kaçak damatlar

Autorstwa lovescaiy

370K 41.1K 21.6K

"Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" Üç genç ve takım elbiseli adam bir anda bağırdığı... Więcej

başlangıç
üç damat?
Seul
boya-badana
hoş geldiniz yemeği
3RACHA?
kayıt
bir takım yavşaklıklar
yanık
sorular
kola
karpuz gibi
yumurta çırpmadın mı
Changbin
kaçak damat
cumartesi
hyunjin
sabrımı sınama
pamuk şekeri
MAMA
tutuklamasınlar beni!
hastane
güzel hissettiriyor
ders ders ders ders
stres
keyif meselesi
bebek ekmek
istiyorum
kutlama
imalar
Woody
soğan
deneme
aile
Noel
kar
ağabey
kedi
randevu
randevu 2
deniz
olgun erkek
boğuşulan anılar
Christopher'ın odası
tuhaf izin
ilk sefer
havuz partisi
final

Chan Bey

7.5K 794 310
Autorstwa lovescaiy

Chan, çalan alarmını susturup Seungmin'in üzerine attığı bacağını yavaşça okşayarak onu izliyordu. Güzel bir sabahtı.

Dün akşam, ateşli öpüşmelerinin ardından, Chan ileri gitmemek adına geri çekilip Seungmin'e aldığı çikolatayı vermişti. Seungmin, sanki içinden haşin bir erkek çıkmamış gibi, tatlı tatlı çikolatasını yerken Chan onun kıyafetlerinden bir şeyler giyip yatağa girmiş, Seungmin'in inatla yedirmeye çalıştığı çikolataları yememek için çabalamıştı fakat kazanan Seungmin olmuştu. Ardından sohbet edip, arada birbirlerini öperek uyuyakalmışlardı ki, Chan, neredeyse tüm hayatı boyunca uyuduğu en uzun uykudan uyanmıştı.

Chan, Seungmin uyanmadan gitmeme kararı alıp sevgilisini izlemeye başlamıştı ki Seungmin'in alarmı çalınca uzanıp onu da kapatarak dudaklarını Seungmin'in dudaklarına bastırdı. Seungmin uykusu açılmasa da yarı uyanık haliyle dudaklarını araladığında Chan gülerek geri çekildi. "Günaydın güzelim, işe gitmemiz gerekiyor." Seungmin birkaç mırıltı çıkarıp Chan'a sıkıca sarıldı.

"Keşke gerekmese, ne olur yani akşama kadar yatsak şöyle." Chan elinin altındaki pürüzsüz tene hafifçe vurdu.

"Ben gitmesem olur ama sen gitmesen Felix seni boğazlar." Seungmin dudak büzüp, yastıktan başını kaldırmadan ona baktığında Chan yaslandığı elini başından çekip dağılmış saçları düzeltti.

"Keyfim kaçtı."

"Emin ol Felix, boynundakileri anlatırken çok keyiflenecek." Seungmin gözlerini kocaman açıp ellerini boynuna koyarken Chan sevgilisinin yanağını öpüp, yataktan kalktı.

"Chan! Çok kötüsün!" Chan banyoya girerken gelen bağırışla gülerek kapıyı kapattı. "Yalan söylemişsin, ödüm koptu Felix'in sorularına maruz kalacağım diye."

"Yani iz bıraksam hoş olmaz mıydı?"

"Jeongin'e kötü örnek oluyorsun." Seungmin yine, sanki dün Chan'ın sınırlarını zorlayan o değilmiş gibi, utanıp kaçamak cevaplar verirken Chan'ın odaya girmesiyle hızla odadan çıkmıştı.

Chan, dün çıkardığı kıyafetleri tekrar üzerine geçirip dağınık yatağı topladıktan sonra telefonunu eline alıp gelen mesaj ve mailleri kontrol ederken Seungmin odaya girmiş, üzerindekileri çıkarıp dolabın önüne oturmuştu.

"Ne giysem ki, acaba Hyunjin'den mi giysem." Dolabın aynasından kendisine dik dik bakan sevgilisiyle göz göze geldiğinde Chan konuştu.

"Giy tabii, çok yakışıyorlar." O kadar tehditkâr bir tonda söylemişti ki, Seungmin'in onu kızdırma isteği kaçmıştı. Chan, çok baskın bir karakterdi.

Seungmin dolabından kot pantolon ve kazak alıp giyindikten sonra Chan'la beraber aşağıya inmişlerdi.

"Beni bırakmasan mı?"

