EZRA (KALBİMİN PUSULASI SERİSİ 1)

51.BÖLÜM

Selamlar canım okurlarım.🙋

Sizlere yine bomba gibi bir bölüm getirdim.

Geçen bölüm yapılan tahminler doğruydu.Artık kimin ne olduğunu öğrendiniz.Tebrik ederim güzellerim.😘😘

Şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz.Bakalım Ezra neler yapmış?

Keyifli okumalar!..

Yorum ve oylarınızı merakla bekliyorum.☺️

Görselde; Bölüm afişimiz var.

Bölüm müziği; Zeynep Bastık - Nilüfer 

******
Çok sevmek yetmez mühim olan güzel sevmektir.

Reşat Nuri Gültekin

*******

Bazı insanlar vardır.Hala sizi yaralamak,hayatınızı zehretmek için elinden geleni yapan birileri..Geçmişte bıraktığınız ama hala başınıza bela olan insan görünümlü yaratıklar. Böylelerinin hep içinin,ruhunun çürüdüğünü düşünüyordum.İçlerini sadece kötülükle doldurdukları,kendi zifiri karanlıklarında boğuldukları zindanları vardı onların..Tıpkı şu an karşımda duran -ki hala ne yüzle karşıma çıktığını anlayamadığım- yüzsüz eski kaynanam gibi.. Bela geliyorum demiyordu.Hatta eşantiyonu ile birlikte geliyordu.Onun hemen arkasından kapıdan içeri giren kişiyi görünce öfkeyle yerimden kalktım.Ayağımdaki topuklu ayakkabıyı çıkarıp suratlarına geçirmemek için kendimi zor tutarak karşılarında durdum.Eğer içeriye girmeye kalkarlarsa yapacaklarımdan ben sorumlu değildim.Kollarımı önümde bağlayarak önlerinde dimdik durdum ve dik ve sert bir şekilde boya küpüne dönmüş ve insanlıktan çıkmış suratlarına baktım.Şuan gözlerimin kanadığı da bir gerçek!Sinirlerime hakim olmaya çalışarak soğuk hatta buz gibi bir sesle konuştum.

''Sizin burada ne işiniz var?!''

''Çekil önümden!Senin nemrut suratını görmeye gelmedim buraya.Önümüzden çekilip gelinimle bana bir şeyler getir.''diyerek bana emir verip elini sallayarak içeri adım atmaya kalktıkları anda ikisininde öne geçip engel oldum.Arkasındaki o pislik kadına kendine gelinim mi demişti az önce?Sonunda kendisi gibi birini bulmuştu anlaşılan..İkisi de o kadar karaktersiz ve ahlaksız ve  buraya,benim mekanıma gelecek kadar yüzsüzlerdi.

''Size içeri girebileceğinizi kim söyledi?''dedim sert bir şekilde.

''Burası benim oğlumun yeri. İstediğimiz zaman buraya gelirim sana mı soracağım be..''dediğinde dudağım soğuk bir şekilde yana doğru kıvrıldı.O anda gözlerimden ateş çıktığına emindim. Çünkü ilk defa bir büyüğüme saldırmak üzereydim. Nabzımın hızlanmasına bakmadan göğsümdeki ellerimi çözdüm ve beklemediği bir harekette bulunup burnunun dibe kadar girdiğimde kısa boyu yüzünden kafasını kaldırıp yukarı bakmak zorunda kaldı. Şaşkınlıkla yüzüme bakan kadının gözlerine içine nefretle bakarak sert bir şekilde konuşmaya başladım.

''Bana bakın Nebahat hanım!.. Birincisi;burası senin o şerefsiz oğluna ait değil,benim!Buranın tek sahibi var o da benim.''diyerek üstüne bastırarak söyledim ve o lanet ağzını açmasına izin vermeden devam ettim. ''İkincisi ise;ikinizin de burada işi yok.Bir daha ikinizi de buranın yakınında dahi görmeyeceğim anlaşıldı mı?Şimdi daha fazla sabrımı zorlamadan pisliğinizi de alıp defolup gidin buradan!''diyerek kapıyı gösterdiğimde iki yılanda gözlerini kısarak bana baktı.

''Sen bizi buradan kovamazsın tamam mı!''diye çığıran gereksizi kaile almadım.Nasıl olsa havlar havlar susardı.

''Torunumu göreceğim buna da engel olamazsın ya.''diyen kadına alayla baktım.