AŞKIN BEDELİ

By uguryedek

265K 8.7K 106

Hikayenin yedek hesabı. More

Giriş
1. Tanıtım gelecekten kesit
2. Tanıtım ve karakterler
1. Bölüm ilk karşılaşma
2.Bölüm Bırak beni
3.Bölüm Eski sevgilim
4.Bölüm Yanağım değil kalbim acıyor
5. Bölüm ikinci ve büyük karşılaşma
6.Bölüm Git hadi
7.Bölüm Mutlu musun?
8.Bölüm Yüzüğünüz Takılacak
9.Bölüm (part 1) Her son, yeni bir başlangıçtır.
9.Bölüm (part 2) Her son, yeni bir başlangıçtır.
10.Bölüm Aşık Bir Kalbe Kimsenin Sözü Geçmez...
11.Bölüm Barış ilan ediyoruz
12. Bölüm ''Aşk''
13.Bölüm Dokunma bana
15.Bölüm Kıskançlık
16.Bölüm Dış kapının dış mandalı
17. Bölüm Ben Aşık oldum düzenleme
18.Bölüm Biz öpüşmüş mü olduk?
19.Bölüm Baş belası şeytan
20.Bölüm Sendeki beni gördüm
21.Bölüm Eşeklerde adam olabiliyormuş
22.Bölüm Ben sana aşık oldum Begüm
23.Bölüm Ağlıyor musun sen?
24.Bölüm Begüm'ün aşk itirafı
25.Bölüm sonum olacaksın
26 .Bölüm yalancı oldum
27.Bölüm yeni bir aşk doğacak mı?
28.Bölüm Bu kızda kim?
29.Bölüm Susmadığın teşekkür ederim
30.Gitmek unutmanın yarısı mı?
31.ya hep ya hiç
32.Bölüm kaybettim
33.Bölüm sen o güzel aklını yorma
34.Bölüm evlen Benimle
35.Bölüm Sen benim keşke dediğimsin
36.Bölüm umurumdasın
37.Bölüm Aşağı atacağım seni
38. Bölüm Manyaksın sen
39.Bölüm Bekarlığa Veda Partisi
40. Bölüm Düğün
41.Bölüm Biz artık bir bütünüz
42.Bölüm Zaman
43.Bölüm Minik Karaaslanlar
44.Bölüm Tüm çiftler
45.Bölüm İstanbula gidelim
46. Bölüm hastalıkta sağlıkta
47. Bölüm Nasıl unuttum
48. Bölüm Bu senin hangi yüzün Azat
49. Bölüm Seni sevmek çok zormuş
50. Bölüm Yoruldum
51. Bölüm Oğuz senin eski sevgilin mi?
52. Bölüm Gücün bana yetiyor değil mi?
53. Bölüm Oğuz & Eda
54. Bölüm Ben bunu haketmedim
55. Bölüm Bebek
56. Bölüm (1.kısım) Bana Dönecek misin?
56. Bölüm (2.Kısım) Ege Bebek
57. Bölüm (1.Kısım) Çıkmadık candan Umut Kesilmez
57. Bölüm (2.Kısım) Bebeğimiz İyidir Değil mi?
58. Bölüm (1. Kısım) Kızım
58. Bölüm (2. Kısım)Aşk olmadan tutku olur mu?
59. Bölüm (1.Kısım) Güney'le Yaran evleniyorlar
59.Bölüm (2.Kısım) Peşinden koşuyorum
60.Bölüm (1.Kısım) Dibi Görmüş Bal Kavonozu
60.Bölüm (2.Kısım) Sapım Kızlar
61.Bölüm (1.Kısım) Yeni başlangıç
61.Bölüm(2.Kısım) Sapına kadar aşık oldum
62.(1.Kısım) Güven ilişkinin Temelidir
63.Bölüm (1.Kısım)Alacağız o kızı
63.Bölüm (2.Kısım) Küçük Kılıç
64.Bölüm (1.Kısım) Sen benim tek gerçeğimsin
65. Bölüm (1.kısım) İzin verecek
65.Bölüm (2.kısım) Milat
66.Bölüm (1.kısım) Miray
66.Bölüm (2.kısım) Evleneceğim kadın
67.Bölüm (1 kısım) Makas kesmiyor
68.Bölüm (1.kısım) Anneme söylemiş olabilirim
69.Bölüm (1.kısım) Ölene kadar dünürlük olayımız var
69.Bölüm(2.kısım) hayatındaki kişi kalbinde mi?
7o. Bölüm FİNAL (2.Kısım) Ötesi berisi olmaz
70 Bölüm ''FİNAL'' (1. Kısım) Azat'ın güzeli birken iki oldu
70. Bölüm Final (3.Kısım SON) Her şeyin cevabı zamanda
yeni hikaye tanıtım bölümü gelecek
Aşkın Ateşi yayımlandı
ÖZEL BÖLÜM 1 "Oğlumuz mu olacak."
ÖZEL BÖLÜM 2 "Sensiz bir dünya hiç güzel olmazdı."
Özel bölüm 3 ''küçük bey görsün kızımı.''
Özel bölüm 4 Dila'yla Onur Evleniyorlar
Özel bölüm 5 Nişan ve bebek
Özel bölüm 6 (part 1) Mustafa & Leyla
Özel bölüm 6 (part 2) İyi ki
Özel bölüm 7 (part 1) "Düğünümüz için heyecanlı mısın?''
Meriç &Bora (part 2) ''Düğün''
Özel bölüm 7 (part 3) "Beklerim tabi saat kaçta?"
Özel Bölüm 7 (4.part) "Bebeğim sen gelişinle beni çok sevindirdin."
SON ÖZEL BÖLÜM (1.part)
SON ÖZEL BÖLÜM (2.part)

