kaçak damatlar

By lovescaiy

370K 41.1K 21.6K

"Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" Üç genç ve takım elbiseli adam bir anda bağırdığı... More

başlangıç
üç damat?
Seul
boya-badana
hoş geldiniz yemeği
3RACHA?
kayıt
bir takım yavşaklıklar
yanık
sorular
kola
karpuz gibi
yumurta çırpmadın mı
Changbin
kaçak damat
cumartesi
hyunjin
sabrımı sınama
pamuk şekeri
MAMA
tutuklamasınlar beni!
hastane
güzel hissettiriyor
Chan Bey
ders ders ders ders
stres
keyif meselesi
bebek ekmek
istiyorum
kutlama
imalar
Woody
soğan
deneme
aile
Noel
kar
kedi
randevu
randevu 2
deniz
olgun erkek
boğuşulan anılar
Christopher'ın odası
tuhaf izin
ilk sefer
havuz partisi
final

ağabey

5.9K 619 290
By lovescaiy

Chan koltuktan doğrulup esneyerek belini ve sırtını kütlettikten sonra elini yüzünü yıkamaya gitmişti

Dün gece, Jeongin ve Seungmin uyanmayınca salonda yatmış, Hyunjin'i de Jeongin'in yatağına göndermişti.

Banyodan çıkıp kahvaltıyı hazırladıktan donra Hyunjin'in kaldığı odanın kapısını çalmış, olumlu mırıltılar duyunca kahvaltıya gelmesini söyleyip kendi odasına girmişti.

Jeongin, Seungmin'in göğsüne yatmıştı, birbirlerine sıkıca sarılıyorlardı. Chan gülümseyerek yatağa çıkıp Seungmin'in dudaklarını yavaşça öptü.

Seungmin, dudaklarındaki baskıyla gözlerini aralarken Chan küçüğünün alt dudağını yavaşça emmiş, Seungmin karşılık vermeye başladığı an geri çekilip kardeşinin beline dokunmuştu. "Bebek ekmek, uyan hadi."

Jeongin, dünden beri vazgeçmediği anlamsız mırıltılarıyla Seungmin'e daha sıkı sarıldığında Seungmin gülümseyip küçüğünün saçlarını okşadı.

"Nerede yattın sen?"

"Koltukta."

"Jeongin'i odasına götürseydin ya..." Başını geriye atmış, yutkunmuştu. O kadar çok uyumuştu ki algıları açık sayılamazdı.

"Sarılıyordunuz birbirinize, ayırsam uyanırdın. Sorun değil hem, sanki ilk defa mı koltukta uyuyorum." Chan, sevgilisini tekrar öpüp kardeşini dürttü.

"Uyan da sevgilimle oynaşayım." Seungmin gülerek sevgilisinin eline vurdu.

"Elleme çocuğu ya, zaten okulu yok."

"Ulan bana ne, yoksa gitsin yatağında uyusun." Jeongin gözlerini kısıkça açıp ağabeyine baktı. "Gitmiyorum işte, ağla." Bacağının Seungmin'in bacağının üzerine attığında Seungmin küçüğünü hafifçe yukarı çekip sıkıca sarıldı.

"İkinizi de mi yiyeyim, hm?" Chan üstlerinden geçip Jeongin'i Seungmin'le arasında bırakarak arkasından sarılıp ensesini öperek gıdıklamaya başladığında Jeongin kahkaha atarak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Sanki başarabilirmiş gibi eliyle vücudunu korumaya çalıştı.

Seungmin de gülerek onlara katıldığında Chan sevgilisine de saldırmıştı. İki sevdiği gencin kahkahaları odasını doldururken gülümseyerek onları izliyordu. Yorulduğunda durup kardeşini kocaman öptükten sonra Seungmin'e baktı. "Jeongin'i göndereyim, senin öpücüğün sonra."

İki genç nefes nefese ve dağılmış tipleriyle yatakta uzanırken Jeongin yataktan kalkıp saçlarını düzeltti.

"Gidiyorum, istenmediğim yerde durmam, hah!" Yataktan yere atlayıp odanın kapısını kapatarak bağırmaya başladı. "Hyunjin! Sevgilim! Beni kovdular, sevsene beni!" Chan kardeşine gülerek yatakta Seungmin'e yanaştı.

"Ne yaptın ettin gönderdin çocuğu." Chan sevgilisine sarılıp başını boynuna yasladı.

"Gece boyu sarıldı sana, benim mi sevgilimsin arkadaşlarımızın mı belli değil. Flört eden edene."

"Şeker gibi çocuğum." Chan gülerek sevgilisinin boynunu öptü. "Seni şeker sanıp satmadıklarına dua et bu yaşına kadar."

"Yuh, ben onu kast etmemiştim." Chan gülerek burnunu yumuşak tene sürttüğünde Seungmin gülerek sevgilisini kendinden uzaklaştırdı. "Dur ya, gıdıkladın yeterince."

"Hadi kahvaltı yapalım." Chan yataktan kalkarken Seungmin üzerinde kalın pijamaları çıkarıp daha incelerini giydi.

"Terlemişim uyurken."

"Kardeşime ahtapot gibi yapışırsan..." Chan hala söylenirken Seungmin gülerek sırtına atladı.

"Kıskandın mı?"

"Evimde kaldın ama kokunla uyumadım, kıskanır mıyım hiç?" Chan, ellerini sevgilisinin bacaklarına koymuş, onu hafifçe zıplatıp mutfağa girmişti. Jeongin ve Hyunjin masaya oturmuş onları bekliyorlardı.

"Sevgilimi dün gece çaldığın için yastığındaki kokusuyla yetindim. Hırsız." Seungmin bacağına vuran arkadaşıyla gülüp Chan'ın sırtından inip dil çıkardı.

"Çok da güzel sarılarak uyuduk."

"Çok rahattı." Jeongin büyüğüne öpücük attığında Seungmin göz kırpmıştı.

"Yok sana çikolatalı ekmek. Ben dün sana yemek yedireyim, sen git gece Seungmin'le uyu. Seungmin yapsın sana ekmek." Hyunjin çikolata sürdüğü ekmeği ısırdığında Jeongin durup bir süre bakmış ve ardından gülmeye başlamıştı.

"Seungmin ağabeyden de kıskanmazsın!"

"Kıskanmadım zaten."

"Eminim öyledir." Seungmin alay ederken Chan'ın elini bacağında hissetmesiyle durup ona baktı, ardından ağzına yemek attı.

"Yuh, bu nasıl bir otorite?" Hyunjin şaşkınlıkla konuşurken Jeongin ne olduğunu anlamamış, önce Hyunjin'e ardından Seungmin'le ağabeyine dönmüştü.

"Ne kaçırdım? Alt tarafı çikolata sürüyordum."

Hyunjin gülerek ısırdığı ekmeği uzattı. "Hiçbir şey güzelim, ısır." Jeongin elindeki bıçak ve ekmeği bırakmadan Hyunjin'in uzattığı ekmekten büyükçe ısırdığında Hyunjin gülerek ekmeği tabağına bıraktı.

"Madem yemeyecektin niye artistlik yapıyorsun?" Jeongin bıçağını ona doğrulttu. "Öldürürüm seni çocuk."

"Şiddetli geçimliliğiniz var." Seungmin şaşkınlıkla konuşurken Hyunjin omuz silkti.

"Senin sevgilin yaşlıysa ben ne yapayım?"

"Sensin yaşlı, gayet yerinde yaşı." Seungmin elindeki bıçağı arkadaşına doğrulttuğunda Hyunjin gülüyordu.

"Knives out!"

"Kalk git masamdan." Chan, gülerek arkadaşını kovduğunda Hyunjin ona dil çıkarıp çayından içti.

"Seung, eve nasıl dönmeyi düşünüyoruz?"

"Düşünmüyorum. Yol çalışmalarını yapamayacakları kadar çok yağmış, buradan arabaya giderken bile kıçımıza kadar ıslanırız."

"Yaşasın! Bu gece de buradasınız!" Jeongin heyecanla konuştuğunda Chan gülümseyerek sevgilisinin yanağından makas aldı.

"Harika bir karar."

"Biliyorum bebeğim, hepsi seninle uyumak için."

"Lütfen sadece uyuyun, minik bebeğim için çok fazla bazı şeyler." Jeongin sevgilisinin eline vurup ağabeyine dönerek sevgilisini işaret etti.

"Benimle dalga geçiyor."

"Geçmiyorum, onlara ima yapıyordum."

"Bana ne, geçti. Geçmedi mi Seungmin ağabey?"

