AŞKIN BEDELİ

By uguryedek

265K 8.6K 105

Hikayenin yedek hesabı. More

Giriş
1. Tanıtım gelecekten kesit
2. Tanıtım ve karakterler
1. Bölüm ilk karşılaşma
2.Bölüm Bırak beni
3.Bölüm Eski sevgilim
4.Bölüm Yanağım değil kalbim acıyor
5. Bölüm ikinci ve büyük karşılaşma
6.Bölüm Git hadi
7.Bölüm Mutlu musun?
8.Bölüm Yüzüğünüz Takılacak
9.Bölüm (part 1) Her son, yeni bir başlangıçtır.
9.Bölüm (part 2) Her son, yeni bir başlangıçtır.
10.Bölüm Aşık Bir Kalbe Kimsenin Sözü Geçmez...
11.Bölüm Barış ilan ediyoruz
13.Bölüm Dokunma bana
14. Bölüm Trip çekemem
15.Bölüm Kıskançlık
16.Bölüm Dış kapının dış mandalı
17. Bölüm Ben Aşık oldum düzenleme
18.Bölüm Biz öpüşmüş mü olduk?
19.Bölüm Baş belası şeytan
20.Bölüm Sendeki beni gördüm
21.Bölüm Eşeklerde adam olabiliyormuş
22.Bölüm Ben sana aşık oldum Begüm
23.Bölüm Ağlıyor musun sen?
24.Bölüm Begüm'ün aşk itirafı
25.Bölüm sonum olacaksın
26 .Bölüm yalancı oldum
27.Bölüm yeni bir aşk doğacak mı?
28.Bölüm Bu kızda kim?
29.Bölüm Susmadığın teşekkür ederim
30.Gitmek unutmanın yarısı mı?
31.ya hep ya hiç
32.Bölüm kaybettim
33.Bölüm sen o güzel aklını yorma
34.Bölüm evlen Benimle
35.Bölüm Sen benim keşke dediğimsin
36.Bölüm umurumdasın
37.Bölüm Aşağı atacağım seni
38. Bölüm Manyaksın sen
39.Bölüm Bekarlığa Veda Partisi
40. Bölüm Düğün
41.Bölüm Biz artık bir bütünüz
42.Bölüm Zaman
43.Bölüm Minik Karaaslanlar
44.Bölüm Tüm çiftler
45.Bölüm İstanbula gidelim
46. Bölüm hastalıkta sağlıkta
47. Bölüm Nasıl unuttum
48. Bölüm Bu senin hangi yüzün Azat
49. Bölüm Seni sevmek çok zormuş
50. Bölüm Yoruldum
51. Bölüm Oğuz senin eski sevgilin mi?
52. Bölüm Gücün bana yetiyor değil mi?
53. Bölüm Oğuz & Eda
54. Bölüm Ben bunu haketmedim
55. Bölüm Bebek
56. Bölüm (1.kısım) Bana Dönecek misin?
56. Bölüm (2.Kısım) Ege Bebek
57. Bölüm (1.Kısım) Çıkmadık candan Umut Kesilmez
57. Bölüm (2.Kısım) Bebeğimiz İyidir Değil mi?
58. Bölüm (1. Kısım) Kızım
58. Bölüm (2. Kısım)Aşk olmadan tutku olur mu?
59. Bölüm (1.Kısım) Güney'le Yaran evleniyorlar
59.Bölüm (2.Kısım) Peşinden koşuyorum
60.Bölüm (1.Kısım) Dibi Görmüş Bal Kavonozu
60.Bölüm (2.Kısım) Sapım Kızlar
61.Bölüm (1.Kısım) Yeni başlangıç
61.Bölüm(2.Kısım) Sapına kadar aşık oldum
62.(1.Kısım) Güven ilişkinin Temelidir
63.Bölüm (1.Kısım)Alacağız o kızı
63.Bölüm (2.Kısım) Küçük Kılıç
64.Bölüm (1.Kısım) Sen benim tek gerçeğimsin
65. Bölüm (1.kısım) İzin verecek
65.Bölüm (2.kısım) Milat
66.Bölüm (1.kısım) Miray
66.Bölüm (2.kısım) Evleneceğim kadın
67.Bölüm (1 kısım) Makas kesmiyor
68.Bölüm (1.kısım) Anneme söylemiş olabilirim
69.Bölüm (1.kısım) Ölene kadar dünürlük olayımız var
69.Bölüm(2.kısım) hayatındaki kişi kalbinde mi?
7o. Bölüm FİNAL (2.Kısım) Ötesi berisi olmaz
70 Bölüm ''FİNAL'' (1. Kısım) Azat'ın güzeli birken iki oldu
70. Bölüm Final (3.Kısım SON) Her şeyin cevabı zamanda
yeni hikaye tanıtım bölümü gelecek
Aşkın Ateşi yayımlandı
ÖZEL BÖLÜM 1 "Oğlumuz mu olacak."
ÖZEL BÖLÜM 2 "Sensiz bir dünya hiç güzel olmazdı."
Özel bölüm 3 ''küçük bey görsün kızımı.''
Özel bölüm 4 Dila'yla Onur Evleniyorlar
Özel bölüm 5 Nişan ve bebek
Özel bölüm 6 (part 1) Mustafa & Leyla
Özel bölüm 6 (part 2) İyi ki
Özel bölüm 7 (part 1) "Düğünümüz için heyecanlı mısın?''
Meriç &Bora (part 2) ''Düğün''
Özel bölüm 7 (part 3) "Beklerim tabi saat kaçta?"
Özel Bölüm 7 (4.part) "Bebeğim sen gelişinle beni çok sevindirdin."
SON ÖZEL BÖLÜM (1.part)
SON ÖZEL BÖLÜM (2.part)

12. Bölüm ''Aşk''

1.5K 93 2
By uguryedek

         

Düzenlendin: 03/07:2017

Bölümde biraz Cemal, biraz Azat ve biraz da Güney'den satırlar var.

Keyifli okumalar dilerim...

***
Begüm'le Azat aldıkları karardan Sonra aradan geçen iki aylık sürede oldukça rahatlamışlardı. Çok şükür iki ay boyunca bir kez olsun tartışmamışlar üstüne üstelik iki arkadaş gibi iyi anlaşıyor sık sık vakit geçirir olmuşlardı.

İkisi de çok şaşkındı... Azat, Begüm'ü tanıdıkça onun ne kadar naif, kırılgan ve ter temiz bir kalbi olduğunu anlıyor, Begüm'de Azat'ın saklamaya çalıştığı kocaman yüreğini, tatlı sert hallerini ve merhametini gördükçe şaşırıyordu. Daha önce kavga etmekten burunlarımın ucunu görmedikleri için yeni yeni birbirinin gerçekten tanıyorlardı.

Azat'ın özellikle şaşırdığı ve hala inanamadığı bir konu vardı ki oda, Begüm'ün erkekler konusunda tecrübesiz oluşuydu. Onu aklında öylesine bir yere koyup dışarıdan bakmayla yanlış yargılamıştı ki Begüm'le samimi oldukça onu tanıdıkça ne kadar yanıldığını insanları tanımadan yargılamanın yanlış olduğunu anlamıştı. Bazen kendince Begüm'ü deneyip sorular soruyor ve genç kızdan aldığı cevaplar karşısında neredeyse eline erkek elinin değmediğini düşünüyordu. Birkaç kez bunu açıkça sormak istesede yersiz olacağını düşünüp vazgeçmişti.

Begüm'ün de Azat konusunda şaşırdığı çok konu vardı ki bunlardan en mühimi Azat'ın kendisiyle uğraştığı  o anlardan pişman oluşuydu. Genç adamın bakışlarından her şeyi anlıyordu. Azat her fırsatta pişman olduğunu söyleyip özürler dileyerek "ben öyle bir adam değilim." Diyordu. Azat'ın aslında suyuna gidildiğinde ne kadar eğlenceli bir adam olduğunu keşfetmiş, onun anlattıklarıyla bazen gülme krizlerine dahi girer olmuştu.
Azat'ın o ağır karizmatik duruşunun altında yatan komik serseri bir halide vardı ve ara ara bunu gösterdiğinde Begüm oldukça keyifli vakit geçiriyordu.

Yanılmıştı ikisi de... Kötü zaman da kötü bir başlangıç yapmışlardı ve ister istemez kafalarında karşı tarafla ilgili şekillendirmeler yapmışlardı. Şimdi gün geçtikçe birbirlerinin gerçek hallerini tanıyıp görüyor ve iyi anlaşmaya başlıyorlardı.

Bundan sonrasında en azından oyunları bittiğinde ikisi de el sıkışarak veda edebilecekti.

***
"Nasıl yani onca acı biberi sana yedirdiler mi?"

"Yedirdiler valla. Tamı tamına yirmi bir tane arnavut biberini acımadan zorla yedirip bir de karşıma geçip güldüler."

"Of inanmıyorum şu anlattığını dinlerken bile benim ağzım acıdı."

"Hak etti ama Begüm, rahat dursaydı yapmazdık."

Azat, rakısından bir yudum alıp güldü. En yakın arkadaşı Cemal, onun kız arkadaşı Funda ve Begüm'le birlikte balık yemeye gelmişlerdi. Seviyordu böyle hoş sohbet sofraları.

Cemal okuldaki anılarından bahsederken bir iddia sonucu Azat'a zorla yedirttikleri acı biber olayını anlatırken Begüm ve Cemal'in şu sıralar çiçeği burnunda yeni kız arkadaşı olan Funda gülüşüyorlardı.

Son zamanlarda dörtlü sık sık bir arya gelip vakit geçirir olmuşlardı ve bu durum hepsinin hoşuna gidiyordu. Begüm, henüz Funda ile çok içli dışlı olamasa da birbirlerini çok sevmiş güzel anlaşıyorlardı. Artık rahattı Begüm... Azat üstüne gelmiyor, birbirlerini kırmadan güzel vakit geçirebiliyorlardı. Sürekli plan yapar birlikte vakit geçirir hale gelmişlerdi.

Şimdi de gülüşmelerin yüzlerde eksik olmadığı keyifli bir sohbetin içindeydiler.

"Funda yesene yemeklerden neden bu kadar az az yiyorsun ki?"

Azat'ın sorusu ile gülümseyen Funda, çekindiğini belli eden bakışlarla Azat'a baktı. İki aya yaklaşıyordu sevgilisinin arkadaşlarıyla tanışalı ama hala bu ortama alışamamış çekiniyordu. Azat'ta bunun farkında olduğundan her bir araya gelişlerinde Funda'yı açmaya çalışıyor kardeşi gibi gördüğü arkadaşının sevgilisiyle bir ayrı ilgileniyordu Cemal'in bu kızı nasıl sevdiğini ilk görüşte vurulduğunu biliyordu anlatmıştı can dostu.

"Yiyorum ben Azat."

"Görmüyorum ben hiç. Hadi bakayım hadi o balıktan ye biraz kuş kadarsınız ikiniz de."

Begüm gözlerini kocaman açıp ağzındaki lokmasını yuttu. Azat Funda'ya yönelik konuşmada son sözünde Begüm'e de bir bakış atıp onuda kastetmişti.

"Yok artık Azat, Funda minyon ufak tefek de benim nerem kuş?"

Hep bir ağızdan gülüşürlerken Azat'la Begüm kendi aralarında konuşmaya başladılar. Dışarıdan bakıldığında gerçekten de nişanlı bir çift gibi duruyorlardı. Azat bilerek Begüm'e zayıflığı konusunda takılıyordu ama Begüm'ün fiziğinin yerinde olduğunun da farkındaydı. Uzun boyuyla ölçülüsüydü fiziğinin güzelliği.