"Felix'ten niye bu kadar çekiniyorsun? Gözlerimizin önünde Changbin'i boynundaki zincirlerden çekip öpmese hak vereceğim ama..." Chan Seungmin'in arabaya binmesini beklerken konuşunca Seungmin gözlerini kaçırdı.

"İşte, bu yüzden çok açık konuşuyor. İma bile değil, açık açık söylüyor."

"Maalesef güzelim, bunu durduramayacağımıza göre bugün seni bırakmam daha iyi olur. Daha sonra sana neden seni bıraktığımı sorar ve sen de gece sizde kaldığımı, sevgili olduğumuzu ve çikolata yiyip uyuduğumuzu söylersin. Felix de artık ima yapmayı keser çünkü için içinde resmi olarak ben olmuş olurum. Bu kadar, bin şimdi. Çenem yoruldu." Chan arabaya bindiğinde Seungmin de çantasını kucağına alıp oturmuştu.

"Bugün hastanede kalacağım." Seungmin araba ilerlerken konuştuğunda Chan onayladı.

"Seni bırakırım. O saatte boş otobüs bulamazsın."

"Kendim-"

"Gidebilirsin ama ben seninle 5 dakika bile olsa vakit geçirmek istiyorum. O yüzden ben bırakırım." Seungmin gülerek dışarıya döndü.

"Pekâlâ, bu çok ikna ediciydi." Chan da gülerek arabayı kafenin önüne çektiğinde Seungmin inmek için kapıyı açmıştı ki Chan onu bileğinden yakalayıp durdurdu.

"Öpücük?"

"Felix?"

