AŞKIN BEDELİ

By uguryedek

265K 8.6K 105

Hikayenin yedek hesabı. More

Giriş
1. Tanıtım gelecekten kesit
2. Tanıtım ve karakterler
1. Bölüm ilk karşılaşma
2.Bölüm Bırak beni
3.Bölüm Eski sevgilim
4.Bölüm Yanağım değil kalbim acıyor
5. Bölüm ikinci ve büyük karşılaşma
6.Bölüm Git hadi
7.Bölüm Mutlu musun?
8.Bölüm Yüzüğünüz Takılacak
9.Bölüm (part 1) Her son, yeni bir başlangıçtır.
9.Bölüm (part 2) Her son, yeni bir başlangıçtır.
10.Bölüm Aşık Bir Kalbe Kimsenin Sözü Geçmez...
11.Bölüm Barış ilan ediyoruz
12. Bölüm ''Aşk''
13.Bölüm Dokunma bana
14. Bölüm Trip çekemem
15.Bölüm Kıskançlık
16.Bölüm Dış kapının dış mandalı
17. Bölüm Ben Aşık oldum düzenleme
18.Bölüm Biz öpüşmüş mü olduk?
19.Bölüm Baş belası şeytan
20.Bölüm Sendeki beni gördüm
21.Bölüm Eşeklerde adam olabiliyormuş
22.Bölüm Ben sana aşık oldum Begüm
23.Bölüm Ağlıyor musun sen?
24.Bölüm Begüm'ün aşk itirafı
25.Bölüm sonum olacaksın
26 .Bölüm yalancı oldum
27.Bölüm yeni bir aşk doğacak mı?
28.Bölüm Bu kızda kim?
29.Bölüm Susmadığın teşekkür ederim
30.Gitmek unutmanın yarısı mı?
31.ya hep ya hiç
32.Bölüm kaybettim
33.Bölüm sen o güzel aklını yorma
35.Bölüm Sen benim keşke dediğimsin
36.Bölüm umurumdasın
37.Bölüm Aşağı atacağım seni
38. Bölüm Manyaksın sen
39.Bölüm Bekarlığa Veda Partisi
40. Bölüm Düğün
41.Bölüm Biz artık bir bütünüz
42.Bölüm Zaman
43.Bölüm Minik Karaaslanlar
44.Bölüm Tüm çiftler
45.Bölüm İstanbula gidelim
46. Bölüm hastalıkta sağlıkta
47. Bölüm Nasıl unuttum
48. Bölüm Bu senin hangi yüzün Azat
49. Bölüm Seni sevmek çok zormuş
50. Bölüm Yoruldum
51. Bölüm Oğuz senin eski sevgilin mi?
52. Bölüm Gücün bana yetiyor değil mi?
53. Bölüm Oğuz & Eda
54. Bölüm Ben bunu haketmedim
55. Bölüm Bebek
56. Bölüm (1.kısım) Bana Dönecek misin?
56. Bölüm (2.Kısım) Ege Bebek
57. Bölüm (1.Kısım) Çıkmadık candan Umut Kesilmez
57. Bölüm (2.Kısım) Bebeğimiz İyidir Değil mi?
58. Bölüm (1. Kısım) Kızım
58. Bölüm (2. Kısım)Aşk olmadan tutku olur mu?
59. Bölüm (1.Kısım) Güney'le Yaran evleniyorlar
59.Bölüm (2.Kısım) Peşinden koşuyorum
60.Bölüm (1.Kısım) Dibi Görmüş Bal Kavonozu
60.Bölüm (2.Kısım) Sapım Kızlar
61.Bölüm (1.Kısım) Yeni başlangıç
61.Bölüm(2.Kısım) Sapına kadar aşık oldum
62.(1.Kısım) Güven ilişkinin Temelidir
63.Bölüm (1.Kısım)Alacağız o kızı
63.Bölüm (2.Kısım) Küçük Kılıç
64.Bölüm (1.Kısım) Sen benim tek gerçeğimsin
65. Bölüm (1.kısım) İzin verecek
65.Bölüm (2.kısım) Milat
66.Bölüm (1.kısım) Miray
66.Bölüm (2.kısım) Evleneceğim kadın
67.Bölüm (1 kısım) Makas kesmiyor
68.Bölüm (1.kısım) Anneme söylemiş olabilirim
69.Bölüm (1.kısım) Ölene kadar dünürlük olayımız var
69.Bölüm(2.kısım) hayatındaki kişi kalbinde mi?
7o. Bölüm FİNAL (2.Kısım) Ötesi berisi olmaz
70 Bölüm ''FİNAL'' (1. Kısım) Azat'ın güzeli birken iki oldu
70. Bölüm Final (3.Kısım SON) Her şeyin cevabı zamanda
yeni hikaye tanıtım bölümü gelecek
Aşkın Ateşi yayımlandı
ÖZEL BÖLÜM 1 "Oğlumuz mu olacak."
ÖZEL BÖLÜM 2 "Sensiz bir dünya hiç güzel olmazdı."
Özel bölüm 3 ''küçük bey görsün kızımı.''
Özel bölüm 4 Dila'yla Onur Evleniyorlar
Özel bölüm 5 Nişan ve bebek
Özel bölüm 6 (part 1) Mustafa & Leyla
Özel bölüm 6 (part 2) İyi ki
Özel bölüm 7 (part 1) "Düğünümüz için heyecanlı mısın?''
Meriç &Bora (part 2) ''Düğün''
Özel bölüm 7 (part 3) "Beklerim tabi saat kaçta?"
Özel Bölüm 7 (4.part) "Bebeğim sen gelişinle beni çok sevindirdin."
SON ÖZEL BÖLÜM (1.part)
SON ÖZEL BÖLÜM (2.part)

34.Bölüm evlen Benimle

2.2K 104 4
By uguryedek

Düzenlendi: 16/07/2017

Multimedya: Azat Karaaslan

Keyifli okumalar dilerim...

