Insensitive ➳ Sirius Black

By PotterCat

244K 13.5K 8.9K

[WattpadFanficsTR "Hogwarts Dünyası" okuma listesinde sizlerle!] ~"Mükemmel cadı" maskesi takan bir kızın mük... More

*1* Küçük Bir Yetim
*2* Yazlık
*3* Eğlence
*4* Eski Bir Dost
*5* Doğum Günü
*6* Saçlar
*7* Çizgiyi Aşıyorsun, Black
*8* Hogwarts
*9* Saklı Gerçekler
*10* Tüy
*11* Teklif
*12* Delirmek
*13* Patronus
*14* Sen Olmasaydın...
*15* Noel Balosu
*16* İmkansız Gerçek Oluyor
*17* Bob Ama Kısaca Bobby
*18* Broken
*19* Amortentia
*20* Köpek Kediyi Kovalar
*21* O Biliyor
*22* Bela Genellikle Beni Buluyor
*23* Sürüngenler
*24* Haber, Saldırı, Oda ve Ayna
*25* Sectumsempra
*26* Yeşil Işık
*27* Altıncı Sınıf Bitiyor
*28* Tesadüfler
*29* O Biraz Daha Baskın Gelmiş
*30* Hata
*31* Melek ve Şeytan
*Özel Bölüm*
*32* Albüm
*33* Little Hangleton
*34* Yedinci Sınıf
*35* Arzu
*36* Teorik Bilgi
*38* Genç Anka
*39* Asla Bırakma
*40* Aile Yemeği
*41* Noel
*42* Değişim
*43* Davetsiz Misafir
*44* Maske Düşüyor
*45* Ölüm Bizi Ayırana Dek
*46* Elinde Olan Bir Tek Bu Hayatın
*47* Bu Kadar Mutlu Olmamıştım
*48* Yıl Dönümü
Özel Bölüm *2*
*49* Vahşi Kedi
*50* Biraz Ateşviskisi, Biraz Quidditch

*37* Hangover

3.7K 194 167
By PotterCat

Helena'ya :* misspadfoot_

Sonraki sabah ilk dersim İksirdi, zindanlardaki dersliğe girdiğim gibi bir Gryffindor sorgusuna çekilmiştim.

"Yeni Tutucu olmuşsun, cidden bu doğru mu?"

"Tasha, bize niye seçmelere gireceğinden bahsetmedin?"

"Hani Quidditch'ten nefret ediyordun?"

Elimi hava kaldırıp üçünü de susturdum "Evet, Rose, gerçekten de yeni Tutucu benim. Sadece sizin değil, Rodolphus dışındaki kimsenin haberi yoktu, James. Ve Sirius, hayır, Quidditch'ten nefret etmiyorum bir süredir."

"O yüzden yazın Pati ve benimle oynadın." dedi James, aydınlanmış bir şekilde "Lanet olsun, o gün çakmamız gerekiyordu!"

Omuz silktim "Körsünüz."

Sirius, ellerini saçlarından geçirdi "Sevgilime karşı mı oynayacağım ben şimdi? Kafamı oyuna veremem ki!"

James, Sirius'un yakasına yapıştı "Ne demek kendimi oyuna veremem, takıma seni boşuna mı aldım, Pati?"

"Çatalak, ağzından çıkanı kulağın duysun. Ben ve takıma boşuna alınmak mı?" dedi Sirius. İkisi de gülmeye başladı.

"Eğer Slytherin maçında kafanı toparlayamazsan bir ay kirli çoraplarımı sana toplatırım, Pati." dedi James.

Rose ile aynı anda öğürdük.

Sirius, cevap olarak James'e hareket çekti. James hunharca gülmeye başladı "Pati, hiç etik davranmıyorsun, Öğrenci Başkanı olarak seni cezaya bırakmamı mı istiyorsun yoksa?"

Rose'a döndüm "Sirius az önce Öğrenci Başkanı'na hareket çekti, değil mi?" diye sordum.

Rose onayladı "Bahsedilen kişi James olunca on dakika sonra hatırlıyorsun Öğrenci Başkanı olduğunu. Merlin, hala şaka gibi."

"Lily ile çıkmaları da öyle."

"Sen ve Black de öyle," dedi Rose, sırıtarak.

"O konuyu burada açma James üstüne atlıyor." dedim, gözlerimi devirerek.

"James Potter ceza mı vermeye başlamış?" dedi Lucius "Bunu görmek isterdim doğrusu."

"İlk cezayı sana vermeme ne dersin, Malfoy?" dedi James.

Lucius, sıraya yaslanıp ellerini kenara açtı "Bekliyorum."

"İkiniz de uslu dursanız ölmezsiniz, farkındasınızdır umarım." dedim.

"Bunu sen mi söylüyorsun?" dedi James "Sen?"

Omuz silktim "Dediğimi yap, yaptığımı yapma."

"Ravenclaw havalarından nefret ediyorum." diye homurdandı James.

"Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama Potter'a katılıyorum." dedi Lucius.

"Bir sene daha katlanmaya mahkumsunuz beyler hiç ağlamayın." dedim. Rodolphus güldü.

"Ben Natasha'nın bu havalarına bayılıyorum." dedi. Ben de güldüm ve yumruk tokuşturduk.

"Çünkü son zamanlarda sana laf sokmuyor da ondan." diye homurdandı Lucius.

"Rodolphus'tan özel ders almalısın Lucius." dedim "Birçok konuda."

"Mesela?" diye sordu Lucius, tek kaşını kaldırarak.

"Cissy'nin doğum gününde gelen kitabın yardımcı olmasını beklemiştim ben." dedim. Cissy ve Lucius kıpkırmızı kesildi; Bellatrix ve Rodolphus ise gülmekten yarılıyordu.

"Natasha!" diye çıkıştı Cissy.

"Tamam, tamam, üzgünüm biraz aşırı oldu bu." dedim ama gülmemek için zor tutuyordum kendimi.

***

Haftanın geri kalanı sıkıcı, olaysız ve boğucuydu. Herkes şimdiden FYBSlerin telaşına kapılmış gibiydi ama ben elimden geldikçe çalışmayı erteleyecektim. Belki Noel'den sonra hafiften başlar, Paskalya'da eve gitmeyip boyuna inekler ve Paskalya sonrasında da ineklerdim. İlk dönemimi ziyan etmeyecektim ama.

Cuma gününkü ceza da çok sıkıcıydı, iki saat boyunca Profesörlerime saygılı olmayı öğrenmeliyim. ve Ukalalık yapmamalıyım, dilime hakim olmalıyım. yazmıştım. Sanki bu cezalar beni adam edebilecekmiş gibi... Sato'nun, ünümden bir haber olduğu aşikardı.

Neyse, zamanla öğrenecek zaten.

Cuma gecesi, ilk haftanın yorgunluğu ile herkes erkenden sızmıştı ama cumartesi sabahı gayet enerjik bir şekilde kalkmıştım. Yüksek sesle şarkı söyleyerek giyiniyordum, Bella ve Cissy ise kıyafetlerini çıkarırken minik hareketlerle dans ediyorlardı. Herkes çok enerjikti.

A whole lotta woman
Whole lotta Rosie

Siyah, Guns N' Roses tişörtümü giyip altına da siyah, dar pantolon geçirmiştim. Bordo Converselerimi arıyordum ama bulduğum zaman sağ tekinin içinden Fluffy'nin fırlamasını beklemiyordum "Sen oraya nasıl sığdın?" diye sordum, şarkıyı söylemeyi bırakıp. Bana dil çıkarttı ve omzuma atladı. İç geçirdim ve Converselerimi de giydim. Kızlar da hazırdı "Seni aşağı indirmeyeceğim, ufaklık. Odada takıl."

Fluffy homurdandı ve Bella'nın yatağına atladı. Anında horlamaya başlamıştı. Bella güldü "Yatağımda hep gözü var zaten."

Kahvaltıya indik, oğlanlar yemeye başlamıştı bile. Tabağıma bir parça tost alıp onu yemeye başladım "Guns N' Roses mı?" diye sordu Lucius.

"Rock grubu. Hiç duydun mu?" dedim. Başını salladı.

"Muggle mı?" dedi. Onayladım. İç geçirdi.

"Kes sesini, rock ve metal gruplarıma laf ettirmem." dedim.

"Ben duymuştum." dedi Regulus "Sirius evden kaçmadan önce dinlerdi. AC/DC vardı bir de, değil mi?"

Onayladım "Sirius özellikle AC/DC sever." dedim "Keşke sizi de rock müziğe alıştırabilseydim."

"Rodolphus'un hoşuna gidiyor." dedi Bella. Rodolphus'a döndüm.

"Niye bana söylemiyorsun, mankafa?" diye sordum.

"Muggle rock gruplarının hoşuna gittiğinin bilinmesini istemiyor çünkü." dedi Bella "Değil mi, Rod?"

Rodolphus sahte bir gülümseme yolladı "Teşekkür ederim, Bella."

Bella sırıttı "Lafı bile olmaz."

Tost bitince kalktım "Size daha sonra katılırım." dedim ve Gryffindor masasına ilerlemeye başladım. Sirius'un yanına varınca kaşlarımı çattım, yemeğe niye gitar getirmişti ki "Kime şov yapmayı planlıyorsunuz, beyefendi?"

Sirius bana göz kırptı "Gitara bayıldığını bildiğim birisine." dedi ve oturduğu yerde döndü, sırtı masaya dönüktü artık "Sana çok güzel bir sürprizim var."

Pettigrew'u ittirip Sirius'un yanına oturdum "Göster bakalım." dedim. Bana son bir kez baktıktan sonra bakışlarını gitara indirdi ve harika bir şey almaya başladı. Re minör ile başlıyordu arpej, ardından si bemole geçiyordu, sonra sol majör yediliye... Intronun ikinci, yani aslında elektro olan, kısmına geçince neyi çaldığını çıkartabilmiştim. Çığlık attım, insanlar bize bakmaya başladı.

"Anastasia!" dedim ve Sirius'un yanağına öpücük kondurdum. Güldü ve çalmaya devam etti. James ve Rose, masada ritim tutuyorlardı. Ben ise sözün girdiği yerde yüksek sesle şarkıyı söylemeye başladım. Büyük Salon'dan çıt çıkmadığını fark etmemiştim bile.

Blood red sky on a desert road
Gotta make my way down to Mexico
For what I did I know that it was wrong
The fire in my heart, it will never die
Everything I love will be left behind
No turning back, forever gone tonight

All my love Anastasia, Anastasia
This may be our last goodbye
You can't save me, I am fading
Blood is on my hands tonight

All that I need is a miracle
Lawmen got me running now forever more
They'll hunt me down until the end of time
Oh my mama, now I've got to go Never love another how I've loved you so
I'm so afraid to leave this all behind

All my love Anastasia, Anastasia
This may be our last goodbye
You can't save me, I am fading
Blood is on my hands tonight

All my love Anastasia, Anastasia
This may be our last goodbye
You can't save me, I am fading
Blood is on my hands tonight

Anastasia, Anastasia
For you're all I took of life
You can't save me, I am fading
Blood is on my hands tonight

Sirius bitiş solosunu attıktan sonra Büyük Salon'da bir alkış koptu, Profesörler bile bizi dinlemişlerdi ve alkışlıyorlardı. Güldüm ve tekrardan Sirius'un yanağına bir öpücük bıraktım "O soloları ne ara hallettin sen?" diye sordum heyecanla, herkes kendi işine dönerken.

İkimiz de oturduğumuz yerde dönerken sırıttı "Sen kitap okurken nelerle uğraştığımı artık biliyorsun." dedi.

"Ya ama bu çok güzeldi." dedim ve ona sarıldım.

Anastasia, benim en sevdiğim şarkıdır. Yaz tatilinde boyuna onu söylüyordum.

"Tasha'nın sesi evrim geçirmiş, bir tek ben fark etmiş olamam." dedi James.

"Bu şarkıda kulağa güzel geliyor." dedim.

James biraz düşündü "Bu daha mantıklıymış."

"Ee, Sato ile ceza nasıldı?" diye sordu Remus.

Omuz silktim "Çok sıkıcı. Boyuna bir şeyler yazdım."

Rose gözlerini devirdi "Klasik. Sanki yazmak seni akıllandıracak da."

"Ben de tam olarak aynı şeyi düşünüyorum!" dedim "Ünümü duymamış."

"Ünümüzü," dedi Sirius. Güldüm.

"Pardon, ünümüzü duymamış." diye düzelttim.

James, elini Lily'nin beline dolayıp kızı, kendisine çekti "Lily Çiçeğim, bugün programında benim için yer var mı?" diye sordu.

"Hayır."

James'in yüzü düştü "Ne demek hayır?"

Lily güldü "Sadece seninle uğraşıyorum." dedi.

James kaşlarını çattı "Hey, burada uğraşması kişi benim."

Lily yine güldü "Sen öyle san, Po..."

Potter demesine fırsat vermeden James, kızıl saçlı kızı öperek susturdu. Birkaç saniye öpüşüp ayrıldılar.

"Çatalak, bir oda falan bulun." dedi Sirius. James küfretti, Sirius uluyarak gülmeye başladı "Aa, bir Öğrenci Başkanı'na yakışıyor mu hiç böyle davranışlar bir de alt sınıflara örnek olacaksın. Terbiyesiz."

"Hemen Dumbledore'a şikayet ediyorum rozeti geri alsın." dedi Rose.

"Şaka bir yana, bu rozet James'in hayatını bitirdi." dedi Pettigrew. Remus ve Sirius güldü.

"Katılıyorum, Kılkuyruk. Bütün sene dalga geçecekler." dedi Remus.

"Bütün sene mi?" diye sordum, alaycı bir şekilde "O kadar kısa mı?"

"Ölene kadar, Aylak." dedi Sirius "Ölürken bile dalga geçebilirim."

James yine küfretti.

***

"Bilin bakalım bu gece kimler eğlenecek?" dedi Rodolphus, Lucius da onun peşinden geliyordu. Yatakhane merdivenlerini inip yanımıza geldiler.

"Neler karıştırdınız yine?" diye sordu Bella, üçlü koltukta oturuyordu. Ben tekli koltukta bağdaş kurmuştum, Cissy ikili koltuktaydı. Regulus, üçlü koltuğun diğer ucundaydı ve Rabastan ile Shafiq ise iki tane minder çekip sırtlarını duvara vermişlerdi.

Crabbe ve Goyle ceza aldıkları için yoktular, McGonagall'ın masasının altına kokarca koydular çünkü.

Rodolphus, arkasında sakladığı ellerini havaya kaldırdı. Islık öttürdüm. İki şişe Ateşviskisi getirmişti "Viski muhabbetleri diyorsun yani?" dedi Rabastan "Sevdim bunu."

"Sen içmiyorsun." dedi Rodolphus.

Rabastan kaşlarını çattı "O nedenmiş?"

"Ben izin vermiyorum."

"Senden izin isteyen olmadı."

"Hala reşit değilsin, yasal olarak ben izin vermediğim sürece alkol alamazsın." dedi Rodolphus. Kahkaha attım, Shafiq de sırıtıyordu.

"Hayatında ilk defa kurallara uyasın mı geldi?" dedi Rabastan, söylenerek "Kafa bulmayı kes, Rodolphus, şurada eğleneceğiz işte."

"Çocuk haklı, adamım, bir gecelik kardeşine rahat ver." dedi Lucius.

Rodolphus gözlerini devirdi "Sırf en iyi arkadaşım istediği için seni rahat bırakıyorum, ufaklık."

