YENİ PATRONUM 2

Por sarviyan

1.3M 72.5K 10.9K

TÜM KİTAP YAYINDA !! Más

YP 2 / BÖLÜM / 1
YP 2 / BÖLÜM / 2
YP 2 / BÖLÜM / 3
YP 2 / BÖLÜM / 4
YP 2 / BÖLÜM / 5
YP 2 / BÖLÜM / 6
YP 2 / BÖLÜM / 7
YP 2 / BÖLÜM / 8
YP 2 / BÖLÜM / 9
YP 2 / BÖLÜM / 10
YP 2 / BÖLÜM / 11
YP 2 / BÖLÜM / 12
YP 2 / BÖLÜM / 13
YP 2 / BÖLÜM / 14
YP 2 / BÖLÜM / 15
YP 2 / BÖLÜM / 16
YP 2 / BÖLÜM 17
YP 2 / BÖLÜM / 18
YP 2 / BÖLÜM / 19
YP 2 / BÖLÜM / 20
YP 2 / BÖLÜM / 21
YP 2 / BÖLÜM / 22
YP 2 / BÖLÜM / 23
YP 2 / BÖLÜM / 24
YP 2 / BÖLÜM / 25
YP 2 / BÖLÜM / 26
YP 2 / BÖLÜM / 27
YP 2 / BÖLÜM / 28
YP 2 / BÖLÜM / 29
YP 2 / BÖLÜM / 30
YP 2 / BÖLÜM / 31
YP 2 / BÖLÜM / 32
YP 2 / BÖLÜM / 33
YP 2 / BÖLÜM / 34
YP 2 / BÖLÜM / 35
YP 2 / BÖLÜM / 36
YP 2 / BÖLÜM / 37
YP 2 / BÖLÜM / 39
YP 2 / BÖLÜM / 40
YP 2 / BÖLÜM / 41
YP 2 / BÖLÜM / 42
YP 2 / BÖLÜM / 43
YP 2 / BÖLÜM / 44
YP 2 / BÖLÜM / 45
(Sezon Final - İkinci Serinin Sonu)
3. KİTAP İSİM İSTEKLERİ - 3 ADET ÖNEMLİ DUYURU

YP 2 / BÖLÜM / 38

17.1K 1.1K 278
Por sarviyan

Ayça'ya her gün biraz daha mı yemek götürüyordu Aras? Mapus damlarına düşmüş diye ona acıyor muydu? Yoksa Ayça, Aras'ı yemek getirmezsen tekrar zarar veririm ailene diye tehdit mi etmişti?

Tamam, biliyorum şu anda hamile olma ihtimalini düşünmek daha mantıklı geliyor ama olabildiğince aklımdan uzaklaştırmaya çalışıyorum. Neden biliyor musunuz? Çünkü Aras böyle bir şeyi asla yapmaz, ASLA!

Gecenin saat ikisinde beynimden atamadığım bu düşüncelerle tavanı izliyordum. Bir kaç dakika sonra Aras'ın telefonu titremeye başladı.

Gözlerimi sımsıkı kapatıp uyuyor numarası yaptım. Acaba kim arıyordu? Aras telefonu alıp parmak uçlarında banyoya doğru gidip çocukları ve beni uyandırmamak amaçlı kısık sesle konuşmaya başladı.

Tabi ben durur muyum? Kapının arkasına kulağımı yerleştirdim ve dinlemeye başladım.

"Sözleşmeyi henüz okumadım Ekin bey, neden bu kadar acele ediyorsunuz?"

"..."

"Biliyorum süre dolmak üzere ama lütfen biraz zaman verin."

"..."

"İyi geceler Ekin bey, görüşmemek üzere."

Sesler kesildikten sonra bir tekme sesi ve ufak bir inleme geldi. Sözleşmenin imzalama süresi dolmak üzereydi ve Aras bir sözleşme mi imzalayacaktı? Cidden bunu yapacak mıydı?

Hızla yatağa ilerleyip sırtımı döndüm.

Bir kaç saniye sonra banyonun kapısı açıldı ve Aras yanıma yatıp belime sarıldı.

"Ayza, çok karışık durumdayım."dedi sesi titreyerek. Kısık sesle konuşup beni uyandırmamaya çalışıyordu.

"Şu anda yardımına ne kadar çok ihtiyacım olduğunu bilemezsin. Ama... Ama bunları sana söyleyemem. Bunları sana ben anlatamam. Ne olur, beni bu çukurdan çıkar."

Ağlıyordu, o sert Aras Kılınç şu anda hıçkırarak ağlıyordu. Gözlerim doluyor, boğazım yanıyordu, yüzümü buruşturmuştum ama onunla birlikte hıçkıramıyordum. Bana sarılmış benden yardım dileniyordu, ona dönüp her şeyin biteceğini, daima onun yanında olduğumu bir türlü söyleyemiyordum. Kollarıma sarıp omuzumda ağlamasına müsade edemiyordum. Gururlu bir erkek, korkak gibi uykularıma fısıldıyordu, onu bu aciz durumda yakalamak istemiyordum.

Yarın, bir şeyleri yakalayabilecektim. Kutulardan sadece on tane kalmıştı.

***

"Ayza Hanım, burada bir kutu buldum, ama üzerinde ne isim var ne de başka bir şey, içi de bomboş."

"Cihat, belki yeni bir kutu almıştır ve bu tür şeyleri doldurmak için sırada ki adamı bekliyordur."

"Hayır Ayza hanım, bu kullanılmış ve eskitilmiş. Üstünde bant izleri var. Diğer hiç bir kutu bantlanmamıştı."

Duyduğum cümle üzerine bir kaç adım ötemde olan Cihat'ın yanına gidip elinden kutuyu aldım ve inceledim.

"Demek ki önemli birisiymiş Ayza Hanım, bantlanan tek kutu bu."

Kafamı onaylarca salladım.

"Şurada üç kutu daha var. Sen onu inceler misin? Bende biraz bu kutuya bakmak istiyorum."

Bahanem boşunaydı. Aklım karışıktı. Dün geceden sonra kafamı toparlayamamıştım. Aras'ı nasıl kurtarabilirdim, bu düştüğü çukur neydi?

"Ayza hanım, inanmayacaksınız... Kimi bulduğuma inanamayacaksınız."

Düşünürken, fark edemediğim göz yaşlarımı sildim ve Cihat'a döndüm.

"Kimi Cihat?"dedim bıkkın bir ses tonuyla.

"Ekin İlkel."dedi heyecanla.

"Ney?"dedim.

Elimdeki kutuyu bir köşeye fırlatıp Cihat'ın yanına doğru ilerledim. Kutuyu açıp incelediğimiz de içinden diğer kutulardan farklı herhangi bir şey yoktu. Bir albüm ve içinde Ayça ile birlikte yatakta fotoğrafları, bir kaç gece uyumadan önce takılan gözlük, ufak bir kırbaç ve bir de bir kaç sayfadan oluşan Ekin hakkında rapor.

Cihat raporu almış okumaya çalışırken elinden çekip aldım.

"Zaten bildiğimiz şeyler yazıyor. Diğer kutuları incelemelisin. Aras ile ilgili bir kutu bulabilecek miyiz bakalım."dedim alelacele.

"Ama Ayza hanım, neden hep benden saklıyorsunuz bu tür şeyleri. Kendimi Sibel gibi dışlanmış hissediyorum. Çocuk muyum ben? Oynamıyorum Ayza hanım banane."

Allah'ım sen bana sabır ver.

"Tamam Cihat, okuyayım özet geçeceğim. Lütfen diğer kutulara bak."

Raporu okuduktan sonra hakkında fazladan bir şey öğrenmediğimi anladım. (yazar notu: yakında neler döndüğünü öğreneceksiniz. Sabır edin pliss...)

Ekin'in kutusunu alıp arabaya götürdükten sonra Amir Osman beyi aradık.

"Bak Cihat, bir kaç eşyası kayıptı Sibel'in. Biz de burada mı diye bakmaya geldik. O sırada merdivenin altına bakarken o yolu gördük. Anlaştık mı? Amire fazladan bir şey söylemeye gerek yok. Merak edip bir kaç kutuyu açıp baktık siz gelene kadar diyeceğiz. Diğer kutularda ne de olsa parmak izimiz yok."dedim elimdeki eldiveni çıkarıp çantaya atarken.

Cihat'ın da eldivenlerini çantaya atarken konuşmaya başladı.

"Ekin bey ile ilgili bu bilgiyi ne yapmayı düşünüyorsunuz Ayza hanım?"

"Şuna bey bey deyip durma. Beyliğini yesinler. Ne yapmayı düşünüyorum biliyor musun? Onu karşıma alıp konuşmayı düşünüyorum. Yüzleşmeyi. Ama bunu Aras'tan gizli nasıl yapacağım bilmiyorum Cihat."

Ona dün ki konuşmaları, ormanda neler döndüğünü anlatmamıştım. Aslında çekiniyordum, sonuçta Cihat ile kaç yıllık dosttu Aras. Arkamdan iş çevirir diye korkuyordum Cihat. Böyle çıkarlarım için kullanmak benim de vicdanımı rahatlatmıyordu ama mecburdum başka yardımcım yoktu.

Bir kaç dakika sonra polisler kapıya dayanmıştı. Amir Osman bizimle birlikte merdiven altından girdikten sonra açtığımız kutuları tek tek inceledi.

"Nasıl da fark edemedik."dedi.

"Çok telaşlıydık. Amacımıza ulaştığımızda burayı fark edemedik."dedim dudak bükerek.

Kutulardan birisi yukarı aşağı hoplamaya başladığında Osman bey belindeki silahı çıkartıp kutunun altına doğrulttu.

Kutu hoplayıp zıpladıktan sonra ters devrildi ve altındaki tahta kalktı. Polislerden birisi ordan belirince hepimiz büyük bir oh çektik.

"Amirim burada bir yol var?"

"Nerede?"diye çıkıştı Cihat.

"Banyodan geliyor."dedi polis.

Dudaklarımı ince bir çizgi yapıp hafifçe Cihat'a doğru eğildim.

"Sana söylemiştim."dedim.

Cihat terleyen alnını silip kafasını yere eğdi.

Bütün polisler kutuları zırhlı polis aracına taşıdıktan sonra kapı eşiğinde amir ile konuşmaya başladık.

"Bu büyük bir adım oldu Ayza hanım."

"Ne de olsa hapishanede, çok bir şeyi değiştirmeyecek bunlar."

"Yanılıyorsunuz Ayza hanım. Savcı fikrini değiştirmek üzere. Tutuksuz yargılanacak. Üstelik bu kutulardaki kişilerle iletişime geçip yaptığı suçları çok daha rahat bir şekilde kanıtlayabiliriz."

Duyduğum cümleyle beynimden vurulmuşa döndüm. Kafamdan aşağı kaynar sular dökülürken kendi kendime soruyordum? Aras hedefine ulaşıp Ayça'yı çıkartabilmek üzere miydi?

***

Giydiğim kırmızı mini elbise ve kırmızı rujuma eşlik eden çantam ve ayakkabılarıma dağınık topuz bir saçla karşılık verdim.

Aras arkamda sinirle bana solurken bende bebeklerimi son bir kez öpüyordum.

"Sence de kızlarla buluşmaya göre fazla süslü değil misin?"dedi kollarını birleştirip sertçe bakarken.

"Hayır."dedim çaktırmayan bir ses tonuyla.

"Bak Aras bir kaç saate döneceğim. Çocukların mamasını vermeye unutma. Bu gün Sibel ile Cihat vakit geçirmek zorunda. Dost olmak üzereler."dedim.

Beni dinlemiyor, baştan aşağı süzüp duruyordu.

"Süzme!"

"Gelince bu elbise üzerinden zevkle çıkartıp yırtacağım ve bir daha giyemeyeceksin Ayza."

"Pabucumun kabadayısı. Yiyorsa yap!"

Tek kaşını kaldırıp burnumun dibine kadar geldi.

"Görüşeceğiz!"

***

Ekin İlkel, orta da ki masada elinde kibar bir şarap şişesiyle beni beklerken son kez konuşacaklarımı prova ettim içimden ve garson eşliğinde masaya doğru ilerledim.

Bir kaç adım sonra yanına varmıştım. Beni görünce ayağa kalktı ve ceketinin önündeki düğmesini ilikleyip elime uzandı. Elimi öptükten sonra konuşmaya başladı.

"Bu gün çok hoş görünüyorsunuz Ayza hanım. Her zaman ki gibi."

