EZRA (KALBİMİN PUSULASI SERİSİ 1)

66.BÖLÜM

Merhabalar canım okurlarım.🤗
Bu hafta nasılsınız bakalım?
Yeni bölüm için heyecanlı mıyız?
Eee hadi o zaman kaldığımız yerden devam ediyoruzzz..
Yine romantizm ve aşka doyacağımız şahane bir bölüm olacak. Bu hafta sizi muhteşem sahneler ve sürprizler bekliyor.

Çaylar, kahveler hazırsa başlıyoruz.

Keyifli okumalar canlarım.😚😚
Yorum ve oylarınızı heyecanla bekliyorum.😍
Görselde; Bölüm afişimiz bulunuyor.
Bölüm müziğimiz; AliFiru - Canım Benim

*****************************

Aşk, yaşamak için birisini bulmakla ilgili değildir.
Aşk, onsuz yaşayamayacağı birisini bulmaktır.

                                            Rafael Ortiz

********

Gecenin devamında Sırat ile el ele davetlilerle ilgilendik. Ben nereye gidersem o da benimle geldi. Etraftaki adamların bakışlarını gördükçe kıskanması çok tatlıydı. Bense ona bakanların gözlerini oymamak için kendimi zor tutmuştum. Tabi ki onu kıskanmam hoşuna gitmiş, zevkten dört köşe olmuştu. Bir süre sonra sadece birbirimizle ve işimizle ilgilenmeye başlayınca hiç birini umursamaz olmuştuk. Bu geceden sonra hem medyada hem de sosyetede hakkımızda  dedikoduların dolaşacağına emindim. Gecenin sonuna doğru, saat on ikiye yaklaşırken misafirler tek tek ayırmaya başladı. Hepsini yolcu ettikten sonra, yanımda elimi sımsıkı tutan eşim ile beraber büyükelçinin ve eşinin yanına gittik. Yanındaki koruma, bizim geldiğimizi bildirince hemen bize döndü.

''Her şey tamam mı Ezra hanım?''

''Evet efendim, misafirleriniz az önce ayrıldılar.''

''İyi iyi..''

''Başka  bir emriniz var mı?'' diye sordum.

''Estağfurullah! Emir değil de bir ricam olabilir sizden?''

''Ne demek! Buyurun efendim.''

''Bundan sonra, Türkiye'de bir organizasyon yaptığım zaman sizinle çalışmak istiyorum. Sizin içinde uygun olur mu?''

''Çok memnun oldum efendim, teşekkür ederim.'' dediğimde yanında adama işaret ettik.

''O zaman yardımcım Ziya sizinle iletişime geçecektir.  Onunla konuşup ayarlarsınız.''

''Elbette..'' diyerek başımı salladım. Dışarıdan sadece gülümsüyor görünsem de içimden sevinç çığlıkları atıyordum.

''Bu gece ki organizasyon oldukça güzeldi, çok iyi bir iş çıkarmışsınız Ezra Hanım. Sizi ve ekibinizi tebrik ederim.'' dedikten sonra yanımda sessizce duran Sırat'a dönerek ''Bu beyefendi kim Ezra Hanım?''

''Pardon efendim, tanıştırmayı unuttum. Kendisi benim nişanlım, Sırat Yiğithan.''

''İyi geceler, büyükelçim.''

''İyi geceler genç adam.''

''Düğün ne zaman Ezracığım?''diyerek heyecanla araya giren eşiyle gülmedim.

''İki hafta sonra inşallah efendim.'' dedim gülümseyerek. ''Sizleri de düğünümüzde görmekten çok mutlu oluruz.''

''Ah canım, gelmeyi çok isterdik ama birkaç gün içinde Amerika'ya geri dönmemiz lazım! Erkeklerin işi bitmek bilmiyor maalesef..'' diyerek sinirle eşine baktığında koskoca büyükelçi genç bir delikanlı gibi telaşla ''Ama hayatım biliyorsun...''dediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum.