Tak tak ben geldim

By mrskunefee

8.2K 772 955

Hayat aşık olmak için çok kısa. Aşk bana göre değil. Ben bu hayata köle gibi çalışıp kraliçe gibi yaşamaya ge... More

MERHABA SORUMLULUKLAR
KOVULDUN MACİDE NAZ GÜRSOY!
DOKUNMAYIN, ÇOK FENAYIM...
BÖCEKLER VE KIRIK BAZI BÖLGELER
BİR KÜÇÜK TAŞINMA MESELESİ
ASANSÖR MACERASI
BU ÇOCUĞUN İÇİNE ŞEYTAN KAÇMIŞ
OKAN'DAN KARİZMATİK KÖPEK
ÇOK ELEKTRİKLENDİM BİRDEN!
KOMŞUNUN ÖNERDİĞİ HOCASI
🤜MOTORCUYLA FİGHT 🤛
KARAGÜMRÜK YANIYOR...
KÖY AĞASI OLDUM AYOL
TATLI BİR HEYECAN YAPTIM.
GÖKAY'IN GÖZÜNDEN MACİDE❤️
TAVUKLARI PİŞİRMİŞEM GÖKAY'I DA MACİDE'YE GÖNDERMİŞEM
SİGARA BÖREĞİ SKANDALI
YANDIM, BİTTİM, KÜL OLDUM
TOPUNUZU KESERİM!
İSTİFA EDİYORUM!
KURU İFTİRA ATMAYIN BANA
PAİNTBALL KURALLARI
URFA YOLCUSU KALMASIN!
AKŞAM GELEN GÜZELLİK
TUR REHBERİ
KINA FARESİ
KALP AĞRISI
GÖZLERDEKİ YAŞ
İÇİMDE KOPAN FIRTINA
LUNAPARKTAKİ BİRKAÇ FACİA
İSOTLU MAKARNA
BU DÜNYAYA MACİDE OLARAK GELMEK ZOR
CİNSİYET PARTİSİ
GÜZEL BİR RÜYA
KOMŞU GELMİŞ HOŞ GELMEMİŞ
KALPTE GÜZEL BİR YER
HASTA VE MUTLU
KIRIK AYAKLI NİŞANLIM
DİNOZORLAR MATEMATİK ÇÖZER Mİ?
İNCİRLER VE TATLI GÜLÜMSEMELER
KÜÇÜK BİR PERİ MASALI
BİRKAÇ KÖTÜ OLAY
CAM PARÇASI
DÜĞÜN BEBEĞİ
BALAYI İÇİN GİDİLECEK YERLER MACİDE'DEN SORULUR.
HİNDİSTAN AŞIKLARIN ÜLKESİDİR
ÇÖLDE BİR VAHA
TRABZON'DA BİR SANİYE
HAYAT SÜRPRİZLERLE DOLUDUR!
BABA KELİMESİNİN TERİM ANLAMI
DRAMA QUEEN VEYSEL!
SARMA KIRMIZI ÇİZGİDİR!
KARMAŞIK OLAYLAR DİZİSİ
FAYDA ETMEYEN YAKARIŞLAR
GÜZEL BİR KAVUŞMA
TRAVMATİK OLAYLAR
KAFASI KOPAN OYUNCAK BEBEK
ZAMAN ÇOK HIZLI GEÇİYOR...
GERÇEKLEŞEN GÜZEL GÜNLER
MUTLU BİR BAŞLANGIÇ
👸🏻

OKEY OYNAMAK BİR TERAPİDİR

95 9 29
By mrskunefee

"Evet efendim bu evimiz de 3+1 rahat ve geniş bir evdir." Adam bize evi anlatıyordu ama benim içime hiçbiri sinmiyordu.

Beş tane ev gezmiştik. Hiçbiri aradığım kriterlere sahip değildi. Ya sanki kendine sevgili seçiyor. NE KRİTERİ GERİZEKALI BEĞEN ARTIK BİR TANESİNİ.

Gökay bana bakıyordu. "Beğendin mi?" Yüzümü buruşturdum. Güldü. "Tamam. Size kolay gelsin. Biz biraz daha bakalım." Adamda bozulmuştu.

"İyide beyefendi bundan güzel ev mi bulacaksınız? Ne güzel rahat rahat oturun işte." Beğenmemişler işte.

Gökay'ın elinden tuttum. "Yok abi benim kriterlerime uymuyor. Sen rahat rahat oturabilirsin istersen."

Hızlıca evden çıkıp arabaya bindik. "Sevgilim nasıl bir ev istiyorsun?" Macide bu Gökay. Beğendiremezsin buna bir şey.

"Ya şimdi oturma odası geniş olacak. Ben rahatça içini dizip, hiçbir yere çarpmadan yürüyeceğim. Televizyon ile koltuğun arası orta uzaklıkta olmalı ki gözüm bozulmasın."

Gökay şaşkın şaşkın kriterlerimi dinliyordu. "Balkonu olması lazım yoksa çiçeklerim solar. Tavan çok yüksek olmamalı yoksa ampulü değiştiremem."

Gülmeye başladı. "Tamam bak ben bir tane ev bulacağım. Sonra biz direkt oraya yerleşeceğiz." Sonra durdum.

"Ama ya sen beğenmezsen?" Gökay önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına geçirdi. "Senin beğendiğin her şeyi bende beğenirim yavrum."

Canım ya...

Gökay arabayı çalıştırıp söylediğim eve doğru sürdü.

İki katlı bir evdi ama içi gayet temiz ve ferahtı. Hoşuma gitmişti.

Kafamda koltuğun yerini ayarlayıp televizyon ile olan mesafesine baktım. Gökay da beni izliyordu. "İyi iyi. Tam istediğim mesafe."

Sonra üst kata çıktık. Yatak odası ve çocuk odası vardı. Bir tane de misafir odası vardı.

"Şuraya yatağımızı koyarız. Şuraya bir tane koltuk. Kenarlara iki komodin." Keşke mimarlık okusaydık.

Dolap için düşündüğüm iki yere bakıyordum. Gökay da kapıya yaslanmış beni izliyordu. "Yardım etsene Gökay. Ne bakıyorsun?"

Güldü. "Sen eğer bu odada bu kadar güzel olmaya devam edersen çok işimiz var seninle haberin olsun." İçim kıpır kıpır olmuştu yine.

"Tamam deme öyle şeyler." Ne odunsun sen ya. Gökay'ın sesli kahkahası boş evde yankılandı.

"Doğruları söylüyorum. Bu evde böyle dolaşırsan hiç iyi şeyler olmaz." Olmasın. Ay çok pardon.

"Kocam değil misin? Hiç iyi şeyler olmasın o zaman." Gökay'ın tek kaşı havalandı. "Bak sen." Üzerime yürüdü. "Benim tatlı çileğim büyümüş, dalında güzel güzel bekliyor desene." Dinozorum ya...

"Benim dinozorumun nesli tükenmişti, geri gelmiş desene." Onun söylediklerini bende ona söylüyordum.

Dudaklarımız buluştu. "Tamam coşma. İşimiz var." Geri çekildi.

Mutfağa geçtik. "Sen bana burada yemek yaparsın. Bende gelir armut falan yerim." Güldü.

"Ya da yemeği beraber yaparız. Ben sonrasında seni yerim." Gökay yapmasan bebeğim. Benim kalbim dayanmıyor.

Gökay'ın yanağından makas aldım. O da elimi tutup öptü. Sonrasında aşağıda bizi bekleyen adama baktık.

"Ne düşünüyorsunuz?  Beğendiniz mi?" Gökay'a döndüm. "Evet beğendik. Alıyoruz."

Artık Gökay ile bir evimiz vardı. Yavaş yavaş içini düzenleyecektik. Ama zamanla olacaktı. Şimdi sırada ise Gökay'ın beni istemesi vardı.

Arabada oturuyorduk. "Sen de beğendin değil mi? Beraber yaşayacağız orada. Senin de beğenmen lazım." Gökay hafif güldü. "Beğendim. Çok güzel ev."

Bunu duyunca içim rahatlamıştı. "Hadi gel bir yerde bir şeyler yiyelim."

Oturmuş yemeğimizi bekliyorduk. Gökay ise telefonuna bakıyordu. "Hayırdır neye gülüyorsun?"

Telefonu bana çevirip ona attığım videoları gösterdi. Tekrar izlerken birden yüzü düştü.

"Kim aradı seni?" Of of sorma aşkım.

"Cahit." İsmini duyunca çenesini sıktı. "Ne istiyormuş?" Bizi...

"Boşver saçmaladı işte." Gökay ısrarla bekliyordu. "Of sarhoştu. Aradı aşığım falan dedi. Bende yüzüne kapattım. Sonra o da evime geldi. Ben hallettim ama."

Gökay'ın sinirlendiği çok belli oluyordu. "Evime geldi derken? O kim oluyor da benim karımın evine gelebiliyor?" Karım dedi Macide.

Bana karım demişti. Bu da benim fazlasıyla hoşuma gitmişti. Ayaklandı beni de elimden tutup arabaya götürdü. "Gökay sakinleş lütfen. Hallettim diyorum." Derin bir nefes aldı.

"Yavrum birazdan olacaklardan dolayı senden özür diliyorum. Eğer sinir anımda sana bağırırsam falan da affet beni. Ağzımdan kaçmıştır." Korkuyorum Macide.

Arabayı çalıştırıp Cahit'in olduğu karakola doğru sürdü.

Hızlıca içeriye geçti. Ama beni almamıştı. Bence arabada kal demeye çalışıyor.

Beklemeye başladım. Gökay geri döndü. "Burada değilmiş." Evimize dönerken site kapısının önünde Cahit'i gördük. Sapık. Sabah burada değildi.

Gökay hızlıca arabayı farklı bir yerde durdurup aşağı indi. Son kez eğilip yüzüme baktı. "Torpido gözünde kulaklık var al tak onu. Ben geliyorum beş dakikaya." Dediğini yapmaktan başka çarem yoktu. Ama merak ediyordum olanları.

Olanlar

Gökay sinirle yürüyordu. Cahit ile göz göze gelince hızla yakasından tutup Cahit'e kafa attı. "Sen kim oluyorsun da benim sevdiğimin evine gelebiliyorsun?" Cahit hiçbir şey demedi ama korkmuştu.

"Sarhoştum." Gökay bunu duyunca daha çok sinirlendi. Sert bir yumruğu Cahit'e geçirdi. "Bak şuan bende çok sarhoşum. Ondan elim çarptı."

Sonra tekrar yakasından tuttu. "Doğruyu söyle dokundun mu ona? CEVAP VER!" Cahit'in burnu kanıyordu. "İzin vermedi." Gökay'ın şuan beyninde şimşekler çakıyordu.

"He yani dokunmaya çalıştın öyle mi?" Gökay sert yumruklarını Cahit'e geçirmeye devam etti. Çevredeki herkes Gökay'ı tanıyordu. Bir bildiği vardır deyip kimse yaklaşamıyordu.

Karşıdan Hilal gelip Gökay'a seslendi. "Gökay abi?" Gökay duymuyordu ama. Zaten dev gibi adamdı. Herkes korkuyordu ondan.

Gökay sinirini bir türlü atamıyordu ama.

Arabada

Arabada oturmuş Gökay'ı bekliyordum. Uzun süredir yoktu.

Acaba ne oldu?

Kafamdaki sorularım yavaş yavaş çoğalırken karşıdan gelen Gökay'ı gördüm.

Kapının önüne gelip üstünü başını düzeltti ve derin bir nefes alıp arabaya bindi.

Benim de o sırada telefonum çaldı. Annem ile konuştuktan sonra bana bakan Gökay'a döndüm.

"Annem bizi akşam yemeğine çağırıyor." Gökay hemen arabayı çalıştırıp annemlerin evine doğru sürdü.

Birkaç dakika sonra el ele kapının önünde bekliyorduk.

Kapıyı ablam açtı. "Hoş geldiniz." Sıkı sıkı sarıldık. İçeriye geçince babamı gördüm. "Baba?" Koltukta uzanmış yatıyordu.

"Babama ne oldu?" Ablam gülmeye başladı. "Evlenme teklifini öğrendi." Babam biraz daha kıvrandı. "Sus İpek senin yüzünden dejavu yaşıyorum."

Ablam evlenme teklifi aldığında da böyle yatak döşek yatmıştı üç gün.

Babama da sıkı sıkı sarıldım. Ayrılınca parmağımdaki yüzüğe bakıp, biraz daha ayılıp bayıldı.

"Merhaba Veysel amca." Gökay gidip babamın elini öpmek istemişti ki babam kötü kötü Gökay'a baktı.

"İstemez istemez." Gökay'a döndüm. Kahkahalarla gülmek istiyordum.

"Hoş geldin Gökay oğluşum." Annem beni görmezden gelip Gökay'a sarıldı.

Sonra onu bırakıp bana sarıldı. "Sağol anne ya hiç gerek yoktu bana sarılmana." Annem koluma hafifçe vurdu. "Küçükken de böyleydi bu. Kıskanç seni."

Kıskanç mıyız biz?

Gökay halinden memnundu tabi. Annem tarafından fazlası ile seviliyordu. Hep birlikte oturup sohbet etmeye başladık. Gökay ile eniştem iyice kaynaşmıştı.

Yemek masasına geçtiğimizde sarma tabağına uzanıyordum ki annem birden alıp iki damadına birden tabak yapmaya başladı.

Ablama dönüp baktım. O da bana bakıyordu. "Ama bunu da almayın önümden." Annem tekrar tabağı yerine koyunca mutsuz mutsuz bende yemeğe başladım.

Masa altından birinin ayağını hissettim. Gökay'a baktım. Sırıtarak yemeğini yiyordu.

Ayağıma biraz daha sürtündü. Geri çekeyim derken ayağımı sertçe masanın ayağına vurup bağırdım.

Gökay karşımda özür diler gibi bir bakış attı. "Ne oluyor kızım?" Bir şey yok ya sadece ayağımız kırıldı biraz.

"Ayağımı vurdum da. Önemli değil." Hayır önemliydi acımıştı.

Yemeklerimizi yedikten sonra etrafı toparlayıp okeye oturduk.

Gökay, babam ve eniştem oturmuş dördüncü birini arıyorlardı. Ablam hemen beni itti. "Ben bilmiyorum sen git oyna."

Masaya ağa gibi oturdum. "Ee takımlar nasıl?" Babam hemen konuştu. "Ben kızımla, damatlarda birlikte olsun." Kimse karşı çıkamadı tabi.

"Hop açtım." Üç el üst üste almıştım. Bu da dördüncüydü. "Ya bu kızın zaten şeytanı bol. Neden  biraz daha böyle oyunlar oynatıp kendimizi küçük düşürüyoruz?"

Eniştem söylenmeye başlamıştı. "Enişte ağlamayacaksın. Hadi dağıt sıra sende." Gökay ile göz göze geldik.

Çaktırmadan bana göz kırpıp tekrar önüne döndü. Aşkım benim.

Geç saatlere kadar oyunumuz devam etti. Annem sürekli yiyecek bir şeyler getirip elime bakıyordu. Sonra Gökay'ın yanına gidip çaktırmadan bir şeyler söylüyordu.

Gökay'da gülüp oynamaya devam ediyordu. "Anne yapma. Farkındayım ne yaptığının." Sonra babama çayını verip gidip enişteme bir şeyler söyledi.

"Ne yapıyormuşum?" Bir de bilmiyormuş gibi yapıyordu. Hemen havalandım.

"Tabi siz de haklısınız. Gece boyunca en çok ben kazanınca hırs yaptınız. Kıskanmayın. Hadi izin veriyorum bu el kazanabilirsiniz."

Gökay ben bir şey diyemeden açmıştı. O kadar güzel gelmişti ki eli.

Oyunun devamında hep Gökay kazanmaya başlamıştı. "Kızım toparlan. Alalım şu oyunu."

Bu da demek oluyordu ki Gökay oyunun en başından beri benim kazanmam için bekliyordu.

Bu adama olan aşkım gün geçtikçe artıyordu.

...

Babası bu kadar dram yapmaya gerek yok bence wsekekkq

Ben bile Gökay elden gidince bu kadar dram yapmadım. (Hüngür hüngür ağlamıştım.)

Sizleri bol bol bol öpüyorum.

Yorumlarınızı ve oylamalarınızı bekliyorum 💐

Continue Reading

You'll Also Like

800K 41.9K 55
~TAMAMLANDI~ Siz; Mevzu derin konu gözlerin harelerine hapsettin sözlerin yakar durur beni duyamadım birileri buna aşkımı dedi*. Siz; İki deli bir ar...
380K 17.7K 51
Sona yaklaştığımı düşünürken aşka yaklaşmışım... Aşkına Serisinin İlk Kitabıdır.
697 111 6
"Bana eşlik eder misiniz, hanımefendi?" Başını usulca salladı aşina olduğum gülümsemesi ile. "Ederim, beyefendim." Beyefendim... Omuzları gururla kal...
66.5K 4.2K 33
Dört çılgın kız, dostluk, dayanışma, ve hayatlarına ansızın giren aşk... Komedi ve aksilikler zinciri de eklenince ortaya acayip keyifli bir hikaye ç...