17.BÖLÜM

11.1K 591 61
                                    

Selam canlarım..

Yine bomba gibi bir bölümle geldim.

Umarım beğenirsiniz..

Fazla uzatmadan sizleri bölümle baş başa bırakıyorum.

Keyifli okumalar!..

Yorum ve oylarınızı bekliyorum canlarım.

Bölüm afişimiz de; Sırat ve Ezra var.

Bölüm müziği; Sezen Aksu - Herkes Yaralı 

NOT: (Bu arada..Bende yukarıdaki medyalar arada görünmüyor sizlerde herhangi bir sorun oluyor mu?Yayınladığım afişleri ve müzikleri görüyor musunuz?Cevaplarsanız sevinirim.)

************************************

Keşke insanlar ilk tanığımız halleriyle kalsalar...

Ts Eliot

************************************

Bazı yaralar vardır açıldığı zaman asla kapanmayan..İçin için kanayan,yavaş yavaş öldüren..Nefes aldıkça acıtan kesikler..İnsan yaşadığı kötü şeylerin ardından daha kötüsü başıma gelemez diye düşünüyor.Ama daha beterini görüyor,yaşıyor işte insan..Yaşadığım ihanete rağmen yıkılmayan benliğim en ağır darbeleri alıyordu şimdi.Ruhum derin bir karanlığa gömülüyordu.En kötüsü de bana bu yapan bir zamanlar güvendiğim,sevdiğim adamın olmasıydı.Bir anda aldığım darbeyle yere serilen bedenimden çok ruhum acı içinde kıvranıyordu.Yüzün koyu yattığım yerde debeleniyor onu üzerimden atmaya çalışıyordum.Böyle bir acıyı kaldırmazdım.Kalbim korkuyla kasılıyor,nefesim kesiliyordu.Elini saçlarıma götürüp arkaya doğru çekip eliyle toplayarak yüzümü doğru eğildiğinde yüzümü vuran alkol kokusuyla korkum daha da arttı.

''Hala aynı kokuyorsun.''dediğinde ''Bırak beni!..''diye bağırdım.

''Iı..ıı..Seni bırakmayacağım..Bir kez yaptım bunu zaten bir daha bırakmak yok..''diyerek ağırlığını daha da üzerime verince midemden yukarı bir asit yükseldi.Zorlukla yutkundum.Gözyaşlarım akmaya başlamıştı.Zil zurna sarhoştu ve aklı kesinlikle yerinde değildi.Yüreğim sıkışıyordu. Saçlarımı ellerinden kurtarmak için ellerimi zar zor arkaya uzatıp ellerini yitmeye çalıştım.Eline temas ettiğim anda midemin bulantısı artsa da yitmeye devam ettim.

''Kalk üzerimden Oktay!Sarhoşsun ve ne dediğini bilmiyorsun sen!Biz ayrıldık kabul et bunu..İlk başta bırakıp giden sendin şimdi bu neyin hırsı..'diye bağırdım.

''Hayır..Sen hala benimsin..Asla bırakmam!''diyerek beni kendine döndürmeye çalıştığında gözyaşlarım hızlanmış ip gibi yüzüme akıyordu.Ben sırt üstü çevirip üstüme abandığında burnumu çekerek ellerimle kollarını vuruyordum.Karanlık mutfağın penceresinden içeriye vuran sokak lambasının ışığında eskiden sevdiğim adamın değişimini,hayvanlaşmış halini görüyordum.Yıllarca tanıdığım adam bu olamazdı.Şu an bana böyle bir kalleşlik yapıyor olamazdı değil mi?Gözlerimin fal taşı açılmış korkuyla yüzüne bakakaldım bir an öylece..Yüzüme doğru eğilmesiyle tekmeler,yumruklar savurup daha da fazla çığlık çığlığa bağırmaya başladım.

''Bırak beni pislik herif!!..Bunu bana yapamazsın!Bırak dedim sana!...''diye bağırıyordum. Kollarımı tutup zemine yapıştırdığında yüzüm acıyla kasıldı.

''Bırakayım da o herife git değil mi?Yemezler..Sen benimsin..''dediğinde mideme yumruk yemiş gibi oldum.Kalbim sevdiğim adama içten bir duayla seslenip,beni buradan kurtarması için çığlık atıyordum.Sesimi duyup hisseder miydi?Gelir miydi beni kurtarmaya?Sırat'ın sözünü dinlemeyip tek başıma evde kalmak istediğim için içim pişmanlıkla yanıp kavruldu.Kalbim sevdiğim adamın adını fısıldarken var gücüm kendimi korumaya devam ettim.Son nefesimi burada verecek olsam da beni kirletmesine izin vermeyecektim.Parmak ucuma değen sert şeyin ne olduğunu göremiyordum.Az önceki kargaşada yere düşmüş olmalıydı.İşime yarayacak bir şey olması için dua ederek uzanmaya çalıştım.Boynuma kapanan dudakları hissettiğim anda hıçkırıklarım arttı.Daha da hırsla elimi oynatıp elime gelen şeyi tutmaya çalıştım.Ucunu kavradığım anda kolumu tüm gücümle çekip elinden kurtardım ve  bıçak olduğunu tahmin ettiğim cismi hızla koluna saplamaya çalıştım.O anda hareket ettiği için  bıçak kolunun kenarına değip etini kesti.Elime doğru akmaya başlayan kanla gözlerim şokla açıldı.Ellerimin titremesiyle bıçak elimden kayıp yere düştü.Başımı kaldırdığımda bana şaşkınlıkla baktığını gördüm.Acıyla inleyip elimi bırakıp kolundaki yarasının üzerine batırıp üstümden çekilip yere çöktü.Korkuyla hızla ellerimle kendimi geri yitip kalçamın üstünde geri geri sürünüp ondan uzaklaştım ve mutfak dolabına sırtımı dayadım.Gözlerimi Oktay'ın üstünde tutup tetikte bekliyordum.Yere bakmaya cesaretim yoktu.Oktay küfürler savuruyor eliyle yaraya bastırmaya çalıştırıyordu.Ben ise öylece duruyordum.Bedenim kaskatı kesilmişti.Karşımda duran artık tanıyamadığım adamın hareketlerini izlerken içimde daha önce hiç hissetmediğim bir çöküş oluyordu.İçimde kıyamet kopuyordu.Gömleğinin üzerinden sızan kanı durdurmak için tezgahın üzerinden bir bezi alıp koluna bağladı.Başını kaldırıp bana gözlerindeki nefret baktı.Gözleri hiç kimse de daha önce görmediğim bir şekilde nefret ve öfke vardı.Beynimin içinde tehlike çanları çalmaya başladı.Eğer şimdi buradan çıkmayı başaramazsam her şeyi için çok geç olacaktı..Telefonumu yukarıda yatak odasında unuttuğum için yardımda çağıramazdım.Sıkışıp kaldığım yerde bir kaçış yolu ararken birden ayağa kalkıp hızla yanıma geldiğinde geç kaldığımı anladım.Eğilip saçlarıma asılarak beni zorla ayağa kaldırdığında acıyla çığlık attım.Ellerimle tezgahtan destek alıp zorla ayakta duruyordum.

EZRA (KALBİMİN PUSULASI SERİSİ 1)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora