kaçak damatlar

Por lovescaiy

370K 41.1K 21.6K

"Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" "Seul'e bir bilet!" Üç genç ve takım elbiseli adam bir anda bağırdığı... Más

başlangıç
üç damat?
Seul
boya-badana
hoş geldiniz yemeği
3RACHA?
kayıt
bir takım yavşaklıklar
yanık
sorular
kola
karpuz gibi
yumurta çırpmadın mı
Changbin
kaçak damat
hyunjin
sabrımı sınama
pamuk şekeri
MAMA
tutuklamasınlar beni!
hastane
güzel hissettiriyor
Chan Bey
ders ders ders ders
stres
keyif meselesi
bebek ekmek
istiyorum
kutlama
imalar
Woody
soğan
deneme
aile
Noel
kar
ağabey
kedi
randevu
randevu 2
deniz
olgun erkek
boğuşulan anılar
Christopher'ın odası
tuhaf izin
ilk sefer
havuz partisi
final

cumartesi

6.7K 859 259
Por lovescaiy


Chan, üç gündür kendisiyle konuşmayan Jeongin'i uyandırıp onunla kahvaltı yapmış, kardeşi kendisiyle konuşmadan yiyip odasına geri gittikten sonra oflayarak bir süre masada sessizce oturmuştu.

Kimse evde doğru dürüst bir şey yapmadığı için, Jeongin sadece ders çalışıp yatıyordu üç gündür ilk defa evde yemek yemişti ve Chan da stüdyoda sabahlıyor eve gelip duş alıp tekrar gidiyordu, ev dağılmamıştı bile. Chan birkaç gündür süpürülmeyen evi süpürüp üzerine beyaz sıfır kollusunu ve siyah eşofmanını gidip cama yaklaştı.

Sokağa giren tanıdık arabayla göz devirse de, Seungmin arabayı süren Hyunjin'e bir şeyler diyip el sallamış ve apartmana yönelmişti.

Chan kapıyı çalmadan açıp gülümseyerek Seungmin'i bekledi. Genç, gülümseyerek içeri girmiş, ellerini yıkayıp salona yönelmişti.

"Kahvaltı yaptın mı?"

"Evet, yapacağınızı düşündüm." Chan başıyla onaylayıp Seungmin'in çaprazındaki koltuğa oturdu. Ardından kısa ve rahatsız edici bir sessizlik olmuştu.

"Şey, nerede çalışacağız?" Seungmin sessizliği bozarken Chan etrafa bakınıp kararsızlıkla Seungmin'e döndü.

"Benim odamdaki masa kablo dolu, orayı toparlamam uzun sürer ama mutfak veya burada çalışabiliriz."

"Burada çalışalım o zaman, sandalyeden daha rahat." Chan başıyla onaylayarak orta sehpanın önüne oturmuş, yanına gelen Seungmin'e gülümsemişti.

"Hangi ders?"

"Sen karar ver, üç fen dersini de getirdim. Aslında fiziği Hyunjin güzel anlatıyor ama kimyayı anlamıyorum." Chan, kimya kitabını önüne çekip ilk sayfayı açınca Seungmin göz devirdi.

"O kadar değil, biliyorum bir şeyler. Mol'ü anlat."

"Eğlenceli konu." Seungmin yüzünü buruşturup kalem kutusunu açtı.

"Pis Hyunjin, kalemlerimi çalmış. En güzel yazanı yok." Chan gülerek yerden kalkıp odasına ilerledi.

"Eminim benim kalemin çalınandan daha iyi yazıyordur."

"Ona ne şüphe, o kalem ne şarkılar yazmıştır." Chan gülerek odasındaki masada duran kalemi aldı, ardından Jeongin'in kapısını tıklattı.

"Hm?" Chan kardeşine göz devirip odaya girdi, Jeongin ders çalışıyordu.

"Kalem verir misin?" Jeongin ağabeyinin yüzüne dahi bakmadan kalemliğinden bir kalem uzattı. Chan kalemi alıp iyi çalışmalar dileyerek odadan çıkmıştı.

"Jeongin evde miydi? Kursa falan gitti sanıyordum."

"Evde ama yok gibi, küstü bana." Seungmin gülerek büyüğüne baktı.

