V.I.P 08 KİTAP OLUYOR

Da ilmelistan

11.8M 677K 194K

Doğrulup tekrar kameraya baktığımda ise bir süre konuşmamıştı. Beni izliyordu. Başını hafif yana eğmişti ve b... Altro

T A N I T I M
♧ BÖLÜM ●1● ♧
♧ BÖLÜM ●2● ♧
♧ BÖLÜM ●3● ♧
♧ BÖLÜM ●4● ♧
♧ BÖLÜM ●5● ♧
♧ BÖLÜM ●6● ♧
♧ BÖLÜM ●7● ♧
♧ BÖLÜM ●8● ♧
♧ BÖLÜM ●9● ♧
♧ BÖLÜM ●10● ♧
♧ BÖLÜM ●11● ♧
♧ BÖLÜM ●12● ♧
♧ BÖLÜM ●13● ♧
♧ BÖLÜM ●14● ♧
♧ BÖLÜM ●15● ♧
♧ BÖLÜM ●16● ♧
♧ BÖLÜM ●17● ♧
♧ BÖLÜM ●18● ♧
♧ BÖLÜM ●19● ♧
♧ BÖLÜM ●20● ♧
♧ BÖLÜM ●21● ♧
♧ BÖLÜM ●22● ♧
♧ BÖLÜM ●23● ♧
♧ BÖLÜM ●24● ♧
♧ BÖLÜM ●26● ♧
♧ BÖLÜM ●27● ♧
♧ BÖLÜM ●28● ♧
♧ BÖLÜM ●29● ♧
Hellö
VİP KİTAP OLUYOR
OYUN KİTAPLARI SEVENLERİN DİKKATİNE!
DUYURU
KİTAP KAMPANYASI (Yayınevi Açıldı)
YAYINEVİ AÇILDI

♧ BÖLÜM ●25● ♧

267K 5.7K 3.2K
Da ilmelistan

Hellö


S

essiz bir kuyunun içerisinde duyabildiğim tek etken nefes alışverişlerim ve kalp atışlarım gibiydi. Yalnızlığım yüzüme bir tokat gibi çarparken sanki hayatım boyunca bana yapılacak tek gereklik bundan ibaretmiş, ben buymuşum gibi...

Soğuk hava bedenimi yakarken üşümüş, telefonumu tutan elim ise uyuşmuştu. Ne diyeceğimi bilemez bir halde öylece ekrana bakarken onun donmuş gibi karşımda duran yüzüne baktım. Maske her zaman ki gibiydi. Ardında saklanan yüzü görememek farz olmuş gibiydi.

Ekranda birden karartı belirdi ve karıncalandı. Ateşler o anda neredeyse 10 metre boyutu almış ve yükselmişken kendimi birkaç adım geriye giderken buldum. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ki gözlerime ilişen o ekranda kocaman iki yazı belirdi.

KABUL ET! REDDET!

İşte o an sanki garip bir dünya içerisinde atılmış gibi hissettim. Nefesim sanki hiç var olmamış, olsa da kimsenin umurunda değilmiş gibi. Yalnızlığımı simgeleyen bu oyunken onu geride bırakma ihtiyacı ile yanıp tutuşmak, insanları bir eğlence içerisine sokmak beni soytarı haline bürümüştü. Onun soytarısı ben, benim soytarım ise karakterimdi.

Parmağım reddetme tuşuna doğru ilerlerken nelerin doğru, nelerin yanlış olduğunu düşünmeme ramak kalmazken kendimi tıklarken buldum. Son anda verilen bir karar değişikliği mi yoksa cesaret miydi bilmiyorum. Ama hayatımda son olanlardan sonrasında geri planda kalmak en son isteyeceğim şeymiş gibi geliyordu.

Kabul etmiştim.

Her zaman ki gibi ekran karardı ve birden kamerada palyaço suratlı adamı görmeyi beklerken kendimi görmem ve üst sağ köşede insanların girdiğini bildiren göz işareti ile birlikte kaşlarım çatıldı. Acele ile arkama dönüp baktığımda ise kimseyi göremedim. Maskeliler yok olmuş, ortamda sadece ben kalmıştım. İyi de ne zaman gitmişlerdi? Bana bir şey olursa peki? O zaman beni kurtaracak kimse yok muydu yani?

Ekrana tekrar baktım. Şimdiden izleyici kitlesi almış başını ilerlemişti. 456.788 kişi oldu. Bu rakam benim şaşkına uğramamı sağlarken ilk 06 oyunumun ne olduğunu merak eden herkes delicesine yorum yapmaya başlamışlardı.

Gözüme takılan tek yorum ise "Bu kız V.I.P'yi trajedi dükkanına çevirdi. Birisi şuna tehlikeli oyunlar oynatabilir mi?" Olmuştu. Ve hemen ardından yorum beğenildi ve hızlı bir şekilde oylamaya sunuldu. Oylar akıl almaz bir şekilde artarken ekranımda bir yazı belirdi.

"ONLARA SALINCAĞI GÖSTER." Yazıyordu. Bunu izleyicilerin gördüğünden şüpheliydim. Oyuna bunca müdahale edebilen birisi hakkında artık şüphelenmeye başlamıştım. Kurucusu muydu? Başında olan adamlardan birisi beni eğlencesi olarak mı görüyordu? Tanrım! Delirmek üzereydim ama yorumlar ve oylama sistemi artarken başımın belaya gireceğini anlamam uzun sürmemişti. Kabul etmek mi? Tanrım! Her defasında ölüme bir adım daha yaklaştığımı hissetmek benim gafletim olsa gerekti.

Ben hâlâ şaşkın şaşkın telefona bakarken birden ekrandaki görüntü değişti ve ekranda alevler içerisinde kalmış salıncak yer aldı. Bir an oylamaların hepsi durdu. Ekranımdaki oylamaların yüzdeliği kaybolurken birden herkes oyunu beğendiklerine dair bir oylama sistemi açtı. 06 odasının getirdiği yeni bir özellik olmalı ki insanlar bu oylama sistemi ile çılgınlıklarını ayrı bir yere iteklemişlerdi.

"Orada mı sallanacak?"

"Alevler çok hareketli, yanabilir."

"06'ya geçmenin bedeli..."

Yorumlar arasında dolanırken son yorum dikkatimi çekti. 06'ya geçmenin bedeli mi? Bunun aynısını söyleyen 08 ayrıntısı ile dikkatim dağılırken yorumun üzerine tıkladım ve kullanıcı adına baktım.

T2k7y3s5

Kullanıcı adını yıldızladım ve ön alanıma aldım. Attığı yorumları yıldızlı bir şekilde görmeyi kabul etmiştim. Ekrana merakla bakarken hâlâ insanların delicesine yorum attıklarına şahit olmam sanki alışıldık bir şeymiş gibi öylece ekrana bakıyordum. Birden yeni bir oylama sistemi açıldı.

KAÇ SANİYE SALLANSIN?

10 30 60

ÜÇ SEÇENEK DE SEÇENEK DURUMUNA GELİRKEN BİRDEN 3'ÜNDE DE YÜZDELİK SİSTEMİ AÇILDI.

Şaşkınlıkla ekrana bakarken yıldız 60 üzerinde yer aldı. T2k7y3s5, 60 saniyeye tıklamıştı. Bu ayrıntıya dikkat ederken birden ekranda kocaman yüzdelik belirlendi ve 10 saniyede yapılmış olan oylamayı kazanan 60 saniye oldu. %47 oyla kazanmıştı. Ardından hemen yorumlar yapmaya başlandı.

"Delirdiniz mi siz? Kızın ölme ihtimali yüksek."

"60 saniyede ölecek."

"Kimse o kadar yüksekten sallanamaz."

"Alevler üzerine sıçrayacak."

"Salıncak yanacak."

"Ölmesi en iyisi. Çok çabuk yükseldi."

"Başına bir şey gelirse buradaki herkes sorumlu olur."

"Kız ölecek."

"Sallan artık."

İşte o mesaj gözlerime ilişti. Kocaman yıldız yanında kendisini korurken en son yorum dikkatimi çekti.

"Öleceksin."

Donmuş öylece ekrana bakıyordum. Görevi zamanında yerine getiremezsem oyundan diskalifiye edilecektim. Belki de bunun olması gerekiyordu. Bunca insanın nefreti arasında bu oyuna devam etmem doğru olmayacaktı da belki.

Öylece ekrana bakıyordum. İzleyici sayısı 790.973 olmuştu. İzleyici sayısı kendisini aşmışken 06'nın büyük mecralara kendisini açtığını fark etmem uzun sürmemişti. Artık birçok insanın nefretini ve heyecanını temsil ediyor olmak gözümü korkutmuştu. Nedensizce salıncağa binmekten daha çok korktuğumu fark ettim. Telaşım ve korkumun arasında oradan oraya savrulurken kulağıma bir şeyler ilişmeye başladı.