Shafiq kahkaha attı "Ufaklık mı? Sevdim bunu."

Rabastan, ağabeyine küfretti "Şu kızın eline malzeme verip durmasana!" diye çıkıştı.

Shafiq kaşlarını çattı "Şu kız mı? Kimim ben, karşı komşun falan mı, gerzek?"

Kahkaha attım "Seni sevmeye başlıyorum, Shafiq." dedim, Shafiq sırıtarak karşılık verdi ve Rabastan'a döndüm "Ve sen, Rabastan, sevgilinin ters tarafını görmek istemiyorsan diline hakim ol."

Rodolphus sırıttı "Emir büyük yerden, ufaklık. Natasha'ya ters düşmek istemezsin." dedi ve şişeleri masaya bırakıp Bella'nın yanına oturdu, asasının bir hareketi ile şişeler kendiliğinden havalanıp Lucius'un getirdiği bardakları doldurmaya başladı. Bardaklar da uçarak gruptakileri dağılıyordu zaten, bir dakika sonra herkesin elinde birer adet bardak vardı.

"Hadi bu gece biraz doğru konuşalım," dedi Rodolphus "İlk bardaklar bitince başlıyoruz ama herkes shot yapacak yoksa eğlencesi kalmaz."

"Kirli çamaşırlarımı görseniz de hatırlamayın mümkünse demek istedi arkadaş." dedim.

"Güzel tercüme," dedi Regulus, ardından kaşlarını çattı "Tasha'nın bardığı neden boş?"

"İçtim." dedim.

Lucius'un gözleri büyüdü "Yuh daha iki dakika olmadı! Natasha, öğütücü gibisin."

Omuz silktim "Alkolü seviyorum." dedim "Her neyse hadi dikin şu viskileri!"

En son Shafiq'in de bardağı dikmesi ile boş bardaklar masaya bırakılmıştı. Shafiq ve Cissy dışındaki herkes ikinci bardağı yudumluyordu "Benim çok merak ettiğim bir şey var," dedi Rodolphus ve Rabastan'a baktı "Hiç yattınız mı?"

Güldüm "Fazla hızlı oldu sanki."

Rabastan'ın gözleri büyümüştü, Shafiq ise kızarmıştı "Hayır, Rodolphus ama bunu özel olarak soramaz mıydın?"

Rodolphus omuz silkti "Zaten sabah sorduğumu bile unutaksın." dedi ve ikinci bardağı tek dikişte bitirdi, bana bakıp tek kaşını kaldırdı. Sırıttım ve ben de tek dikişte bardağımdaki viskiyi bitirdim, Rodolphus'a göz kırpıp asamla viski şişesini işaret ettim.

"Natasha çok hızlı gidiyor." dedi Lucius.

"Lucius, babammış gibi davranmayı keser misin?" dedim, gelişi güzel söylemiştim ama sonrasında babammış gibi davransa neler olacağını düşünüp gülmeye başladım. Sadece Rodolphus neden güldüğümü anlamıştı, diğerleri garip bir şekilde bana bakıyordu "Ah, devam edin siz sadece aklıma bir şey geldi."

"O zaman hazır konu açılmışken devam edelim," dedi Bellatrix ama kelimeleri söyleyişi değişmeye başlamıştı bile "Cissy? Peki ya siz?"

"Biz ne?" diye sordu Cissy.

"Yattınız mı?"

"Hayır, Bella, öyle bir şey olsa haberin olur zaten." dedi Cissy, beklediğimden çok daha sakin bir şekilde "Tasha'yı biliyoruz zaten."

"Neyi biliyoruz?" diye sordu Rodolphus.

"Siz değil, kızlar biliyor." dedim.

"Herkes öğrensin o zaman bize de söyle." dedi Regulus.

İç geçirdim "Sirius'la yattım." dedim. Büyük ihtimalle alkol sayesinde herkes normal karşıladı.

"Ee, anlat bakalım o zaman Black yatakta anlatıldığı kadar iyi mi?" diye sordu Rabastan.

