*28* Tesadüfler

3.4K 222 178
                                    

#RIPAlanRickman

Üç hikayeye ayrı ayrı aynı bölümü atmaktansa Wattpad üzerinden toplu gönderi göndermeyi tercih ettim, zaten düşüncelerimi kelimelere nasıl dökeceğimden emin değilim.

İyi okumalar :)


/20 Temmuz, 1977/

"Müzik çalarlar ne tarafta acaba?" diye sordum çalışanlardan tekine.

Kadın otuzlarında olmalıydı "Sağdan ikinci reyon, tatlım." dedi "Keşke benim saçlarım da seninki gibi olsaydı."

Hafifçe gülümsedim "Teşekkür ederim." diye mırıldandım ve gri kapüşondan fırlayan mor bukleleri içeriye tıkıştırdım "Neden kıvırcıklar için özel eşofman üstü yapmıyorlar ki?" diye homurdanarak müzik çalarların olduğu reyona yöneldim.

Yirmi gün geçmişti ailemden uzakta. Elbette alışmak çok zor olmuştu. Mümkün oldukça Mugglelara karışıp Muggle gibi davranmaya çalışıyordum. Televizyonda müzik çalar diye bir şey görmüştüm bu sabah, ondan bir tane almak için bir alış veriş merkezine gelmiştim. Yeşil, küçük bir taneyi beğenmiştim, kulaklık takmadan da kullanılma özelliği vardı. Ona uygun gri bir kulaklık da bulup ikisini de aldım. Şimdi ise otele dönüp resepsiyonda çalışan oğlan Joe'dan şarkı doldurmasını rica etmem lazımdı.

Alış veriş merkezinden çıkıp otele yürümeye başladım. Temmuzun ortasında olmamıza rağmen hava buz gibiydi, tekrardan pantolona dönüş yapmıştım. Hoş değildi, şort giymeyi seven birisi olarak doğaya tripliydim. Aslında, hayata tripliydim.

İlk hafta çok zor geçmişti, tek yaptığım şey ağlamak olmuştu. Sonrasında ise bir gün aynada kendime bakarken sevgilisinden ayrılan kızların, saçlarını kestirdikleri aklıma gelmişti. Elbette Sirius ile ayrılmamıştık ama şu anda yanımda değildi. Ben de saçlarımda değişiklik yapmaya karar vermiştim.

Hayır, saçımı kestirmedim. Kestirmeye kıyamam ki! Ama altıncı sınıfın başında Gambol ve Japes'ten aldığım bir ay kalıcı istediğin renge ayarlayabildiğin saç boyaları hala duruyordu. Ben de tekini mora ayarlamış ve saçımı mora boyamıştım. O günden sonra psikolojik olarak biraz rahatlamıştım.

Elbette hala ağlıyorum, Sirius'un son gün verdiği resmin yanımda olmasının bunda çok büyük bir etkisi var. Bobby ve Fluffy'yi evde bırakmıştım, beni eve dönmeye ikna edecek hiçbir şey olmamalıydı yanımda.

Otele varınca resepsiyona yöneldim ve aralıksız bir şekilde zili çalmaya başladım. Joe koşarak geldi ama beni görünce güldü "Tahmin etmeliydim, başka kim böyle hunharca zil çalar ki?"

Gülümsedim "Müzik çalarıma şarkı yükleyebilir misin?" dedim.

Joe onayladı "Elbette, içeri gel." dedi. Onun peşinden duvardaki kapıdan girdim. Joe, bilgisayarın başına oturunca müzik çaları ona uzattım "Nasıl şeyler indirmemi istersin? Özel olarak dinlediğin grup falan var mı?"

"Şey, Evanescence ve Three Days Grace var." dedim. Odada durduğum zaman televizyondan rock müzik kanallarını açıyordum "Guns N' Roses da olabilir. New Year's Day de."

"Sende rock sever bir tip vardı zaten, Jacquline." dedi "Akşam yemeğinden sonra gelebilir misin yoksa sana göndereyim mi?"

"Ben gelip alırım, sorun yok." dedim "Teşekkürler, Joe."

Gülümsedi "Önemli değil."

Tam çıkıyordum ki son anda aklıma gelen şeyle Joe'ya döndüm "Bu arada, Thinking Out Loud'u da yüklemeyi unutma."

Insensitive ➳ Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin