kaçak damatlar

By lovescaiy

370K 41K 21.6K

"Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" Üç genç ve takım elbiseli adam bir anda bağırdığı... More

başlangıç
üç damat?
Seul
boya-badana
hoş geldiniz yemeği
3RACHA?
kayıt
bir takım yavşaklıklar
yanık
sorular
kola
karpuz gibi
yumurta çırpmadın mı
Changbin
kaçak damat
cumartesi
hyunjin
sabrımı sınama
pamuk şekeri
MAMA
tutuklamasınlar beni!
hastane
güzel hissettiriyor
Chan Bey
ders ders ders ders
stres
keyif meselesi
bebek ekmek
istiyorum
kutlama
imalar
Woody
soğan
deneme
aile
Noel
kar
ağabey
kedi
randevu
randevu 2
deniz
boğuşulan anılar
Christopher'ın odası
tuhaf izin
ilk sefer
havuz partisi
final

olgun erkek

5.1K 570 172
By lovescaiy

"Yang Jeongin! Artık ağlaması kesip beni dinler misin?" Hyunjin dakikalardır sakinleştirmeye çalıştığı sevgilisine ister istemez sesini yükselttiğinde Jeongin elini ağzına bastırarak ona döndü. Hyunjin ağzının içinde küfür mırıldanıp, küçük bedeni kendisine çekerek derin bir nefes aldı.

"Güzelim, neden ağlıyorsun?" Hyunjin, Chan'ın yaptığını yaparak, sevgilisine sakince sorduğunda Jeongin derin bir nefes almış, iç çekmiş ve ardından sevilisine daha sıkı sarılmıştı. Hyunjin bedenine iyice yaslanan ufak bedeni kendinden ayırıp gözlerinin içine baktı. "Bana neden ağladığını söyleyebilir misin, tilkim?"

"Sene boyu çalıştım ama hiçbir şey hatırlamıyor gibi hissediyorum, batıracağım kesin." Hyunjin derin bir nefes alıp sevgilisinin gözyaşlarını sildi.

"Dünyanın sonu değil ya, en kötü ihtimalle kazandığın puanla özel bir üniversiteye yerleşirsin." Jeongin burnunu çekip omuz silkti.

"Ben, zengin züppe olmak istemiyorum. Ama devlet üniversitesi de kazanamam." Hyunjin, ıslak yanakları yavaşça öptü.

"Kazanabilirsin, neden kazanamayacaksın? Hadi bak, sakinleşip uyuyalım. Sabah sınava gideceğiz." Jeongin duyduğu son cümleyle tekrar surat asarken Hyunjin küçük bedeni kucağına çekip dudaklarını öptü.

"Eminim sesin Seungmin'e de gidiyordur ve o da stresleniyordur. Sadece sakinleş lütfen." Hyunjin, kucağında yan bir şekilde oturup başını boynuna yaslayan çocukla beraber yatakta hafifçe sallanırken bebek gibi Jeongin'in bacağını pışpışlıyordu.

"Bebek miyim ben Hyunjin?"

"Hm, bizim bebeğimizsin sen. Sen ağlayınca çok üzülüyoruz." Jeongin göz devirse de, sevgilisinin boynundan ayrılmayıp gözlerini kapattı.

"Bana şarkı söyler misin?"

"Ninniye ne dersin?" Jeongin hafifçe sevgilisinin boynuna başıyla vurup gülümsedi.

"Alay ediyorsun benimle."

"Çok tatlısın." Dudaklarını sevgilisinin alnına bastırıp geri çekti. "Gerçekten ninni söyleyeyim mi?"

"Saçmalama be. Sadece güzel bir şarkı, sakinleştiren bir şeyler işte..." Hyunjin sallanmaya devam ederken aklına gelen ilk şarkıyı söylemeye başlamıştı. Jeongin onu dinlerken ve sallanırken iyice mayışmış, gözlerini açamayacak hale gelmişti. Hyunjin şarkıyı bitirirken sevgilisinin uyuduğunu düşünerek burnunu öptü.

"Güzelim benim, çok seviyorum seni. Ağlama bir daha." Jeongin hafifçe gülümseyerek uykuya direnmeyi bırakmış ve Hyunjin'in omzunda uyuyakalmıştı.

Sabah, Seungmin ve Jeongin iki gençten oldukça sonra uyanmışlardı. Chan kardeşini uyandırıp, onu kısa bir süre içinde severek gülümsetmiş ve yatağından kaldırıp elini yüzünü yıkayarak mutfağa geçmesini söylemişti. Ardından odasında uyumaya devam eden sevgilisini uyandırmış, bir süre onu öptükten sonra gülümsetmek için ufak öpücüklerle onu sevdiğini mırıldanıp durmuştu. Seungmin'i de gülümsemeyi başardıktan sonra mutfağa geçmişti. Hyunjin ve Jeongin onları bekliyordu.

"Sınav yerleri çok uzak. Ben sınavımda senin de olmanı istiyordum." Jeongin sessizce konuştuğunda Chan ellerini dudaklarına götürdü. Sessiz olması gerektiğini anlayan Jeongin surat asarak arkasına yaslandığında Hyunjin sevgilisine baktı yakandan bir kırgınlıkla.