****

BEGÜM KILIÇ

Begüm sıcaktan bunalmış halde aldığı!duş sonrası üzerini giyinirken dayanamayıp klimayı açtı. Antep'te hava sıcaklığı oldukça yüksekti ve resmen sıcaktan yapışıp kalıyordu Begüm. Bu sene hem abisini zorlamak istemediğimden hem de Azat şirkette yoğun şekilde çalıştığından tatile gidemeyecekti . Aslında hazır gönüllü olarak çalıştığı vakıf tatil olmuşken Yaren'i çağırıp tatil yapmak vardı da babası şimdi hayatta izin vermez "abinde yanınızda gelsin" derdi. Begüm kalbi kırık arkadaşının Güney'le yan yana olup üzülmesini istemediğinden bu konuyu hiç gündeme getirmiyordu.

Seçtiği kıyafetleri yatağının üzerine bırakıp iç çamaşırlarıyla biraz serin serin durmak için yatağının üstüne oturdu. Bugün Azat'a karşı başlattığı savaşının ilk hamlesini yapıp onun yanına şirkete gidecek olmasını düşünmeye başladı. Sevmişti bu oyunu bakalım ama Azat sevecek miydi hiç bilmiyordu.

***
Hazırlanıp evden çıkıp geldiği Karaaslan Lojistiğin açık otoparkına arabasını park edip indiğinde otururken sıyrılan eteğini düzeltip yürümeye başladı. Etrafındaki bir kaç meraklı bakış üzerinde dolaşıyordu ama gözündeki güneş gözlüklerinden dolayı Begüm'ün yüzünü tam göremiyorlardı. Hızlı adımlarla basamakları çıkıp şirketin içine girdiğinde danışma yazan uzun masanın başında oturan iki güler yüzlü genç kıza bakıp gözlüklerini çıkarmasıyla kızlar gülümsediler.

"Hoş geldiniz Begüm Hanım."

"Hoş buldum."

Sarışın kıza içtenlikle gülümsedi. Daha önce Azat'la birlikte dışarıdayken acil şirkete uğraması gerektiğinde ilk kez onu görmüşlerdi tanıyorlardı. Esmer olan diğer genç kızın süzen bakışlarını Begüm yakaladı ve manidar bir bakış atıp sarışın olan genç kıza tekrar döndü.

"Azat burada değil mi canım?"

"Evet Begüm Hanım Azat Bey şirkette ancak toplantısı ya da görüşmesi var mı bilemiyorum yukarıda asistanı size yardımcı olacaktır."

Teşekkür edip asansöre doğru ilerlediğinde arkasından danışmadaki kızlardan hariç bir kaç çalışanın da baktığını fark etmişti ama umursamadı. Ne yani patronlarının nişanlısı şirkete gelmez miydi?

Asansör Azat'ın odasının bulunduğu yönetim katında durunca Begüm Bekir babasının odasının önünden hızla geçti. Maazallah bu üzerindeki kıyafetleri görürse Bekir bey pek hoş karşılamayabilirdi.

"Merhaba Canan Azat müsait mi?"

Azat'ın çok hoşlanmadığı asistanına yalandan tebessüm edip konuştuğunda kırklı yaşlardaki kadın kare siyah çerçeveli gözlüklerini düzeltip Begüm'ün yüzüne ifadesizce baktı.

"Merhaba Begüm hanım hoş geldiniz. Azat Bey şuan İstanbul'dan gelen ekiple toplantıda buyurun isterseniz bekleme odasına alayım sizi."

"Çok önemli mi peki toplantı konusu?"

bilerek sormuştu çünkü Begüm akıllı biriydi. Öyle Azat'ı insanlara karşı zorda bırakmakta istemezdi.

"Rutin bir görüşme aslında Azat beyde alışagelmiş düzeni devam ettiriyor yoksa aylık raporu eline geliyor."

Soğuk ve mesafeli konuşan Canan'a tebessüm etti. Körün istediği bir göz Allah vermişti iki göz. Resmen şans ayağına gelmişti. Begüm'ün ilk amacı üzerimdeki kıyafetlerle Azat'ı delirtmek sonra tüm gün onu bıktırına kadar başında durup isteklerini yaptırmaktı ama şimdi böylesi daha iyi olmuştu.

"Aileden başka birileri de toplantıya katıldılar ö mı?"

Canan cevap vermek istemediğini belli eden ifadeyle yüzüne bakınca Begüm tek kaşımı kaldırdı. Evet çok soru soruyor olabilirdi ama bilmesi gerekiyordu.

" Aileden başka kimse yok."

İçinden duyduklarına "güzel" deyip hınzırca sırıtarak adım attığında Canan hemen ayaklandı.

"Begüm hanım bir saniye, efendim girmeyin beni de zor durum..."

Canan'ın sözlerini dinlemeden ilerleyip Azat'ın odasının kapısını çalmadan içeri girmesiyle yarı da kaldı.

Begüm içeriye girdiğinde tüm başlar ona döndü. Azat toplantı masasının başında olanca yakışıklılığıyla elinde kalem Begüm'e baka kaldı.

"Selam..."