14. Bölüm Trip çekemem

1.7K 96 0
By uguryedek

         

Düzenlendi: 04/07/2017

Multimedya: Begüm'ün  Azat'la yemeğe gittiği gün.

Keyifli okumalar dilerim...

***

Şaşkınlıktan gözleri kocaman olmuş halde ne diyeceğini bilemedi Begüm. Bu adam nasıl bir ahlaka sahipti de bunu açıkça soruyordu. Kendini ne sanıyordu. Diyelim ki öyleydi ya da değildi bu neden onu ilgilendiriyordu.

"Söyle bana... Sen kimseyle birlikte olmadın değil mi? Bu yüzden böyle kaçıyorsun."

Gözlerinden yağmur gibi akan yaşların düşmesine engel olamadı. Bu kadar açık bir konuyu hayatında hiçbir anlam ifade etmeyen bir adamla konuşacak kadar rahat bir kız değildi.

"Söyle hadi."

Saçını okşayan Azat'ın sesi biraz otoriter çıkarken gözleri ne kadar inkar etmeye çalışsa da şefkatle bakıyordu.

"Kötü niyetle sormuyorum Begüm lütfen beni yanlış anlayıp kendi kendine kafanda senaryolar kurma. Ben bunu çok uzun zamandır anlıyorum ama sana sorabilmem için doğru zamanın gelmesini bekiyordum. Şimdi bana dürüst ol ve doğruyu söyle."

Azat, yumuşacık bir üslupla konuşurken onun bu sorunun cevabını almak için neden bu kadar ısrarcı davrandığını anlamadı.

Begüm'ün suskunluğundan bir an şüphe duysada Azat eminmiş gibi beklediği cevabı almak için genç kıza bakmaya devam etti.
İçinden neler geçiyordu bilinmezdi ama karşısındaki bu kızın masum olduğuna inanıyor bunu bir de kulaklarıyla duymak istiyordu.

Begüm, başını olumlu anlamda sallarken  Azat yutkundu. Şimdi yan yana oturduğu kıza karşı ne diyecekti hiç bilmiyordu. Başta çok yanılıp sonra gerçeği tahmin ettiği şeyi artık Begüm'ün kendisinden öğrenmişti. İçine oturan pişmanlık hissiyle derin bir nefes alıp verdi. İnsanları tanımadan bilmeden yargılamak bir kalıba sokmak bu kadar kolay mıydı?

"Senin hakkında ben ne çok yanılmışım."

Kendi kendine itiraf edercesine kısık sesle konuşurken başını çevirip yanı başında oturmuş sessizce duran genç kıza baktı.

"Sakin ol, sana dokunacak değilim."

Begüm'ün göz yaşlarını silip elini bıraktığında ilkiside yan yana oturmuş halde karşıya bakıyorlardı.

"İlk başlarda bazı yanlışlar yaptım ama bitti gitti konuştuk bunları Begüm... Ben öyle bir adam değilim. Bu sorumla seni utandırdığımın farkındayım ama bunu duymalıydım."

"Neden duymalıydın? Neden başlardaki gibi olmadığını söyleyip davranışlarınla aksini yapıyorsun? Azat söylediklerinle davranışların birbiriyle çelişiyor ve artık seni gerçekten anlamıyorum."

Azat'ta bilmiyordu bu soruların cevabını. Bir şeyler hissediyor olamazdı olsa anlardı hem o aşka inanmıyordu. Aşk onun için kandırılmaktan ibaretti. Bir daha asla aşka kapılıp inanamayacaktı.

Birkaç aydır iyi geçiniyorlar diye zamanında nefret ettiği bu kıza karşı bir şey hissedecek değildi ya... Aşk onun için bitmişken kimseye bir daha öyle duyguları hissedemezdi.

Kendisinin bilmediği cevapları Begüm'e veremeyeceğinden Azat derin bir nefes alıp yataktan kalktı.

"Senin ahiret sorusu gibi sıraladığın sorulara cevap vermek zorunda değilim."

Yine ruh hali değişen ve ukala haline bürünen Azat'a karşı sinirlenen Behüm yumruklarını sıktı. Bilmiyordu ki Azat cevabını vermekten korktuğu sorulara karşı böyle aldırmaz davranıyordu.

"Seni gerçekten anlamıyorum sen... Sen çok dengesiz bir adamsın."

Azat kapıya doğru yürüyorken duyduğu sözlerle bir anda arkasını döndü ve gece karası ışıl ışıl bakan gözlerini kısarak gülümsedi.

"Desene birbirimizi tamamlıyoruz güzelim."

Cevap verip kendini savunmak için Begüm ağzını açmıştı ki Azat dinleme gereği duymadan kapıdan çıkıp gidince arkasıdan öylece baka kaldı. Ah bu adam deli edecekti kendisini.

"Lanet olsun bu adam kendini ne sanıyor. Biz birbirimizi asla tamamlamıyoruz ve ben onun asla da güzeli falan da değilim."

CEMAL KESKİN

***
Cemal sevgilisine inanamaz gözlerle bakıp nefesini dışarı bıraktı. Bu kadar olay olacak ne vardı anlamıyordu. Funda'nın verdiği tepki geçerken kırılmasına be kızmasına neden olmuştu.

"Sadece seni öptüm Funda surat yapıp durma."

Cemal sinirle elini saçından geçirip arabada yan koltukta oturan sevgilisine dönüp baktı. Şu anı halbuki kaç kez hayal etmişti ama hiç de hayal ettiği gibi olmamıştı.

"Ben hazır değildim."

Sesi içine kaçmış gibi mırıldanan Funda'ya bakıp gözlerini devirdi.

"Türkiye savaşa girmiyor Funda. Altı üstü öpüştük, hazır olacak ne var bunda?"

Cemal'in terslemesine alınan Funda, sessiz kalıp başını önüne eğdi. Çok toy ve çocuksuydu. Cemal'e karşı bile olsa hala çekindiği şeyler vardı ve kendini ifade etmedikçe yanlış anlaşılıyordu. Kesinlikle çok çekingen olmak hiç iyi bir şey değildi ama aşamıyordu bunu.

Cemal, gerçekten de bu içine kapanık küçük kızla hayatının en zorlu sınavını veriyordu. "Bu devirde böyle kız kaldı mı?" Diyor ve seviniyordu da aslında bu denli masum bir şeyin kendisine ait olduğu için. Elbete vardır Funda gibi böylesine insanlar ama Cemal'e son yıllarda hiç denk gelmiyordu. Belkide İstanbul'da okuduğunda yanlış çevrelerde takılmış görememişti.

Sevinmesine seviniyordu da gel gör ki Cemal, seven olgun bir adamdı. Her çift gibi sevgilisini öpmek, koklamak ve sevgilisini zorlamadan güzel tenine dokunmak istiyor ama yapamıyordu. Funda'nın kapanıklığını anlasa da bazen bir şey yapmış gibi Funda ondan kaçınca sinirlenmeden duramıyordu.

Funda'nın ilk öpücüğüydü bu ve Cemal'e vermekten dolayı da asla pişman değildi. Sadece beklemediği bir anda öpüldüğü için şaşırmış ve çok heyecanlanmış içinden geçen ''hazır değildim'' sözünü Cemal'i kızdıracağını bilemeden söyleyivermişti. Halbuki akışına bıraksaydı çok daha güzel olacaktı ama yapamamıştı.

"Ben ineyim artık Cemal, öğlen aram bitmek üzere."

"İyi "dedi Funda'dan tarafa bakmayıp biraz alınmış biraz kızmış halde konuşan Cemal. Bu hareketi her ne kadar Funda'yı kırıp üzsede oda üzülmüştü ve Funda'yı kırmaktan korkuyordu.

"Tamam görüşürüz."

Üzgün halde çantasını eline alıp arabadan inen Funda kaldırama çıkıp hüzünlü gözlerle Cemal'e bakarken bir anda Cemal'in gaza basıp fişek gibi yanından çekip gitmesiyle dudakları titreyip gözleri doldu.

Bu kadar kızacak ne vardı neden hissettiği durumu anlamıyordu ki? Cemal Funda'dan büyüktü, tecrübeliydi, dışa dönüktü her şeyi biliyordu ancak Funda öyle değildi. Kendi dünyasında yaşayan çekingen bir kızken Cemal'le bir şeyleri öğrenmeye ve aşmaya başlamıştı. Cemal oldukça anlayışlı biriydi bunu inkar edemezdi. Gözünün içine bakıyordu. Bu anı kendisinin mahvettiğini düşünüyordu Funda ama yinede "beni anlamalı" diye de Cemal'e de kızmadan edemiyordu.

"Lanet olsun biraz beni anlasa ne olur sanki. Ama suç bende ben kendimi bilmez gibi niye ona evet deyip aşık oldum ki."

Funda, pıtır pıtır akan göz yaşları arasında hastaneye doğru yürürken kendi kendine konuşuyor Cemal'in kendisini istemediğini her şeyiyle ona az gelip asla yetmeyeceğini düşünmeye başlamıştı. Bu histen nefret ediyordu.

"Olmayacak biliyorum... Daha fazla benim bu çekingen tutuk hallerime katlanmayıp benden ayrılacak hata belki ayrıldı bile."

Göz yaşlarını silip hastanede işinin başına dönerken Cemal, şirkete döner dönmez odasına geçip ve arkadaşı Azat'ı aradı. Biraz kafa dağıtmaya akıl almaya ihtiyacı vardı ve bunu en iyi Azat'la yaparlardı.

Ayrılmayacaktı elbette ki minik şirin hemşiresinden... Sadece neye bile kızdığını bilmeden öfkelenmiş ve oda kalıp Funda'yı kırmamak için basıp gelmişti. Öyle aşkı kolay kolay bırakacak bir adam değildi Cemal.

***
"İstersen başka bir yere de gidebiliriz."

Başını hayır anlamında sallayan Begüm Azat'la yan yana yürüyerek Antep'in en ünlü restaurantından içeri girdiler. Azat'ı tanıdıklarından hemen etraflarında pervane olan görevliler cam kenarı güzel bir masa gösterdiklerinde Begüm'le Azat karşılıklı oturup siparişlerini verdiler ve sanki bugün olanlar, o konuşmayı hiç yapmamış gibi ikiside sohbet etmeye başladılar.

***

"Teşekkür ederim."

Begüm'ün biten şarabının ikinci kadehini masada bulunan şişeden tazeleyen Azat, kendisine mırıl mırıl sesi ile teşekkür eden Begüm'e gece karası gözleri ile bakıp gülümsedi. Aslında son zamanlarda ne kadar iyi anlaşıyorlardı. Begüm ne kadar uyumlu biriyidi. Onu deli eden kendi olmayınca çöl sakin biriydi.

"Rica ederim."

Bu akşam ne güzel vakit geçirmişlerdi böyle... Hiç tartışmamışlar, en ufak bir fikir ayrılığına dahi düşmeden güzelce vakit geçirmişlerdi.

Begüm'ün daha Antep'te görmediği yerlerden başlayarak Azat kısa bir Antep turu yaptırdıktan sonra tarihi bir mekanda kahve içip tatlı yemişler sonra Begüm, hazır çarşıya çıkmışken alması gereken birkaç parça kıyafet almış ve en sonunda da yemek yemek için buraya gelmiş güzel bir sohbet eşliğinde yemeklerini yemişlerdi.