"Neden küstürdün?"

"Uzun mesele, sonra anlatırım. Önce kafan boşken ders çalışalım." Seungmin onu onayladığında Chan yere oturup Seungmin'e yaklaştı. Chan, sağında kalan gence gülümseyip başını sol eline yaslayarak kitabın üzerine koyduğu kâğıda yazarak anlatmaya başladı. Seungmin ilgiyle dinliyordu.

Chan saatlerce konuyu anlatmış, sürekli soru çözmüş ve silip Seungmin'e anlattırarak çözdürmüştü. Chan, Seungmin'in öğrenip öğrenmediğini anlamak için bir test açıp tamamını çözmesini isteyerek eline yaslanıp çözümlerini izlemeye başladı. Birkaç dakika sonra bakışlarını güzel el yazısından çekip Seungmin'i izlemeye başlamıştı.

Seungmin, soruları çözerken dilini dudağında gezdiriyor, yanlış yaptığında yanaklarını şişirip ofluyor, çözüme yaklaştığında gülümseyerek dudağını ısırıyordu. Chan bir süredir izlediği mimiklerle yutkunduğunda Seungmin ona dönmüştü aniden. Göz göze geldiklerinde Chan yakalandığı için zorlukla gülümserken, Seungmin yanındaki bedene sıkıca sarıldı.

"Hepsi doğru!" Chan, kollarını kendisine sokulan bedene sarıp gülümseyerek saçlarını karıştırdı.

"Çabuk öğrendiğini söylemiştim. Sen diğer testleri de çöz, ben atıştırmalık alıp geliyorum." Seungmin başıyla onaylayıp kalemi tekrar eline aldığında Chan yerden kalkıp kendini mutfağa atarak derin bir nefes aldı.

"Aptal, ne diye izliyorsun adamı?" Dolaptan soğuk su doldurup kafaya diktikten sonra etrafa bakındı, yiyecek ne götürebilirdi? Aklına dün akşam aldığı hazır pizzalar gelince dondurucudan paketleri açıp mikrodalga fırına yerleştirdi. Dolaptan kola da çıkarmıştı. Dakikalar içinde işi bittiğinde bir tepsiye koyup önce kardeşine götürdü.

"Jeongin, kapıyı açar mısın?"

"Bu sefer ne istiyorsun? Kitap mı?" Jeongin oflayarak kapıyı açtığında Chan elindeki tepsiyi uzattı.

"Sabah da yemedin doğru düzgün, bir şeyler atıştır." Jeongin tepsiyi alıp bir şey demeden masasına yerleştiğinde Chan kardeşine hasretle bakıp kapıyı çekti. Çok özlemişti miniğini ama attığı trip bitmiyordu bir türlü.

İkinci tepsiyi alıp salona girdiğinde Seungmin kitapları ileri itip Chan'a yer açtı. Yere oturduğunda Seungmin önce koladan bir yudum almıştı.

"Acıkmışım ben."

"Yeni mi fark ediyorsun?" Seungmin başını iki yana salladı.

"Hayır, sadece söylemedim. Senin söylemeni bekledim."

"Dikkatini dağıtmak istememiştim. Bir daha acıktığında söyle." Seungmin onu onaylayıp pizzadan ısırık alıp çiğnerken eline kalemi aldı. Chan uzanıp gencin elinden kalemi alırken gülüyordu. "Hey, hey! Yeterli çözdüğün, mola ver biraz. Kafandan duman çıkacak."

"Ama çözebiliyorum, bu harika hissettiriyor." Chan kalemi ve kitabı yanına koyup, Seungmin'in önüne tabağı itti.

"Sadece temek ye. Sonra çözersin."

"Oo, öğlen olmuş." Seungmin bakışlarını duvardaki saatten çekip pizzasını yemeye devam etti sessizce. Sonra merakına yenik düşüp, saatler önce sorduğu soruyu yineledi.

"Jeongin'i neden küstürdün?"