Yüzüne şaşkın şaşkın bakan kalabalığa elini kaldırıp sevimlice gülümseyip "selam" diye şakıdığında Azat elindeki kalemi sıktı ve gözleri sinirlendiğini belli eden bakışlarla sevdiğinin üzerinde gezinirken hiçbir şey yokmuş gibi topuklu ayakkabılarının üzerinde Begüm tıkır tıkır yürüyüp masanın başında oturan Azat'a doğru eğilip yanağından usulca öptü.

"Ah, toplantını mı böldüm aşkım kusuruma bakma. Bende seni ziyarete gelmiştim."

Geri çekilip masum masum konuşurken içinden resmen kahkaha atıyordu.

"Dur sen Azat ben daha sana neler neler yapıp beni üzdüğün her anı burnundan nasıl getireceğim."

"Begüm ne yapıyorsun?"

Sert ama alçak ses tonuyla kendini sıkarak konuşan Azat'ın aksine dişlerini göstererek güldü Begüm.

"Aşkım dedim ya ama seni ziyarete geldim. Bu arada merhaba beyler ben Begüm, Azat Karaaslan'ın nişanlısıyım."

Azat masadaki adamlara selam vermesine kızmış olacak ki "memnun olduk" diyen kişilere öldürücü bir bakış attığında anında herkes susup önüne döndü.

"Toplantıya yarın devam ederiz arkadaşlar. Canan size eşlik etsin."

Azat kapıda dikilip duran asistanına başıyla işaret verdiğinde ayaklanan kalabalıkla birlikte kendide ayaklandı. Tek tek herkesle tokalaşıp insanları geçirirken Begüm ellerini bir birine kentleşmiş halde müsamere çocukları gibi köşede durmuş onlara baktı. Tamam belki hoş değildi böyle içeriye girmesi ama Azat'ta gözü dönünce etrafta kim var yok demeden haraket ediyordu. Hem Canan toplantı önemli deseydi kuzu kuzu bekleyecekti.

Azat misafirleri yolculayıp odanın kapısını kapattığı an Begüm onun bakışlarındaki anlamı görmesiyle yutkunup zoraki gülümsedi.

"Ayarı ilk andan çok mu kaçırdım." demeden edemedi. Şuan üstüne doğru gelen Azat'ın gözleri daha da koyulaşmış boynundaki damar belirginleşmiş bir kaplan edasıyla yürüyordu.

"Ayy ben nasıl unuttum babam öğlen yanıma gel demişti. Neyse sevgilim sonra gelirim ben."

Karşısında duran Azat'a bahane uydurup odadan kaçmak için adım attığında Azat kolundan tutup çekti.

"Sen beni öldürecek misin? Ne saçmalıyorsun Begüm? Bu kılıkta üstünde olmayan kıyafetinle benim şirketime hem de bir toplantının ortasına nasıl girersin?"

Azat ilk kez bağırmamış ama kızdığını belli eden bir ses tonuyla konuşmuştu. Begüm omuzlarını dikleştirip saçlarını geriye attı.

"Limonata var mı?"

"Ne?"

Sorusuna Azat şaşırırken Begüm Azat'ın masasına geçip üstüne zıplayıp oturdu.

"Ne yani ona laf yetiştirip yok toplantın olduğunu biliyordum ama bilerek girmek istedim falan deyip şimdi onun çenesini mi çekecektim. Vallahi işim olmaz. Şu sıcak havada en güzeli buz gibi bir limonata içip işime yani Azat'a odaklanmak."

"Hangisine basınca Canan'ın telefonu çalar canım."

Masanın üstündeki telsiz telefona uzanıp eline aldığında Azat başını yukarıya kaldırıp "ya sabır" dedi ve Begüm'ün yanına doğru yürüyüp tam karşısında durdu.

"Benimle ilk oyunun bu mu? Sabır testi mi yapıyorsun?"

Azat tane konulurken bakışları Begüm'ün açık bacaklarında ve göğüs çatalında gidip gelince o tane tane sakince konuşan adamdan eser kalmayıp gözleri öfkeyle parladı.

"Sen bu bir tarafını kapatmayan elbiseyle..."

Sesi yükselen Azat'ın ağzına anında Begüm ellerini bastırıp kapattı.

"Şşt sessiz ol. Verdiğin sözü hatırlatırım Azat ben ne dersem ne yaparsam karışmayacaksın. Bugün canım böyle giyinmek istedi giyindim. Şimdi kes o kalın sesinide bana buz gibi bir limonata söyle hava çok sıcak yandım ya."

Gözleri irileşen Azat gece karalarını kırpıştırınca pek bir tatlı olmuş Begüm onu öpmek için içinden coşup gelen dürtüyü zar zor zapt edebildi.

Begüm'ün sözleriyle renkten renge giren Azat içinden kendine küfretti. Begüm belli ki burnundan getirecekti ve şimdiden verdiği söze pişman olmuştu. "Dur ama" dedi içinden tekrar." Madem bu benim ilerimiz için geçmem gereken bir sınav, bende çatlayıp patlasam bile ağzımı açmayacağım ve bu sınavı geçeceğim."

"Limonatanı söyleyeyim."

Azat telefonu Begüm'ün elinden çekip alırken Begüm keyifle güldü. Nişanlısının böyle mülayim oluşu pek bir hoşuna gitmişti.

***
Aradan geçen iki saatin sonunda Begüm çoktan limonatasını içmiş hala gitmeyip Azat'ın yanında olup ona bulaşmaya devam etti.

"Saatlerdir bilgisayarda tıkır tıkır ne yazıyorsun?"

Azat'ın başında durup omzunun üstünden eğildi ve önündeki rakam dolu kağıtlara sonrada bilgisayar ekranına baktı. Yaklaşık iki saattir buradaydı ve sürekli konuşup Azat'a gelen telefonlara cevap veriyor Azat'ın hazırlaması gereken işleri sabote edip onu çıldırtıyordu. Bugün kaç kez sabır çekip kaç kez patlamamak için kendisini sıktı sayamadı Azat'ın ama karşısındaki sabırlı Azat gerçekten Begüm'ü şaşırtıyordu. Sinirden yüzü kıpkırmızı bile olsa hiç sesini çıkarmıyordu Azat.

"Çalışıyorum Begüm, bir izin versen güzelim."

Kar beyazı gömleğinin kollarını katlamış kravatı hafif gevşemiş halde çalışan Azat'ı geri çekilip süzdü.

"Bu adam niye bu kadar yakışıklı? Hayır o Allah vergisi bir şey diyemem de niye bu kadar jilet gibi dikkat çekici giyinip onca kadının çalıştığı bu yere geliyor."

İçine dolan kıskançlıkla dudaklarını ısırırken aklına gelenlerle önce sırıtıp sonra kaşlarını çattı ve Azat'a yaklaştı.

"Ayağa kalsana."

"Begüm bırak benimle uğraşmayı da hadi dergi falan oku sevgilim, bak zaten işim biter bitmez çıkacağız."

"Nereye? Bir dakika ya ben sana seninle bir yere geleceğim falan demedim. Öyle kafana göre iş yapmak yok. Ayrıca bir saniye kalk ayağa hadi."

Dişlerini sıkan Azat gözlerini kısıp ayağa kalktı.
Begüm kollarını göğsünde birleştirip tıpkı Azat'ın kendisine yaptığını yapıp baştan ayağa sevgilisini süzdü.

"Ne süzüyorsun? Yine neyin peşindesin?"

Kaşlarını daha çok çatıp bir adım daha attı Begüm ve Azat'a yaklaşıp onun hiç beklemediği bir anda bağırmaya başladı.

"Sen bu kılıkta işe mi geliyorsun. Sen benim sabrımı mı zorluyorsun Azat? Bu kadar dar takımlar giyip dar gömlekler giyinerek 'bakın nasıl kaslı güzel vücudum var' mı demeye çalışıyorsun? Görmeyeceğim Azat. Bundan sonra bu şirkete bu kadar özneli gelmeyecek, bu kadar dar hele modern takımlardan gömleklerden asla giymeyeceksin."

Bağırması bittiği an Azat gözlerini kocaman açmış şaşkın şaşkın Begüm'e öylece baka kaldı. Ciddi ciddi Begüm kıyafetine mi karışmıştı kural koymuştu?

"Sen ne diyorsun kızım delirdin iyice."

Yerine oturan Azat kafasını onaylamaz halde iki yana salladı.

"Allah'ım sen sabır ver takım giydi diye nişanlısına karışan tek kadın benimki olsa gerek."

Azat'ın söylenmelerine aldırmadan Begüm eğilip kravatının altından açtığı iki düğmeye elini attı.

"Bu göğüsün görünmeyecek! Kızlar sana bakıp iç çekmeyecek anladın mı beni."

İliklediği yakasına ve sevgilisinin yüzüne bakan Azat, bir anda Begüm'ü kucağına çekip oturturken ayarlayamamış olacakmış Begüm'ün sırtı masaya çarptı ve canının acımasıyla ağzından ufak bir çığlık çıktı.

"Benim sana koyduğum kuralları sende bana mı koyuyorsun?"

Bir yandan Begüm'ün tek bacağını okşayıp konuşurken diğer yandan acıyan belini ovup acının geçmesi için masaj yaptı Azat.

"Bırak beni çabuk. Bana zarar vermekten başka bildiğin hiçbir şey yok."

Çapkınca sırıtan Azat göz kırpıp Begüm'ün bacaklarını tutup tam olarak onu hissetmesini sağlayacak şekilde oturtup kısa eteğinden dolayı açık kalan bacaklarını okşamaya başladı.

"Benim bildiğim çok daha başka şeyler var bebeğim, istersen hemen burada sana seve seve gösterebilirim."

Kulağına fısıldayıp boynunu öpen Azat'ın dokunuşlarıyla Begüm'ün içi kıpır kıpır olmuş karnın altı sızlamaya başlamıştı.

"Hayır buna izin vermemeleyim kendimi öptürtmemeliyim. Azat cezasını çekmeden olmaz."

"Senin aklın zaten bunlara çalışır."

Debelenip kucağından kalktığında Azat şen bir kahkaha attı.

''Şuna da bakın ya bir de benimle eğleniyor.''

Çantasını alıp üstünü düzeltirken Azat'a ters ters bakmayıda ihmal etmedi. Burada yeterince kalmıştı ve gitmeliydi artık.

"Ben gidiyorum sıkıldım senden. Ha bu arada akşam eğlenmek istiyorum. Cemal'i ayarla sen, ben, Funda ve Cemal akşama dışarı çıkacağız."

Gülmesi solan Azat kaşlarını çattı.

"Ben burada neciyim? Bana bir sorsana akşama çıkalım mı diye. Vallahi ayarı kaçırıyorsun Begüm."

"Ayarı kaçıyormuşum sen hep ayarı kaçık geziyorsun."

Saçını savurup kapıya doğru yürüdü ve son kez arkasını dönüp Azat'a pis pis sırıttı. Onun itiraz istemeyen üslubunu takınıp nişanlısını taklit etmeyi de unutmadı.

"Benim asabımı bozma Azat... Dışarı çıkılacak dediysem çıkılacak hiç öyle karşımda ağlayıp zırlama."

"Begüm!"

Yerinden ok gibi fırlayan Azat'la hızla hemen odadan çıkıp asansörü es geçerek merdivenlere yöneldi Begüm.

"Aman yetişir falan vallahi bu adam söz verdim demez beni çiy çiy yer."

Şirketten çıkıp otoparka yürürken kendi kendine kahkahalar atttı. Gün boyu Azat'ı o kadar çok delirtip suratını sinirden kızartmıştı ki yaptıkları inanılmaz hoşuna gitmişti.

"Eee hep o beni delirtip de ben susacak değildim ya birazda o sussun. Hem daha akşam ona neler yapacağım."

***

Akşama doğru Azat Cemal'le Begüm Funda'yla konuşmuş ve dışarıya çıkmaları kesinleşmişti. Şimdi Begüm saatin yaklaşmasıyla hazırlanmış halde aynanın önünde son kez kendine bakıp havalı bir şekilde saçlarını savurup yatağında oturan Funda'nın beğeni dolu bakışlarına göz kırptı.

''Şimdi ne yalan söyleyeyim taş gibi olduk değil mi Funda?"'

Funda şen bir kahkaha atıp ayaklandı. Bu gece ilk kez geç vakit de eğlenmeyi tadacaktı. Begüm Funda'nın annesiyle babasından izin almış "Funda bu gece bizde kalsın lütfen" diye resmen yalvardığında Funda'nın babası kıyamamış kızının uzun süredir adını dilinden düşürmediği arkadaşında kalmasına izin vermişti. Her ne kadar ailesi öyle bilse de Funda gece sevgilisi ve arkadaşlarıyla dışarı çıkacak sonra Begüm'de kalacaktı.

''Azat gerçekten şimdi kıyafetine bir şey demeyecek mi?''

Dudaklarını büken Funda Begüm'ün Azat'a yaptıklarına inanamıyordu. Eğer bu kıyafetine de Azat çıldırmaz ve bu gece o kulüpte olay çıkarmazsa gerçekten Azat sevip de değişebilecek, toleransı öğrenebilecek adamlardandı.

''Hele bir ağzını açsın yemin ederim burnundan iki katı getiririm. Yok o eski Begüm ben bu kendimi daha çok sevdim.''

Begüm kıkırdayarak gülerken aklından da ''Böyle artist artist konuşuyorum ya bakalım sonumuz ne olacak?'' Diye düşünmeden edemedi.

''Ben Azat'ı arayayım çok geç olmadan çıkalım ki babamda söylenmesin.''

''Tamam canım haklısın.''

Begüm, telefonunu eline alıp sevgilisini aramaya koyulduğunda odanın köşesine geçti. Malum Azat Bey sınanıyordu değil mi?

''Efendim aşkım.''

''Ay senin aşkım diyen dilini yerim ben.''

Azat'ın sesini duyan Begüm, içinden coşarken önce gülümsedi sonra kendini toplayıp ciddi ifadesine büründü.

''Geç kaldın. Dokuzda hazır olurum demiştim.''

Parfümünü sıkan Azat kaşlarını çattı.

''Sağ ol güzelim iyiyim sen nasılsın? Tövbe yarabbim ya iyice beni çalışanın falan zannetmeye başladın.''

Begüm kendisine laf sokup sonrada söylenen Azat'a sanki kendisini görüyormuş gibi gözlerini kıstı.

''Ben dokuzda gel dediysem geleceksin. ''

"Oh"dedi içinden. Böyle dışarıdan bakınca caceron kadınlara benzediğini bilse de "oh olsun" diyordu. Kendisi bir telefonu kapattı diye aylar önce o bariton sesiyle ''Ben bekle diyorsam bekleyeceksin!" diye bağırdıysa Begüm de şimdi ona böyle çıkışırdı. "Hiç kimse kusura bakmasın." Diyordu Begüm.

''O bana bağıran dilini...''

Sustu Azat... İçinden küfredip sustu. Bozmayacaktı bu oyunu Begüm'e yenilmeyecek istediğinde nasılda sabırlı bir adam olabileceğini gösterecekti.

''Ne olmuş dilime ne yapacaksın?''

Cırlayan nişanlısına yüzünü buruşturup arabasının anahtarlarını alıp odadan çıktı.

''Uygulamalı olarak göstereceğim bebeğim merak etme. Çıktım ben iki dakikaya oradayım.''

***

Azat, arabanın içinde kızların gelmesini beklerken direksiyonda ritm tutmuş kendince müzik yaparken bir yandan da Cemal'in ''Ben yarım saate mekanda olurum. Şirketten şimdi çıktım aldın mı kızları?'' diye attığı mesajı okuyup cevap yazıyordu. Telefonla işi bitince cebine koymak için başını kaldırmıştı ki arabaya doğru yürüyen Begüm'le Funda'yı gördüğünde direksiyonu tutan elini tüm gücüyle sıktı.

''Ben bu bokun olacağını biliyordum arkadaş hiç şaşırmadım nedense?''

Tahmin ettiği gibi Begüm yarı çıplak halde giyinmiş uzun bacaklarının boyunu daha da uzun gösteren bilmem kaç santimlik topuklu ayakkabılarını giymişti. Kendi kendine homurdanan Azat Begüm'ün istediğini ona vermeyecek buna da susacaktı... Patlayıp da Begüm'ün ''Bak işte sen böylesin, sabrın bu kadar. Ben seninle ileride yapamam'' tantanasının fırsatını asla vermeyecekti.

Bu iş iyiden iyiye Azat'ın sınavından çok inada bindirdiği bir iş haline gelmişti. Begüm öne yanına binerken"nasılda hanım hanımcık giyinmiş'' diye düşündüğü Funda arkaya geçip oturdu.

''Nasılsın Funda?''

''İyiyim Azat sen nasılsın, görüşemedik hiç.''

Azat arkaya dönüp Funda'yla hal hatır ederken kemerini bağlayan Begüm'ün açık bacaklarına yandan bir bakış atıp içinden sabır çekti. Kumaş öylesine kısaydı ki neredeyse çamaşırı gözükecekti. Neyse ki kendisi yanındaydı da kimsenin sevgilisine bakmasına müsade etmezdi. Aksi olsa yanında kendisi olsa imkanı yok Begüm'e böyle bir şey giydiremez çıldırırdı. Azat önüne dönüp arabayı çalıştırtıracakken kendisini ışıl ışıl bakan gözlerle süzen Begüm'ün bakışlarını yakaladı ve bu durumdan hayli keyif alarak güzel nişanlısını öpmek için uzandı.

''Size layık giyinebilmiş miyim Begüm Hanım?''

Kıkırdayan Begüm başını olumlu anlamda salladı. Azat inkar edemeyeceği bir yakışıklılığa sahipti ve nişanlısı gerçekten giyinmeyi bilen çok şık bir adamdı.

Azat, gülümseyerek Begüm'ün dudaklarına uzandığında oyunbaz nişanlısı başını kaldırdı ve Azat'ın dudakları hedeflediği rotadan şaşıp Begüm'ün çenesini bulunca genç adam gözlerini devirerek Begüm'ün çenesine ıslak bir öpücük bıraktı.

''Keşke bende senin için aynı şeyleri söyleyebilseydim ama neyse Begüm, buna da eyvallah diyorum.''

Begüm, Azat'ın kulağına fısaldadıklarıyla kıyafetini hiç sevmediğini anladı ama tepki vermemesine gerçekten şaşırdı.

''Bu adam sahi törpüleniyor mu?''

***

Gece boyunca Azat'la Cemal yer ayırttıkları locadan kalmadan yüksek ses müziğin el verdiğince sohbet etmeye çalışırlarken gözleri sürekli hemen yanı başında masanın etrafında, dans eden sevgililerindeydi.

Azat'tan önce Cemal ''Kızlar ileri gitmek yok oynayın işte burda" demiş kızların o kalabalık ne idüğü belirsiz erkelerinde yer aldığı insanların içine yollamamıştı. Cemal bu akşam oldukça keyifli ve bir o kadarda da şaşkındı. Kardeşi olarak benimsediği Azat'tan Begüm'deki değişimleri duymuş ve arkadaşının bu gece Begüm'ün avuç içi kadar elbiseyle ortada dolaşmasına ses etmemesine gerçekten şaşırıyordu.

Azat, sürekli Begüm'e bakıp kızın bir yeri açılacak mı endişesiyle her an tetikte beklemekten ne içtiği içkiden ne de ettiği sohbetten zerre zevk almıştı. Türkçe müziğin yaknılandığı ortamda Begüm hoplayıp zıplarken Funda daha naif hareketlerle Begüm'e eşlik etmeye çalışıyordu. Azat, göz hapsine aldığı meleğine bakıp içinden "ben bu deli kızla ne yapacağım" diye geçirip gülerken gözleri Begüm'ün parlayan kahveleriyle kesişince içinde dolup taşan aşkı kabararak ayaklandı.

Begüm Azat'ın kendisine doğru geldiğini görünce nişanlısına gülerek ellerini uzattı. Eğlenmeye gelmişti ve saatlerdir yerinde bir dakika durmadan dans ediyor, eğleniyordu.

Begüm, Sezen Aksu'nun remix yapılmış şarkısıyla coştuğunda Azat'ın beline sarılmasına bu kez bir şey demeyip sırtını sevdiği adamın göğsüne yaslayıp onunla birlikte sallanmaya başladı.

Azat, bu tarz müziklerde dans etmeyi pek sevmesede şuan sevdiğine eşlik etmek istemiş hazır günler sonra sarılmasına Begüm izin vermişken sevgilisine iyice sokulup boynunu ensesini öpmeye başlamıştı.

Begüm bu gece iki kadeh içki içmişti ve alışık olmadığı bünyesini alkol bir parça çarpmış sürekli neşeli olmasını sağlamıştı. Alkolün etkisiyle sevgilisine olan kızgınlığını bir kenara bırakıp Azat'ın dokunuşları, öpüşleri hoşuna gidiyor sevgilisine beden diliyle karşılıklar verip boş boş gülüyordu.

''Yorulmadın mı? Biraz oturda dinlen hadi.''

Azat Begüm'ü kendine yaslayıp kulağının altından öpüp konuşurken huylanan Begüm, güldü ve Azat'ın kollarının arasında dönüp kendi kollarını nişanlısının boyununa dolayıp Azat'ın beklemediği bir anda dudaklarından şak diye öpüverdi.

''Sen dans etmeyi biliyor muydun?''

Yalancı bir şaşkınlıkla gevşek ses tonunda konuşan Begüm boş boş gülüp dururken Azat Begüm'ün pembeleşen yanaklarını tutup dudaklarına sert bir öpücük kondurdu.

''Gidelim artık çok geç oldu. Yarın işe gideceğim.''

''Ya hayır...''

Mızmızlanan Begüm dudaklarını büktüğünde Azat kahkaha attı.

''Alemci mi oldun başıma? Yürü hadi gidiyoruz.''

Azat zorla Begüm'ün elini tutuğunda Cemal'de ayaklanmış Funda'ya sarılarak hareketlenmişti.

''Ya gitmek istemiyorum. Bırak o zaman beni burada sen git eve uyu.''

Azat, hafiften sarhoş olmuş halde huysuzlanan Begüm'ü kendine çekip tek koluyla nişanlısının bedenini sardı.

