♧ BÖLÜM ●11● ♧

164K 39.6K 8.3K
                                    

Hellö 💦

Boğuk, sert bir ses ilişti kulağıma. Nefesim bir an duruldu. Kasıldım ve olduğum yerde gözlerimi aralarken sokak lambalarının bir görünüp bir kaybolduğunun farkına baktım.

Arabadaydım.

Tavanı krem rengi sayılacak kadar kusursuz, ışıklandırmaları olan ve tutunma yerleri yer alan...

Elimi yattığım yere yavaşça sürttüğümde ise deri kaplamayı fark etmem uzun sürmedi.

İlk önce aklıma gelen kişi o pislik olmuştu. Serkan pisliği...

Ama başımı çevirip koltukta oturan adama baktığımda esmer, uzun sayılabilecek saçları olan bir erkek görmüştüm.

Bu Serkan değildi.

Kesinlikle değildi.

"Dikiz aynasından arkaya bakan siyah gözlerini gördüm bu sefer de. Gerilen bedenim ile acele ile doğrulmaya çalışırken ağrıyan bedenim ve başım bana yardımcı olamayacak kadar bencildi.

"Sen..." dedim ve tek elimle doğrulmaya çalışırken başımı tutuyordum. Yatağa boylu boyuna yatamamıştım zaten. Kıvrılmam gerekiyordu ve arabasında bulunduğum bu adamın kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu.

"Sen kimsin?"

Arabanın içerisinde kokan o tanıdık olmayan kokuyu hala alabiliyordum. Muhtemelen ona ait bir parfüm olmalıydı. Sigara kokusu ile bağdaşmış hali ile biraz ağır gelse de bu bana yabancıydı. Korkmamı etkileyen bir gerilim müziğinden farksız gelmişti.

"Söylesene, o kadar çok içtikten sonra ne olmasını planlıyordun? Üstelik, kaç yaşındasın sen? 15 mi?"

Kaşlarım çatıldı. Başım delicesine zonklarken hala nasıl bir durumda olduğumu çözmeye çalışıyordum.

"Kaç yaşımda olduğum seni ilgilendirmez. Neden arabandayım?"

Yüzümü buruşturdum. Başım çatlayacaktı neredeyse. Bağırıp, çağırıp ondan kurtulmaya çalışmak istiyordum ama olmuyordu. Onun aksine başımın ağrısından kurtulmam gerekiyordu. Tanrım! Daha önce böyle lanet bir ağrı çektiğimi hiç hatırlamıyordum.

"Teşekkür etmen gerekirken bu kadar kaba olman senin yaşındaki bir çocuk için iyi değil."

"Sana ne benim yaşımdan?"

Tamam, ters olduğumun farkındaydım ama umurumda değildi. Onun arabasındaydım ve beni nereye götürdüğünü bilmiyordum. Başım ağrıyordu ve aklım kesinlikle yerinde değildi.

"İndir beni!"

"Bu saatte mi?"

Kaşlarım çatıldı. İndir beni, diye bağırmak istiyordum ama söyledikleri daha çok dikkatimi çekmişti. O sırada arabanın içerisinde gözlerim saat aradı ve hemen radyonun dokunmatik ekranında sol üstte gözüken saate takıldı gözlerim.

01.12

Siktir!

Baş ağrısını falan unutup öne doğru atıldım ve direksiyonda duran adama daha yakından baktım.

V.I.P 08 KİTAP OLUYORWhere stories live. Discover now