"Tecrübe sahibi değilim bu konuda Rabastan," diye homurdandım "Ama güzeldi yani kızlar boşuna sevgilimin peşinde kuyruk olmuyor."

"Kızlar falan demişken," dedi Bella "Adrogans ne alemde bu sene ses seda yok."

"Yaz tatilinde aklı başına gelmiş diye duydum." dedi Shafiq "Travma gibi bir şey yaşamış."

"Eh, üzüldüğümü söyleyemem." dedim ve ayaklarını, koltuğun sağ kolunun üzerinden sarkıtarak oturmaya başladım.

"Tasha kaymaya başladı bile." dedi Regulus.

"İki bardak beni kesmez, Reg." dedim, üçüncüyü yudumlarken "Ama kesinlikle sarhoş olacağım, durmaya niyetim yok."

Rodolphus omuz silkti "Keyfine bak, bu gece her şeyi unutup eğleneceğiz çünkü."

Her şeyi unutmak. Kesinlikle en çok ihtiyacım olan şey bu.

***

Saat birdi, iki şişe viski de bitmişti, beşinci bardaktan sonra Rodolphus ile saymayı bırakmıştık ve sabah çok sıkıntı yaşayacağımdan emindim ama bu, şu anda endişeleneceğim son şeydi. Rabastan, Regulus ve Shafiq gitmişti; Cissy, Lucius'un kucağında uyuyordu ve Bella ise Rodolphus'un kollarının arasında yatıyordu. Ben de Ortak Salon'da daireler çizerek yürüyordum.

Bella ve Rodolphus'tan gelen fısıldaşmaların kesildiğini fark edince neler olduğuna bakmak için arkama döndüm ama gördüğüm şey üzerine zaten çoktan bir yerlere kaçmış olan dengemi kaybedip kıç üstü yere düştüm.

Öpüşüyorlardı. Hatta öpüşmek buna yetersiz kalırdı, evet, evet, yiyişiyorlardı.

Rodolphus, Bella'yı koltuğa yatırıp üzerine çıkmıştı; Bella ise kollarını Rodolphus'un boynuna, bacaklarını ise beline dolamıştı. Lucius da benim gibi bakıyordu ikiliye, sanki orada yiyişenler Bella ile Rodolphus değil de babam ve bir sansarmış gibi tepki vermiştik.

Lucius, bakışlarını bana döndürdü ve kaşlarını çattı "Yerde napıyosun, Tasha?" diye sordu ama cümle kurarken zorlandığı belliydi. Hepimiz sabah ölü olarak kalkacaktık.

"Düştüm." dedim ve zorla ayağa kalktım ama dengemin gerçekten de yok olduğu fark edince kendimi tekrardan yere attım ve emekleyerek çıkışa giden merdivenleri tırmanmaya başladım.

"Nere gidiyon bu saatte?" diye sordu Lucius ardından uzunca esnedi.

"Gryffindor Kulesine," dedim "Bu gece Sirius'la kalıcam, yine. Ama önce onu çağırmam lazım."

"Merdivenleri çıkamazsın ki, düşüp ölcen."

"Önce konuşmayı öğren de gel."

"Ne bok yersen ye."

Hunharca gülmeye başladım ama tekrardan Lucius'a baktığımda kafası düşmüştü, uyumuştu bile. Ayağa kalktım ve sallana sallana yürüyerek Ortak Salon'dan çıktım. Yedinci kata nasıl çıktım inanın hatırlamıyorum, duvarlara yapışıp sürüne sürüne geçtim koridorları ama ne Peeves'e ne Filch'e ne de Bayan Norris'e denk geldim. Şanslı günümde olmalıyım.

Şişman Kadın portresine varınca beklemedim bile "Birine seslenebiliğr misin?" dedim ama konuşmak zorlaşmaya başlıyordu.

"Gecenin bu saatinde mi?" diye söylendi "Kime?"

"Sirius Black." dedim yuvarlayarak. Bir dakika geçmeden portre açıldı ve Sirius dışarı fırladı.

"Merlin'in sarkık donu, Natasha, saat bir!" dedi ama dengede duramadığımı fark etti "Neyin var?"

"Hiğç."

Kaşlarını çattı "Ateşviskisi kokuyorsun, sarhoş oldum deme bana."

Sağ elimi kaldırıp işaret parmağım ile başparmağımı birbirlerine yaklaştırdım "Azıjık olmuş olabiliğrim."

İç geçirip beni kucağına aldı "Tam bir baş belasının." dedi ve Gryffindor Ortak Salonu'na girdik.

"Ne olmuş, Pati?" diye sordu James ama beni görünce oturduğu koltuktan yere düştü "Bana gözlerimin bozulduğunu ve yanlış gördüğümü söyle."

"Ben de aynı şeyi görüyorum, Çatalak." dedi Remus. Pettigrew da onayladı.

"Merlin'in sarkık donu, Tasha'nın ne işi var burada?" diye sordu James.

"Sarhoş olmuş." dedi Sirius. Anlamış homurtular yükseldi üç Çapulcudan. Sirius, beni üçlü koltuğa bırakıp yanıma oturdu ama ben anında üzerine devrildim "Merlin, Natasha, kaç bardak içtin? Oturamıyorsun bile!"

"Beş, yedi, sekiz, on bir, yirmi dokuz." diye saymaya başladım "Bilmiyorum, beşten sonra Rodolphus'la saymayı bırağtık."

"Anlaşılan parti varmış." dedi James, yayıldığı tekli koltuktan.

Onayladım "Herkes sarhoş oldu, en son Rod ve Bella üstlü altlı yiyişiyorlardı." dedim ve gerinmek için ayağa kalktım, koltuğun arkasından dolanıyordum ki ayaklarım birbirlerine dolandı ve yüzüstü koltuğa düştüm, oradan da kayarak yere yuvarlandım "Ben ciddi sarhoş oldum galiba."

Dördü de bana gülmeye başladı.

Yüzümü asıp koltuğa oturdum "Gülmeyin bana yoksa ciyak ciyak ağlarım."

Bunun üzerine daha çok güldüler.

Sinirlenip ayağa kalktım "Gidiyorum ben, ne bok yerseniz yiyin." dedim, hızlı adımlarla yürürken bu sefer de halıya takıldım ve satranç masasının üzerine düştüm. Ardından masayla birlikte yere düştük, muazzam bir gürültü koptu.

"Siktir, herkes aşağı gelecek." dedi Sirius ve pelerini koltuktan kaptığı gibi aldı, beni duvar kenarına sürükledi ve pelerini üzerime attı "Sakın ses çıkarma."

Birkaç dakika sonra gecelik giymiş kızlar ve pijamalı erkekler ordusu Ortak Salon'a indi, gözleri uykuyla kısılmış Lily en baştaydı "Yine ne yaptınız?" diye kızdı.

"Çatalak'ın ayağı takıldı masayı devirdi." dedi Sirius "Önemli bir şey yok."

"Bir kez de uslu durun," diye söylendi Lily ve herkesi odalarına geri gönderdi. Sirius derin bir nefes aldı ve yanıma gelip pelerini üzerimden aldı.

"Kesinlikle baş belasısın, Natasha." dedi ve beni yeniden kucaklıyıp koltuğa taşıdı.

"Ama bu baş belasını çok seviyorsun," dedim, şarkı söyler gibi.

James kalktı "Anlaşıldı siz sevgili sevgili takılmak istiyorsunuz, biz odada muhabbete devam ederiz. Aylak, Kılkuyruk gelin." dedi. Onlar giderken güldüm. Nedensizce gülüyordum. Ardından Sirius'un kucağına oturdum.

Güldü "Bunu beklememiştim."

Sırıttım "Biliyorum." dedim ve sağ elimi, saçlarına daldırdım. Parmaklarımı, saçlarının arasından geçirirken o da boynuma minik öpücükler bırakıyordu. En sonunda dayanamadım ve Sirius'u çenesinden yakaladığım gibi yukarı çekip dudaklarımı, dudaklarına bastırdım.

