♧ BÖLÜM ●20● ♧

294K 8.7K 5.7K
                                    

Ruhu sıkılmış bir kadının hapsettiği gerçeklerin ortaya çıkma isteği miydi bu sessizliğim? Yoksa beni bırakıp giden onca insanın arasında sıkışıp kaldığım girdabımın acımasızlığı mıydı?

Formamı düzeltip koridorda herkesin bakışları altında yürürken nefessiz kaldığım süre zarfında başıma geleceklere karşın neler yapacağımı düşünüyordum. En son burada olduğumda Berkan'ı müdüre şikayet etmiş ve bütün üstünlüğü onların ellerine bırakmıştım. 08 zırvalığı ise işin asıl kötü yanıyken diken üzerinde hissetmek konusunda oldukça haklıydım. Bir şeyler dönüyordu. Bir şeyler beni bekliyor olmalıydı ama ne olduğunu hala muammaydı.

Sırama geçip oturmayı bekliyordum. Ama beklediğim şey kesinlikle sıramın üzerine kırmızı keçeliyle yazılmış İSPİYONCU kelimesi değildi.

Şaşkın bir şekilde sınıfa bakıyordum bu sefer de. Herkesin git gide benden korktuğunu ve çekindiğini düşündüğüm o süre zarfı içerisinde şimdi yeniden ezilecek kadar alçak mı görünüyordum? Berkan okuldan atılmış mıydı? Ya da yeni bir görev verilip bizim sevgili olmadığımızı herkese açıklamış mıydı?

Yavaşça çantamı sıraya koyup sessiz sedasız ıslak mendili çıkardım ve masayı silmeye başladım. Her zamanki Hazal böyle yapardı çünkü. V.İ.P gazına gelen Hazal'ın yapmayacağı bir etken olsa da artık V.İ.P ayrıcalığı beni korkutuyordu.

"Lacivert ve dantelli... Bu aralar en sevdiğim iç çamaşırları oldu. Berkan'ın neden bu kızı istediği belli oldu." dedi sınıfın önünde durmuş bana iğrenç bakışlarla bakan yan sınıftan birkaç kişi. Şaşkınlıkla onlara bakakalırken bu sefer de diğer beni süzdü ve "Neden şaşırıyorsun ki? Kız el değmemiş bir nimet. Ben olsam, ben de o kadar uğraşma üzerine lise bitmeden tadına bakmak isterdim." dedi.

Sinirlenmiştim. Utanmış ve aşağılanmıştım. Düşürüldüğüm onca iğrenç duruma karşılık şimdi yeniden susmak zorunda olduğumu hissetmek sinirlerimi bozmuştu. İnsanlar ne düşündüğümü, ne hissettiğimi düşünmeyecek kadar bencildi. Onları korkutan V.İ.P etkisiydi. Ben değil. Hiçbir zaman da öyle olmayacaktı.

Daha sabaha kadar oturup düşündüğüm uygulamayı silme işlemi bir anda nedense aklımdan çıkıp gitmişti. Ezilmeye mahkum edildiğim bu okulda artık ayakta kalmamı sağlayan bir etkeni neden silmek zorunda gibi hissediyordum? Her güzelliğin bir sorunu vardı. 08 den yardım istemediğim sürece sorun çıkmazdı. Sonuçta bir oyundu. En fazla ne olabilirdi ki?

Ama fazla erken ve polyanna düşüncelerimle kendimi amansız bir çukura hapsedilmişliğimin ilk adımlarıydı.

Derin bir nefes aldım ve pis sırayı temizlemeyi bırakıp telefonu elime aldım. Berkan sözde sevgilim değil miydi? O zaman işe yaramalıydı. Gerçek bir ispiyoncu gibi bu çocukları ispiyonlardım ve onların icabına bakardı. Ya da ben onlara gücün artık benim elimde olduğunu gösterirdim.

Öne doğru bir adım atarken fevri düşündüğümün farkına varmam uzun sürmedi.

"Sakin ol Hazal! Sadece sakin ol ve düşün."

Düşündüm de. Temizlediğim sırama oturup üç saat boyunca tahtaya bakarken dersi dinliyormuş gibi yaptım ve her şeyi planladım. 08'den bir yardım talebi etmeden hem de. Gizli bir oylama ile 04'e atlama görevi istedim. Odanın efendisi de ben olduğumdan görevimi kendim seçip zamanını kendim verdim. Geri sayım başlamıştı. Herkes merakla görevimi yapmamı bekliyordu. Hesabımda aktif olan insan sayısı şimdiden 2759 kişi olmuştu. Merakla bekleyen insanlara hayal kırıklığı uğratmamak için ise onlara ön izleme sunmaya karar verdim ve işe koyuldum.

4. saatin yarısında tam süre bittiği zaman sınıftan çıktım ve boş koridorda kazan dairesine gittim. Hizmetlilerin sesi hemen ilerideki odadan gelse de sesimi çıkarmadan tam da umduğum yerden bırakılan poşeti aldım ve karanlık yerden çıkarken telefonumun kamerasını kendime çevirdim. Canlı yayına geçmemle birlikte birden izleyici sayısı dört basamaklı rakamların yerini aldı ve derin bir nefes alıp işime yöneltmeye itti.

V.I.P 08 KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now