KAFASI KOPAN OYUNCAK BEBEK

62 10 6
                                    

2011

"Öğretmenim tuvalete gidebiler miyim?" Öğretmeninden izin alan Macide hızlıca sınıftan çıktı. Yine bir işler çevirecekti. Elinde tuttuğu birkaç oyuncak örümcek ile yavaşça öğretmenler odasına girdi.

Kimse yoktu. Herkes dersteydi. İngilizce öğretmeni bugün ona bağırmıştı. Bu yüzden ona bir ceza vermeye karar vermişti.

Gidip dolabın kapağını açıp içine böcekleri yerleştirdi. Hızlıca içeriden çıkıp tekrar sınıfına döndü.

Gökay biliyordu bir işler çevirdiğini. "Başına bela mı almaya çalışıyorsun?" Fısıltıyla konuşmuştu. "Tuvalete gittim sadece." Macide sinsice gülümsedi. "Ben seni tanımıyor muyum sence? Yakında çıkar kokusu."

Teneffüs zili çaldı. Macide ise sabırla beklemeye başladı. Tüm okulu inleten bir çığlık duyulduğunda Macide amacına ulaşmıştı.

Gökay Macide'ye dönüp baktı. Gülüyordu. Tüm sınıflar öğretmenler odasının önünde duruyordu. İngilizce öğretmenleri ise yerde baygın yatıyordu.

"Çocuklar hadi sınıflarınıza." İngilizce öğretmenleri yavaşça gözlerini açtı. Karşısında Macide vardı.

"O yaptı biliyorum. Onun oyuncaklarında vardı bu örümcekler."

Gökay hemen Macide'ye baktı. Macide ise yakalanmanın korkusuyla kaçmaya başladı. Okulun bodrum katına inip kenarda saklandı.

Arkadan Gökay'ın geldiğini gördü sonra. "Buradayım." Gökay yerde büzüşmüş bir şekilde oturan Macide'ye baktı. Yanaklarını sıkıp öpesi vardı ama tuttu kendini.

"Neden yaptın?" Macide güldü. "Bana bağırdı. Bende inkitam aldım." Gökay hafifçe güldü. "İnkitam değil intikam." Omuz silkti Macide. "Aynı şey."

"Ya ceza alırsan? Nasıl kurtaracağım o zaman seni?" Korkulu gözlerle Gökay'a baktı Macide. "Kurtaramaz mısın?" Sonra hızlıca ağzını kapattı.

"Ya okuldan atılırsam?" Gökay Macide'yi yerden kaldırdı ve elini tuttu. "Belki yardımcı olabilirim." Macide hızlıca Gökay'a sarıldı. "Teşekkür ederim. Seni çok seviyorum."

Gökay'ın yanakları hafifçe kızarırken söylediği son cümle beyninde yer edinmişti. "Bende." Yutkundu. Bunu söylemek neden bu kadar zordu?

"Bende seni seviyorum."

Günümüz

Gökay ile birlikte hamileler için olan kursa gidiyorduk.

Yalnız değildik. Yanımızda Deniz ve Asena'da vardı. Gelmelerini istemiştim. Bugün onların aralarını yapmaya karar vermiştim.

Hamileliğimin altıncı ayı olmasına rağmen karnım baya büyüktü.

"Sormaya korkuyorum ama bizim burada ne işimiz var yenge?"

Gülümsedim. "İlerde lazım olur belki diye gelmenizi istedim."

Gökay hemen sinirle Deniz'e baktı. "Bir itirazın var mı Deniz?" Yutkundu Deniz. "Yok tabi komutanım."

Memnuniyetle gülümsedi Gökay. Sonra bana dönüp yanağımdan öptü.

Geldiğimizde bizi kapıda karşıladılar. "Hoş geldiniz. Biz de sizleri bekliyorduk."

İçeride bir odaya geçtiğimizde orada bizden başka kişilerin de olduğunu gördüm. Bir sürü hamileler vardı. "Evet herkes burada olduğuna göre yavaş yavaş başlayalım diyorum. Şimdi ilk olarak alt değiştirmeyi öğreneceğiz."

Önümüzdeki oyuncak bebeklere baktık. Deniz ile Asena'da bir bebeğe bir de birbirlerine bakıyorlardı.

Kadın bize nasıl yapmamız gerektiğini anlatırken Gökay çoktan bezi bağlamıştı bile. Şaşkınca ona döndüm. "Oha! Sen nereden biliyorsun bez bağlamayı?" Güldü. "Benim elimden her iş gelir."

Tak tak ben geldimWhere stories live. Discover now