Tak tak ben geldim

DRAMA QUEEN VEYSEL!

"Baba iyi misin?" Babama kolonya banyosu yaptırıyorduk. Adam şok oldu tabi.

"Değilim. Değilim Macide'm. Bir kabus gördüm. Sen bu kirpi çocuktan hamileymişsin."

Kirpi çocuk mu? Kahkaha atmak istiyorum Macide serbest mi?

"Kirpi çocuk mu?" Kahkaha attım. Buna daha fazla gülmek istiyordum ama ortam fazla ciddiydi. "Baba o kâbus değildi. Gerçekten hamileyim."

Babam biraz daha dram yapıp kafasını yastığa yasladı. "Ovala ovala. Ay çok kötüyüm. Yaşlandım ben gidiciyim artık."

Ablamla birbirimize bakıp gülmeye başladık. "Ne o? Torun istemiyor musun yoksa?" Babam tek gözünü açtı. "Tabi ki torun istiyorum ama." Gökay'a baktı.

Gökay'da babama baktı. Yıllardır birbirini görmeyen sevgililer gibi birbirlerine bakıyorlardı ama aralarındaki gerginlik hissedilebiliyordu.

"Ay Veysel bırak ayılıp bayılmayı da tebrik et kızımızı."

Annem hızlıca gelip bana sarıldı. Araya ablamda sıvıştı sonra. Birden birinin çığlık sesi geldi. "TEYÇEM'İN DE Mİ BEBEKİ OLUCAT?"

Kaan hem hönkürerek ağlıyor hem de bana hesap soruyordu. "Eblendiğin yetmedi mi teyçe? Çocut sevmezsin ti çen? Nereden çıktı bu belet?"

Belet? Şuan her şey çok komik Macide.

"Güzel yavrularım benim."

Annem babama bakıp göz devirdi. Babam ise kenarda hâlâ ilgi çekmeye çalışıyordu. "Ben biliyordum ama olacak diye. İnanmamıştın bana."

Ablamla birbirimize tekrar sarıldık. Duru ise pusetinin içinde bunlar kim diye bakıyordu sanırım.

"Ay of tamam. Ben size bir sürü hediye falan aldım hadi onlara bakalım."

Akşama kadar beraber sohbet ettik.

Askeriyede

Deniz kasığına yediği yumruğun etkisinden çıkmıştı ama gururuna yediremiyordu. Önemli olan Asena'dan dayak yemesi değildi. İsterse onu duvardan duvara bile vurabilirdi ama onu reddetmemeliydi.

"Acaba başka sevdiği mi var lan?" Bu düşünce onun için çok daha fazla can sıkıcı olmuştu. "Yok artık. Ben dururken mi?" Hemen saçlarını düzeltip kendi kendini övmeye başladı.

"Yakışıklıyım, kaslıyım, erkeğim, her kadının hayaliyim. Ben değil bir başkası mı yani?"

Kendi kendine güldü. "Tabi ki beni sevecek."

Ama lafı karşısında gördüğü manzara ile yarıda kesildi. Asena ve karşısında yeni gelen askerlerden biri duruyordu.

Bir şeyler konuşuyorlardı. Ve Asena ona gülüyordu.
Asena neden düşük rütbeli bir askere gülüyordu ki? Ona niye gülmüyordu?

Ayaklanıp kendini göstermek amacıyla çaktırmadan yanlarından geçti. Ama Asena'nın hiç umurunda olmadı.

Tekrar eski yerine döndü. Ama Asena yine umursamamıştı. Deniz alışık değildi ama bu kadar görmezden gelinmeye.

Yanlarından geçen kadınlardan birini durdurdu. Kadında zaten dünden meraklıydı onunla konuşmaya. Ayak üstü konuşmaya başlamışlardı. Kıskanma sırası Asena'ya geçmişti artık.

Dikkatini önündeki askerden çekip Deniz'in olduğu tarafa yöneltti. Önündeki askeri gönderip yavaş adımlarla Deniz'in yanına doğru ilerlemeye başladı.

"Ne yapıyorum lan ben? Niye gidiyorum yanına?" İçinden bir his gitmesini söylemişti. O da içindeki sesi dinlemişti.

Deniz kadınla resmen flörtleşiyordu. Asena'nın gözü seğirirken Deniz cebinden bir sigara çıkarıp Asena'nın gözlerinin içine bakarak yaktı.