EZRA (KALBİMİN PUSULASI SERİS...

By duslerkitapligi

1M 42K 4.3K

"İhanet,iki yüzü keskin bıçak gibidir... Ne tarafından tutsan kanatır!.." ***********************************... More

____TANITIM____
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
DUYURU
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
DUYURU
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
DUYURU 📣
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
DUYURU
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
DUYURU
28.BÖLÜM
INSTAGRAM DUYURU
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
Minik Bir Duyuru
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM
MİNİK BİR DUYURU
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM
DUYURU
44.BÖLÜM
45.BÖLÜM
46.BÖLÜM
47.BÖLÜM
DUYURU
48.BÖLÜM
49.BÖLÜM
YENİ KİTAP KAPAĞIMIZ
50.BÖLÜM
51.BÖLÜM
52.BÖLÜM
53.BÖLÜM
55.BÖLÜM (İsteme & Söz)
56.BÖLÜM (Nişan/1.part)
56.BÖLÜM (Nişan/2.part)
57.BÖLÜM
58.BÖLÜM
59.BÖLÜM
60.BÖLÜM
61.BÖLÜM
62.BÖLÜM
ÖNEMLİ DUYURU 📢📢
63.BÖLÜM
64.BÖLÜM (SEZON FİNALİ)
65.BÖLÜM
66.BÖLÜM
67.BÖLÜM
68.BÖLÜM (KINA)
DUYURU
69.BÖLÜM (DÜĞÜN)
70.BÖLÜM
71.BÖLÜM
72.BÖLÜM
73.BÖLÜM
74.BÖLÜM
75. BÖLÜM
76.BÖLÜM
77.BÖLÜM
78.BÖLÜM
79.BÖLÜM
80.BÖLÜM
81.BÖLÜM
82.BÖLÜM
DUYURU
83.BÖLÜM
84.BÖLÜM
85.BÖLÜM
86.BÖLÜM
87.BÖLÜM
88.BÖLÜM
89.BÖLÜM
DUYURU
90.BÖLÜM / FİNAL
DUYURU
Duyuru

54.BÖLÜM

6.1K 334 77
By duslerkitapligi

Merhabalar güzel,canımın içi okurlarım...

Nasılsınız?Bol bol dinlenip,kendinize dikkat ediyorsunuz değil mi?

Hazır mısınız?

Çok tatlı bir bölüm getirdim size..
Bol Batın sahnesi olan bir bölüm olacak.😏😍
Batın aşıklarına duyurulur.
Geçen bölüm bahsettiğim isteme ve sözü bir sonraki bölüme erteledim.Çünkü hem bu bölüm uzun oldu hemde onların bölümü ayrı olsun istiyorum.

Evet..Çaylar,kahveler hazırsa ve kitabınızı elinize alıp,kendinize rahat bir köşe bulduysanız yeni bölüme başlayalım.

Bu bölümü geçen hafta söylediğim gibi isteyen güzel okurum oynbzz 'a      ve sürpriz olarak bol bol tatlı yorumlarıyla Batına sevgisini gösteren,Batın'ın sıkı takipçilerinden olan denizozlem56  'e  bu bölümü  ithaf ediyorum.

Umarım o güzel yüzlerinizde ufacık bir tebessümü sebep olabilmişimdir canlarım.😊😘

Hepinize keyifli okumalar!..🙋

Yorum ve oylarınızı merakla bekliyorum,biliyorsunuz.

Görselde;Bölüm afişimiz var.

Bölüm müziğimiz; Enbe Orkestrası ft. Cem Belevi - Yollarım Olsa 

************************************

Sarıldım sana

Şimdi dünya kollarımın arasında...

