*12* Delirmek

5.4K 334 138
                                    

Birden etraf siyah dumanlarla doldu. Dumanlar yere değdikçe şekillere dönüşüyorlardı. Birkaç saniye sonra Slytherin Ortak Salonu'nun girişinde dikiliyordum. Yavaşça içeriye girdim ve duvara dokundum. Hayalet gibi içinden geçip gitmemiştim. Ama yanından geçtiğim bir oğlana dokunmaya çalıştığımda içinden geçiyordum. İlginçti. Saate baktım. Gece on ikiydi ve Ortak Salon'da sadece beş kişi vardı. Biraz etrafı inceleyince neredeyse hiç değişmemiş olduğunu fark ettim. Esneyen bir kızın sesiyle siyah, deri koltuğa yöneldim.

Siyah, kıvırcık saçlı ve zümrüt yeşili gözlü bir kızdı ayrıca da fazlasıyla açık tenliydi. Üstünde hala forması vardı. Yanında ise -daha doğrusu bitişiğinde demek daha olur çünkü birbirlerine sarılmış durumdaydılar ve kızın başı, oğlanın göğsündeydi- bir oğlan oturuyordu. Siyah, dalgalı saçları, koyu renk gözleri ve kızınkinden daha açık renk teni vardı. Kızın saçlarını okşuyordu. Kız, gözlerini kapattı ve bundan hoşlandığını belirten bir ifade takındı.

Hemen yanlarındaki koltuğa oturdum. Kız tanıdık geliyordu. Saçları, tıpkı benim saçlarım gibiydi. Tek fark siyah olmasıydı. O an elimi, şaşkınlıktan açılan ağzımın üstüne kapattım. Bu kız, benim annemdi. Ve saçını okşayan oğlan da babamdı. Gabrielle Potter ile Tom Marvolo Riddle.

"Bütün günümü böyle geçirebilirim." diye mırıldandı annem. Ortak Salon'da sadece ikisi kalmıştı. Merlin, seslerimiz bile o kadar benziyordu ki!

Tom gülümsedi "Bütün geceyi demek istedin herhalde? Uyumak üzeresin." dedi.

Annem yine esnedi "Sabah altıda kalktım ve saat gece on iki. Bence uyumak üzere olmam normal." dedi ve iyice Tom'a sokuldu "Ama bu an her şeye değer."

Tom'un gülümsemesi iyice genişledi ve annemin kulağına eğilip "Hey, bir şey soracağım." diye fısıldadı.

"Dinliyorum."

"Ciddi bir şey."

Annem doğruldu "Pekala, sor bakalım."

"Daha uygun bir zamanda da sorabilirdim ama şu anda baş başayız ve bence bu en uygun zaman." dedi ve gözlerini, annemin gözlerine dikti "Benimle çıkar mısın, Gabrielle?"

Annemin gözlerinin gümüşi bir parıltıyla parladığına yemin edebilirim "Cevabımı bildiğini biliyorum, Tom." İşte benim vereceğim türden bir cevap.

Tom güldü "İşimi sağlama alayım dedim."

Annem, Tom'a yaklaştı "Bir şey dene---" diyemeden Tom, annemi öpmeye başladı. Sanırsam annemin de denemek istediği şey buydu. Birkaç saniye sonra ayrıldıklarında ikisinin yüzünde de saf mutluluk vardı.

Ve birden her şey siyah dumanlara dönüştü ve kendimi yükseliyormuş gibi hissettim. Birkaç saniye sonra, Düşünseli'nden çıkmıştım. Geriye sendeledim. Başım dönüyordu. Biraz gözlerimi kapattım. Açtığımda, Düşünseli'nin yanında durmuş bana bakan bir Dumbledore gördüm. Meraklı bir tavşana benziyordu doğrusu.

"Annem, onu gerçekten seviyordu, değil mi?" diye sordum.

"Bunu ben bilemem, peki, sence öyle mi?" diye soruma soruyla karşılık verdi Dumbledore.

"Şey, ikisinin arasındaki ilişki, Andrew ile aramdaki ilişkiye hiç benzemiyor. Çünkü ben Andrew'dan hoşlanıyorum, saplantı haline getirmedim." dedim ve şakaklarımı ovuşturdum "Ayrıca da, daha önce hiç âşık olmadığım için nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum, o yüzden emin değilim. Ama ikisinin de birbirlerine bakışları, özellikle de annemin bakışları, daha önce gördüklerime benzemiyordu. Hogwarts'ta birbirleriyle çıkan doluyla çocuk olduğunu da hesaba katarsak, kesinlikle gördüklerime benzemiyordu."

Insensitive ➳ Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin