AŞKIN BEDELİ

By uguryedek

265K 8.7K 106

Hikayenin yedek hesabı. More

Giriş
1. Tanıtım gelecekten kesit
2. Tanıtım ve karakterler
1. Bölüm ilk karşılaşma
2.Bölüm Bırak beni
3.Bölüm Eski sevgilim
4.Bölüm Yanağım değil kalbim acıyor
5. Bölüm ikinci ve büyük karşılaşma
6.Bölüm Git hadi
7.Bölüm Mutlu musun?
8.Bölüm Yüzüğünüz Takılacak
9.Bölüm (part 1) Her son, yeni bir başlangıçtır.
9.Bölüm (part 2) Her son, yeni bir başlangıçtır.
10.Bölüm Aşık Bir Kalbe Kimsenin Sözü Geçmez...
11.Bölüm Barış ilan ediyoruz
12. Bölüm ''Aşk''
13.Bölüm Dokunma bana
14. Bölüm Trip çekemem
15.Bölüm Kıskançlık
16.Bölüm Dış kapının dış mandalı
17. Bölüm Ben Aşık oldum düzenleme
18.Bölüm Biz öpüşmüş mü olduk?
19.Bölüm Baş belası şeytan
20.Bölüm Sendeki beni gördüm
21.Bölüm Eşeklerde adam olabiliyormuş
22.Bölüm Ben sana aşık oldum Begüm
23.Bölüm Ağlıyor musun sen?
24.Bölüm Begüm'ün aşk itirafı
25.Bölüm sonum olacaksın
26 .Bölüm yalancı oldum
27.Bölüm yeni bir aşk doğacak mı?
28.Bölüm Bu kızda kim?
29.Bölüm Susmadığın teşekkür ederim
30.Gitmek unutmanın yarısı mı?
32.Bölüm kaybettim
33.Bölüm sen o güzel aklını yorma
34.Bölüm evlen Benimle
35.Bölüm Sen benim keşke dediğimsin
36.Bölüm umurumdasın
37.Bölüm Aşağı atacağım seni
38. Bölüm Manyaksın sen
39.Bölüm Bekarlığa Veda Partisi
40. Bölüm Düğün
41.Bölüm Biz artık bir bütünüz
42.Bölüm Zaman
43.Bölüm Minik Karaaslanlar
44.Bölüm Tüm çiftler
45.Bölüm İstanbula gidelim
46. Bölüm hastalıkta sağlıkta
47. Bölüm Nasıl unuttum
48. Bölüm Bu senin hangi yüzün Azat
49. Bölüm Seni sevmek çok zormuş
50. Bölüm Yoruldum
51. Bölüm Oğuz senin eski sevgilin mi?
52. Bölüm Gücün bana yetiyor değil mi?
53. Bölüm Oğuz & Eda
54. Bölüm Ben bunu haketmedim
55. Bölüm Bebek
56. Bölüm (1.kısım) Bana Dönecek misin?
56. Bölüm (2.Kısım) Ege Bebek
57. Bölüm (1.Kısım) Çıkmadık candan Umut Kesilmez
57. Bölüm (2.Kısım) Bebeğimiz İyidir Değil mi?
58. Bölüm (1. Kısım) Kızım
58. Bölüm (2. Kısım)Aşk olmadan tutku olur mu?
59. Bölüm (1.Kısım) Güney'le Yaran evleniyorlar
59.Bölüm (2.Kısım) Peşinden koşuyorum
60.Bölüm (1.Kısım) Dibi Görmüş Bal Kavonozu
60.Bölüm (2.Kısım) Sapım Kızlar
61.Bölüm (1.Kısım) Yeni başlangıç
61.Bölüm(2.Kısım) Sapına kadar aşık oldum
62.(1.Kısım) Güven ilişkinin Temelidir
63.Bölüm (1.Kısım)Alacağız o kızı
63.Bölüm (2.Kısım) Küçük Kılıç
64.Bölüm (1.Kısım) Sen benim tek gerçeğimsin
65. Bölüm (1.kısım) İzin verecek
65.Bölüm (2.kısım) Milat
66.Bölüm (1.kısım) Miray
66.Bölüm (2.kısım) Evleneceğim kadın
67.Bölüm (1 kısım) Makas kesmiyor
68.Bölüm (1.kısım) Anneme söylemiş olabilirim
69.Bölüm (1.kısım) Ölene kadar dünürlük olayımız var
69.Bölüm(2.kısım) hayatındaki kişi kalbinde mi?
7o. Bölüm FİNAL (2.Kısım) Ötesi berisi olmaz
70 Bölüm ''FİNAL'' (1. Kısım) Azat'ın güzeli birken iki oldu
70. Bölüm Final (3.Kısım SON) Her şeyin cevabı zamanda
yeni hikaye tanıtım bölümü gelecek
Aşkın Ateşi yayımlandı
ÖZEL BÖLÜM 1 "Oğlumuz mu olacak."
ÖZEL BÖLÜM 2 "Sensiz bir dünya hiç güzel olmazdı."
Özel bölüm 3 ''küçük bey görsün kızımı.''
Özel bölüm 4 Dila'yla Onur Evleniyorlar
Özel bölüm 5 Nişan ve bebek
Özel bölüm 6 (part 1) Mustafa & Leyla
Özel bölüm 6 (part 2) İyi ki
Özel bölüm 7 (part 1) "Düğünümüz için heyecanlı mısın?''
Meriç &Bora (part 2) ''Düğün''
Özel bölüm 7 (part 3) "Beklerim tabi saat kaçta?"
Özel Bölüm 7 (4.part) "Bebeğim sen gelişinle beni çok sevindirdin."
SON ÖZEL BÖLÜM (1.part)
SON ÖZEL BÖLÜM (2.part)

31.ya hep ya hiç

1.9K 100 4
By uguryedek

Düzenlendi: 14/07/2017

Bölümde yine Yaren'in anlatımından yerler olacak bilginiz olsun.

Multimedya: Güney ve Yaren

Keyifli okumalar dilerim...

***
YAREN KAYA

"Konuşma Güney sus... Ne olur bana bakan mavi yeşil harelerin kalbimi kırarcasına bakmasınlar. Ne olur hiç bir zaman dokunamayacağım dudakların açılıpta benim yapayalnız dünyamı daha da yaşanmaz kılacak olan o sözleri söylemesinler. Sığınmaya çalıştığım yüreğinden beni kovama."

Güney'in bakışlarına aldırmadan elimdeki kahve bardağını önümdeki sehpaya bırakıp ayağa kalktım. Biliyordu...Onu sevdiğimi biliyor ama susuyordu. Belkide en başından anlamıştı o zaman gidişime ses çıkarmayıp susması beni hiç aramamasının cevabı belli değil miydi? Hale'yle evliyken beni aramamış olmasını anlardım ama ondan ayrıldıktan sonrada eğer beni aramak istemediyse ben bu gece cevapsız kalan tüm sorularımın cevabını almış oluyordum.

''O beni sevmeyecek... Kalbimdeki aşkımın derinliğini anlamayacak beni kırıp parçalara ayıracak.''

"Ben gitsem iyi olacak. Seni rahatsız ettim özür dilerim."

''Bunca yıl seni severek rahatsız ettiğim için özür dilerim.''

Güney, yüzüme bakmadan direk karşıya bakarken ben son kez onun yüzüne baktım.

''Ellerimi uzatsam da bir kere hasret kaldığım yüzüne dokunsam, bir kere öpsem seni... Sadece tek bir sefer baksam hiç öpemeyeceğim dudaklarının tadına, tek bir kere elini tutup gözlerinin içine bakarak seni sevdiğimi söylesem olmaz mı be kalbime prangalar bağlayan adamım? Bu kadarını da bana çok görür müsün?''

