ZAMAN ÇOK HIZLI GEÇİYOR...

66 9 11
                                    

2011

"Bugün dersimizde renkleri öğreneceğiz." İngilizce dersinde renkleri öğreniyorlardı. Sıkılmaya başlamıştı Macide. Yanına dönüp Gökay'a baktı.

Defterine bir şeyler çiziyordu. Çaktırmadan bakmaya çalıştı ama Gökay hemen kağıdını kapattı. "Bakmak istiyorum." Gökay kafasını iki yana salladı. "Bende bakmanı istemiyorum." İngilizce öğretmeni bağırdı birden.

"MACİDE NAZ GÜRSOY!" Hızlıca yanına gelip başında dikildi. "Neden konuşuyorsun?" Gökay ile birbirlerine baktılar. "Bir şey sordu." Gökay Macide adına konuşunca öğretmen daha çok sinirlendi.

"Macide dedim." Kaşlarını çattı Macide. "Burada size önemli bir şey öğretmeye çalışıyorum. Yoksa bende meraklı değilim sana ders anlatmaya."

Öğretmen tekrar yerine giderken Macide mahalleden öğrendiği bir cümle söyledi. "Siktir git o zaman." Öğretmenin gözü seğiriyordu. "Ne dedin sen?"

Gökay eliyle ağzını kapatmış dedikoducu teyzeler gibi Macide'ye bakıyordu. "Siktir git dedim."

Öğretmen kıpkırmızı olmuştu. "Seni terbiyesiz! Çabuk müdürün odasına."

Cahit konuştu bir anda. "Öğretmenim Macide onun anlamını bilmiyor. Sadece duyduğu şeyi söyledi."

Omuz silkti Macide. "Yok biliyorum. Siktirip gitmek işte." Öğretmen Macide'nin kolunu tutunca Gökay ayaklandı. "Sana ne oluyor be?"

Öğretmenin elini tutup geri itti Gökay. "Sende mi bana karşı geliyorsun?"

Macide daha çok sinirlendi. Ne yapıp edip kurtulması gerekiyordu bu kadından. Ceza alacağı kesin olduğu için kendini tutmayıp öğretmenin kolunu ısırdı.

Tüm sınıf şaşkınlıkla olanları izlerken Gökay Macide'yi geri çekiyordu. "AAAAA YARDIM EDİN!" Sınıfa müdür gelince Macide öğretmenin kolunu bıraktı hemen.

Drama yapan öğretmeni de anında bayıldı. Onun bayılmasından sıkılan müdür gözlerini devirip Macide'nin yanına yaklaştı. "Neden böyle bir şey yaptın?" Kızmıyordu ona.

"Bana kötü davranıyordu. Bende ısırdım." İlayda Macide'nin yanına geldi. "Biz sevmiyoruz bu öğretmeni gitsin." İlk defa birbirlerinin tarafını tutmuşlardı.

Müdür gülümseyip Macide'nin başını okşadı ve çaktırmadan göz kırptı. "Halledeceğim ben. Ama sende bir daha böyle bir şey yapma tamam mı?"

Hızlıca kafasını salladı Macide. "Tamam yapmayacağım."

Müdür ile baygın öğretmen sınıftan çıkınca tüm sınıf Macide'yi alkışlayıp tezahürat yaptı.

"MACİDE! MACİDE! MACİDE!" Halkını selamlayan başkan gibi eliyle göğsüne vurdu Macide.

Sonra Gökay'a döndü. Sırıtarak ona bakıyordu. İçi kıpır kıpır olmuştu Macide'nin. Çok güzel gülümsüyordu. Tombul yanakları kıpkırmızı olmuştu Macide'nin.

Günümüz

"Hilal çok güzel olmuş!" Bir haftadır her öğün tatlı yiyordum. Hilal ise bıkmadan usanmadan bana tatlı getiriyordu.

"Bak ayva tatlısı da getirdim sana." Tüm çeşitler içinde hangisini seçeceğimi bilmiyordum.

Ne kadar yesem de doymuyordum. Ağzımdakini bitirip birden durdum. Gözlerim dolu bir şekilde Hilal'e baktım. "Hilal ben kilo almış mıyım?" Hilal şaşkınca bana baktı.

Bir şey demedi. Ağlamaya başladım. "Almışım değil mi? Çok mu çirkin olmuşum?" Hilal yanaklarımı sıktı. "Çok güzelsin. Kilo da almamışsın." İnanmamıştım ama.

Tak tak ben geldimWhere stories live. Discover now