"Beni istemiyor musun, oysaki dün gece seni uyutan bendim. Ayıp, kırıldım."

"Hayır, öyle değil! Hyunjin, üzme beni. Tamam, sen gel sadece istemiyorum kimseyi." Jeongin sevgilisinin koluna sarıldığında Chan gülümseyip arkadaşına göz kırptı. Pekala, ufak bir şımarma kaosunu atlatmışlardı.

Seungmin de gelip Chan'ın zoruyla kahvaltı yaptığında hazırlanıp evden çıkmışlardı. Chan, Hyunjin'in arabasına geçen kardeşine öpücük attığında Jeongin gülümseyerek ona ve Seungmin'e kalpler göndermişti. Dört genç yerlerine yerleştiğinde uzunca bir süre trafikte birbirlerinin önüne geçmeye çalışıp durmuş, ardından sinyalleşerek yolları ayırmışlardı. Üniversitelere ulaştıklarında beklemeden içeri girmişlerdi.

Üç saatlik stres dolu bekleyiş ve sınavın ardından Seungmin sınavdan çıkıp hiçbir şeyi umursamadan koşarak Chan'a ulaşmıştı. Chan, dengesini sağlayamayıp arabasına çarparken Seungmin hiçbir şey demeden genci öpmeye başlamıştı. Karşılık almaya başladıktan biraz sonra geri çekilip nefes nefese sevgilisine baktı.

"İyiydi, iyi geçti. Takılmadım sorularda, endişelenmedim. Sonuç ne olursa olsun üzülmeyeceğime dair söz vermemi istemiştin, tutacağım. Üzülmeyeceğim, elimden gelenin daha fazlasını yapmaya çalıştım." Chan, heyecanla konuşan sevgilisine sıkıca sarıldı.

"Harikasın güzelim, kafeye geçelim mi?" Seungmin başıyla onayladığında arabaya binmişlerdi. Çalan telefonu anında açtılar.

"Ağabey! Sınavım güzeldi, Seungmin ağabeyin nasılmış?" Arabanın içinde yankılanan neşeli sesle gülümsedi iki genç.

"Güzeldi bebek, mezuniyetine katılmamakta ısrarcı mısın?" Seungmin konuştuğunda Jeongin kıkırdamıştı.

"Evet, mezuniyetimi sizinle Avustralya'da kutlayacağım. Gidiyoruz, değil mi? Seungmin ağabey?"

"Gideceğiz tabii ki, sınavlarımız güzel geçmiş." Chan gülümseyerek arabayı kafeye sürerken Hyunjin'in sesi duyulmuştu.

"Jeongin! Araba kullanıyorum."

"Çek sağa öpüşmemiz gerekiyor." Seungmin küçüğüne gülerken Chan yüzünü buruşturdu.

"Telefon hala açık!"

"Önemli değil, sanki bizi öpüşürken görmemişsin gibi korkutmaya çalış-" Daha sonrasında telefon kapanmıştı. Seungmin gülümserken başını cama yasladı.

"Nasıl bu kadar enerjik, çok yoruldum ben."

"Hormonları senden fazla çalışıyor güzelim."

"Yaşlı hissediyorum."

"Beni toprağa gömün o zaman." Seungmin gülerek sevgilisine baktı.

"Dedoş. Sana neden dedoş diyorlar?"

"Önceki sevgililerimle yaş farkımız çoktu. Biriyle 7 yaş mı ne vardı, yani bana kendini büyük olarak tanıtmıştı ve sonra hareketleri çok çocuksu geldiği için gizlice kimliğine bakmıştım." Seungmin ağzını ve gözlerini kocaman açıp, şokla sevgilisine bakarken Chan omuz silkti.

"Bundan sonra sadece olgun erkeklerle çıkacağım."

"Öyle mi, benden sonraki hedefin kaç yaşında olacak?"

"Sanırım 23. Sonraki sene 24 ve daha sonrasında 25." Seungmin kaşlarını çatarak sevgilisine baktı.

"22 yaşımı bitirdiğimde benden ayrılacak mısın?"

"Uzun zaman boyunca yakandan düşmeyeceğimi anlatmaya çalışıyordum ama sanırım sınav seni fazla yordu." Seungmin bir süre boşluğa bakıp anlamaya çalışmış, ardından dönüp sevgilisinin omzuna yumruk atmıştı. "Pislik!"

"Seungmin, araba kullanıyorum!"

"Çek sağa dayak yemen gerekiyor!" Chan kahkaha atmaya başladığında Seungmin de gülerek önüne dönmüştü.

"65 yaşında bir sevgilin olacak mı peki?"

"68 yaşıma kadar yaşarsam, olacak." Seungmin gülümsemesini gizlemeden başını koltuğa yasladı.

"Seni seviyorum dedoş."

"Sen de mi?"

"Onu, benden önceki liseliyle çıkmadan önce düşünecektin. Çocukmuş lan, çocuk!" Chan omuz silkti.