Yanaklarıma yuvarlanan göz yaşlarımı silip başımı dikleştirdim.

''Hani gitmek unutmanın yarısı mıydı bilmiyordum ya, artık biliyordum. Gitmek sadece gitmekmiş. Gitmek, sadece basit görünen bir eylemmiş. Kalbimdeki yaralar senin içinde iyileşmedikçe gitsen neye fayda. İnsan yine acı çekiyorsa orası ya da burasının olmasının bir anlamı yokmuş.''

"Dilime gelen ne varsa ben susmaya razıydım..."

Bir anda neden böyle söylemiştim bilmiyordum ama susmak istemiyordum. Beni silip atacak bir adam vardı karşımda. Ben burada olsam da olmasam da beni hiç önemsemeyecek bir adam varken ben artık neden susacaktım ki.

Güney başını ağır ağır çevirip gözlerime buğulu gözleriyle baktığı an dünya yıkılmış da ben altında can çekişiyormuşum gibi hissettim.

"Diline gelen ne varsa neden susmaya razı geldin?"

Kaşlarını çatarak konuşan Güney'in karşısında adeta un ufak oluyor sanki suçluymuşum gibi çekiniyordum.

"Eğer sen bana şu kadarcık açık bir kapı bıraksaydın ben önümde dağ olsa aşar sana ulaşırdım... Sustuğum her ne varsa sana bir bir anlatırdım."

"Anlat o zaman! Daha neyi bekliyorsun bak buradayım işte anlat."

Bir anda ayağa kalkıp tüm gücüyle bağıran Güney'e şaşkınlıkla bakarken bir adım geriledim. İlk kez Güney'i bu kadar sinirli ve sesi yükselirken görüyordum.

"Sen anlat ki bende bileyim bendeki ucu bucağı olmayan o lanet olasıca soruların cevaplarını."

Elimi kalbime koyduğumda Güney aynı sert duruşuyla gözlerimin içine bakmaya devam edip aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapatarak tam karşımda durdu.

"Anlat artık Yaren... Kaçıp gidişinin ardındaki gerçekleri anlat."

Az önceki bağırışının aksine fısıldayarak konuştuğunda gözlerimden akan yaşlar bir biri ardına sessizce düştüler.

''Bu gece ya hep ya da hiçti... Ya ona olan aşkımı bilse de kendi ağzımla itiraf edip ellerim bomboş halde buradan çekip gidecektim ya da onca yıllık acımın armağanı olarak bu adamın elini tutup gülümseyecektim.''

"Ben..."

Başımı yukarı kaldırıp aramızdaki boy farkından dolayı bana başımın üstünden bakan maviyle yeşil arasında karar veremediğim gözlere bakıp yutkundum.

''Hadi Yaren...Hadi korkma ve söyle onu sevdiğini söyle ve seni istemezse bu kez sonsuza kadar onun karşısına gelmemek üzere çık git bu evden.''

Gözlerinin içine bakarken titreyen çenemi kontrol etmeye çalışarak içimde tutuğum ne varsa en başından anlatmak üzere derin bir nefes alıp dudaklarımı ıslattım.

"On yedi yaşındaydım sana olan duygularımın adını koyup kendime itiraf ettiğimde. Önceleri inkar ettim hayır dedim o sadece Begüm'ün abisi benim hiç sahip olamadığım aile sıcaklığını gördüğüm beni kardeşi gibi koruyan adam.

Kaçtım Güney günlerce aylarca senden, içime işleyen senden kaçtım. Gençlik aşkı dedikleri olsa gerekir gelip geçer beni sarsamaz dedim ama büyüdükçe bir şeyi anladım ki sen benim içimde her geçen gün katlanarak çoğaldın.

Gözlerine bakmaktan çekinir olmuştum. Olur da anlarsın ve beni itersin diye senden çekinip peşinde gölge gibi dolaşmaya başladım. Sen bana her sarılışında beni kardeşinin arkadaşı olarak görüp sevip sahip çıkarken ben senin kokunu içime çekip acımı içime gömdüm.