"Kibarlığınız göz boyamaya yetiyor gibi duruyor Ekin bey. Her zaman ki gibi!"

Alayla gülümseyip arkamdaki sandalyeyi çekti ve bir centilmen gibi oturmamı bekledi.

Karşıma geçtiğinde hiç bir şekilde zaman kaybetmeden konuşmaya başladı.

"Bu güzel geceyi neye borçluyuz Ayza hanım. Benden etkilendiğiniz düşüncesi her ne kadar kulağa hoş gelsede pek ihtimaller arasında durmuyor."

Önündeki peçeteyi açıp üzerine serdikten sonra menüye bakmaya devam etti.

"Ah Ekin bey ne kadar şakacısınız."dedim bende peçeteyi sererken.

"Ne yemek isterdiniz?"

"Ben çorbayla giriş yapmak isterim."dedim ellerimi masanın üzerinde birleştirip tek kaşımı kaldırarak.

Garsona el edip iki sebze çorbası siparişi verdikten sonra tıpkı benim gibi ellerini masanın üzerinde birleştirdi.

"Göz kamaştırıyorsunuz. Aras bey zevkli bir erkek."

Alayla gülümsedim.

"Öyledir. Lakin zeki bir erkek değil. Sizden uzak durması gerektiğini öğrenememiş."

"Ah Ayza hanım. Neden böyle düşünüyorsunuz?"

"Nedenini her ne kadar size somut delillerle göstermek istesem de, delillere zarar vermenizden korkup masaya getiremedim. Ama sözlü bir şekilde ifade edecek olursak..."

"Lafınızı kesmek istemezdim. Lakin bu konuşmaya başlamadan önce size bir şey söylemek istiyorum. Yakında şirkette ortağınız olacağım. Umarım cümlelerinizi ona göre seçersiniz."dedi samimiyetsiz gülümsemesiyle.

"Bu kibar tehdidi unutmayacağım."dedim kibarca gülümseyerek.

"Bir daha lafımı kesme terbiyesizliğinde bulunmayacağınızı varsayarak konuşmaya devam ediyorum."dediğimde kafasıyla onayladı içkisinden bir yudum alırken.

Cümleye giriş yapamadan çorbalarımız gelmişti. Garsonun bırakıp gitmesini bekledim.

"Evet Ekin bey, uzun lafın kısası. Elimde sizinle ilgili yaklaşık otuz fotoğraflık bir albüm var. Hatta..."dedim ve albümden alıp çantama koyduğum bir fotoğrafı çıkarttım.

"Birisini size memnuniyetle göstermek isterim."diyerek ona uzattım.

İçtiği bir yudum çorba boğazında kalıp bir kaç kez öksürdükten sonra kızarmış yanakları ve öksürmekten sulanmış gözleri kocaman açılmıştı.

Eğildim ve kısık sesle konuştum.

"Aras'tan ne istiyorsun!"

Ayağa kalktı ve dengesi bozularak sendeledi. Gözlerini fotoğraftan alamıyordu. Ayça'yla birlikte o çirkin fotoğrafları kendisine çok ağır gelmişti.

Ayağa kalkıp bir kaç adım atarak yanına gittim.

"Sorumu cevapla!"

Boş gözlerle önce bana sonra fotoğrafa ve sonra tekrar bana baktı. Bir an nerede olduğunu ve neler olduğunu tekrar idrak etmişcesine gözleri nefretle doldu ve kolumu tutup sıkmaya başladı.

"Nereden buldun bunu!"

"Bırak canımı yakıyorsun, kolumu bırak. Bırak dedim sana bırak!"

Kolum kızarmaya hatta morarmaya başlamıştı. Canım o kadar çok yanıyordu ki artık karşı koyamaz duruma gelmiştim.

Bir kaç saniye sonra duyduğum bir kaç tabak gürültüsü ve Ekin'in yerdeki gözü moraran görüntüsüyle karşılaştım.

"Karıma dokunamazsın lan!"

Seguir leyendo

También te gustarán

Çilek Kız Por Lara

Novela Juvenil

1.3M 89.7K 59
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...
7.1M 414K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...
Peyda Por Herkes Yalan

Novela Juvenil

931K 64.7K 37
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
835K 37.8K 20
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...