                                          duslerkitapligi

************************************

Kahvemi içtikten sonra kalkıp dolapta her zaman bulundurduğum börekleri derin dondurucudan indirdim.Her Türk kanının dolabında mutlaka hazırda beklettiği yiyeceği vardır.Annem kadar olmasa da bende dolaba kışlık ve yazlık bir şeyler her zaman koyardım.Annemin buzdolabının dışında büyük bir dipfrizi vardı ve her zaman ağzına kadar doldururdu mutlaka.Börekleri tepsiye dizip üzerine azıcık yumurta karışımını sürüp,kara çörekle süsledim ve ısıttığım fırına attım.Hemen ardından hızlıca bir kaç çeşit kolay pastalardan yaptım. Ve daha önceden yaptığım ev yapımı limonataları uzun bir cam şişeye döküp ağzını kitledim. Oğlumla birlikte güle eğlene yaptıklarımızı fırından çıkarıp soğumaya bıraktım.Piknikte yiyeceğimiz atıştırmalıkları ve kullanacağımız eşyaları piknik sepetine doldurdum.İşim bittikten sonra ellerimi iyice yıkayıp,kuruladım ve bebeğimi kucağıma alarak yukarı çıktım.İlk önce etrafı geri dağıtmasın diye oğlumu örümceğine oturttum.Sonra da hızlı bir şekilde dağınık duran odayı toparladım.Dolabın karşısına geçip ne giyeceğime baktım.Orada oturup kalkacağız o yüzden rahat bir şeyler olmalıydı.Elbiseleri direk geçerek askılıkları karıştırıp içlerinden giyebileceğim pantolon ve gömlek baktım.İçlerinden en sevdiğim iki gömleği çıkardım.Arkamı dönüp örümceğin üzerinden ayaklarını yere sürerek beni izleyen oğluma baktım.Elimdekileri havaya kaldırıp oğluma sordum.

''Hangisini giyeyim yakışıklım?Bunu mu?''diyerek mavi kot gömleğimi kaldırdım.''Yoksa bunu mu?''diyerek yeşil gömleğimi öne çıkardım.''Ha anneciğim hangisi olsun?''

Örümceğini öne ittirerek heyecanla yanıma gelmeye çalıştı.Aslında rahatça yürüyebildiği için örümceğini kaldırmak istemiştim geçen ay ama hem çok sevdiği için hemde arada ortalığı karıştırmasına engel olduğu için geri kullanmaya başladım.Onun içinde o kadar tatlı duruyordu ki her an kucağıma alıp sıkıştırarak sevebilirdim.Yanıma yaklaşıp oturduğu yerden doğrulmaya çalışarak yeşil gömleğime elini uzatıp çekiştirdi.

Başını yukarı kaldırıp ''Anneee,buu!..''diye gülümseyerek boncuk gözleriyle bana baktı.

Onun bu bilmiş ifadesi beni güldürdü.Küçük yavrum,şimdiden ne istediğini çok iyi biliyordu. 

''Tamam o zaman bu olsun.Oğlum ister de ben giymez miyim hiç?''dedim.

Dolaptan yeşil gömleğime uygun siyah bir pantolon aldım sonra da elimdekileri yatağın üzerine bırakarak bebeğimi hızla kucağıma aldım ve tatlı kıkırtıları içinde onu öpücüklere boğdum.

''Oyy..Yerim ben seni annem..''

''Annee hıı,mamma yoğğ.''diyerek ellerini iki yana açan bebeğimin şaşkın haline bakıp kahkahalara boğuldum.

''Mıımm..Benim mamam buradaa..''diyerek kucağımda gıdıkladım.Nefes nefese gülerek düşmemek için bana tutunduğunda odasından içeri girip onu yavaşça yerdeki pusetine yatırdım.İlk önce onun için küçük bir çanta hazırladım.Orada üzerini kirletebilirdi o yüzden yanıma birkaç tane fazladan parça aldım.Sonrada ona giydireceklerimi elime alıp geri yanına döndüm.

''Gel annem seni giydirelim.Birazdan baba gelecek bizi almaya gecikmeyelim.''dedim kollarını kaldırıp üzerindeki tişörtü çıkarırken.

''Anneee,babbaa gell haa?''

''Evet anneciğim biraz gelecek,bizi gezmeye götürecek.''

''Attaaa..''

''Evet bebeğim atta gideceğiz.''diyerek üzerine minik bedenine uygun tasarlanmış beyaz kısa kollu bir tişört ve onu tamamlayan bir kot bahçıvan,ayaklarına da çorap minik spor ayakkabılarını giydirdim.Saçlarını elimle düzelterek eğilip alnından öptüm.Kollarının altından tutup ayağa kaldırdığımda çok yakışılıklı olduğunu gördüm. Herkese yavrusu güzel gözükürdü ama benim bebeğim bana bir başka güzel geliyordu.

''Çok yakışıklı oldun bebeğim.''dedim yanağına öpücük kondurarak.Ayağa kalkıp bir elimle elini tuttum diğer elime de çantasını aldım.Tam kapıdan çıkacakken elimi bırakıp koşturarak yatağının yanında yerde duran sepetin içine eğildi.Yanına yaklaştığımda içi oyuncaklarla dolu kovasını alamaya çalıştığını gördüm.Bu kova sepetini birkaç ay önce almıştık.Sadece bir kez parka gittiğimizde kumda bunlarla oynayabilmişti.Şimdi bunu hatırlaması ve yanına almak istemesi oğlumun ne kadar zeki olduğunu ve duygusal olduğunu gösteriyordu.Gülümseyerek kutuyu almasına yardımcı oldum.Eline aldığı kutuyu havaya kaldırıp ''Annee oyyunn..Babbaa..'' dediğinde elinden tutup onu kucağıma alarak odadan çıkarırken cevap verdim.

''Evet bebeğim,babanla orada oyun oynayacaksınız.''dediğimde yüzündeki gülümseme büyüdü.

İlk önce aşağı inip mutfakta soğumaya bıraktıklarımı kaplara aldım.Onları da sepete yerleştirdim.Oğlumla birlikte sepeti kapının önüne taşıdık.Sonra da geri yukarı çıktık.Artık üzerimi giyinmem gerekiyordu.Oğlumu yatağın ortasına oturtup hızla giyindim.Saçlarımı at kuyruğu yapıp önümdeki perçemleri biraz çıkartarak şekil verdim.Yüzümü doğal haliyle bıraktım sadece dudaklarıma hafif bir nemlendirici sürdüm.Küçük bir çantanın içine lazım olabilecek eşyaları ve telefonumu koydum.Tam işim bitmişti ki aşağından kapının zil çaldı.

Zilin çalmasıyla ''Babbaa!..''diye heyecanla bağıran oğlumla gülümsedim.

''Gel buraya bakayım küçük satıcı.Baba geldi yine bizim pabucumuz dama atıldı tabi.Annemin biz küçükken ne demek istediğini şimdi anlıyorum.''diyerek onu kucağıma alıp odadan çıktım  merdivenlerden aşağı indim.Kapıyı açtığımdan karşımda duran yakışıklı sevdiğimi gülümseyerek karşıladım.

''Hoş geldin hayatım..''

''Hoş buldum canım.''diyerek gülümseyerek sarılıp yanağımdan öptü beni.Geri çekildiğinde kucağımdaki oğluma sevgiyle baktı.

''Ooo!..Aslanım benim be..Çok  yakışıklı olmuşsun babacım.Ne giydin sen böyle bakayım?Ha babam?''

''Babba..Mennn oyyunn...''diyerek elindeki kutuyu babasına uzatan oğlumu kucağına aldı.

''Hımm..Oyun diyor galiba?''diyerek bana baktığında gülümseyerek başımı salladım.

''Seninle oyun oynayacakmış babası.Elindeki oyuncakları da yanına almak istedi.Umarım gittiğimiz yerde oynayabileceği kum havuzu gibi bir yer vardır?''diye sordum gideceğimiz yeri söylemediği için.

''Var canım,merak etme..''deyince pes ettim.Anlaşılan gidene kadar neresi olduğunu öğrenemeyecektim.

''Oynarız tabi ki babacım.Hatta yoldan topta alırız,orada oynarız.''dediğinde kucağındaki oğlum sevinçle bağırdı.

''Aaa-aaahhh!Babbaa toophh aatthh!''

''Bağırmasana oğlum.''

''Bak bunu anladım işte.Evet babacığım,top attı yapacağız birlikte.''

''Anneee,babbaa mennn topphh aatthh!..''

''Evet anneciğim.''

''Hazır mısınız bakalım?Daha fazla oyalanmadan çıkalım yola.''

''Hazırız,yukarıdaki eşyalarımızı alayım..''

''Sen bekle canım,ben hemen alıp gelirim.''diyerek oğlumu kucağıma bırakıp hızla içeri geçti.Bende o gelene kadar anahtarı üzerinden çıkarıp elime alıp spor ayakkabılarımı giydim.

''Küçük beyi ben alayım isterseniz Ezra Hanım..''diyen sesle yerimden hafifçe sıçrayarak arkamı döndüm.Karşımda iri yarı, düzgün giyimli bir adam görünce şaşırdım.Kaşlarım çatık bir şekilde adama baktım.

''Affedersiniz efendim..Sizi korkutmak istememiştim.''diyerek saygılı bir biçimde özür dileyen adama ''Sorun değil..Siz kimsiniz?Adımı nereden biliyorsunuz?''diye sordum.

''İşim gereği biliyorum efendim.''

''İşiniz mi?''

''Evet işi..''diyerek yanımıza gelen Sırat cevapladı sorumu.Ben şaşkınlıkla onlara bakarken Sırat, yanımdan geçip adama sarıldı.''Hoş geldin dostum...''dedi.

''Hoşbulduk abi..''diyerek gülümsedi adam.

Sırat yanıma yaklaşıp elini belime dolayarak yanımda durdu ve eliyle karşımızdaki adamı göstererek ''Canım sana bahsettiğim dostum,Genco..Bundan sonra sizi o koruyacak.Kardeşim bu güzel kadında benim sevgilim Ezra.''diyerek bizi tanıştırdı.

''Merhaba,Genco Bey..Tanıştığımıza memnun oldum.''diyerek elini sıktım.

''Bende memnun oldum Ezra hanım.''

''Lütfen,sadece Ezra dersen sevinirim.''diyerek gülümsedim.''Kusura bakma,az önce sana karşı biraz kaba davranmış olabilirim.Tanımadığım bir kişi olunca..''

''Sende sadece Genco diye bilirsin.Sorun değil Ezra..Bence en iyisini yapıyorsun.Güvenlik her şeyden önce gelir.Tedbirli davranmak iyidir.''dediğinde başımı salladım.

''Tam zamanında geldin kardeşim..İşin yoksa sende bize katılsana?''diye sordu Sırat.

''Sağ ol abi,siz keyfinize bakın.Yarın yanına gelirim detayları konuşuruz.''dedi.

''Tamamdır kardeşim,seni de yorduk buraya kadar bu saatte,kusura bakma.''

''Ne demek abi,her zaman..Şimdi bir yere yetişmem lazım,yarın uzun uzun konuşuruz.''

''Tamamdır kardeşim.''

''Görüşürüz yenge.''diyerek bana selam vererek yanımızdan uzaklaşıp arabasına binip gitti.

''Neydi şimdi bu Sırat,anlamadım?Adama sadece tanışalım diye mi buraya kadar yordun?''

''Merak etme güzelim..Yolunun üstüydü.Bu güzergahta bir işi olduğunu söyledi,bende gel birkaç dakika uğra dedim,sağ olsun kırmadı beni.Hadi daha fazla oyalanmadan yola çıkalım canım, yolda konuşuruz.''diyerek bizi arabaya yöneltti.Batın'ı bebek koltuğuna oturttuktan sonra bende geçip yanına oturdum.Sırat'ta bagaja eşyaları yerleştirip,direksiyona geçerek arabayı çalıştırdı.

''Ee peki,Genco ne zaman başlayacak bizi korumaya?''diye sordum konuya geri dönerek.

''Birkaç gün sonra..İsteme olduktan sonra olması daha iyi olur diye düşündüm.Hem böylece kimsede tedirgin olmaz.''diyerek selektör yakıp göbeği döndükten sonra aynadan bana baktı.
''Ne dersin canım?''

''İyi düşünmüşsün canım.Bizimkilere bu telaşın arasında birde bunu anlatmak iyi olmaz.En iyisi dediğin gibi nişana kadar beklemek.Ben o arada bizimkilere durumu anlatırım.Sonra etrafta korumaları görünce korkmasınlar.''

''Bence de böyle daha iyi olur.Çünkü nişanımızda çevremiz koruma ordusuyla çevrelenecek. Dışarısı da muhtemelen basın ordusuyla dolup taşacak.''

''Basın mı?''diye sordum şaşkınlıkla.

''Evet basın..Benim meşhur bir iş adamı olduğumu unutuyorsun hayatım.İş camiasından  bulunmanın kötü taraflarından biri.Bu sektörde bulunduğum için haliyle birçok kişi bizi merak edecek ve basın bu haberin peşinden koşacak  o yüzden dikkat edeceğiz. Mertak etme canım, nişanımız basına kapalı olacak ve senin istediğin gibi sadece yakın çevreyi çağıracağız.Bu camiada samimi olduğum birkaç arkadaşım var onları çağırmayı düşünüyorum sadece.''

''Tamam canım.Basın deyince biraz gerildim açıkçası..''