"Hyunjin'le aralarına girdim. Tam olarak girmedim ama girmişim gibi düşünüyor. Sadece Hyunjin'in nikâhtan kaçtığı gibi kardeşimden de kaçmayacağına emin olmaya çalışıyorum." Seungmin başıyla onaylayıp, bardağındaki kolayla oynamaya başlamıştı. O da nikâhtan kaçmıştı, sadece Hyunjin gibi herkesin önünde yapmamıştı.

"Nikâhtan kaçması büyük bir eksi yani?"

"Hyunjin'in kızı rencide ederek nikâhtan kaçması büyük bir eksi." Chan, sorunun altında yatan imayı az çok tahmin ediyordu. Kolasını kafaya dikip ellerini birbirine sürterek kırıntıları tepsiye döktü. "Pekâlâ, biraz başka şeylerden konuşalım."

"Hayır, test çözmeye devam edelim." Seungmin, Chan'ın arkasına bıraktığı teste uzanmak için hareketlendiğinde Chan onun bileğini tutup güldü.

"Gece rüyalarında da test çözüyor musun?"

"Bu sabah rüyamda gördüğüm geometri sorusunu çözdüm." Chan kahkaha atarken Seungmin onun boşluğundan yararlanıp kitaba bir kez daha uzandı. Chan engellemek için gencin bileğini tuttuğu elini havaya kaldırınca Seungmin dengesini sağlayamamış, Chan'la beraber yere devrilmişti.

Chan oldukça yakınında duran yüzde bakışlarını gezdirirken Seungmin de aynını yapıyordu. Neredeyse burunları birbirine değecekken Seungmin konuştu.

"Test çözmeme izin vermelisin."

"Ben bile yoruldum birkaç saatte, sen nasıl günlerdir yorulmamış olabilirsin? Öğrendin konuyu, ara ver." Seungmin bir elini Chan'nın başının yanına sabitleyip bacaklarının arasında kalan bedenin üzerinde yükseldi.

"Çünkü başka seçeneğim yok. Yorulamam."

"İnsan olduğunu unutuyorsun Seungmin." Chan rahatsızca kıpırdandı. Seungmin'in ağırlığını hissetmeye birkaç saniyede alışmıştı oysaki.

"Bana destek olmak yerine köstek olan bir ailem var, bir kafede garsonluk yapıyorum ve üniversiteden mezun olmam gereken yaşta üniversiteye hazırlanıyorum." Seungmin sonunda doğrulup bağdaş kurarak oturduğunda Chan da sırtını yerden ayırmış ve tişörtünü düzeltmişti.

"Seni anlamadığımı düşünüyorsun ama yanılıyorsun. Elinden gelenin fazlasını yapıyorsun ve yoruluyorsun. Yorulduğunda bırakman gerekir."

"Sen bıraktın mı?"

"Ben, zorla kendime ders çalıştırtmıyorum. İlhamım gelmediğinde bırakıp başka şeyler yapıyorum. Böyle olmalısın, bunaldığında bir süre ara ver."

"Bugünün kalanını ara vererek geçirmek istiyorum o zaman." Chan sonunda ikna edebildiği için gülümseyip az önce sırtının altında kalan kitabı sehpaya bıraktı.

"Akşam yemeği hazırlamaya ne dersin?" Seungmin gülümseyerek onayladığında Chan yerden kalkıp elini uzattı. Seungmin elini tutup yerden kalkmış, tepsiyle beraber önünden yürüyen büyüğünü takip etmişti.

Seguir leyendo

También te gustarán

17.9K 2.5K 20
bilinmeyen: aşk bazen insanı yüzsüz yapabiliyor bilinmeyen: sen de ben de bunu çok iyi biliyoruz bilinmeyen: deli gibi kırılmama rağmen yazıyorum hal...
782 300 24
Elena Yıllar sonra varlığından haberi dahi olmadığı tek yumurta ikizi sanılıp kaçırılır, onun yerine zorla geçirilir. ☆ "Boğulmana izin vermem Ele...
67K 10.5K 30
felix ve minho, gerçek hayattaki etkileşimlerinden haberdar olmayan oyun arkadaşlarıdır
63K 9.9K 17
Chan şehrin farklı yerlerinden geçerken şarkı önerileri bırakarak insanların günlerini güzelleştirdiğine inanıyordu. Felix ise onunla aynı şehrin sok...