78.BÖLÜM

3.4K 276 30
                                    

Selamlar canlarım..

Yepyeni ve güzel bir bölümle geldim.

Neler olacak neler..

Olaylı bir bölüme hazır mısınız bakalım?

O zaman gelsin bölümm.

Keyifle okuyun canlarım..

Yorum ve oylarınızı eksik etmez ve buraları şenlendirirseniz beni çok mutlu edersiniz. 

Görselde; Ezra var.

Bölüm müziğimiz; Seda Yiyin - Aşk Layık Olanda Kalmalı 

************************************

''İnsan bazen büyük hayallerini küçük insanlarla ziyan eder..''

                                                                                              Gore Vidal

********

''Kelebek misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük..''

                                                                                    Nazım Hikmet 

************************************

   Bazı insanlar vardır, sizi siz ederler. Bazıları da vardır sizi sizden eder... Yıkar, döker! Sonra da elini kolunu sallayarak hayatınızda yürümeye devam eder. Kendinde bunu hak olarak görür. İşte benim hayatımda da böyle bir insan vardı. Kendisi şu an masanın diğer ucunda tam karşımda oturan eski kocam oluyordu. Olaylar üst üste gelince Mısra görüşmemizi iki hafta sonraya almıştı. Sabah erken saatlerde Sırat ile birlikte evden çıkıp, Mısra'nın ofisine gelmiştik. Toplantı odasında bizi beklediğini gördüğümde bedenim gerilmeye başlamıştı bile..  Sıratın elimden tutarak yanımda olduğunu güven veren baskısıyla hissettirdiğinde
toparlanarak masanın diğer ucuna geçip oturdum. Sırat'ta tabi ki hemen yanıma oturdu. Mısra iki tarafın arasına oturup konuşmayı yönlendirecekti. Oktayın da yanında kendi avukatını getireceğini düşünmüştüm ama yanında kimse yoktu. Şimdi ifadesiz bir şekilde yüzüne baktığım adam son gördüğüm o olaydan beridir epey değişmişe benziyordu. İyice çökmüş gibi duruyordu. Ona acımak en son yapacağım şey bile değildi tabi ki.. Sadece yıllardır tanıdığım yada tanıdığımı düşündüğüm adam ilk defa benden gözlerini kaçırıyordu. O gün bile bunu yapmamışken şimdiki bu ifadesini çözemiyordum.

Bana çekinerek bakıp, ''Nasılsın Ezra?'' diye sorduğunda da şaşırdım doğal olarak. Samimiyetle sorduğunu fark ettim. 

''Gördüğün gibi gayet iyiyim, iyiyiz.'' dedim samimiyetle ve yanımda oturan kocamın masanın üzerindeki elini tuttum. O yanımdaydı ve ben dünyanın en mutlu kadınıydım. Bunu onun gözüne sokmak için değil sadece o an içimden geldiği için yapmıştım.

''Sevindim. '' dedi başını sallayarak. ''Peki, oğlum nasıl?'' diye sordu merakla.

''Çok iyi, her zaman ki gibi oğluma en iyi şekilde bakıyorum.'' İstemesem bile ağzımdan çıkan sözler biraz eleştirel oldu ama yapacak bir şeyim yoktu. Bu sözleri işitmeyi baştan hak etmişti.

''Biliyorum, sen her zaman oğlumuza en iyi şekilde baktın. Ben.. Ben ise hep sorumsuz taraf oldum. Seni ve oğlumuzu yalnız bıraktım. O zamanlar kafam iyi değildi. İş yüküm ve olanlar..'' dediğinde hiddetle sözünü kestim. 

''Sorumluluklar ağır geldi demiyorsun da şuna! Neyse artık.. diyerek elimi şöyle bir havada salladım. Artık bunları umursadığım yoktu. ''Bunlar geçmişte kaldı ve ben o defteri çoktan kapattım sana da kapatmanı tavsiye ederim. Ben bunları konuşmak için seni çağırmadım zaten.''

EZRA (KALBİMİN PUSULASI SERİSİ 1)Where stories live. Discover now