Sen başkalarının ellerini tutarken, hayatına Hale'yi alırken ben sadece sana uzaktan baktım... Elimi uzatsam tutacak kadar yakın olmana rağmen olurda bir şey anlarsında benden nefret edersin diye canım acıya acıya Hale'nin ellerini tutup yanımda aşk sarhoşu oluşunu izledim.

Sen hiç birine uzaktan bakma nedir birlir misin Güney? Sen hiç senin olmayacak bir şeyi yılmadan kanaya kanaya sevdin mi? Sen yapayalnız dünyanda gülümseme sebebi olarak seçtiğin birinin başkasına ait oluşuna şahit oldun mu?

Ben oldum... Ben senin Hale'ye her seni seviyorum deyişinde yaralandım. Ben senin Hale'ye her sarılışında "dokunma ona" dememek için yanan boğazımın acısına katlandım. Ben senin Hale'yi her öpüşün de kendi dudaklarımı ısırıp canımın acısını içime akıttım.

Geceler boyu göz yaşlarımla ıslattığım yastığıma sarılırken tek başıma kalmışlığın acısını senin imkansız aşkına katıp yinede bir umut diyerek gözlerimi kapattım.

Ben seni sevmiyorum Güney... Ben seni canıma katıyorum. Günlerime, aylarıma, geceme, gündüzüme her anıma katıyorum. Senin tırnağın acısa benim kalbim yerinden sökülüyormuşcasına acı çekiyorum.

Evet kaçtım... Senin Haley'le sevgili hatta nişanlı olmana bile katlandım ama onunla evlenecek olmana dayanamadım.

Dayanamazdım Güney... Sen başkasına tamamen ait olmak için evet derken ben bu kez seyirci olamazdım. Sen hayatını kurup çocuklarına babalık yaparken ben seni uzaktan izleyemezdim. Yaşamak için tek umudum senken seni kaybettiğimi her gün bildiğim bu şehirde yaşamayazdım.

Bilmene rağmen hani ısrarla soruyorsun, ısrarla beni görmezden gelip bana sendeki değerimi gösteriyorsun ya, ben yinede susmayacağım Güney. İçimde sakladığım bunca yıllık aşkımı yüzüne söyleyeceğim...

Seni seviyorum Güney... Seni bu dünya üzerinde kimsenin sevemeyeceğe kadar çok seviyorum... Sana olan aşkımı anlatacak onlarca kelime varken ben hiç birine sığdıramayacak büyüklükte seni seviyorum."

Cümlelerim bittiğinde artık her şeyi itiraf etmenin verdiği rahatlıkla ardı ardına nefesler alırken daralan göğsüme ellerime kapatıp dizlerimin üzerine çöktüm ve bu zamana kadar tutuğum ne varsa hıçkıra hıçkıra ağlayarak içimden dökülmesine müsaade ettim.

"Seni çok seviyorum. Utanmazlıksa bu ben en ala utanmazım... Küçülmekse bu, ben aşkımın önünde un ufak olanım. Yeter Güney yeter artık, ben bu kalbi taşıyamıyorum. Ben aşkınla dolup taşan yalnız kalbimi taşıyamıyorum..."

Hıçkırıklarım bir biri ardına artarken yumruk yaptığım ellerimi dizlerimin üzerine çöküp oturduğum yerin zeminine vurdum.

"Ben istemedim, ben seni sevmeyi seçmek istemedim ama kahrolası kalbime söz geçiremedim.

Senin evlenmenle yitip giden bedenim senin ayrılık haberinle yeniden canlanırken ben yine kendimi burada, sende buldum..."

Konuşmya başladığım andan beri sessizce duran Güney'e bakmak için başımı kaldırdığımda Güney'in gözünden düşen iri damları görmemle gözlerimi sım sıkı kapattım...

''Biz ne yapmıştık böyle... Biz neden birbirimizi görmek yerine savrulmayı seçmiştik.''

Göz yaşlarım benden bağımsız akarken sarsılan omuzlarımı durduramıyordum. Ağzımdan kaçan her hıçkırığım Güney'in sessiz göz yaşlarına karışırken bir kez daha fısıldadım bunca yıl dilimin ucuna kadar gelip hep geriye ittiğim o sözü.

"Seni seviyorum... Seni annesine ihtiyacı olan korunmaya muhtaç küçük bir çocuğun masum sevgisi gibi seviyorum. Seni bu dünya üzerindeki her şeyden herkesten çok seviyorum. Benim acı çektiğimi, seni sevdiğimi bildiğin halde beni umursamadan gidişimi sorgulama ihtiyacı gütmemene rağmen seni canımdan çok seviyorum..."

Gözlüklerini çıkarıp koltuğa atan Güney, ağlamaktan kızaran güzel gözlerini silip dudaklarını ıslatıp sesli bir nefes aldığında ona yerde oturmuş bitip tükenmiş halimle çaresizce bakıyordum.

Güney, gözlerini kırpıştırıp burnunu erkeksi bir tavırla çektiğinde usul usul akmaya devam eden göz yaşlarımın ıslattığı gözlerimle her bir hareketini izleyerek bakıyordum.

''Ya bitecekti sol yanımdaki sızım ya da ben artık acı yerine mutluğu yaşamak neymiş öğrenecektim...''

"Ben..."

Sonunda ağzını açan Güney cümlesini titreyen sesinden dolayı kuramayınca yeniden derin bir nefes alıp gözlerini kapatıp açıp yutkundu.

"Ben ömrüm boyunca böyle sevilmedim... Ben kimsenin umudu olacak kadar sevilmedim. Ben kimsenin hiç gelmeyecek yarınları olduğu bilinerek hiç sevilmedim..."

Güney'in titreyen sesinden dökülen cümlelerle kaskatı kesilmiş halde öylece dururken Güney sözlerine devam etti.

"Çocukluk aşklarını saymazsam ben hayatımda bir kere aşık oldum dedim... Aşık olduğumu sanıp bir kadına inanıp kapıldım ve geldiğim hal işte ortada. Ben Hale'ye aşık olduğumu zannederken meğer yanı başımdaki kirlenmemiş tertemiz bir aşkı görememiş arkamı dönüp kendi cehennemime kendim yürümüşüm.

Gözümün önündeki seni görmeyecek kadar kör, aşkını anlamayacak kadar aptal olmuşum... Ben kendimi akıllı zannederken Hale konusunda ilk kez yanlış yaptım derken asıl sana karşı içimde olan duyguları saçma sapan kalıplara sığdırmaya çalışıp, Hale'ye aşık olduğumu düşünerek seni kaybederek yapmışım.

Sen benim içine düştüğüm karanlığımdaki ışığımmışsın da ben bunu görememişim."

Dudaklarım şaşkınlığımın belirtisi olarak aralanırken kalbim Güney'in söyledikleri daha doğrusu itiraf ettikleri karşısında duracakmış gibi hızla atıyordu.

Benim içime haps ettiğim Güney'im bana karşı bir şeyler mi hissetmiş? Bir gülüşüne muhtaç olduğum güzel gözlüm beni fark etmediği için kendini mi suçlamıştı?

"Güney..."

Dudaklarımda belli belirsiz bir gülümsemeyle adını fısıldadığımda aynı zamanda da ağlamaya devam ediyor duygu karmaşası içerisinde boğuşuyordum.

"Gel... Gel artık bana da bitsin bu yarım kalmış acılar."

Elini uzatan Güney'e ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemez halde bakarken tutmam için uzattığı eline bakıp kocaman gülümsedim.

Ben bu eli tutamadığım için kaçmıştım. Ben bu elin bana uzatılmayacağını bildiğimden yaşadıklarımı içime atmıştım.

Güney'in gözlerine baktığımda onun bu eli uzatırken gerçekten istekli olarak uzattığını gördüm. Gözlerim elleri ile yüzü arasında mekik dokurken bu dünya üzerinde ondan başkasıyla asla aşk yaşamayacağım başkasıyla aile kuramayacağım adamıma küçük ellerimi uzattığımda Güney yerden kalkmama yardım edip beni güçlü kolları arasına alıp sım sıkı sarıldı.

Yaren'in sahip olduğu aşka layık olmadığını bilerek genç adam mutlu olmak için kollarının arasındaki minik bedene sım sıkı sarıldı.

Oda yıkılmıştı. Oda bu hayatta kandırılmış ve kanatları kırılmıştı. Yaren'in aşkını görmemzlikten gelirken kendsine bu denli büyük bir aşkı beslediğini bilmeden gidip yalnış kişilerin dalına tutulup yalnış kişide mutluluğu aramıştı.

Yaren gibi aşık değildi, olamazdı da... Bu küçük kızın kocaman aşkının altında un ufak olsada henüz ona deliler gibi aşığım deyip kimseyi kandıramazdı ama istiyordu. Yaren'le mutlu olmak, içinde ona karşı oluşan bu sevginin tutku dolu bir aşka dönüşmesini çok istiyordu.

"Sana söz veriyorum küçük kalbim. Gün gelip senin bana duyduğun aşk gibi sana aşık olacağıma seni ömür boyu bırakmayacağıma söz veriyorum..."

Yaren'in kulağına fısıldadığı cümlelerle Güney, "mutluluğu ben senin gözlerinde bulacağım'' dediği Yaren'in küçük yüzünü avuçları arasına aldı...

Nutku tutulmuşcasına konuşamayan Yaren, sadece ıslanmış aşk dolu gözleriyle sevdiği adama bakıyor bu anların hayal olduğunu düşünüyordu...

"Ben senin kalbinin bu kadar bana ait olduğunu bilmiyordum..."

Güney, yine konuşmakta zorlanıp titreyen çenesini kontrol edemezken gözlerinden yaşlar birer birer yanağına düştü.

Ailesi ve arkadaşları tarafından hep çok sevilen bir adam olsa da aşk anlamında ilk kez bu kadar sevildiğini bilmek mutlu olmasından çok canını yakmıştı.

Kendi gözünün önündeki büyük aşkı görmediği için ömrü boyunca pişman olacağını biliyor Yaren'den utanıyordu.

"Güney..."

Kesik kesik nefesler alarak konuşan Yaren'in ince dudakları üzerine Güney baş parmağını bastırıp okşadı.

"Hayır küçük kalbim hayır sen daha fazla konuşup beni utandırma. Daha fazla o dua gibi dökülen sesinle bana olan aşkını anlatıp beni daha çok parçalara ayırma."

Kendini tutamayan Yaren, dudaklarını okşayıp gözlerinin içine yaşlı gözleriyle bakarak konuşan adama karşı dayanamayıp parmak ucunda yükseldi ve kollarını boynuna dolayıp boyun girintisine kafasını yasladı...

Ne çok hayal etmişti Güney'e sorgusuzca sarılıp o güzel kokusunu içine çekmeyi.

"Beni sevmesen bile ne olur beni itme.mNe olur artık beni sensiz olmakla sınama."

Mırıldarak konuşan Yaren'in ılık nefesi Güney'in boynunu yakıp geçerken Güney, derin bir nefes alıp boştaki eliyle kendi göz yaşlarını silip Yaren'in beline sarıldı.

"Ben senin aşkını hak etmiyorum. Ben böylesine güzel seven bir kadının aşkını hak etmiyorum."

"Sus. Ne olur sus, söyleme bunları."

Güney'in vazgeçeceğini düşünüp paniğe kapılan Yaren sanki onu daha çok sarsa kendisini bırakmayacağını hissedercesine Güney'i boynuna doladığı kollarının tutuşunu daha da sıktı.

"Ben severim. Ben yıllar boyunca nasıl tek başıma sevdiysem yine üstelik bu kez ikimizin yerine severim yeter ki sen bana kal de yeter ki sen beni yapa yalnız dünyama yeniden itme."

Konuştuklarını yanlış anladığını anlayan Güney, belli belirsiz tebessüm etti. ''Bu nasıl yüce bir aşktı böyle? Bir insan iki kişilik sevecek kadar nasıl aşık olabilirdi?''

"Sen neredeydin daha önce. Benim yanlışlarla dolu gönlüm senin bana sunduğun aşkı daha önce nasıl görememiş."

Başını hafifçe kaldıran Yaren'e üsten bakan Güney gülümsedi. Ağlamaktan kızaran minicik burnu, şişen gözleriyle bile şuan dünyanın en tatlı kızı kollarındaydı.

Aklından geçenlere engel olamadan Yaren'in alnına dudaklarını bastırıp derin bir öpücük bırakıp fısıldadı.

"Sen sevilmeye layık en değerli varlıksın...Sen sevgiye boğulmaya, benim aşkımla büyümeye layık tek kadınsın."

***
GAZİANTEP

***

Azat Kırmızı ışıkta durduğunda sesli bir nefes bırakıp bacağının üzerideki elini tutan Begüm'e kaşlarını çatarak bakmaya devam etti.

"Azat özür diledim neden hala uzatıyorsun bilerek olmadı diyorum sevgilim."

''Ya sabır birde uzatıyorsun diyor yok bilerek olsaydı.''

Elini hızla Begüm'ün elinden çekip yanan yeşil ışıkta arabayı hareket ettirdiğinde Begüm'ün üzgün mırıl mırıl çıkan sesine karşı gözlerini devirdi.

"Söz veriyorum bundan sonra çok dikkat edeceğim. Lütfen konuyu büyütüp beni üzme."

"Hah" dedi seslice Azat.

"Bir tek üzülen sensin zaten Begüm, ben üzülmüşüm üzülmemişim kimin umurunda ki?"

Arabayı sağ çekip cümlesini tamamladığında Begüm'ün kırgın bakan balkışalarına karşı yumuşamadı. Kızgınlıktan ziyade ona çok kırgındı Azat.

Yaz tatilinde bile durmayıp gönüllü olarak öğretmenlik yaptığı kuruma sevdiğini almaya gittiğinde gün içinde planladığı gibi güzel bir yemek yiyecek sonrasında da Begüm'ün günlerdir başının etini yiyip "ne olur gidelim çok merak ediyorum" dediği filme yazın sinema keyfi yapmaktan hoşlanmasada sırf Begüm mutlu olsun diye gidecek birlikte güzel bir akşam geçireceklerdi ama olmamıştı.

Kurumun binasıdan çıkan meleğini gördüğü an arabadan inip yüzünde gülümsemeyle kollarını açtığında Begüm, hızlı adımlarla yanına gelmişti. Ona sarılıp defalarca kez öpüp kokladıktan sonra arabaya binmeleriyle Azat'ı önce kızdıran sonra da kıran o şeyi fark etmişti

Hatay'dan geldiklerinden beri aşkları sanki daha da kuvetlenmiş birbirlerinden bir gün ayrı duramaz hale gelmişlerdi. Gün içinde Begüm'ün dersleri Azat'ın toplantıları olduğundan çok fazla telefonda konuşamıyorlardı ve akşam olur olmaz hemen buluşup birlikte vakit geçiriyorlardı.

Bu bağlarının küvetlenmesiyle yakında Begüm'le evlilik işini konuşmaya karar vermişti Azat. Begüm de onun gibi hep yan yana olmak istyor ''Azat sensiz bir dakikam olsun istemiyorum'' diye sızlanıp duyordu. Daha fazla beklemenin alamı yoktu. Hazır Begüm'ün okuluda bitmişken bir an önce bu konuyu bir karara bağlamalıyız diye düşünüyordu Azat.

