yirmi iki

3.1K 268 14
                                    


"Bunları yemek zorundasın," Harry, Emelia'ya bakarak içini çekti.

Emelia omzunu silkerek konuştu. "Aç değilim."

"Hiçbir şey yemedin ve saat öğlen üç oldu. Bir şeyler yemen gerek Emelia."

Emelia'nın saçları darmadağınık ve gözleri kan çanağı gibiydi.Kendisi gibi gözükmüyordu. Çarşafa sarılmış bir şekilde kafasını tekrar yastığa gömdü.

"Bitanem, tüm gün boyunca yatakta olamazsın."

"Sadece biraz yalnız kalmak istiyorum." diye mırıldandı.

Harry eğildi ve yavaşca onu başından öptü. "Hadi tatlım, kalk artık."

Emelia gözlerini araladı ve başını yastıktan kaldırdı. Harry elleriyle suratındaki saçları geri itti ve onun güzel yüzünün ortaya çıkmasını sağladı.

Yan taraftaki masanın üzerinde duran tabaktan tostu aldı ve bir parça kopararak Emelia'ya uzattı. "Bunu yemeni istiyorum."

Emelia içini çekerek tostu elinden aldı, ısırdı ve yavaşça çiğnemeye başladı. Harry başında dikilip onu izliyordu. Emelia dizlerini kendine çekerek oturdu.

"Emelia, herkesi kendinden uzaklaştırarak bir şeye varamazsın, konuş benimle."

"Babamın söylediği şeylere hala inanamıyorum. Anneme paranoyaklaştığını ve başka kimsenin olmadığını falan söyledi." diye fısıldadı. "Tanrım. Annem öğrendiğinde suratını görmeliydin. Ona önceden söylemeliydim, bu şekilde anlamasına izin vermemeliydim. Daha iyi bir evlat olmalıydım."

"Daha kaç kez sana kendini suçlamaman gerektiğini söyleyeceğim? Ne olursa olsun, bunların hiçbiri senin hatan değil Emelia. Bunu sana söyledim."

"Anlamıyorsun Harry. Bu benim hatam, bunu öğrendiğimde babamı durdurmalıydım. Ona bir şeyler söylemeliydim."

"Asıl baban, eşini aldatmayan daha iyi bir adam olmalıydı. Kendine bu kadar yüklenmekten vazgeç."

Emelia hiçbir şey söylemedi. Sadece ellerini başının arasına alarak arkasına yaslandı. "Annemin suratı aklımdan çıkmıyor ama."

Harry onu yanağından öptü. Sonra arkasına yaslandı ve içinden onu nasıl mutlu edebileceğini düşünmeye başladı. Tüm bu berbat şeyleri, kısa bir süreliğine de olsa unutturmak istiyordu.

"Hadi, donmuş meyveli yoğurt almaya gidelim."

Emelia ona şaşırarak baktı. "Ne?"

"Donmuş meyveli yoğurt. Onları hala seviyorsun değil mi? İkimiz için de iyi olur."

"Dışarısı neredeyse eksi elli derece."

"Ne yani, hiç soğuk bir günde, soğuk bir şeyler yemedin mi? Ciddi misin?"

"Hiçbir şey yapmak istemiyorum."

"Bak Emelia, yalnız kalmak istemeni anlıyorum, tamam mı? Ama bazı nedenlerden dolayı seni yalnız bırakamam. Benden nefret edebilirsin ya da sinir bozucu olduğumu söyleyebilirsin ama şimdi donmuş meyveli yoğurt almaya gidiyoruz ve muhtemelen hasta olacağız çünkü dışarısı neredeyse eksi elle dereceyken bunu yemememiz gerek."

"Resmen kendinle çelişiyorsun." diye mırıldandı.

Harry gözlerini devirdi. "Hadi, kalk artık."

"Senin kıyafetlerini giyiyorum. Böyle dışarı çıkamam."

"Sanki kötü bir şeymiş gibi söyledin." diye gülümsedi Harry.

French Braids  [Türkçe]Where stories live. Discover now