88.BÖLÜM

3K 224 36
                                    


Selamlar bir tanecik okurlarım..
Yine rötarlı bir dönüş oldu farkındayım.🙈Rahatsızlıktan dolayı buralarda olamadım. Geçmiş olsun dilekleriniz için çok teşekkürler canlarım.😘❤️
Evett!.. Gelelim bölümümüze.
Kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Yine aşka, duygusallığa ve de aksiyona doyacağımız bir bölüm olacak.
Bakalım neler olacak?
Tahminleriniz tuttu mu?
Satır arası yorum yapın da konuşalım👉🏻👉🏻

Bu arada...

Geri sayıma devam ediyoruz.
Finale son 1 bölüm kaldı.
Final yapmak zor olacak gibi hissediyorum. 
Neyse beni bırakırsanız ağlarım o yüzden sizi bölümle baş başa bırakıp ben kaçayım.

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur.

Keyifli okumalar canlarım..

Yorum ve oylarınızı sevgiyle beklemekteyim. 

Görselde; Afişimiz var.

Bölüm Müziğimiz; Çağan Şengül - Nehir 

( Son zamanlarda bu adamın şarkılarını dinleyerek yaşıyorum resmen. Duygu dolu ve hissettirdikleri çok güzel.. Bölümü okurken dinlemenizi tavsiye ederim.)

************************************

Sol yanımda sen
Burnumda senin kokun
Kollarımda bana bahsedilmiş bir dünya
Gülüşün geldi gözümün önüne
Geriye ne kaldıysa unuttum
Bir gözlerin kaldı bende 
Bir de o ilk elimi tutuşun... 
                       
                                 duslerkitapligi

************************************

        SIRAT 

İki gün geçmişti. Onsuz geçen, ölümden beter iki gün, kırk sekiz saat.. Yanımda olmadığı her anda benimde içimden bir şeyler kopup gidiyordu sanki..  Zamanı tutmak, durdurmak istiyordum. Sevdiğimi iyileştirmek istiyordum. Hep benim kollarımda iyileştiğini söylerdi. Şimdi neden onu iyi edemiyordum? Karım ve çocuklarım için çırpınan yanım onları yalnız bırakmak istemezken evde beni bekleyen yavrumuzu da düşünmem gerekiyordu. Bizden hiç bu kadar uzak kalmayan oğlum iki gündür evde perişan olmuştu. Onu hastaneye getirmelerini, burada sefil olmasını istemiyordum. Sonunda Ezra'nın babası benim çaresiz halimi görerek müdahale etti. Hala yoğun bakımın penceresinin önünde dururken elini omzuma atıp hafifçe birkaç defa vurmuştu. Bu erkekçe 'Senin yanındayım oğlum!' demekti. Yanımda durduğunda ona baktım. Kızına kıymetli bir mücevhere bakar gibi bakıyordu. Benden daha çok canı yanıyordu biliyordum. Çünkü bir baba olarak benimde canımda onun gibi yanıyordu. Evlat çok başka bir şeydi. Birkaç yıl önce evlat sevgisini hiç tadamayacağımdan korkan biriyken şimdi onlar için canımı feda edebileceğim birbirinden değerli dört bebeğim vardı. Birini sevmek, onun eşi, diğer yarısı olmak zor değildi. Kalbin onun için atması,  nefes almak kadar kolaydı. Ama baba olmak bilmediğin topraklarda yürümek gibiydi. Endişeyle ve merakla yürüdüğüm bu yolda da benim en iyi rehberim yine babalarımdı. 

''Dünyaya gelişi, doğumu çok zor oldu. O zamanlar Doğu Anadolu'nun küçük bir kasabasındaki okula yeni tayinim çıkmıştı. Zar zor kalacak bir bulduk. Neyse işte.. Kar kış demeden taşınmaya başladık. Sağ olsun kasaba sakinleri de bize yardımcı oluyordu. Ertesi gün yoğun yağıştan dolayı yollar kapanmıştı. Gecesi Ruhsar hanımın sancıları başladı. Yeni taşınmışız yol bilmem iz bilmem. Koşarak çıktım evden. Bizden az ötede yaşayan yaşlı bir çift vardı onlara haber verdim. Kadın bize yardım ederken adamda koşup kasabanın ebesini bulup getirdi. Ebe hastaneye gitmemiz gerektiğini, oradaki doğumun tehlikeli olacağını söylese de yapacak bir şey yoktu. Yollar kapalıydı ve en iyi ihtimalle iki güne açılır diyorlardı. Doğumda kordon boynuna dolanmış. ''dediğinde korkudan kalbim tekledi. Başını sallayarak devam etti. ''Merak etme, ebe tecrübesiyle hemen müdahale etmiş. Ben dışarıda korku ve endişeden kafayı yemek üzereyken onun sesini duydum. İnanır mısın? O ana kadar bir tek Ruhsar'ın sesini duyunca kalbim öyle hızla atar sanıyordum. Çok yanılmışım.. İnsan çocuğu için her şeyin iki katını hissediyormuş. Sevginin de endişenin de.. Onu ilk kucağıma aldığımda ise hissettiklerimin tarifi mümkün değil Sırat. Kucağıma minicik, güzel bir melek bırakılmıştı. Minicik parmaklarıyla elimi tuttu ve o andan sonra da hiç bırakmadı. Bende onun ellerini sımsıkı tuttum ve hiç bırakmadım. O an anladım ki sevgi, kaybetme korkusunu da beraberinde getiriyor. Yıllarca düşmesinden, yaralanmasından korktum. Sonra bir gün geldi benim gözümden sakındığım kıymetlimi, gelip bir başkası yaraladı. Biliyordum olacakları, görüyordum ama kızım için her şeyi göze aldım. Her düştüğünde elinden tutmuştum. Yine tutar, yine yaralarını sararım diye düşündüm. Sonra Batın'ım dünyaya geldi ve ben dede oldum. Aynı korkular, endişelerle başladı. O olaylardan sonra daha da kötüydü. Yavrularımı toplamak, hayata yeniden tutunmalarını sağlamak için elimden geleni yaptım. Yaralarını öptüm, sardım ama çok derindi ve bu sefer ben oraya ulaşamıyordum.'' Ben kaskatı olmuş bedenimle onu dinlemeye devam ederken, duraksayıp gözlerindeki yaşlarla bana dönerek sevgiyle gözlerimin içine baktı. ''Sonra sen geldin ailemize.. Kızıma çok iyi bir eş, torunuma çok iyi bir baba oldun. Onlara öyle iyi geldin ki oğlum, bunun için sana ne kadar dua etsem azdır. Seni çok iyi anlıyorum Sırat. Bir eş ve baba olarak şuan ne kadar korktuğunu biliyorum. Ama ailen için güçlü durmalısın. Onlar için endişelenmek en çok senin hakkın ama kendini perişan etmek yerine yardım etmemize izin ver olur mu? Sen gidip biraz oğlunla ilgilen, bende burada kızıma bakarım. İtiraz etmek yerine onları düşün. Oğlunun şuan sana daha çok ihtiyacı var. Merak etme, sen gelene kadar karına da bebeklerinize de gözüm gibi bakacağım. ''diye söz verdiğinde bir ona bir Ezra'ya baktım. Onunda böyle düşüneceğini bilerek başımı sallayarak kabul ettim. 

EZRA (KALBİMİN PUSULASI SERİSİ 1)Where stories live. Discover now