"Seungmin." Seungmin yanaşıp hızlıca sevgilisinin dudağına öpücük bıraktıktan sonda koşarak kafeye girmişti. Chan arkasından gülümseyerek şirkete sürmeye başladı, Seungmin yüzünden çoktan geç kalmıştı bile.

~~~

"Chan Beyler henüz gelmediler."

"Changbin veya Jisung da mı yok?"

"Varlar Beyefendi ancak Chan Bey o olmadan sizinle konuşmamaları için talimat verdi. Lütfen biraz daha bekleyin." Genç kadın sabırla konuşurken genç adam her an ortalığı dağıtacakmış gibi görünüyordu.

"Neden benimle ilgilenilmesi bu kadar zor? Nerede bu Chan?" Genç adam şirketin orasında bağırırken Chan şirkete girmiş, kaşlarını çatarak karşısındaki genç adama bakmıştı.

"Neler oluyor?"

"Chan bey, sizden biriyle görüşmek için tutturdu. Sakinleştiremedim Beyefendiyi."

"Efendiliği kalmamış pek." Chan kendinden küçük olduğu belli olan gence baktı kınarcasına. "Şirketin ortasında bağıracak kadar önemli olan derdin ne?"

"Benimle bir saat öncesi için randevun vardı ama ben bir saattir burada bekliyorum. Ne sen varsın ne diğerleri." Genç adam kelimelerine dikkat etmeden saygısızca konuşurken Chan derin bir nefes alıp ceketini çıkardı.

"Öyle mi? Daha fazla bekleyip yorulma öyleyse, evine gidebilirsin." Chan, genci arkasında bırakıp asansöre ilerlemişti. Genç adam şokla arkasından seslendi.

"Ne yani? Kayıt yok mu?"

"Anlaşma iptal, beyefendinin bize harcadığı bir saati için ödemesini yapıp kendisini gönderin Bayan Jung. Kendisiyle çalışmayacağım." Chan asansörün düğmesine basıp, açıldığında içine girerek genç olana göz kırptı.

"Başka ajanslarda daha saygılı olmayı unutmayın." Chan kapanan kapıyla en üst kata basmış, sırtını yaslayıp başını geriye atmıştı. Deli ediyordu onu egolu insanlar.

Asansör durduğunda her zaman boş olan kata çıkıp odasına ilerliyordu ki, Changbin'in stüdyosundan çıkan Jisung ona seslenip durmasını sağlamıştı.

"Oha, üstün değişmemiş ve saçların fönsüz. Nereden geliyorsun sen?"

"Kahvaltı yapmadım, siz yaptınız mı?" Jisung sorusunun kahvaltı sırasında cevaplanacağını anladığında yapmış olsa bile yapmadığını söylemişti. Biraz yiyebilirdi sonuçta.

"Felix bana bir şeyler yedirmeden evden çıkarır mı sence? Ama bir şeyler içerim." Chan başıyla onaylayıp stüdyosunu işaret etti.

"Ben üzerimi değiştirirken bir şeyler hazırlatır mısınız? Yiyelim beraber." Jisung arkadaşını onaylayıp olmayan sekreterin masasından aşağıyı ararken Chan odasına girmiş, duvarın içine yaptırdığı dolaptan yeni bir tişört ve farklı bir ceket alarak giyinip saçlarını düzeltmişti. Odasından çıktığı gibi toplantı odasına girip başköşeye oturdu. Jisung ve Changbin çoktan oturmuş, onu bekliyorlardı.

"Ee, nereden geliyorsun? Hastaneden geldiğinde bile duş almaya vaktin olmuştu."

"Seungmin'leydim." Tostundan ısırıp kahvesinden içtikten sonra boynunu kütletti.

"Harbi mi, ne yaptınız?" Jisung heyecanla sorarken Changbin aşağıdan ayağını dürttü.

"Hiç, çikolata yedik ve uyuduk."

"Channie, doğruyu söyle." Chan durup arkadaşına göz devirdi.

"Seungmin sen mi, ilk sevgili olduğumuz gece sevişmek istesin?" Jisung gözlerini kocaman açarken Changbin gülmüştü.

"Sonunda Jeongin'in çokça desteklediği ilişki ha, geç bile kalmıştınız." Chan arkadaşına gülümserken Jisung hınzırca sırıtıyordu.

"Seungmin'le öyle durup dururken hadi sevgili olalım mı dediniz kardeşim, nasıl oldu bu iş?" Chan derin bir nefes aldı.

"Sana ne oğlum, sana ne? Ne yapacaksın özelimi?"

"Dedikodu, Felix bu bilgiler için bana pasta verir." Changbin kahkaha atarken Chan sabır dileyerek arkasına yaslandı. "Sen söylemezsen biricik sevgilisini sıkıştırırım."

"Jisung."

"Merak ediyorum, merak!" Changbin kendisini de takmayan arkadaşına bakıp başını iki yana salladı.

"Minho'yla stüdyo fantezileri yapmış olduğunu emin ol merak etmediğim halde öğrendim. Yani, merak öğrenmek için bir etken değil." Jisung önce Chan'a, sonra Changbin'e baktı.

"Sen mi söyledin?"

"Sen tam bir salaksın." Changbin arkadaşını alayla alkışlayarak yazık der gibi baktı.

Chan ağzına götürdüğü kahve bardağıyla durup arkadaşına baktı. "Gerçekten, yaptın mı?"

"Bekle, oyuna mı getirdin beni?"

"Bu kadar salak olup nasıl harika şarkılar yapıyorsun?" Changbin arkadaşına aşağılarcasına bakıp kollarını çaprazladı.

"İnanamıyorum sana Jisung, Minho'nun buraya gelmesine izin verdiğime pişman olmak üzereyim."

"Ya, bir kereydi ve tam olarak bir şey olmadı bile. Sadece öpüşüyorduk ve Changbin girdi." Chan başını iki yana sallayarak kahvesinden son yudumunu aldı.

"Arsızın tekisin."

"Sus ve pamuk gibi sevgilinle beş sene sonraki sevişmenizi hayal et." Jisung masadan kalkıp toplantı odasından çıkarken Chan arkasından baktı.

"Sinirlendi mi utandı mı?"

"Utandığı için odadan kaçtı, sinirlendiği için 5 sene sonrayı düşün dedi." Changbin de kapıya bakarken konuşmuş, Chan'a dönmüştü.

"Bu arada siz bu hızla anca 5 sene sonra sevişirsiniz."

"Changbin."

"Düşündüm de, bitirmem gereken şarkılar var." Changbin de hızla odadan çıkarken Chan arkadaşlarının arasından gülüp geriye yaslandı.

Ona da öyle geliyordu, Jisung veya Changbin kadar hızlı ilerleyen bir ilişkileri yoktu.

"Yine de, umarım 5 sene sonra değil de daha önce olur. Of, ne diyorum ben? Aptallar." Kendi kendine konuşmasının saçma olduğuna karar verip bulaşıkları tepsiye bırakarak sekreter masasına koydu. Bir ara gelir ve alırlardı.

Ardından stüdyosuna girmiş, çalışmaya başlamıştı.

Czytaj Dalej

To Też Polubisz

49.1K 5K 22
"MİNHO EZ BENİ"
17.9K 2.5K 20
bilinmeyen: aşk bazen insanı yüzsüz yapabiliyor bilinmeyen: sen de ben de bunu çok iyi biliyoruz bilinmeyen: deli gibi kırılmama rağmen yazıyorum hal...
410K 33.9K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
12.6K 1.7K 38
O ormandı, ormanın ta kendisiydi. Canlılara hayat verip yaşamalarını sağlardı. Ben ise cehennemin, ateşin ta kendisiydim. Verilen hayatları intikam a...