''Bu kadar eğlence yeter Begüm saat çok geç oldu, baban dışarı çıkmamıza ses etmiyor diye suyunu çıkarmayalım güzelim."

Omuz silken Begüm Azat'a kızgın kızgın baktı.

''Korkak, babamdan bile korkuyorsun.''

''Begüm!''

Kendini tutamayan Azat Begüm'ü tersledi. O sırf baba kızın arası kötü olmasın diye nişanlısını düşünürken Begüm'ün kendisine korkak demesine kızmaktan ziyade kırılmıştı.
Begüm alkolden dolayı iyice saçmalamaya başlamıştı.

''Bağırma bana''

Çıkışan Begüm, Azat'tan uzaklaştığında Azat sesli bir nefes bıraktı.

''Bağırdım mı sana? Bir bağıran varsa oda sensin. Laflarına dikkat et, hadi gidiyoruz.''

Begüm, elini yeniden tutup çeken Azat'a sinirlenmiş halde baktı ve bir anda nasıl olduğunu bilmeden ortamın buz kesmesine sebep olan o cümleyi söyledi.

''Sen git diyorum niye beni bırakmıyorsun? Korkma ben senin arkadan iş çevirip başkaları gibi gece kulüplerinde orda burda sana yanlış yapmam."

Dediğinin ne anlama geldiğinin farkındaydı Begüm ama aklı şuan tam yerinde olmadığından Azat'ın nasıl darma dağan olabileceğini asla hesaplayamamıştı. Çıkmıştı bir kere o lanet olası sözler ağzından. Bazen insanın dilinin kemiği olmuyordu ki Begüm de şuan o durumun içindeydi. Sözlerinin bu denli yara açacağını düşünemeden konuşmuş neden yapmamıştı bilmiyordu.

Azat, duyduklarıyla olduğu yerde donup kalırken gözlerinin yandığını hissetti. Tuttuğu eli bırakırken sanki kader ona inatmış gibi ikide bir bu olayı karşısına mı çıkaracaktı bilmiyordu. İçine düşen ateş sanki giderek yüreğini daha geniş yakıyordu.

Begüm, hala ortamdaki ağır havadan bir haber kıkır kıkır gülüp masada bulunan kadehten bir yudum alırken Cemal, Azat'ın donup kalmış ifadesine üzgün gözlerle baktı.

Aslı... Azat'ın hayatında hiç silinmeyecek tek büyük hatası. Onu gece kulüplerinde, sokaklarda, otel köşelerinde defalarca aldatmış arkasından iş çevirmiş kadın... Bittiği günden beri o kadının adını ağzına almazken aptallığının yüzüne bir kez daha üstelik canını verecek kadar çok sevdiği Begüm tarafından vurulması Azat'ın yüreğini dağlayıp geçti.

''Azat''

Cemal bir şey demeden öylece yere bakan arkadaşının omzuna dokundu.

''Kafası yerinde değil görmüyor musun nasıl gülüp duruyor. Takma Allah aşkına kardeşim, biz neyin ne olduğunu bilmiyor muyuz? Hem eminin Begüm bu lafın nereye gideceğini bilmeden konuştu kafası yerinde olsa demezdi."

İçini çeken Azat gece karası gözlerinde akmak için direnen göz yaşlarını zorlukla durdurup ''Eve götür Begüm'ü'' deyip hızlı adımlarla çıkışa ilerledi. Dışarıdan bakıldığında ne kadar sinirli ve yer yer sert bir adam olarak görünse de Azat'ın içinde hiç geçmeyecek yaralar gizliydi.

Begüm, Azat'ın gittiğini görünce elindeki bardağı bırakıp hemen ayaklandı.

''Nereye gidiyor?''

Cemal'e bakıp konuştuğunda Cemal kızgınlıkla baktı Begüm'e ve arkadaşının bunu hak etmediğini bildiğinden çenesini tutamadı.

''Ağzının ayarını biraz bil Begüm! Bu adam seni bu kadar sevip geçmişine sünger çekmiş seninle hayat bulmuşken biraz laflarına dikkat et. Onu yaralamak hoşuna mı gidiyor senin? Şu halinize bak!''

Dudakları şaşkınlıkla açılan Begüm o an ne yaptığını anladığı gibi fırladı yerinden. Alnına ben ne yaptım dercesine vurup çıkışa koştuğunda Azat'ı nasıl üzdüğünü anlamış alkol alıp saçmaladığı için bin pişman olmuştu. Aklı aslında hala yerindeydi sadece söylediklerinin böyle bir etki yaratacağını bilememiş pişman olmuştu.

***

''Azat... Azat bir dakika bekler misin?

Begüm koşarak Azat'ın arkasından yetiştiğinde kolunu tutup durdurdu ama Azat yüzüne bakmadı. O lafları söylerken Azat'ı kırmak istememişti ama kırmıştı işte sevdiği adamı.

''Özür dilerim öyle demek istemedim. Azat yemin ederim ben seni geçmişinle asla yargılamıyorum. Bak sadece örnek amaçlı yani senin güven sorununun olduğunu anlatmak için öyle bir örnek verdim. Seni kırdıysam çok özür dilerim.

Bin bir pişmanlıkla Azat'ı ikna etmeye çalışırken onun yüzünü avuçlarının arasına aldı ve Azat'ın gece karası gözleri dolu dolu olduğunu görünce hızla sevgilisine sarıldı.

''Çok özür dilerim. Dilim tutulsaydı da öyle konuşmasaydım.

Boyununa öpücüklerini sıralayıp kulağına fısıldadığında da Azat tek eliyle Begüm'ün belini gevşekçe tutup sessiz kalmaya devam etti.