''Rahat ol hayatım.Görevliler onları bizden uzak tutacaklar.Bizde sadece o günün tadını çıkaracağız.''diyerek dikiz aynasından bana bakıp göz kırptı.Bir sözünün,bir gülümsemesinin benim böyle rahatlatması kesinlikle çok güzeldi.Yolun devamında kendi aramızda konuştuk,planlar yaptık.Yanımdaki pencereden şehrin güzelliğini,hızla akan yolu izlerken birden Fatih Sultan Mehmet Köprüsünden geçmeye başladığımızı görünce Sırat'a baktım.

''Sırat,şehir dışına mı çıkıyoruz canım?''

''Hayır,hayatım..İstanbul'dan çıkmıyoruz ama şehir merkezinde uzakta Aydos Ormanı diye çok güzel bir yer var oraya gidiyoruz.Ormanın içinde aynı adda çok güzel bir göl var.Onun kenarında piknik yapılacak bir alan var oraya gidiyoruz.''

''Bunca yıldır İstanbul'da oturuyorum,ilk defa böyle bir yer olduğunu duydum.''

''Normal canım..Bir çok kişi böyle güzel yerleri tahrip ettiği için çok adı duyulmamış bir yer.Bende bilmiyordum böyle bir yer olduğunu,biraz araştırmayla öğrendim ve hoşuma gitti.''

''Evet bende bundan çok şikayetçiyim.Ormanlar bizim can damarımız,onları korumak varken neden zarar veriyorlar hiç aklım almıyor.Piknik yapıyoruz diye gidip tahrip edip geri dönüyorlar. Ama işlerine geldiğinde o ağaçların altında oturup,gölgesinden faydalanmasını biliyorlar.'' dedim.

''Aynen öyle..Böyle çevresini korumadan yoksun insanlar yüzünden kaç hektarlık alan yanıp kül oluyor,yeşillik alanlar yok oluyor.''

''İşte tamda bu yüzden geleceğin bilinçli yetiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.''

''Keşke herkes senin kadar duyarlı olsa hayatım.''

''Keşke..''

Yarım saat sonra bahsettiği ormanlık alana girdiğimizde ağaçların büyüklüğüne ve güzelliklerine inanamadım.Geçtiğimiz yolun kenarında her türden ağaç vardı.Çeşitlilik karşısında ağzım açık kaldı.Arkada oğluma çevreyi göstererek konuşurken,bir yandan da hayranlıkla çevreyi izliyordum.Sırat çok geçmeden arabayı ahşap kapılardan geçirdi.Ormanla bir bütün halde olan mekan çok güzel düzenlenmişti.Birkaç ahşap kulübeden oluşan yer dağ evlerini andırıyordu. Sırat,içeri girip uygun bir yere park ettikten sonra arabadan indik.Ben çantaları koluma taktım ve oğlumu kucağıma aldım.Sırat'ta kalan eşyaları yüklendi.Birlikte içeri doğru yürüdük ve karşımıza çıkan manzara ile ağzım açık kaldı.Crnnet bir köşe gibiydi.Sırat'ın anlattığından bile fazlası vardı.

''Burası muhteşem..''dedim hayranlıkla..

''Beğeneceğini biliyordum.Bende bu kadarını beklemiyordum açıkçası,gerçekten harikaymış.'' dedi.''Hadi gelin,şu ilerideki yerde oturalım.''diyerek karşıdaki ağacın altındaki ahşap çardağı gösterdi.Birlikte çardağın yanına gittik.Ahşaptan yapılan yer tamda gölün kenarındaydı.Hatta bir kısmı gölün üstüne kurulmuştu.Arka taraftaki alanda da çocukların oynaması için alan yapılmıştı.Yerden birkaç basmak yüksek yapılan çardağa çıktık.İçi çark köşesi gibi döşenmiş yere ayakkabılarımı çıkararak geçtik.Eşyalarımızı bırakıp yerimize kurulduk.Oturup güzel manzarayı keyifle izlemeye koyulduk.Gölün üzerinde dolaşan güneşin parıltıları ve ağaçlarla iç içe olan doğası muhteşemdi.Karşımda alabildiğine orman ve göl manzarası,yanımda sevdiklerim vardı.Huzurun kokusunu derin derin içime çektim.Bir süre sonra acıkmaya başlayan oğlumla yanımızdaki sepetleri ortadaki masaya çıkardım.

''Al bebeğim.''diyerek böreklerden birini eline verdim.Bende diğerlerinin üstünü açmaya başlarken bir bize seslendi.