Uzaktan gelen korna sesleri yavaşça daha da netleşirken aşağıdaki yolda bir ışık huzmesi gördüm. Yolda adeta bir konvoy hızla buraya ilerliyordu. Merakla orayı incelediğimde ise kapının önünde duran onca arabanın arasında bağırış çağırış, insanların kendi aralarında atışması ve birbirlerini geçme ihtiyacı duymaları ile birlikte büyük okul kapısı ne zaman açıldığını bile bilmezken içeriye insanlar hücum etti.

Olanları kavramaya çalışıyor, onca insanın ellerinde fener, telefon ışıkları ile hareketlenirken bana doğru kamerayı doğrulttuklarını gördüm. Birkaç insan ise ellerinde büyük kameralar ile gelmişlerdi.

Bunca insanın sırf beni yakından izlemek ve çekmek uğruna buraya gelmiş olmasına şaşırırken beni nasıl bulduklarına anlam vermeye çalışıyordum. Bu da neyin nesiydi? Daha öncesinde böyle olmazdı ki. İnsanların olduğu ortamlarda ise evet çekerlerdi ama şimdi yalnızdım ve onca insan da benden uzakken burayı nasıl bulmuşlardı?

Daha birkaç dakika öncesinde yalnız olduğum için korkarken şimdi de insanların çoğunluğunun burada olmasından dolayı korkmaya başladığımı fark ettim.

Geriye çekilip insanların beni çekmesini engellerken düşünmeye başladım. Üzerimdeki baskı, insanların beni bir kalıp içerisine sokup oyuncak gibi kullanması ve hiçbir şeyi kavrayamadan her şeyin olup bitmesi bütün algılarımı zorluyordu.

O an, çatı kapısının vurulduğuna şahit oldum. Korkuyla yerimden sıçrarken delicesine vurulan demir kapı adeta kırılacak gibiydi. Kapıyı açmalı mıydım? Ekranda bir yazı belirmesini bekledim ama nafileydi. Hiçbir şey yoktu. Kulaklarıma ilişen insan çığlıkları ve haykırışları ile birlikte duyabildiğim tek şey, KENDİNİ GÖSTER'di. Ne yapacaktım? Ne yapmalıydım?

Bundan öncesinde her şey bir amaç uğrunaydı evet. Ama şimdi bir amaç söz konusu değildi. Ucunda benim tehlikede olduğum durum söz konusuydu. V.I.P oyuncularının hepsinin içerisinde bulunduğu durumla aynı haldeydim. Neden korkuyordum peki? Onlar yapmaya cesaret edebilirken ben neden şimdi asıl korkumu yaşıyormuş gibi hissediyordum?

O an kapıda büyük bir gürültü yer aldı. Gözlerim kapının olduğu yere kaydığında ise bir ışık huzmesi gördüm. İnsanlar içeriye hücum ederken aralarında konuştuklarını ve merakla beni aradıklarını görebiliyordum. Beni görmemeleri için birkaç adım geriye gidiyordum ki arkamdan bir ses duydum. Merakla bakındığımda ise havada uçup bana ışık doğrultmuş bir şey dikkatimi çekti. O drondu. Kameranın sesini duyabiliyorken ışığa karşılık gözlerimi kıstım ve elimi önüme koydum.

Çok geçti. Işık, herkese yerimi gösterirken beni buldular ve hepsi birden kameralarını bana doğrultmaya başladı. Hepsi, beni net bir şekilde çekebilecek yere gelmişken bağırmaya başladılar.

"Yaşa Hazal!"

"Bu kız bir harika!"

"İlk defa yakından görüyorum. Çok masum duruyor."

"Korkma biz buradayız."

Hepsi bir ağızdan konuşurken aralarında küfür edenler de yer alıyordu. Gözlerim aşağıya kaydı. Gittikçe insan sayısı artarken maskeli insanlar aradım ama hayır. Beni getiren insanlardan iz dahi yoktu.

O an fark ettim ki aşağıda bir şeyler yapılmaya başlanmış, büyük bir alan boş bırakılmıştı. Merakla ne olduğunu anlamaya çalışırken birisi aşağıdan bana el sallayıp bağırmıştı.

