar elini onunkinin üzerine koymuştu ve bu sefer hafifçe başını Harry'nin omzuna eğdi ve oraya koydu. Harry onun başını itmedi ya da bir şey söylemedi, doğrusu söyleyemedi. Çünkü onun duygularını incitmek istemiyordu.

Yaklaşık yirmi dakika sonra, üçüde milkshakele beraber tatlılarını sipariş ettiler. Siparişleri geldiği sırada kapı açıldı ve biraz telaşlı gözüken genç bir çocuk içeri girdi.

"Hey Em," dedi genç çocuk, ona elini salladı ve restorantın içine bakınmaya başladı.

"Merhaba Alex, baban bana paketin mutfakta olduğunu söyledi. " Emelia milkshakeini yudumlarken konuştu, çocuğa pek dikkat vermemişti.

Genç çocuk ihtiyacı olan paketi aldı, Emelia ve şeflere hoşçakal dedikten sonra oradan ayrıldı.

"Onlarla nasıl tanıştınız?" dedi Harry, çocuk henüz ayrılırken. Bu çocuğun Dante'nin oğlu Alexander olduğunu tahmin etti.

"Burada çok fazla takılırım; çalışmak için, bir şeyler okumak için ya da arkadaşlarımla buluşmak istediğim zaman." dedi Emelia omzunu silkerek.

"Ve bende oğlu Lucas'la konuşurum," dedi Katherine ve başını tekrar onun omzuna koydu. Harry omurgasını düzleştirdi ve Katherine'nin bunu yapmayı kesmesini ima etti ama o yapmaya devam etti. Harry yenildiğini anlayarak omuzlarını düşürdü ve Katherine hafifçe gülümsedi.

Biraz daha konuştular ve Emelia lavaboya gitmek için izin istedi. Harry başını salladı ve Katherine ona istediği zaman dönebileceğini söyledi. Ama Harry bundan pek hoşlanmamıştı çünkü bunu en son yaptığı zaman okul gezisindelerdi ve Katherine onu öpmek istemişti.

"Ne yapıyorsun Katherine?!" dedi Harry.

Ama çok geçti, çünkü Katherine çoktan dudaklarını onunkilerin üzerine bastırmıştı bile.

Continue Reading

You'll Also Like

238K 18.1K 33
"Bu bir emirdir binbaşı! Sen ve Şüheda yarın akşam eve geliyorsunuz!" Eğer samimiyetimiz olsaydı şurada kahkaha atmaktan bayılırdım. Ama samimiyetimi...
619K 33.9K 41
Eski sevgilisine içinde kalanları sövmek için yazan Yaren numarayı yanlış yazıp dünyanın en önemli iş insanlarından birine denk gelirse ne olur... Si...
94.8K 6.7K 16
Kadın nüfusunun azaldığı bu çağda, çok erkek çocuğu olanlar narin görünen oğullarını Kucak Oğlanı olarak satmak zorunda kalıyordu... Melih ise bu ola...
1.6M 63.7K 35
"Bana bakıcılık yapmaktan vazgeç ben senin bakıcılık yaptığın çocuk değil karınım " dediğimde sinirle , bakışları tekrar beni bulmuştu. Yüzünde memnu...