''Ben seni çok seviyorum. Seni her şeyinle çok seviyorum. Tamam saçmaladım, sen ne kadar saçmaladıysan bende o kadar belki daha fazlası saçmaladım."

Başını kaldırıp Azat'ın buz gibi bakan gözlerine baktığında içinde tarifi imkansız bir sızı oluştu. Bu kadar çok mu kırmıştı sözleri onu?

Oyunsa tamam oynamıştı ve Azat gerçekten son raddeye kadar susup sabırla beklemişti ama ona verdiği örnekle Begüm bitirmişti bu durumu.

''Sen benim aşkımsın.''

Dudaklarına yükselip öpmeye yöneldiğinde Azat başını çevirdi ve Begüm'ün dudakları Azat'ın yanağına değdi.

''Azat.'

İlk kez Begüm'ü geri çevirmişti Azat. İlk kez bu kadar soğuk davranmıştı. Begüm şaşkınlıkla sevdiği adamın adını ağzında gevelediğinde gözünden düşen iki damlaya engel olamadı. Hatalıydı... Aslı Azat'ın en büyük yarasıyken ne demeye o kızdan örnek vermişti bilmiyordu.

''Geç oldu Cemal'e söyle seni eve bıraksın.''

Arkasını dönüp giden Azat'ın arkasından öylece donup kaldı. Lanet olası hareketleri yüzünden geldiği noktadan nefret ediyordu. Azat zaten onu anlamıştı. Söz vermiş, eskisi gibi olmayacağım demişti neden ısrarla oyununa devam etmişti bilmiyordu şimdi pişmandı.

''Seni canımı verecek kadar çok seviyorum, özür dilerim.''

Arabasını valeden isteyen Azat Begüm'ün söylediklerini duymuş olacak ki durup omzunun üstünden belli belirsiz bakıp tekrar önüne döndü. Begüm daha fazla onun uzaklaşmasına dayanamayacağından arkasını dönüp hızla gece kulübünden içeri girerken tutmadığı göz yaşalarını serbest bıraktı.

''Ben onu kaybedersem yapamam ki... Biz böyle devam edersek biteriz ben onsuz o bensiz ne yaparız."

Yüksek ses müzik kulaklarına iyice dolarken kulübün kapısını itip Cemal'e eve bırakmasını söylemek için Begüm adım attığında bir anda kolundan hızla çekilmesiyle dengesini sağlayamadı ve sendeleyip yere düşecekken beline sarılan kollar sıkıca tuttuğu engel oldu.

''Ne oluyor?''

Kimin onu durdurduğunu anlamak için arkasını dönmesiyle dudaklarına yapışan Azat'la gözleri kocaman açılıp öylece kala kaldı. Şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez halde kocaman olmuş gözleriyle öylece dururken Azat iki elini de tutmuş Begüm'ün dudaklarını sertçe öpüyordu.

Begüm bir süre sonra kendini toplayıp anın şokunu atlattıktan sonra ellerini Azat'ın parmaklarının arasından geçirip gözlerini kapattı ve dudaklarını aralayıp karşılık verdi. Delicesine tutkuyla öpüşürken Azat'ın hızına ve sertliğine yetişemiyor nefes almakta zorlanıyordu. Dillerinin dansı da işin içine karışınca aklı tamamen başından gitti.

Nefes almak için geriye çekildiğinde Azat Begüm'ün dudakları üstüne kısa bir öpücük daha bırakıp alnını alnına yasladı.
İkisininde gözleri kapalı halde soluk soluğa kalmışken Azat, sevdiği kadının bayıldığı kokusunu içine çekip alnındaki dudaklarını hareket ettirip öptü.

''Sen benim yaşama nedenim, dokunmaya kıyamadığım tek kadın, benim kadınımsın...''

Azat'ın titreyen sesiyle yutkunup Begüm başını kaldırdığında gözlerindeki o parıltıya aşkla baktı.

''Seni kaybetmekten korkuyorum Begüm... Bu saçma didişmelerimiz yüzünden benden gideceksin diye korkuyorum.''

Begüm başını hızla iki yana sallayıp gülümsedi ve Azat'ın dudağına kısacık yumuşak bir öpücük bırakıp gözlerinin içine bakarak ''Ben senden gitmem... Benim kalbim aklım bu kadar sana aitken ben senden asla gitmem.'' Dedi.

Gülümseyen Azat bir sır verecekmiş gibi yaklaştı ve Begüm'ün gözlerinin içine bakarak fısıldadı.

''Evlen benimle... Hemen yarın ya da en geç bir hafta içinde evlen benimle. Sensiz tek bir an bile geçirmek istemiyorum. Her sabahım seninle aydınlansın gecem senin gözlerinle parlasın istiyorum... Biliyorum biz zaten nişanlıyız ama ben sana bu soruyu soramamıştım."

"Benimle evlenir misin?''

Oy vermeyi lütfen unutmayın... Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi belirtmeniz beni çok mutlu ediyor herkese çok teşekkür ederim. :)

Yeni bölümde görüşmek üzere sevgiler.

Continue Reading

You'll Also Like

SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

626K 48.8K 5
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
748K 44.2K 65
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
148K 6.4K 28
siz: askerim biçim biçim siz: ölürüm asker için siz: teröristler bana düşmandır siz: asker sevdiğim için Siz: çevik asker giderken siz: teröristler ç...
104K 770 41
Bengi ile Cem Can ile Nalan İki evli çift. Bengi ile Can iş arkadaşıdır, zamanla aralarında yakınlaşma başlar ama ikisi de evlidir. Hem aşklarını y...