Azat, Begüm'ü inceleyen gözlerini genç kızın üzerinden çekmeden sesli bir nefes alıp geriye yaslandı. Şarap kadehini eline alıp usul usul oynarken gözünü bir an olsun Begüm'den ayırmadı.

Begüm'ün bir şeyler anlatırken kullandığı mimikler, inip kalkan ince kaşları ve sürekli kıpırdaşan güzel dudakları adeta ilgi odağı olmuş bakışlarını bir olsun çekemiyordu.

Sırtından beline doğru damla damla terlediğini hissetti. ''Şarabı fazla kaçırdım ateş bastı'' diye içinden konuşurken kısılan gözleri Begüm'ün kursta bir olayı anlatırken açılıp kapanan dudaklarında sabitlendi.

''Etkileniyor muyum ben bu kızdan?Bakmasana oğlum el alemin kızının dudaklarına, hayır etkilenecek ne var dudak işte, alt tarafı kırmızı rujlu öpülesi dudak.''

İçten de olsa itiraf ettiği cümle ile dışından konuşup yakalanmış gibi donup kaldı Azat.

''Öpülesi dudak mı dedim ben? Yok canım demedim öyle bir şey. Hem niye diyeyim daha neler''

Kendini toparlayıp az önceden beri karşısında bıcır bıcır konuşan kızın söylediklerini dinlemeyip kendiyle iç savaşa girse de dinliyor gibi yaptı ve gülümsedi.

''Fena bir güzelliği var. Hani evlilik odaklı, aşk odalı bir adam olsaydım, eskisi gibi bu kavramlara inansaydım hiç şüphesiz kaçırmazdım yemin ederim bu güzeli. Güzelliğinin yanı sıra akıllı, terbiyeli ve bir erkek için en azından benim gibi düşünen erkek için en önemlisi çok masum."

***

"Aslında burası, yani Antep çok güzel. Ben buraya gelirken hiç böyle hayal etmemiştim.Bir kere çok gelişmiş bir şehir ve insanları çok sıcakkanlı."

Begüm, sohbet esnasında Azat'ın "Antep'i gerçekten beğendin mi?" diye sorması üzerine fikrini söylemeye başmamıştı.

"Böyle düşünmene sevindim. Biliyorsun ben buralıyım ve gelişmiş olsun olmasın Antep'in her karış toprağı benim için çok kıymetli."

Kaşları yukarı kalkan Begüm, hazır vakti gelmişken kaç zamandır merak ettiği soruyu sormak üzere tebessüm etti.

"Antep'i çok sevmene rağmen okulu bitirdikten sonra İstanbul'da kalmanın özel bir nedeni mi vardı? Yani burayı seviyorsun ama okul bitince hemen dönmemişsin."

Begüm'ün açıkça sorduğu soru karşısında Azat gerildi. Unutmak istediği o yılları hatırlamak o günlerden konuşmak istemiyordu.

"Sen kafanı yorma Begüm. O zaman onu gerektiriyordu ki İstanbul'da kaldım şimdi de buradayım."

Sorusuna cevap alamayıp üstelik geçiştirilince bozulduğunu gizleyemeyen Begüm başını çevirip yüzünü astı.

"Kendisi utanmadan benim bekaretimi bile soruyor ama ben İstanbul'da neden kaldığını sordum diye geçiştiriliyorum."

"Kalkalım mı Azat?"

Begüm'ün tripli halde "kalkalım mı?" demesine gülümseyen Azat, içinden "sorusuna cevap alamayınca hemen de çocuk gibi bozuluyor.'' Deyip başını hayır anlamında iki yana salladı.

"Daha saat erken yarın kursta tatil bir acelen mi var?"

"Yok sadece yorgunum eve gidip dinlenmek istiyorum."

Begüm'ün kaçırdığı bakışları dikkatinden kaçmadı.

"Soruna cevap vermedim diye bozulup gitmek istemene gerek yok Begüm. Bazen her soru cevaplanmaz."

Her zamanki gibi lafını geri çekmeyip pat diye konuşan Azat'a kızgınlık dolu bakışlarla baktı Begüm. Bu adamın açık sözlülüğü ve ukalalığından gerçekten nefret ediyordu.

"Bozulmadım ben Azat."

"İyi o zaman kahvemizi de içer öyle kalkarız."

"Ben içmeyeceğim sende evde içersin."

Gözlerini deviren Azat, sesli bir nefes bıraktı. Sanki sevgilisiydi de trip atıyordu. Gözlerini Begüm'den ayırmadan ağır tane tane konuştu.

"Ben trip çekemem güzelim... Beni başka adamlarla karıştırma. Kahvelerimizi efendi gibi içip kalkarız, zorlama istersen benide şu gün güzel bitsin tadımız kaçmasın."

***

Azat'ın zorlaması sonucu kahvelerini içtikten sonra eve gitmek üzere arabaya bindiklerinden beri ikisininde ağzını bıçak açmıyordu. Sessizlikten sıkılan Azat, ortamın havasını dağıtmak ve zorladığı için yüzü asılan Begüm'ün yüzünü normale çevirmek için ortaya bir konu açtı.

"Yaren ne yapıyor konuşuyor musun hiç?"

Yaren'in adını duyan Begüm üzgünce baktı. Çok özlemişti canı arkadaşını. Keşke gitmeseydi ama onuda anlıyordu.

"Çok konuşamıyoruz malum saat farkı var. Onunda işi gücü oluyor tabi."

"O gece kulüpte ve karakolda gördüğüm iki adam da Yaren gibi senin yakın arkadaşın mı?"

"Oğuz ve Bora'dan bahsediyorsun. Evet, onlarda benim çok  yakın arkadaşım."

"Sadece arkadaşın?"

Tek kaşını havaya kaldırıp sorgularcasına konuşan Azat'ın imalı sesiyle Begüm başını çevirip kaşlarını çatarak baktı.

"Biz dördümüz çok yakın arkadaşız hatta kardeş gibiyiz neyi ima ediyorsun sen?"

"Bir şey ima ettiğim falan yok sordum sadece hemen her şeye tepki verme."

"Sesindeki imayı anlayacak zekadayım."

"Aman ne güzel... Sen ne kadar seviyorsun konuyu uzatmayı."

"Sende ne kadar seviyorsun hep üste çıkmayı."

Yoldan gözünü anlık çeken Azat, Begüm'e ters bir bakış attı. Normalde karşısında çar çar konuşan ve kendine laf yetiştiren kadınlara tahammülü yoktu. Aslı bile bu konularda Azat'a karşı ağzını açamazken neden bu kıza bir şey demiyordu kendi bile anlamıyordu.

"Sende bu oyun bitince o arkadaşlarının yanına mı gideceksin?"

Azat, sanki az önce gerginlik yaşamamışlar gibi yeniden sorularına döndüğünde Begüm'de normale döndü.

"Bilmiyorum. Babam eğer çok sorun yapmazsa gitmek istiyorum."

"Anladım."

Yol boyu bir daha ağzını açmayan Azat'ın aklından düşünceler fırtına gibi geçti.
Begüm'le yolları ayrıldığında genç kızın dünyanın öteki ucuna gidecek olmasını daha önce aralarında geçen konuşmalardan bildiği halde nedense şuan biraz buruklaştı.

Son zamanlarda arada tatlı sert tartışsalar da genel olarak iyi anlaştığı kıza şimdiden alışmıştı.Tanıdık birilerine rastladığında "Nişanlına selam söyle Azat'' dediklerinde içtenlikle elinde olmadan gülümserken gün gelipte birbirlerini bir daha görmeyecek olmaları tuhaf ve alışılması zor geliyordu.

Azat her ne kadar adlandırıp dile getirmekten korksa da Begüm'e karşı sol yanında bir yolculuk başlamıştı ve uçsuz bucaksız denizinde aşk yelkeni yolculuğa çıkmıştı.

Onlar için ileride neler olurdu bilinmezdi ama ortalığın yangın yerine çevrileceği gün gibi ortadaydı.

Oy vermeyi lütfen unutmayın...

Yeni bölümde görüşmek üzere sevgiler. :)

Continue Reading

You'll Also Like

773K 43.7K 36
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
150K 6.5K 28
siz: askerim biçim biçim siz: ölürüm asker için siz: teröristler bana düşmandır siz: asker sevdiğim için Siz: çevik asker giderken siz: teröristler ç...
DİLVAN By Helin

General Fiction

3.9M 189K 56
Tek davası okumak olan Avin Mirşad. Bin derdin dermanı olan Maran Mirşad. "Mardin şahidim Maran yüreğimin güneşisin. Dışımı aydınlatırken yüreğimi...
112K 18K 39
TÖRE & ADALET SERİSİ 2. KİTAP♟️👠🎓