"Düşmemen adına önlem alıyoruz. SENİ SEVİYORUZ."

Herkesin ağzında bu iki kelime birden oluşurken kendimi kapana kısılmış bir fare gibi hissettim. Ağzımı dahi açamıyordum. Sanki bütün izleyicilerim buraya doluşmuş gibiydi. Tanımadığım onca insan okula toplanmışken hepsinin benden büyük ya da aynı yaşlarda olduğumuzu fark etmem uzun sürmemişti. Yaşlı adamların bile ellerinde telefonla beni çekmeye çalıştıklarını görmüştüm. Etrafımda dolanan dron bir uzaklaşıp bir yakınlaşıyordu. Işığı gözümü alırken ne yapacağımı şaşırmış öylece etrafa bakıyordum.

"Hadi yap artık."

"Yap şunu!"

"Neyi bekliyor?"

İnsanların bağırışları içerisinde öylece durmuş ne yapacağımı bilmez halde etrafı incelerken elimdeki telefon titredi. Benim elimdeki telefonunun titremesinin hemen ardından insanlar sessizleşti ve herkes elindeki telefona bakmaya başladı.

Okulun etrafı, herkesin ellerindeki ışıklarla aydınlanmışken her şeyi net bir şekilde görebiliyor olmak daha da korkmama sebep olurken insanların şaşkınlık ve beğeni dolu bağırışları birden artmaya başladı.

"Vay anasını!"

"Bu ilk oldu."

"Böyle bir şey kabul edilemez. Diğerlerine haksızlık."

"Reddetsin."

"Reddetmeli."

"Reddetmesin."

Onca insanın birden konuşmaya başlaması üzerine yan tarafımda duran insanlardan birisi bana seslendi.

"TELEFONUNA BAK!"

Korkuyla ekrana baktım. Ekranda kocaman beliren ek boğazıma ilmek ilmek düğüm attı.

OYUNU REDDEDERSE SOYUNACAK.

Bu da ne demek oluyordu? 08 ne yapmaya çalışıyordu? Kendisini herkesten saklayan bir pedofili sanırken şimdi insanlara bir gösteri sunmaya iteklemesi de nereden çıkmıştı?

"Reddet. Soyunmak hayatına maal değil."

"Sadece seni 1 milyon kişi izlemiş olacak o kadar." dedi aralarından birisi kahkaha atmadan hemen önce. Ekrana tekrar baktığımda gözlerim izleyici sayısına kilitlendi.

"1milyon 698.309"

Hızla artan kitle ile öylece salıncağa baktım.

Telefonu aşağı atma isteğim, oyunu reddetme lüksüm, V.I.P tarihinden kendimi silme ayrıcalıkların hepsi kenara süpürülmüştü. O an her şeyi anladım. Olay benim görevi yapmam değildi. Olay tamamen benim bu kanal içerisinde yer almamdı. Benim var olmam ve insanları harekete geçirmemdi. Onlara bir gösteri sunup tatmin etmemdi. Ben aracıydım. Ben seçilmiş olarak gösteriliyordum ama asıl seçildiğim etken ayrıcalık değildi.

08, beni tuzağa düşürmüştü. V.I.P beni, çıkamamak üzere içine hapsetmişti.


Bölüm nasıldı?

Yazar: İlayda Melis Okurgan

Youtube: Mel Okurgan
Instagram: ilmelistan
Twitter: ilmelistan

YARDIMCI HESAPLARI

Wattpad: melis_hikayeleri 
Instagram: melseytanlari

Continua a leggere

Ti piacerà anche

45.3K 3.9K 50
Jimin'in senelerdir görmediği , konuşmadığı ablası Aera ve sadece bir kere gördüğü eşi Alex trafik kazasında ölmüşlerdi... "Yasemin kokusu" adlı ki...
23.8M 1.4M 79
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bi...
35.1K 941 37
Annesini iki aydir kaybetmis olan Deniz babasida esinin olumunden sonra bir kizinin oldugunu unutmus esinin mezarinda zaman geciriyordu.Genc kiz Deni...
gül gonca Da merve

Storie d'amore

140K 12.4K 20
Hikayede kusur varsa bendendir, İslam'dan değil. Hikayeye yorum yaparken lütfen argo kelimeler kullanmayın. "Seni nasıl sevdiğimi bilsen gitmezsin. B...