Anında sert bir şekilde karşılık verdi, ellerini popoma yerleştirmişti. Alt dudağını emerken sol elimi yavaşça aşağı kaydırdım ve iki vücudun arasına sokup bir yerlerini sıktırdım. Dudaklarını ayırıp inledi "Beni... teşvik ediyorsun, Natasha." dedi Sirius, boğuk bir sesle "Yapma."

"Neden?" diye fısıldadım, dudaklarımı boynuna kaydırırken.

"İlk olarak, sarhoşsun. İkinci olarak ise Ortak Salon'dayız."

"Sarhoş olmam neyi değiştirir?"

"Birçok şeyi." dedi "Sana sarhoşken dokunamam, Natasha."

Yüzümü, boyun girintisinden çıkartıp onunkiyle aynı hizaya getirdim "Sen hayatımda gördüğüm en düşünceli insanlardansın." dedim ve dudaklarına minik öpücük kondurdum, ardından kucağından indim.

"Sarhoş olmana rağmen yine de düzgün hareket ediyorsun." dedi Sirius.

Sırtımı, göğsüne yasladım. Ellerini, belime doladı "Bağışıklık kazandım diyelim. Senelerdir Kaymakbirası ile sarhoş oluyorum."

Güldü "Haklılık payın var." dedi ve saçlarıma bir öpücük kondurdu "Gel, odaya çıkalım. Burada uyuyakalmamamız lazım."

"Hm hm."

Kucağında benimle merdivenleri tırmandı ve Çapulcuların odasına girdik, asa ışığında muhabbet ediyorlardı "Bu gece bizimle mi kalacak?" diye sordu Remus.

Sirius onayladı "Benim yatağı paylaşırız." dedi ve beni yatağa bıraktı. Ayakkabılarımı tekmeldikten sonra baş aşağı sarkmaya başladım.

James gözlerini devirdi "Sarhoşken hiçbir zaman çekilmiyor."

"Seni duyabiliyorum."

"Duy zaten."

Ona hareket çekmek için elimi kaldırmıştım ki bir anda yer bana yaklaşmaya başladı ama kafa üstü çakılmadan önce Sirius beni yakaladı "Pekala, bugünlük bu kadar yeter artık uyuma vaktiniz geldi hanımefendi."

Dudak büzdüm "Ama ben eğleniyorum!" diye itiraz etmeye başladım.

"Bu kadar eğlence yeterli." dedi James "Hadi zıbar artık."

"Jamsie çok aksisiğn." dedim, başımı Sirius'un göğsüne koyup yatarken.

"Sarhoşken kendinle uğraşsan sen de aksi olursun." diye homurdandı.

"Ben sarhoşkeğn çoğ eğlenceliyiğm biğ kere." demeye çalıştım ama diyemedim "En iğisi beğn yatayım yağ."

Gözlerimi kapattım ve bir saat sonra tekrar uyanacağımı bilmeden, hızlı bir şekilde uykuya daldım.

Umarım okurken, benim yazarken eğlendiğim kadar eğlenirsiniz :D

Nasılsınız hayat nasıl tatil nasıl her şey nasıl scmsşcmsşxls

Sınır koymak istemiyorum yeniden ama daha aktif olmanız gerekiyor, oy ve yorumlar artsın Potterheadler

İngilizce Tom Riddle fanfiction yazmaya başladım, İngilizce okurum ben diyenler göz atabilirse harika olur ~.~

Saçımın yarısını mora boyattım :p

Kisses :*

Continue Reading

You'll Also Like

95.1K 9.9K 25
Ve senin için memnuniyetle kalbimi kıracağım. By akina
27.3K 1.6K 38
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
betty By ︎ ︎

Fanfiction

2.4M 210K 33
Ama New York'a geldiğimden beri bir kokusu var. for vanilla baby
221K 21.3K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...