Dinle Beni Bi' -Texting-

By -Schwarzeperle

240K 8.9K 3.4K

Her şey arkadaşımın kız kardeşini işletmemi istemesiyle başlamıştı. * Aras: Lütfen dinle beni bi' Aras: Valla... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3 ♡'
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2

3.1

2.8K 118 38
By -Schwarzeperle

Yorum yapmıyorsunuz, çok üzücü.

*
Evden çıkmaya hazırken çantasını alıp kapıya yürüyen Yağmur'u durduran abisi olmuştu.

"Nereye gidiyorsun?"

"Yetimhaneye gidiyorum, buradan ayrılmadan birkaç eksikleri halletmem lazım."

"Biz de gelelim." Hakan'ın omzuna kolunu atarken konuşmaya dahil olan Aras'a baktılar.

"Olur, gelin." dediğinde Hakan kafasını sallayıp konuştu.

"Hazırlanalım o zaman." dediğinde Yağmur devam etti.

"Ben geç kalıyorum, adresi biliyorsunuz arkadan gelin." dediğinde onu onayladıklarında Yağmur evden çıkmıştı.

Aracına binip oradan uzaklaştığında Hakan dolabına göz attı. Siyah bir tişört ve siyah pantolonunu aldığında üzerini giydi. Dağınık saçlarını doğal olsun diye belirgin bir şekle sokmadan düzeltti.

Aras da hazır olmuş bir şekilde kapıda bekliyordu.

"Defileye çıkmayacaksın, hadi." içeri bağırdığında Hakan göz devirerek geldi yanına.

"Altı üstü tişört ve pantolon giydim, abartma sen de." dediğinde Aras umursamadan kapıya yürüdü.

"Anahtarı aldın mı?" dediğinde Aras elindeki arabanın anahtarını kaldırıp gösterdi.

"Yeap." kapıdan çıktıklarında Hakan elindeki anahtarı çekip aldığında Aras kaşlarını çattı.

"Ben onu şöyle alayım." Aras'ın bakışlarına karşılık elini arabanın tavanına yaslayıp Aras'ı yanıtsız bırakmadı.

"Bu defa da beni ölüme götürmene müsaade edemem. Sürücü benim, hadi yallah." kapıyı açıp oturduğunda Aras nefesini bırakıp yan koltuğa geçti.

Radyodan bir şeyler açan Hakan'a karşılık Aras kapatmıştı.

"Niye kapattın?"

"Sessizlik istiyorum."

"Ya ben konuşurum ya radyo çalışır, tercihini yap." dediğinde Aras yan bakış atıp ellerini kaldırdı.

"Tamam, ne istiyorsan o olsun." dediğinde Hakan zafer kazanmış edasıyla gülüp radyoyu açtı.

*

Yetimhanenin önünde durduklarında içeri girmişler ve Yağmur'a bakmışlardı. Karşıdan elinde dosyayla gelen Yağmur onları karşıladığında tebessüm etti.

"Şimdi tam olarak ne yapacağız?" diyen Hakan'a baktı Yağmur.

"Ne isterseniz onu, isterseniz çocukların yanına gidin. Kütüphanedeler." diyen Yağmurla kafa sallayıp hep birlikte oraya yürüdüler.

İçeri girdiklerinde Hakan tebessüm ederek çocuklara baktı. Aras'ı gören çocuklar hızla koşup Aras'a sarıldılar. Aras tebessüm ederek yere eğilip sarıldı hepsine. Hakan gülerek izliyordu onları.

"Seni ne ara bu kadar sevdiler?" dediğinde Aras yan yan sırıtıp ayağa kalktığında cevap verdi.

"Beni bir gören bir daha unutamaz, fena etki bırakırım insanlarda. Ondandır." dediğinde Hakan yüzünü buruşturup koluna vurdu.

"Egonu yesin sümüklü böcekler." dediğinde Aras güldü. Ardından çocuklara dönüp tanıştırdı onları.

Yağmur çocuklarla kaynaşan iki gence tebessümle bakarken gözü köşede oturan Ayaz'a çarptı.

Yanında dostu Fuat da vardı. İkisi de kitap okuyordu.

Yağmur onları rahatsız etmek istememişti, zaten yapacak birkaç işi daha vardı. Oradan ayrıldığında Aras ve Hakan çocukların arasında kalmış ve onların istediği oyunu oynuyorlardı.

Hepsi yorgun düşünce ara vermişler, Aras ve Hakan kenara çekilmişti.

"Her şeye rağmen bu kadar mutlu olmaları ne güzel." Hakan'ın buruk tebessümle kurduğu cümleyle Aras kafa salladı.

"Öyle. Senden benden daha güçlüler."

"Oysa düştüğünde ağlaması gereken çocuklarken kendi yaralarını kendileri saracak olgunluktalar şimdi."

"Hayat bazen çok acımasızca oluyor, buna yapacak bir şeyimiz yok." dediğinde onun da gözüne Ayaz çarpmıştı.

Koluyla dürttüğü Hakan'ın bakışlarını üzerinde bulduğunda devam etti.

"Şu çocuğu görüyor musun?" deyip gösterdiği noktaya baktığında yanıtladı.

"Evet, n'oldu?" dediğinde Aras o çocuk hakkında geçen gün  yaşananları anlatmıştı. Hakan böylesine bir ciddiyete sahip çocuğa fazlasıyla şaşırmıştı.

"Gel yanlarına gidelim." dediğinde Hakan devam etti.

"Ağamız kızmasın bize de. Rahatsızlık vermeyelim." dediğinde Aras güldü.

"Başta fena soğuk sonra alışıyorsun." dediğinde birlikte yürüdüler oraya.

"Merhaba, rahatsız ediyoruz ama oturabilir miyiz buraya?" diyen Aras'a çatık kaşları altından baktı Ayaz.

"Tabii ki." diyen Fuat olmuştu. Aras ve Hakan masaya otururken Ayaz kalkacağı sırada Fuat çaktırmadan kolundan tutup gitmemesi gerektiği mesajını vermişti. Arkadaşı Fuat'a yan bakış atıp memnuniyetsiz bir şekilde oturdu.

"Nasılsınız, görüşmüyoruz birkaç gündür." Aras'ın sorusuna karşılık cevap veren Ayaz olmuştu.

"Sanki bunca zaman görüşüyor muyduk ki?" dediği şeyle Fuat gözlerini kapattı.

"Haklısın." diyen Aras boğazını temizlediğinde Fuat araya girdi.

"Bu abi kim Aras abi?" dediğinde Aras Hakan'a bakıp tanıştırdı.

"Arkadaşım Hakan, bunlar da Fuat ve Ayaz." dediğinde Fuat elini uzatmıştı. Hakan karşılık verdikten sonra Ayaz'a elini uzattığında Ayaz birkaç saniye sonra uzatmıştı elini.

"Memnun oldum." diyen Ayaz olmuştu. Aras böyle bir karşılık vereceğini düşünmediği için şaşırmıştı.

"Ben de öyle." Hakan da tebessümle karşılık verdiğinde Aras devam etti.

"Bizimle daha yakın olabilirsiniz. Çekinmeyin bizden, biz sizin için buradayız sonuçta. Tamam güvenmekte sorun yaşıyorsunuz belki haklı olarak ama bizler size değer veriyoruz, böyle bir güvensizliğe gerek yok. İnanın bana." Ayaz ilk defa sakince karşılık veriyordu.

"Neden bu kadar önemsediniz bizi geldiğinizden beri? Kız arkadaşınız da aynı tavırları gösteriyor özellikle bana." dediğinde Aras cevap verdi bekletmeden.

"Çünkü içinde bulunduğun karanlık dünyanın esiri olmanı ve insanlardan uzakta yetişmeni istemiyoruz. Kimseye güvenmek zorunda değilsin ama bu şekilde de yaşamak çok zor. Herkese olmasa da kendine güvenebileceğin insanlar bulabilirsin. Sadece biraz daha açık ol hayata karşı."

Sohbet masadaki herkesi o kadar etki altına almıştı ki Yağmur'un geldiğini ve yanlarına oturduğunu kimse fark etmemişti.

"Ne yaşadığımı bilmeden benden bunları istemeniz sizce de adaletsiz değil mi?"

"Asıl sorun da bu, kendini bize açmadan seni anlamamızı bekliyorsun. Belki kendinle ilgili küçük bir şey de olsa paylaşırsan sana yardımcı olabiliriz."

Ayaz dişlerini sıkarken ağzına gelenleri tutamamıştı. Belki paylaştığı için pişman olacaktı ama durmamıştı.

"Ailemin hepsi yanan evimle birlikte yok olup gitti. Gözlerimin önünde cayır cayır yanan evden biri sağlam çıkamadı. Hiçbirine engel olamadım, hiçbirini kurtaramadım. Bu travmayı atlatmak benim yıllarımı aldı, hâlâ bıraksam beni etkisi altına almayı bekleyen bir travma bu. Öğrenmek istediğiniz hayatım bu, yeterince merakınız gitti mi?!" Ayaz gözleri önüne gelen o görüntülerle karşısındaki insanlara öfkelenmişti. Onların hiçbir suçu yokken yine de onlardan çıkarıyordu öfkesini.

"Sadece yardımcı olmak istemiştik, travmanı tetiklemek değildi amacımız. Özür dilerim." Aras elleri arasına küçük elleri aldı.

"Beni her gece öpüp saçlarımı okşayan annem artık yok, markete gidelim diye yakasına yapıştığım babam yok. Küçük kardeşim yok. Benim kimsem yok, ben artık yokum. Anlıyor musunuz bu serseri tavırlarımı şimdi?" ağlamaklı kurduğu bütün cümleyle Yağmur'un gözleri dolmuştu. Hızla yanındaki çocuğa sarılıp saçlarını okşadı. Bu, Ayaz'ı son noktaya getiren hareket olmuştu. Saçlarının okşanmasıyla ağlamaya başladı. Kim bilir ne zamandır gözlerinden yaşlar akmıyordu da böylesine hıçkırıyordu bu çocuk.

"Ben burada hepiniz için varım. Hepinize birer abla, isterseniz anne olmaya geldim. Her biriniz bana emanetsiniz, benim çocuklarımsınız. Eksik hissetme kendini, izin verdiğin kadar hayatının bir parçası olacağım. Söz veriyorum Ayaz." Yağmur ayrılıp gözlerini sildiği çocukla alnını öptü.

Ayaz karşılık veremezken, arkadaşının bu hâlini görüp ve yaşadıkları da üzerine eklenince ağlamak üzere olan gözlerle bakan Fuat'ı görmüştü Yağmur.

Uzanıp onun da elini tutup öptüğünde cümlelerine devam etti.

"Hiçbirinizin ayağına taş değsin istemiyorum. Sizler koca yürekli, dünyanın en güçlü çocuklarısınız. Büyüdüğünüzde de dünyanın en güzel ve en dik duran bireyleri olacaksınız. Acılarınızın üzerine fazla yüklenmeden hayatınıza devam edin. Çünkü başka türlü yaşanmıyor. Ben, Aras ve yeni tanıştığınız Hakan abiniz her zaman sizlerin yanındayız. Başınız ne zaman sıkışırsa bir telefon kadar yakınız." yerinden kalkıp iki çocuğa da sımsıkı sarıldığında ikisi de kollarını sarmıştı.

"İyi ki varsınız Yağmur abla." Fuat'ın sözleriyle tebessüm etmişlerdi. Aras ve Hakan da kalkıp çocuklara sarıldığında çocuklar şimdi daha güvende hissediyordu.

Ayaz içinde tuttuğu bu ağır yüklerin altında daha fazla ezilmeden haykırdığı için iyi hissediyordu. Birileriyle konuşmanın verdiği huzuru fazlasıyla hissetmişti.

Yağmur'a ve karşısında duran iki adama karşı ön yargılı değildi artık. Onlar belki de Fuat'tan sonra en yakın ve en sevdiği insanlar olmuştu bile.

🕊️

Ayaz'ım, sonunda anlattın annem kendini. Ağlayacaktım sana, neyse ki iyiyiz.

06.12.23

Continue Reading

You'll Also Like

2.6M 218K 71
Gelecekteki Kocam: Bak, her kimsin bilmiyorum ama son kez soracağım Gelecekteki Kocam: Numaran telefonumda 'Kalbimin Pili' diye kayıtlı Gelecekteki K...
15.6K 544 35
Bir açıklamada bulunmak istemiyorum okuyarak karakterlerimin dünyasına katılmayı deneyin :)
518K 39.3K 56
Siz: canım sıkıldı Siz: o yüzdende sana yazdım Miraç: ne? Miraç: kimsin sen? Siz: anoniminim . Derste canınız sıkıldığı için okulun popüler ç...
13.6K 1.6K 35
Boksla alakalı herşeyden korkan Alin,anonim biriyle tanışır...Peki ya anonim biri onu korkutanlardansa?