"Sevdiğim için çıkmıyordum, ilk sevdiğim sevgilim sensin. Onu korumak istemiştim ve daha sonra yalanımdan geri dönemedim. Garip şeyler, bazen insanlara yardım etmeye çalışırken zor durumda kalabiliyorum."

"Dedoş olduğun gerçeği değişmiyor."

"Seungmin."

"Ben de seni seviyorum deseydin uyku pozisyonuna geçecektim." Seungmin büyüğüne dil çıkarıp koltuğunu hafifçe yatırdıktan sonra Chan ona dönüp gülümsedi.

"Uyu hadi, seni seviyorum."

"Ben de, kendimi seviyorum. Git liselilerle takıl sen."

"Sınavda beynini sıraya bıraktığını düşünüyorum."

"Yüzüne mor rengin yakışacağını düşünüyorum." Seungmin kapalı gözleriyle konulurken Chan uzanıp sevgilisinin elini tuttu.

"Seungmin, senden önceki 'liseliyi' kıskandığını söylersen çok ciddi kafa atarım sana."

"Hayır, onları unuttuysan problem yok." Chan sevgilisinin elini öptü.

"İşte bu yüzden kalan ömrümde olgun bir erkeği sevmeye devam edeceğim."

"Beni kendine tekrar aşık edebileceğini düşünüyorsan, doğru düşünüyorsun." İkisi gülüşürken Seungmin Chan'a yanaşıp yanağını öptü.

"Ailenle de tanışacak mıyım?"

"Tabii, onlar seni sevecektir." Hafif boğuk gelen sesiyle Seungmin bu konuyu daha önce hiç konuşmadıklarını fark etmişti. Chan, ne kadar imaları anlasa da sevgilisine ailesi hakkında hiçbir şey söylememişti.

"Chan, ailen hakkında hiçbir şey bilmiyorum."

"Biliyorum, anlatmadım çünkü. Her seferinde konuyu değiştirdim. Ölen bir aileyi sana anlatsam ne değişirdi ki?" Seungmin'in gülümsemesi solarken Chan ona göz ucuyla bakmıştı. Gülümseyerek elini öptü.

"Üzülme, ölüm var olan bir şey. Döngüye tekrar girebilmek için benim gördüğüm bedendeki görevlerini tamamladılar. Her bedenin bir görevi vardır sonuçta, değil mi? Belli bir amaç için insanların hayatına girer ve çıkarız."

"Üzgünüm, aileni bu şekilde sormamalıydım."

"Sorun değil bebeğim, hiç değilse Jeongin Avustralya'ya gitme fikrini ortaya attığından beri sana anlatmalıydım, neredeyse bir senedir beraberiz ve sana Avustralya hakkında hiçbir şey söylemedim." Chan, tuttuğu eli hafifçe okşarken yan yola geçmişti.

"Üzülmüyor musun?"

"Elbette üzülüyorum ama oturup ağlayacağım yaşı çoktan geçtim. Jeongin bile ağlamaz. Zaten 13 yaşından beri benimle, yokluklarını hissettiğini sanmıyorum." Seungmin başıyla onayladığında Chan hafifçe elini sıktı.

"Ağlayacak mısın?"

"Dalga mı geçiyorsun?"

"Tam olarak öyle yapıyorum. Üzülme, bu senin üzüntün değil." Seungmin yanındaki bedene garip bir bakış attı.

"Bütün olayları farklı açılardan yorumluyorsun ve ben ne diyeceğimi şaşırıyorum."

"Seni engelliyorum çünkü. Boş ver, ailem öleli on sene oldu neredeyse, oraya gideceğiz ve benim Kore'ye dönebilmek için sattığım evi kiralayacağız ve bir hafta tatilin tadını çıkaracağız." Seungmin burukça gülümsedi.

"Olgun erkeklerden gerçekten hoşlanıyorum." İkisi de dediği şeye gülümsediğinde Chan arabayı kafenin önüne park etmişti.

Olgun erkekler, ikisi için de ilgi çekiciydi.

Continue Reading

You'll Also Like

39.6K 6K 22
{Tamamlandı} Korede 'Kaderinizi Gösteren' adlı yeni bir fotoğraf kabini halkın kullanımına sunuldu. Fotoğraf kabininde tek fotoğraf çekiliyorsunuz v...
21.6K 1.9K 21
Hyunjin ve Jeongin aileleri yüzünden zorla ayrılır. Aradan 6 yıl geçtikten sonra Jeongin özlemine dayanamaz ve sevgilisini sosyal medya üzerinden ara...
17.9K 2.5K 20
bilinmeyen: aşk bazen insanı yüzsüz yapabiliyor bilinmeyen: sen de ben de bunu çok iyi biliyoruz bilinmeyen: deli gibi kırılmama rağmen yazıyorum hal...
39.5K 3.6K 35
"Dudakların uyuşturucudan daha fazla bağımlılık yapıyor Lee Minho" __________ Bazı insanlar bazı insanlara yara bandı olarak gönderilirdi bu dünyaya...