on altı

3.5K 324 49
                                    

Harry donup kaldı. Aşağıdan gelen gülme sesleri kalp atış sesini bastırıyordu. Bir süre nefes alamadığını sandı, hava ağzından giriyor ama akciğerlerine ulaşmıyordu sanki. Dünya bir süreliğine durdu ve onun tek düşünebildiği şey Emelia'nın az önce söylediği sözlerdi.

"Sen ne hisse- se- sen ne dedin?" diye biraz kekeleyerek sordu.

Emelia az önce ağzından dökülen kelimelerin şaşkınlığıyla ona baktı. Bir süre Harry'e ne söyleyeceğini toparlayamadı.

"Tekrar söyle," dedi Harry daha da yakınlaşarak. Emelia'nın nefesinden gelen alkolün kokusunu alabiliyordu ve aynı zamanda onun söylediği her şeye hemen atılmaması gerektiğini de biliyordu.

"Özür dilerim," dedi Emelia kafasını sallayarak.

Harry hayır anlamında kafasını salladı. "Bu özür dilemeni gerektirecek bir şey değil,"

"Asla bunu söylememeliydim, affedersin," Ayağa kalkmaya hazırlandı. Harry onun elini yakaladı ve kendisine doğru çekti. Emelia oturdu ve Harry ona daha da yakınlaştı.

"Bak, bunu şimdi söylemezsen eminim pişman olacaksın, tam olarak ne dediğini tekrar söyler misin Emelia?" Harry ona tekrar söylemesi için neden ısrar ettiğini bilmiyordu. Onun söylediklerini zaten duymuştu ama belki tekrar duyarak kendini rahatlatmak istiyordu.

"Lütfen beni tekrar söyletme," Emelia aşağı bakarak fısıldadı.

Harry ona, kendisinin de aynı şeyleri hissettiğini söylemek istedi, hislerinden emindi sadece söylemesi gereken kelimeleri bulamıyordu. Ona söylemesi gerekiyordu, bu fırsatı es geçemezdi. Sadece bunu aptalca gözükmeden söylemenin bir yolunu arıyordu.

Derin bir nefes aldı, "Bana karşı her ne hissediyorsan, bil ki bu karşılıksız değil,"

Bu sözler bile Emelia'ya karşı hislerini tam olarak ifade etmiyordu ama onu da mahcup etmek istememişti. Emelia'nın gözleri şaşkınlıktan istemsizce açıldı ve Harry ona sarılmak için yaklaştı. Emelia bu duygu yoğunluğundan ağlamamak için kendini zor tutarken, Harry ona sarıldı. Emelia'ya her şeyin düzeleceğini söylemek istedi ama şu an düşünebildiği tek şey onu nasıl bir arkadaştan öte gördüğüydü. Ve Harry, onun hızlı kalp atışlarını hissetmemesini umdu.

"Ne yapacağımı bilmiyorum Harry," Emelia kollarını kendi etrafında sararken fısıldadı. Harry onun kollarını aldı ve kendine sardı. Onun soğuk ellerini, tişörtünün içinden hissedebiliyordu.

"Neden annemi aldattı?" diye fısıldadı Emelia. Elleriyle Harry'nin tişörtünü sıktı ve alnı Harry'nin çenesine yaslanmıştı. Harry onu alnından öptü.

"Bilmiyorum, bitanem,"

"Bu işe yaramayacak," Emelia ona bakarak konuştu.

"Annenle babanın arasında ne olursa olsun, bu senin hatan değil."

Emelia kafasını salladı. "Anne ve babam hakkında konuşmuyorum. İşlerin bizim için iyi sonuçlanmayacağını biliyorum. Bizden bahsediyorum. Bu işe yaramayacak."

Emelia onlardan "biz" diye bahsetmişti ve Harry o an yemin edebilirdi ki kalp atışlarını tüm dünya duyabilirdi. Ve ayrıca Emelia, bunun yürümeyeceğini de ima etmişti ve Harry o an yemin edebilirdi ki tüm dünya aynı zamanda onun kalbinde ki kırılma sesini de duyabilirdi.

"Bunu şimdi bilemeyiz,"

Çok geçmeden Claire, Emelia'ya bakmaya geldi bu yüzden Harry de oturduğu yerden kalktı ve onun yanına gitti. Claire'ye her şeyin iyi olduğunu, Emelia'nın sadece biraz üzgün olduğunu söyledi. Ama o pek inanmış gözükmüyordu.

Claire, Emelia'nın yatağının köşesine oturdu ve Harry onun önünde ayakta dikildi.

"Her şey yolunda mı?"

Harry hemen bir şey uydurmaya çalıştı. "Hoşlandığı çocuğun bir kız arkadaşı varmış,"

Claire başını salladı, "Ah, şu çocuk, adı neydi onun? Sean mı? "

Harry şaşkına döndü. Uydurduğunu sandığı şey aslında gerçekti. "Emelia sade- sadece üzgün, çünkü onun gözünün önünde kız arkadaşını öpmüş."

Claire tekrar başını salladı ve aşağı inmek için ayağı kalktı. "Ona erkeklerin gelip geçici olduğunu söyle."

Harry başını salladı ama kendisinin geçici olmayacağını biliyordu. Emelia'nın kendisine başka birinden hoşlandığını söylemediği için biraz kızgın ve Claire kocasının onun arkasından neler çevirdiğini bilmediği için üzgündü.

Harry onun yanına geri dönene kadar Emelia gelmişti.

"Çatı katında geçirmek için uzun bir süre, ha?" diye sordu Harry kapalı kapının kulbuna yaslanarak.

"Evet, şu an sadece uzanmak istiyorum," dedi Emelia yatağına uzanırken. Yandaki küçük ışığı kapattı ve Harry ona doğru yürüdü.

"İçki içmişsin,"

"Sadece bir bardak," Emelia suratını ona çevirdi. Yüzleri birbirine çok yakındı ve Harry'nin tek istediği o üzgünken onu öpmekti. Bu sayede biraz olsun mutlu olabilirdi.

"Neden?" diye sordu ve kolunu onun boynununa koydu.

"İhtiyacım varmış gibi hissettim."

"Lütfen bir daha içme," Harry onun kulağına fısıldadı.

"Geri geldiğin için mutluyum,"

Harry sadece başını salladı ve tüm oda sessizlikle doldu. Bir süre sonra uyuya kaldı. Sessizce kalktı ve üzerine bir örtü örttü. Onunla daha sonra her şey hakkında konuşmaya karar vermişti.

"İyi geceler," diye fısıldadı, onun duymayacağını bilse bile. Odadan ayrılmadan önce alnına ve dudağının biraz kenarına bir öpücük bıraktı.

wow, olaylar,olaylar! *-*

French Braids  [Türkçe]Where stories live. Discover now