Olanca keyifiyle gün içinde bunları düşünürken arabaya bindiklerinde Begüm tam emniyet kemerini takarken Azat'ın bir an gözü sevdiğinin ellerine daha doğrusu boş olan yüzük parmağına takılınca kaşları anında çatılıp gerildi.

O anki sinirle Begüm'ün elini çekip tutmasıyla ani hareketinden ne olduğunu anlamayan Begüm ''Ne oldu? '' Diye sormuştu.

Nişan yüzükleri Begüm'ün parmağında yoktu. Bu konuda ne kadar hassas olduğunu bilmesine rağmen Begüm yüzüğünü takmamıştı.

"Yüzüğün nerde?"

Buz gibi sesiyle konuşup çatık kaşlarıyla Begüm'ün yüzüne baktığında Begüm, elini çekip sorudan rahatsız olmuşcasına kıpırdandı.

"Begüm yüzüğün nerde? Niye parmağında değil?"

Sert ses tonuyla gözlerini kırpıştıran Begüm'e karşı sabırlı olmaya çalışıyordu ama karşısında sıus pus olmasına sinirlenmeden de edemiyordu.

"Azat..."

Bakışlarını kaçırıp dudaklarını suç işlemiş gibi ısırdığında yine Begüm'ün bir sorunu olduğunu anladı Azat. Devam etmesi için "evet" dediğinde Begüm yüzünü asıp sesli bir nefes bıraktı.

"Azat bak bilerek olmadı. Yani nasıl oldu onuda anlamadım ama bir anda oraya bıraktım sonra çok ardım ama..."

"Begüm"... dedi Azat boş boş sıraladığı cümlesini kesip. Çenesinden nazikçe tutup yüzüne bakmasını sağlamak için başını çevirdi.

"Bana laf kalabalıklığı yapmadan tane tane güzelce anlat, yüzüğün nerde?"

Yüzünü sanki dahası mümkünmüş gibi asan Begüm'ün elinin altındaki çenesi titeyip gözleri dolduğunda daha çok kızmaya başladı. Ne olmuştu neydi bu kadar konuşamadığı anlamıyordu. Begüm'ün gözlerinin dolduğunu hatta bir damla göz yaşının düşecek olmasını görmesiyle derin bir nefes alıp verdi.

"Neden ağlıyorsun şimdi? Seni ağlatacak bir şey yapmışım gibi niye hemen her şeye ağlıyorsun?"

"Ağlamıyorum..."

Begüm'ün sesi titreyip küçük çocuklar gibi konuşurken gözünden düşen damlaları gören Azat onun her ne olduysa söylemeye çekindiğini adı gibi bildiğinden gece karası gözlerini üzerine dikti.

"Ya bakma şöyle..."

Azat'ın çenesini tutan elini itip Begüm geriye çekildiğinde gözlerini silip burnunu hafiçe çekti.

"Bir daha aynı soruyu sormak istemiyorum Begüm ve cevap alamadıkça sinir kat sayım yükseliyor. Parmağında olması gereken yüzüğün nerede güzelim?"

Begüm çekinerek Azat'ın gözlerinin içine baktı ve ağlamaklı ses tonuyla fısıldadı.

"Ka...Kaybettim."

Oy vermeyi lütfen unutmayın. :) Yorumlarınız beni çok mutlu ediyor herkese çok teşekkür ederim.

En kısa zamanda yeni bölümde görüşmek üzere sevgiler. :)

Continue Reading

You'll Also Like

106K 773 41
Bengi ile Cem Can ile Nalan İki evli çift. Bengi ile Can iş arkadaşıdır, zamanla aralarında yakınlaşma başlar ama ikisi de evlidir. Hem aşklarını y...
752K 44.4K 65
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
19.2M 1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
100K 4.7K 80
Kwon Taekjoo, Rusya'ya git ve 'Anastasia'yı bul. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın yıldızı 'Kwon Taekjoo', Rusya ile Kuzey Kore (namı diğer DPRK) arasın...