Cemal sevgilisini kolunun altına alıp şakağına sevgi dolu bir öpücük kondurdu.
Daha çok yenilerdi belki ama Cemal'in duyguları içinden taşıyordu. Gördüğü ilk an vurulmuştu yeni mezun hemşire olan çıtı pıtı Funda'ya.

Funda, kendi halinde bir ailenin biraz içine kapanık çekingen kızıydı. Sık sık utanan bir kızdı ki uyandığında kızaran yanaklarına Cemal bayılıyordu. Yirmilerin yaşların başında masum kendi halinde bir hemşireydi. Cemal'in gönlünün sultanıydı.

Cemal, bir kaza sonucu yaralayıp hastaneye gittiği vakit Funda'yla tanışmış ve o gün bugündür de aklı, kalbi Funda ile çalışır olmuştu.

Funda, Cemal'in kolundaki yarasına pansuman yaparken Cemal, tedirgin halde işini yapan minyon tam yaşını gösteren pembe hemşire önlüğünün içinde şip şirin görünen kızı uzun uzun incelemişti. Yumuşacık sesi ile sürekli ''canınızı yakıyor muyum?'' diye ürkekçe konuşan kıza sadece gülümseyerek yetinmişti çünkü bu tatlı kızın sürekli aynı şeyi sormasından toy olduğu çok rahat anlaşılıyordu.

Pansuman sırasında kızla konuşup yeni mezun olduğunu, işinde daha ikinci günü olduğunu öğrendikten sonra yaka kartından adını okuyup öğrenmiş ve o günden sonrada peşini bırakmamıştı.

Sürekli hastanenin yakınında geçip tesadüf gibi karşılaşmalarını sağlaya sağlaya iki haftayı bitirdiklerinde Funda'ya açılmış ve onu tanımak istediğini söylemişti. Etkilenmişti Cemal'den Funda ve kabul etmişti teklifini.

***

"Hayatım?"

Cemal, Funda'nın çenesinden tutup başını kaldırdığında sıcacık aşk dolu kahve bakışlarını sevdiği kızın gözlerine sabitledi.

"Efendim canım."

"Sesini hiç çıkarmıyorsun sıkıldın mı?"

Kulağına yaklaşıp fısıldarken Begüm'le Azat hala kendi aralarında konuşuyorlardı.

"Sıkılmadım, hem ben Azat'la Begüm'ü çok seviyorum Cemal."

"O zaman biraz bize katıl güzelim, varlığını hissettir."

Funda, başını suçlulukla eğdi. O böyle Begüm gibi sıcak kanlı, konuşkan yapıda biri değildi ki... Birçok kez buluşmuşlardı arkadaşlarıyla ama hala çekiniyordu işte. Hayatı boyunca tek arkadaşı Elif ile samimi olmuştu bilmiyordu ki böyle grup sohbetlerin tadını.

"Özür dilerim. Sanırım seni sıkıyor ve utandırıyorum."

Cemal, sakin sesi ile üzgünce konuşan sevgilisine bakıp yanağını öptü. Nasılda alıp içine sokası vardı bu kızı.

"Asla öyle bir şey yapmıyorsun. Ben senden utanmam da sıkılmam da sadece sende alış diye söylüyorum sevgilim."

Funda'nın yüzünde çocuksu bir gülüş belirirken Cemal, sevgilisinin yüzünün her santimini tarayıp gülümsedi. "Ağzı, burnu çok küçük... Ne tatlı bir kız bu Allah'ım."

Azat gibi Bey oğlu olan Cemal, okumuş işinde gücünde, sakin ve ilkeli bir adamdı. Her zaman ciddi ilişkileri olmuştu kimseyle gönül eğlendirmemişti. Hep kendi standartlarındaki hayatlardan olan kızlarla birlikte olmuşken ilk kez hem yaş olarak kendinden küçük hem de yaşam olarak kendisininkinden çok faklı olan bir kıza, Funda'ya aşık olmuştu.

Mutluydu... Alçak gönlünden dolayı Funda'yı hiç hakir görmemişti. Onun için paradan puldan çok daha önemli şeyler vardı bu hayatta ve Funda'ya baktıkça o önemli şeyleri görüyordu.

***

"Hadi balığın üstüne helvalarımızı yiyelim."

Azat, masadakilere yönelip garsonu çağırırken kedisine gülümseyerek bakan Begüm'e göz kırptı.

Begüm, "aldığım bu göz kırpmada neyin nesiydi?" Diye düşünürken buna çokta takılmadı ve kızmadı da. Şu aralar pamuk gibilerken kızmak, bağırmak adeta lügatlarından silinmişti.

"Yarın ne yapacaksın gün içinde Begüm?"

"Yarın dersim yok. Sınavlarım yaklaşıyor ya ders çalışacağım."

Başını salladı Azat. Begüm nedense her yaptığını der olmuştu ve bu Azat'ın inanılmaz hoşuna gidiyordu sonuçta sayıldığını bilmek güzel bir duyguydu. Ayrıca sanki her boş günlerini beraber geçirmeleri gerekiyor gibi otomatik ikiside boş olan günlerinde ne yapsak diye soruyordu. Begüm için yabancı olduğu bu şehirde Azat'la arkadaş olmak çok iyi olmuştu.

"Sınavların için İstanbul'a ne zaman gideceksin?"

"Haftaya dört dersimin de sınavı var iki gün kalıp geleceğim."

"Evde kalacaksın değil mi?"

"Evet, Hale'yle kalmak istemesem de mecburum."

İkisi baş başa vermiş sanki gerçek nişanlı gibi sohbet ederlerken birgün şu durama gelebilecek olmalarına aylar önce bir söyleyen olsa inanmaz, gülüp geçer belki de sinirden kudururlardı. Çok yol kat etmişlerdi ve kat ettikleri yoldan şuan çok memnunlardı.

"Abinle Hale'nin arası nasılmış?"

Azat, düşünceli halde Güney'i sorarken kendisinin Aslı'dan muzdarip olduğu gibi birgün Güney'in de Hale'den yana muzdarip olacağını biliyor genç adama üzülüyordu.

"Abim aralarının iyi olduğunu söylüyor mutluymuş bakalım artık Azat, zaman her şeyi gösterecektir."

Begüm abisinin mutlu olduğunu sanıp konuşurken İstanbul'da Güney ile Hale arasında fırtınalar kopuyor, yer yerinden oynuyordu.

***
İSTANBUL

"Sen beni delirtecek misin Hale... Bu ne demek oluyor?"

Güney, elinde tuttuğu kredi kartı ekstrasını masaya fırlatıp sinirle bir nefes bıraktı. Evleneli çok olmamıştı ve daha şimdiden ödediği haddi hesabı olmayan ekstralardan harcamalardan sürekli Hale'nin nakit para çekmelerinden  bıkmıştı. Hale bu ayda sınırı oldukça aşınca Güney, ödeme tutarını karşılamak için tüm maaşını vermek zorunda kalmıştı ve haliyle  çıldırmıştı.

"Bu kadarını ödemende sorun olacağını sanmıyorum sevgilim."

"Hale!"

Dişlerini sıkıp tıslarcasına konuşan Güney kendini tutmakta zorlandı.

"Yapma ama Güney... Aldığın maaş şu kadarcık harcamamı ödeyemeyecekmiş gibi davranma."

"Senin şu kadarcık dediğin şey benim tüm maaşım farkında mısın? Hayır anlamıyorum her ay bu kadar lüks harcamalar yapmak zorunda mısın?

"Aldığım üç beş parçanın lafını mı yapıyorsun?"

"Delirtme beni! Üçün beşin hesabını yapan bir adam olmadığımı çok iyi biliyorsun ama bu kadarı fazla. Bundan sonra harcamalarına dikkat et!"

Gözlerini deviren Hale, salına salına Güney'in yanından geçip umursamaz tavrı ile fırlatılan kağıdı eline aldı ve dönem borcunun yazılı olduğu alana bakıp omuz silkti.

Evleneli daha ne kadar olmuştu da geçim derdine düşmüştü? Üstelik iyi kazanan bir adam, birikimi olan bir adamdı Güney. Böyle giderse Hale'nin ucu ucuna geçinen bir hayatı olacaktı ki bu onun için katlanılmaz bir şeydi.

Hale'e odalarına doğru giderken Güney, başını ellerinin arasına alıp sıkıntıyla bir nefes bıraktı.

İyi bir şirkette mühendis olarak çalışıyordu ve dolgun bir maaş alıyordu ancak harcamaları öderken yetişmekte zorlanıyordu. İlk aylar çok harcama yapan karısına tolerans göstermiş"heves etti belki de" demiş ve sakin bir üslupla uyarmıştı ve Hale'nin anladığını düşünmüştü. Gel gör ki Hale anlamamakla kalmayıp daha da fazla harcama yapmaya devam edince Güney yetişmekte zorlanmaya başlamıştı.

"Evlenmek için acele mi ettim?" Demiyordu. Hale yıllardır hayatındaydı ve evlenmek için yaşının da doğru zamanda olduğunu düşünüyordu. Şimdi durup düşündüğünde nerede hata yapmıştı bulamıyor, işin içinden çıkamıyordu. Hale hep aldığı hediyelerle mutlu olan bir kadınken şimdi ne oluyordu da bu kadar değişiyordu.

"Aşk..." dedi içini çekip gözlerini kapatarak... Aşk neden insanın düşünme yetisini elinden alır ki? Ya da aşk böyle bir şey miydi. Sahiden aşık mıydı?

***

Saatler sonra Güney karnı acıkınca kendini mutfağa attı. Hale hala odadaydı hiç gelmemişti yanına ki Güney de gelsin istemiyor kendide yanına gitmemişti. Karısı bazı şeyleri anlasın istiyordu.

"Ee?"

Güney, buzdolabının kapağını açıp sadece kahvaltılıklarla dolu olan raflara baktı.

"Ne yiyeceğiz?"

Eğilip raflara baktıktan sonra yapılmış yemek dolu tencere ya da saklama kapı bulamayınca dolabı kapatıp fırına yöneldi. Belki karısı fırında tavuk falan yapmıştı. Umutla açtığı fırınında boş olması ile sinirlenip kırarcasına kapağı itip geri kapattı.

"Yine mi yemek yok?"

Oflayarak mutfaktan çıktığında bugün için daha ne kadar siniri bozulacaktı hiç bilmiyordu. Alışık değildi böyle hayata. Evlendiğinden beri Allah'ın her günü iyi ya da kötü olsun ama karısının elinden olan bir yemek yemek istiyordu ama olmuyordu işte yoktu.

Ağzı ile karısına elinden yemek yemek istediğimi söylese de Hale, dışarıdan sipariş vermek dışında hiçbir şey yapmıyordu. Arada Güney yemek yaparsa ev yemeği yiyorlardı ki Güney, fena halde bu durumdan sıkılmıştı.

Annesi bir gün olsun ne kahvaltısız ne de akşam yemeksiz bırakmıştı onları.

"Anlaşılan temizlik için gelen kadınla yemek yapması içinde konuşacağız."

Söylenerek yatak odalarına doğru giderken Hale'yle koridorda karışılaştı.

"Hale yine yemek yapmamışsın?"

Dudaklarını büzen karısı ona bir adım atıp gömleğinin yakalarını tutu. Kredi kartı yüzünden yeterince tantana dinlemişti şimdi bir de yemek konusunda Güney'i çekmeyeceğinden hemen kocasına sırnaştı. Biliyordu ki Güney kendisine dayanamazdı.

"Aşkım sevmiyorum yemek yapmayı bunu biliyorsun ama."

Her zamanki gibi baştan çıkarıcı hareketleriyle Güney'i avcuna alma yolunda atığı adım bu kez fena halde tökezletecek gibi duruyordu.

"Neyi seviyorsun acaba? Yemek yapmak yok, temizlik yapmak yok, kahvaltı yok, akşam işten geldiğimde adam gibi ilgi yok, içinde zaten çocuk sevgisi de yok... Söylesene Hale sende olan ne var? Alışveriş yapıp kuaför salonlarında arkadaşlarınla vakit geçirmek dışında sende ne var?"

Kocasının söylediklerine inanamayan Hale, alınmış bir yüz ifadesi ile Güney'e bakıp zorla gözünden bir kaç damla göz yaşı akıtmaya başlayınca Güney ofladı.

"Ya şimdi neye ağlıyorsun Allah aşkına."

"Sen beni sevmiyorsun."

Bununu çekip masummuş gibi Güney'e bakarken Güney yine dayanamayıp kolunu beline sarıp karısını kendine çekti. Ağlarında elbette istemiyordu Güney öyle önüne geleni kıracak yapıda biri değildi.

"Saçmalama Hale seni sevdiğimi biliyorsun ağlama hadi."

Hale kollarını Güney'in boynuna dolayıp burnunu kocasının çenesine sürterken zafer kazanmış gibi gizlice gülümsedi.

"Son zamanlarda her şeye laf eder oldun."

"Ama sende biraz dikkatli olup evli bir kadının ilgisiyle yaklaş bana Hale."

"Tamam" dedi Hale mırıldanarak. Ters  davranırsa Güney'i çekilir hale getiren parasından olacağını bildiğinden kocasına karşı uysal oldu.

"Pizza söyleyelim mi?"

Hale, elini Güney'in pantolon kemerine sürtüp yüzüne en şehvetli gülüşünü takınarak kocasına kur yaparken Güney, gülümseyip karısının dudaklarına uzanıp öptü.

"Kusacağız artık ama ne yapalım, bugünde söyleyelim."

"Sen ara sonra siparişimiz gelene kadar da..."

Göz kırpan Hale, sertleşmeye başlayan kocasının uzvunda elini sürterken Güney tek hamlede karısını kucağına aldı.

"Bence sipariş gelene kadar ki süre bize yetmez bebeğim. Yemeği sonraya bırakmalıyız mesela banyodan öncesi gibi."

Kahkaha atan Hale, bacaklarını Güney'in beline sardı ve boynuna ıslak sert bir öpücük bıraktı.

Birlikte yatağa yattıklarında vakit kaybetmeyen Güney, karısına şehvetle sahip olurken yine aklındaki "keşkeler" uçup gitmişti. Sadece yatakta tatmin olduğu karısıyla bu yolda ne kadar giderlerdi bilinmezdi ama anlık zevkleri geçtikten sonra unuttuğu sorunlar yeniden gün yüzüne çıkacaktı.

Oylarınızı bekliyorum...

Umarım beğenmişsinizdir. Bu bölümde biraz diğer karakterlerimize de yer verdim, gelecek bölümde de yine böyle  olabilir. :)

Yeni bölümde görüşmek üzere kendinize çok iyi bakın, sevgiler.❤️

Continue Reading

You'll Also Like

747K 44.1K 65
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
240K 10.6K 49
Biraz fazla içki içtikten sonra birinin yanında uyanmak bu çağda yeni ve sürükleyici bir hikaye değildi. Ama Korkut Mirzan'nın çarşaflarında uyanmak...
769K 43.5K 36
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
ZEVAHİR By Çiğdem

General Fiction

3.8M 203K 81
"Lütfen... Hayır," dedim adımlarım geri geri giderken. Buradan uzaklaşmalıydım. Silahtan, bağlı adamdan, karşımdaki gözü dönmüş adamdan... Hepsinden...