on üç

3.6K 316 31
                                    

*Zayn konusunda ne diyeceğimi gerçekten bilemiyorum, sadece, çok üzgünüm tabi ki. Ama insanların kararlarına saygı duymak gerekir.*

*Canım dostum sayesinde keşfettiğim harika şarkıyı  ekliyorum -bölüme de çok uygun oldu- ve bu bölümde ona ithafen. *

 *Bu arada bölüm baya kısa olmuş, yazar da bunu için özür diliyor, bende bu yüzden bir sonraki bölümü yarın yüklerim.*

"Tüm bu zaman boyunca kiminleydin?" diye sordu Harry. Saat akşam ondu ve Emelia, onun dairesine henüz gelmişti. Claire ve Darren, Emelia'nın katılmak istemediği bir davete gitmişlerdi ve Katherine'de onlarla birlikteydi. Bu yüzden doğal olarak, Emelia'nın gece geç saatlere kadar evde yalnız kalmaması için Claire, Emelia'nın onun evinde kalıp kalamayacağını sormuştu. Harry biraz gönülsüzce kabul etmiş ve düşünceli bir şekilde başını sallayarak gülümsemişti.

"Erkek arkadaşımlaydım."

Harry donup kaldı, "Senin neyin?"

Emelia söylediği kelimelere inanamadı, "Hiçbir şey,"

Harry öfkeden kudurmuştu, "Senin neyin dedim?"

"Erkek arkadaşım."

"Ne zırvalıyorsun sen? Biriyle çıkıyor olamazsın, buna iznin yok."

"Ben bir genç kızım Harry, şu saçma sapan kurallar gerçekten umrumda değil."

Harry aşırı tepki vermemeye çalışırken kendini çok fazla sıkıyordu ve eline geçen her şeyi kırıp, fırlatmamak için kendini zor tutuyordu. "Lütfen bana yalan söylüyorum de."

"Erkek arkadaşım var, Harry."

Harry kalbinin üzerine tonlarca ağırlık bindiğini hissetti. Ona hesap soramayacağı, ya da kızamayacağı gerçeğine katlanamıyordu. "Kim?"

Emelia şaşkınlıkla baktı. "Ne?"

"Şu senin siktiğim erkek arkadaşın da kim diyorum? Ve Tanrıya yemin ederim, eğer bana yalan söylüyorsan, annen ve babana seni evde haftalarca göz hapsinde tutmaları için ısrar ederim."

"Onu tanımıyorsun,"  Emelia parmaklarıyla oynayarak konuştu.

"Onu tanıyıp tanımadığımı sordum mu? Hayır. Sadece onun kim olduğunu sordum. Şu flört ettiğin kişinin adını falan kastediyorum."

"Bir dahaki sefere daha açık konuş o zaman," Emelia zaman kazanmaya çalışıyordu çünkü Harry'nin kelimelerindeki öfkeyi hissedebilmişti.

"Bana oyun oynama lütfen." Harry içini çekti.  " Hadi ama, bitanem, sadece adını söyle." Bu kulağa biraz caydırıcı gelmişti. Ellerini arkasında birleştirmiş, yumruklarını sıkarak Emelia'nın konuşmasını bekliyordu.

"Bunun ne önemi var?" Omuzlarını silkerek konuştu Emelia. Televizyonun arka taraftan sesi geliyordu ve Harry onu sessize alarak tekrar Emelia'ya döndü.

"Bilmiyorum Emelia, bir önemi var mı?"

Emelia omuzlarını silkti tekrar. "Benim için yok."

Hemen sonra cep telefonu çaldı ve Harry gözlerini kısarak ekrana bakmaya çalışırken, telefonu onun elinden aldı.

"Bu benim telefonum, onu alabilir miyim lütfen?" dedi Emelia telefonuna uzanmaya çalışırken.

"Bu duruma göre değişir, bu lanet olası çocuğun neden seni aradığını açıklamak istiyor musun?"

 

French Braids  [Türkçe]Where stories live. Discover now