♧ BÖLÜM ●25● ♧

267K 5.7K 3.2K
                                    

Hellö


S

essiz bir kuyunun içerisinde duyabildiğim tek etken nefes alışverişlerim ve kalp atışlarım gibiydi. Yalnızlığım yüzüme bir tokat gibi çarparken sanki hayatım boyunca bana yapılacak tek gereklik bundan ibaretmiş, ben buymuşum gibi...

Soğuk hava bedenimi yakarken üşümüş, telefonumu tutan elim ise uyuşmuştu. Ne diyeceğimi bilemez bir halde öylece ekrana bakarken onun donmuş gibi karşımda duran yüzüne baktım. Maske her zaman ki gibiydi. Ardında saklanan yüzü görememek farz olmuş gibiydi.

Ekranda birden karartı belirdi ve karıncalandı. Ateşler o anda neredeyse 10 metre boyutu almış ve yükselmişken kendimi birkaç adım geriye giderken buldum. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ki gözlerime ilişen o ekranda kocaman iki yazı belirdi.

KABUL ET! REDDET!

İşte o an sanki garip bir dünya içerisinde atılmış gibi hissettim. Nefesim sanki hiç var olmamış, olsa da kimsenin umurunda değilmiş gibi. Yalnızlığımı simgeleyen bu oyunken onu geride bırakma ihtiyacı ile yanıp tutuşmak, insanları bir eğlence içerisine sokmak beni soytarı haline bürümüştü. Onun soytarısı ben, benim soytarım ise karakterimdi.

Parmağım reddetme tuşuna doğru ilerlerken nelerin doğru, nelerin yanlış olduğunu düşünmeme ramak kalmazken kendimi tıklarken buldum. Son anda verilen bir karar değişikliği mi yoksa cesaret miydi bilmiyorum. Ama hayatımda son olanlardan sonrasında geri planda kalmak en son isteyeceğim şeymiş gibi geliyordu.

Kabul etmiştim.

Her zaman ki gibi ekran karardı ve birden kamerada palyaço suratlı adamı görmeyi beklerken kendimi görmem ve üst sağ köşede insanların girdiğini bildiren göz işareti ile birlikte kaşlarım çatıldı. Acele ile arkama dönüp baktığımda ise kimseyi göremedim. Maskeliler yok olmuş, ortamda sadece ben kalmıştım. İyi de ne zaman gitmişlerdi? Bana bir şey olursa peki? O zaman beni kurtaracak kimse yok muydu yani?

Ekrana tekrar baktım. Şimdiden izleyici kitlesi almış başını ilerlemişti. 456.788 kişi oldu. Bu rakam benim şaşkına uğramamı sağlarken ilk 06 oyunumun ne olduğunu merak eden herkes delicesine yorum yapmaya başlamışlardı.

Gözüme takılan tek yorum ise "Bu kız V.I.P'yi trajedi dükkanına çevirdi. Birisi şuna tehlikeli oyunlar oynatabilir mi?" Olmuştu. Ve hemen ardından yorum beğenildi ve hızlı bir şekilde oylamaya sunuldu. Oylar akıl almaz bir şekilde artarken ekranımda bir yazı belirdi.

"ONLARA SALINCAĞI GÖSTER." Yazıyordu. Bunu izleyicilerin gördüğünden şüpheliydim. Oyuna bunca müdahale edebilen birisi hakkında artık şüphelenmeye başlamıştım. Kurucusu muydu? Başında olan adamlardan birisi beni eğlencesi olarak mı görüyordu? Tanrım! Delirmek üzereydim ama yorumlar ve oylama sistemi artarken başımın belaya gireceğini anlamam uzun sürmemişti. Kabul etmek mi? Tanrım! Her defasında ölüme bir adım daha yaklaştığımı hissetmek benim gafletim olsa gerekti.

Ben hâlâ şaşkın şaşkın telefona bakarken birden ekrandaki görüntü değişti ve ekranda alevler içerisinde kalmış salıncak yer aldı. Bir an oylamaların hepsi durdu. Ekranımdaki oylamaların yüzdeliği kaybolurken birden herkes oyunu beğendiklerine dair bir oylama sistemi açtı. 06 odasının getirdiği yeni bir özellik olmalı ki insanlar bu oylama sistemi ile çılgınlıklarını ayrı bir yere iteklemişlerdi.

"Orada mı sallanacak?"

"Alevler çok hareketli, yanabilir."

"06'ya geçmenin bedeli..."

Yorumlar arasında dolanırken son yorum dikkatimi çekti. 06'ya geçmenin bedeli mi? Bunun aynısını söyleyen 08 ayrıntısı ile dikkatim dağılırken yorumun üzerine tıkladım ve kullanıcı adına baktım.

V.I.P 08 KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now