"Bilemedim, geçti mi?" Seungmin tek kaşını kaldırıp arkadaşına bakarken Hyunjin ters bir bakış attı.

"Geçmedim dedim ya. Güzelim seninle dalga geçsem kendimle de geçmiş olurum. Sana çocuksun esprisi yapsam ben de pedofili esprisi yemeye hak kazanırım. Değilsin zaten, liseli bir gençsin."

"Bir daha bana çocuksun esprisi yaparsan bütün dünyaya pefofiliymişsin gibi ihbar yapar seni hapse attırırım." Chan kardeşi ve sevgilisinin atışmasını izlerken göz devirdi.

"Ne uzattınız? Hyunjin bize laf çarpıyordu beneğim, senlik bir durum yoktu. Kalkın gidin ders çalışın sinirleniyorum." Chan masadan kalkan kardeşine öpücük attığında Jeongin ona dil çıkarmış ve odasına gitmişti. Hyunjin bir kupa çay daha alıp peşinden giderken mutfak yine Chan ve Seungmin'e kalmıştı.

"Neden öyle yaptın?"

"Ne yaptım?" Chan elindeki tabakla durup sevgilisine baktığında, Seungmin elindeki kahvaltılıkları dolaba koyup tezgâha yaslanmıştı.

"Öyle işte. Bacağımı sıkıp susmamı işaret ettin, neden?"

"Hyunjin neden Jeongin'i senden kıskansın? Birbirinize düşman olmaya çalışıyorsan emin adımlarla ilerliyorsun."

"Şakalaşıyorduk."

"Şakayı anlamayacak kadar kıskanılmaya açık bir konuydu." Chan ilerleyip sevgilisine sarıldı.

"Şakaydı."

"Peki, sen neden sustun? Beni görmezden gelerek devam edebilirdin." Chan, sırtını sevgilisinin göğsüne yaslarken Seungmin omuz silkmişti.

"Elle tutulabilecek kadar somut bir otoriten vardı. Karşı gelmek istemedim." Chan ellerini durulayıp kâğıt havluyla duruladıktan sonra sevgilisine döndü.

"Dediklerimi seçerek yapman çok hoşuma gidiyor."

"Birey olduğumu unutmayıp arada dişlerimi çıkarmam daha çok hoşuna gidiyor." Seungmin gülerken Chan başıyla onayladı.

"O güzel dişlerini göstermeye ne dersin?"

"Ders çalışırız diye düşünmüştüm." Seungmin nazlanmaya başladığında Chan gülerek sevgilisini öptü.

"Pekâlâ, önce ders çalışalım." Seungmin başıyla onaylayıp odaya ilerlediğinde kitaplarının yanında olmadığını fark etmişti.

"Ya, kitabım yok."

'Jeongin'in kitaplarından alırız."

"Olur mu ki?" Seungmin kararsızlıkla konuştuğunda Chan derin bir nefes aldı. "Odasında fotokopisini çekerim beneğin, olur mu?"

"Evet, olur. Çözeceği kitapları karalamak istemiyorum." Chan başını iki yana sallayarak kardeşinin odasına girdi.

Genzine kaçan havayla öksürük krizine girerken, Jeongin utanarak Hyunjin'i itmişti.

Hyunjin yüzünü yatağa bastırırken Chan sonunda nefes alabilmiş ve fizik kitaplarından herhangi birini eline alarak yazıcıdan birkaç sayfasını kopyalamıştı. Odadaki tek ses yazıcının kartuşlarından geliyordu.

"Şey..."

"Seungmin'le ders çalışacağız. Kitapları yokmuş, onda olmayan bir kaynaktan seçiyorum. İyi miydi bu kaynak?" Chan, sanki kardeşini Hyunjin'in altında görmemiş gibi davranırken Jeongin oldukça gergindi.

"İyi, yani, tam çözemedim ama herkes beğeniyor." Chan başıyla onaylayıp yazıcıdan çıkan son kâğıdı da aldıktan sonra kitabı yerine bırakıp odadan çıkmıştı. İçine sıkışan nefesi sakinleşmek adına yavaşça verirken odasına girmiş, kapıyı arkasından kapatıp sıcak kâğıtları sevgilisinin önüne bırakmıştı.

"Ne oldu?"

"Hiç hoş şeyler görmedim." Chan yatağa kendini sırt üstü bıraktığında Seungmin kaşlarını çatarak ona döndü.

"Ne gördün Chan?"

"Hyunjin, kardeşimin üstüne çıkmış onu öpüyordu ve durdukları pozisyon, elleri... Sinirli miyim, kırgın mıyım, kızgın mıyım yoksa koruma içgüdümle kıskançlığım mı çakışıyor, çözemedim." Seungmin dudağını düşleyerek büyüğünü izlemeye devam etti.

"Yani, aynı yatakta uyumaları falan sorun değil, öpüşmeleri mi sorun? Sıkmıyor musun sence de?"

"Hayır, güzelim, karşı çıkmıyorum. Jeongin'e ne kadar çocukmuş gibi davransam da verdiği kararlara saygı duyuyorum ve verebileceği en mantıklı kararları veriyor zaten. Sadece, hoşuma gitmedi."

"Muhtemelen seninle seviştiğimi duyabilse, ağabeyimin de hoşuna gitmezdi. Bütün ağabeyler aynı model." Seungmin önüne dönüp kalemlikten kalem alırken kâğıtları incelemişti, geçen hafta anlattığı konulardı.

"Pekâlâ, ders çalışmaya başlayalım. Düşündükçe daha da çirkinleşiyor." Chan yerinden kalkıp sevgilisinin yanına oturduğunda Seungmin dönüp dudağına kelebek bir öpücük bıraktı. "Önemli olan Jeongin'in nasıl hissettiği. Eğer mutluysa ve pişman olmayacaksa sen de içini ferah tut. Ben bu soru tarzını çözemiyorum bu arada." Seungmin ürün yerleştirmesini yapıp tekrar ders çalışma robotuna dönerken Chan onun saçlarını karıştırarak gücümsemiş ve yan odada utançla Hyunjin'den kaçan kardeşini düşünmemeye çalışmıştı.

"Bir daha, bileklerimi başımın üzerine sabitleyip belimi kavrayarak öpme beni."

"Hadi ama Chan kızsa ortalığı ayağa kaldırırdı."

"Hyunjin, hoşuma gitti ama ağabeyimden çok utandım. Üstümdeydin, üzerimdeki tilki pijamam olmasa götüm başım açılmış şekilde yatıyor olurdum." Hyunjin sonunda odada kendinden kaçan çocuğu belinden yakalayıp öne eğilerek boynunu öptü.

"Kızmadı diyorum. Kızsa beni gözleriyle öldürürdü."

"Ama hiç hoşuna gitmedi."

"Senin aksine." Jeongin aynadan göz göze geldiği gençle bakışlarını kaçırdı.

"Az daha inleyecektim. Ağabeyimin yüzüne nasıl bakacağım?" Hyunjin küçüğünü çevirip kucağına aldığında Jeongin kollarını sevgilisinin boynuna doladı.

"Görmemiş gibi devam eder, sen de basılmamışız gibi devam et. İyice sindirdiğinde bir şey söyler illa ki." Jeongin küçüğünü yatağa oturtup az önce kenara attıkları kitabı kucaklarına çekti. "Çalışmaya devam edelim bebeğim."

"Çok rahatsın."

"Sülalem rahat. Akşam yemeğinde laf çarpıtmazsa emin ol sindirememiş olur. Sadece sakinleş ve kitaba odaklan, ders çalışıyoruz artık."

"Bir daha beni evde öpmene izin vermeyeceğim." Hyunjin inanırmış gibi bir tepki verdikten sonra yeni konuyu anlatmaya başlamıştı. İkisi de on dakika öncesini boş verip konuya yoğunlaştı.

Continue Reading

You'll Also Like

70.1K 11.1K 28
{Tamamlandı} Arkeolojik kazı çalışmalarına büyük bir hevelse katılan arkeolog Kim Seungmin bir gün evinin karşısındaki adanın hikayesini duyduğunda o...
335K 31.2K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
39.7K 6K 22
{Tamamlandı} Korede 'Kaderinizi Gösteren' adlı yeni bir fotoğraf kabini halkın kullanımına sunuldu. Fotoğraf kabininde tek fotoğraf çekiliyorsunuz v...
63K 9.9K 17
Chan şehrin farklı yerlerinden geçerken şarkı önerileri bırakarak insanların günlerini güzelleştirdiğine inanıyordu. Felix ise onunla aynı şehrin sok...