''Efendim istediklerinizi getirdik.''diyerek yanımıza yaklaşan görevlilerle Sırat ayağa kalktı.

''Teşekkürler.''diyerek ellerindekini uzanıp aldı.Adamlar küçük semaver ve hala köz üzerinde pişen şişte duran kebap getirmişlerdi. 

''Sırat,bunlara ne gerek vardı canım?Ben bir şeyler hazırlamıştım bizim için.''dedim ona bakarken.

''Merak etme canım,açık havadayız.Hem akşama kadar buradayız,koşturunca tekrar acıkırız.'' dedi.''Bak ne güzel kebaplarımızı pişmek üzere,biber ve domatesler pişmiş bile..Bir tabak verebilir misin canım?''diyerek şişleri közden aldı.Batın ellemesin diye uzakta tutup verdiğim tabağa çıkardı şiştekileri.Biraz bekledikten sonra etlerde pişince kebabı da servis yaptı.Bende o ara bardaklara limonataları koydum ve tabaklarımızı hazırladım.Keyifle yemeğimizi yedik.Daha şimdiden çok güzel bir aile olmuştuk bile biz..Bundan sonra olacaklar sadece formalite ve adetlerden dolayı olacaktı.Bir aile olmak için tören veya başka bir şeye ihtiyaç yoktu bence.Bir aileyi birbirine bağlayan aradaki sevgiydi ve biz bunu çoktan yakalamıştık.

*************************************** 

Yemek faslı bittikten sonra çardaktan çıkıp biraz etrafı gezmeye başladık.Biz Sırat ile ele ele gölün yanındaki yürüyüş alanında yürürken oğlumda birkaç adım önümüzde yerdeki bir şeyleri inceliyordu.

''Batın!Gel annem,başına şapkanı takalım.''diye seslendim ama beni umursamadan işine deam etti.Yerden aldığı bir şeyi parmak ucunda tutarak paytak paytak yürüyerek bize getirip gösterdi.

''Babbaa,annee bakkhh..Şuuşşş..''diyerek bize uzattığında çam ağacından düşen çiçek kurusu olduğunu gördüm.

''Son dediğini anlamadım babacım?''diyerek elimi bıraktı ve birlikte yere eğilip göz hizasında diz çöktük.

''Şuuşş babbaa..Şuuşşş!''diye tekrarlayan oğlumla gülümsedim.

''Süs diyor hayatım..Benim dekorasyon yaptığım bir davette böyle süsler kullanmıştık onu hatırladı herhalde.Değil mi kuzum?Onlar süs değil bebeğim..Onlar bak bu yukarıdaki ağaçların yapraklarından dökülüyor ve tohum saçıyor toprağa..''diyerek parmağımla ağacı gösterip anlattımaya çalıştım.

''Ha?Annee agaacc ha?''

''Evet annecim,ağaç..''

''Ver bakalım elindekileri babacığım,tohumu bizde buradaki toprağa ekelim.''diyerek baba oğul yerdeki toprağı elleriyle biraz kazdılar.

''Babbaa,şuuşş,agaacc ha?''

''Evet babacığım..Bu süs,şuradaki gibi büyüyecek kocaman ağaç olacak.''dedi.

''Büyyüü..Anneee bakkhh!''diyerek yaptıkları küçük tepeyi gösterdiğinde sevgiyle gülümsedim.

''Aferin benim oğluma..Sen ağaç mı ektin canım?''diye sordum.Sonrada cebimden telefonumu çıkarıp fotoğraflarını çektim.

''Ebeetttt!..Annee mennn,agaacc ehhh..''

''Oy benim kuzum.Yerim seni ben annem.''diyerek yanına yaklaşıp sarıldım ve başından öptüm.

''Annee,piisss..''diyerek kirlenen ellerini gösterdi bana.Toprak hava güneşli olmasına rağmen biraz nemliydi,o yüzden elleri çamur olmuştu.

''Hadi gel bakalım..Gidip ellerimizi yıkayacak bir yer bulalım annecim.''diyerek onu kucağıma alıp yerden kalktım.

''Az ileride bir çeşme var sanki hayatım.''

''Tamam o zaman oraya gidelim..''

Bulduğumuz çeşmede ellerimizi iyice yıkadık sonra da daha fazla devam etmeden geri yerimize döndük.Batın,babası ile birlikte yanında getirdiği oyuncağıyla kumlarda oynamak isteyince hazır olan çayımızı alıp oyun alanına geçtik.Onar kumlarla oynarken bende manzaramın (her iki anlamda da)tadını çıkararak keyifle banklarda oturup çayımı içtim.Bir yandan sevdiğim iki erkek bir yandan önümdeki doğa manzarası izledim.Bir süre sonra oğlum,yanlarına gelen kendi yaşlarında bir çocukla oynamaya başalayınca Sırat'ta yanıma gelip oturdu.

''Oyun arkadaşı görünce beni unuttu hain evlat.''diyerek asık suratla söylendiğinde kahkaha attım.Yanağından öptükten sonra omzuna başımı yasladım.

''Sen oğlumuzu mu kıskandın bakayım?''

''Ne yani kıskanamaz mıyım?''

''Tabi ki kıskanabilirsin hayatım.Sadece o küçücük bir çocuk daha..Çoğu zamanı büyükleriyle geçtiği,evde tek başına olduğu için haliyle kendi yaşıtlarını görünce onlarla oynamak istiyor.Merak etme böyle durumlarda beni bile unutuyor.''dedim.

''Haklısın ama biraz garip geldi işte.Açıkçası benimle oynamaktan mutlu olduğu için böyle bir şeyi beklemiyordum.''diyerek oğlumuza sevgiyle baktığında gülümsedim.Ona da çay doldurdum birlikte keyifle içtik.Sonra da manzarayı izlemek için yerimizden kalkıp az ilerideki küçük tepeye çıktık.Sırat elleri cebinde manzarayı izlerken bende yanında durmuş onu izliyordum.Gözlerinin rengi güneşin etkisiyle açılmıştı.Hafif hafif esen rüzgar saçlarımızı okşuyordu.Bir süre öyle durduktan sonra elini bırakıp,oğlumu yalnız bırakmamak için geri döndüm.Kumlarla oynayan oğlum beni görünce ayağa kalkıp hızla bana doğru koştu.Eğilip kollarımı açtım ve içimdeki sonsuz sevgiyle onu kucakladım.Kollarıma girdiği an dünyalar benimdi işte.Mis kokusunu içime çektim ve Sırat'ın yanına doğru yürüdük.Babasını görünce kucağına atladığında Sırat'ta onu benim gibi kucakladı.Bebeğim o bıcır bıcır sesiyle konuşmaya devam ederken bizde dinledik. Sırat'ın arkasına geçtim ve ona yaklaşıp kollarımı beline doladım.Şuan bulduğum,hissettiğim huzurun bir tarifi yoktu.Yıllar sonra hayatıma güneş gibi doğan bu güzel adam sayesinde, hayatımda kısa bir zamanda her şey değişti.Oğlumdan ibaret olan küçücük dünyama girdi ve bütün acılarımı silip kendisinden ibaret olan bir cennet oluşturdu bize.

************************************

Yeni karakterimiz Genco Atalan 



************************************

Evet..

Bir bölümün daha sonuna geldik..

Sizce nasıl bir bölümdü canlarım?

Umarım beğenmişsinizdir.

Evlerimizde çıkamadığımız su günlerde siz biraz olsun nefes aldırmıştır umarım.

Gelecek bölüm bizim evde isteme telaşı var.

Bakalım neler olacak?

Yeni bölümde görüşünceye dek kendinize iyi bakın!

Seviliyorsunuz canlarım.

      

Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 46.1K 14
Hansa Kozcu &Fatih Haznedar 🌹 BERDEL/AŞİRET KURGUSUDUR YALNIZ BİLDİĞİNİZ BERDEL HİKAYELERİNDEN DEĞİLDİR. ŞİDDET VE ZORLAMA TARZI ŞEYLER YOK [Başlama...
155K 11.7K 18
"Abin falan dinlemem. Eğer o odaya gelirsem, sabaha kadar çığlık attırırım sana."
1.4M 89.9K 39
Romans #1 🩷 Romantizm #3 🩷 Romantik #4 🩷 Neydi gonca gülü açtıran? Bahar mı, bülbülün aşkı mı? Bülbülün aşkı olmasa gül açmaz mıydı? Ya baharın...
1.3M 40.8K 52
Karanlık bir CEO'nun gecesine doğan güneş kız. Tümüyle sert olan adam, evinde uzun sarı saçlara sahip cıvıl cıvıl bir kadın dolaşınca, zamanla ona a...