*14* Sen Olmasaydın...

6K 362 248
                                    

/29 Aralık, 1976/

"Nereye gidiyorsun?" diye sordu Bella. Cissy uyuyordu.

"Andrew ile buluşacağız," dedim ve aynada kendime baktım. Beyaz, V yaka bir kazak ve gökyüzü mavisi bir dar kot giymiştim. Ayağımda ise kırmızı, beş santim topuklu bir çizme vardı. Andrew ile iki aydır çıkıyorduk ve gayet mutluyduk. Yani, bazen beni daha 'ileriye' gitmek için sıkıştırdığı oluyordu ama her zaman hayır diyordum ve o da daha fazla diretmiyordu "Nasılım?"

Bella gülümsedi "Fazlasıyla güzel ve seksi."

Sessizce kahkaha attım "Seksi mi? Neyse, iyi geceler size. Büyük ihtimalle geç gelirim."

"Aman bir şey yapmayın da." dedi Bella gülerek.

"Kapa çeneni," dedim ben de gülerek ve yatakhaneden çıktım. Andrew, Ortak Salon'da oturmuş beni bekliyordu. Geldiğimi görünce ayağa kalktı. El ele Ortak Salon'dan çıktık.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum. Cumartesi akşamıydı ve gölgelere sinerek sessizce ilerliyorduk. Yarın Yılbaşı Balosu vardı ve Andrew ile gidecektim. Dorea bana süper bir elbise yollamıştı ama Noel'de Hogwarts'ta kalacaktım çünkü Potterlar bu sefer ailece tatil yapmak istemişler. Yani, böyle bir şey söylemediler ama ben de Sirius da burada kalacaktık ve ailece vakit geçireceklerini umuyorduk. Ayrıca da Dumbledore bana üç kadar anı daha göstermişti ama hiçbirinde Tom'un zayıf bir noktasını görmemiştim.

"Kimsenin bizi rahatsız edemeyeceği bir koridora." diye fısıldadı Andrew. Üçüncü kata çıktık ve sadece bir tane ateşle aydınlatılan bir koridora girdik. Çok loştu. Ve bu da ortama egzotik bir hava veriyordu.

"Sadece bize özel bir koridor, ha?" dedim tek kaşımı kaldırarak "Hoşmuş."

Sırıttı "Bu da demek oluyor ki rahatsız edilmeden istediğimiz gibi öpüşebiliriz." dedi ve ellerini kalçama yerleştirip dudaklarımızı birleştirdi. Ben de ona karşılık verdim. Yavaşça geriledik ve sırtımda duvarı hissettim.

Andrew aniden daha sert ve haşince öpmeye başladı. Vücudunu, vücuduma bastırıyordu. Ayrıca da ellerim, iki vücudun arasında sıkışmıştı. Ama fark etmeden ben de öpüşümü sertleştirmiş olmalıyım ki, Andrew'un elleri vücudumda dolanmaya başladı.

"Andrew, dur." diye fısıldadım.

"İki aydır birlikteyiz ve tek yaptığımız öpüşmek. Onlara öpüşme denirse tabii. Ama bu gece benim istediğimi yapacağız, güzelim." dedi ve ellerimi sıkıştırdığı gibi bacaklarımı da sıkıştırdı. Kıpırdayamıyordum.

"Ama ben istemiyorum. Zorla yapamazsın." dedim. Korkmaya başlamıştım.

Sapıkça sırıttı "Ah, öyle bir yaparım ki," dedi ve tekrar beni öpmeye başladı. Ama ben durmadan başımı oynatıp karşılık vermekten kaçınca homurdanarak açıktaki boynuma yöneldi. Haşin öpücüklerle boynumu geçiyordu ama yarısında boynumu ısırdı. Çığlık attım ve tepinmeye başladım ama olmuyordu, hareket edemiyordum!

Kazağımın yakasını biraz açtırıp omzumu ve köprücük kemiğimi öpmeye başladı. Yavaşça sol taraftaki köprücük kemiğime ilerlerken ben ise durmadan ona küfrediyordum. Elleri her yerimdeydi. Bir an omzumdaydı, bir an göğsümde, bir an kollarımda, bir an popomda ve bir an bacaklarımda. O kadar iğrençti ki!

"Çek şu lanet ellerini üstümden!" diye cırladım.

"Birazcık susamaz mısın?!" diye çıkıştı. Ardından hiç beklemediğim bir anda kazağımın yakasını yırttı, göbeğime kadar inen bir yırtıktı. İşte o an korkudan ağlamaya başladım.

Insensitive ➳ Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin