Tak tak ben geldim

By mrskunefee

7.9K 770 922

Hayat aşık olmak için çok kısa. Aşk bana göre değil. Ben bu hayata köle gibi çalışıp kraliçe gibi yaşamaya ge... More

MERHABA SORUMLULUKLAR
KOVULDUN MACİDE NAZ GÜRSOY!
DOKUNMAYIN, ÇOK FENAYIM...
BÖCEKLER VE KIRIK BAZI BÖLGELER
BİR KÜÇÜK TAŞINMA MESELESİ
ASANSÖR MACERASI
BU ÇOCUĞUN İÇİNE ŞEYTAN KAÇMIŞ
OKAN'DAN KARİZMATİK KÖPEK
ÇOK ELEKTRİKLENDİM BİRDEN!
KOMŞUNUN ÖNERDİĞİ HOCASI
🤜MOTORCUYLA FİGHT 🤛
KARAGÜMRÜK YANIYOR...
KÖY AĞASI OLDUM AYOL
TATLI BİR HEYECAN YAPTIM.
GÖKAY'IN GÖZÜNDEN MACİDE❤️
TAVUKLARI PİŞİRMİŞEM GÖKAY'I DA MACİDE'YE GÖNDERMİŞEM
SİGARA BÖREĞİ SKANDALI
TOPUNUZU KESERİM!
İSTİFA EDİYORUM!
KURU İFTİRA ATMAYIN BANA
PAİNTBALL KURALLARI
URFA YOLCUSU KALMASIN!
AKŞAM GELEN GÜZELLİK
TUR REHBERİ
KINA FARESİ
KALP AĞRISI
GÖZLERDEKİ YAŞ
İÇİMDE KOPAN FIRTINA
LUNAPARKTAKİ BİRKAÇ FACİA
İSOTLU MAKARNA
BU DÜNYAYA MACİDE OLARAK GELMEK ZOR
CİNSİYET PARTİSİ
GÜZEL BİR RÜYA
KOMŞU GELMİŞ HOŞ GELMEMİŞ
KALPTE GÜZEL BİR YER
HASTA VE MUTLU
OKEY OYNAMAK BİR TERAPİDİR
KIRIK AYAKLI NİŞANLIM
DİNOZORLAR MATEMATİK ÇÖZER Mİ?
İNCİRLER VE TATLI GÜLÜMSEMELER
KÜÇÜK BİR PERİ MASALI
BİRKAÇ KÖTÜ OLAY
CAM PARÇASI
DÜĞÜN BEBEĞİ
BALAYI İÇİN GİDİLECEK YERLER MACİDE'DEN SORULUR.
HİNDİSTAN AŞIKLARIN ÜLKESİDİR
ÇÖLDE BİR VAHA
TRABZON'DA BİR SANİYE
HAYAT SÜRPRİZLERLE DOLUDUR!
BABA KELİMESİNİN TERİM ANLAMI
DRAMA QUEEN VEYSEL!
SARMA KIRMIZI ÇİZGİDİR!
KARMAŞIK OLAYLAR DİZİSİ
FAYDA ETMEYEN YAKARIŞLAR
GÜZEL BİR KAVUŞMA
TRAVMATİK OLAYLAR
KAFASI KOPAN OYUNCAK BEBEK
ZAMAN ÇOK HIZLI GEÇİYOR...
GERÇEKLEŞEN GÜZEL GÜNLER
MUTLU BİR BAŞLANGIÇ
👸🏻

YANDIM, BİTTİM, KÜL OLDUM

138 13 29
By mrskunefee

"Evet." Allahhh Macide enişten ne güzel şeyler söylüyor.

"Ne işi? Nerede?" Heyecanlı heyecanlı soruları sıralıyordum. "Kafe gibi bir yer. Garson açıkları var. Yapabilirsen adresi vereyim bir git istersen."

Mutlu mutlu eniştemden adresi aldım. Birkaç saat geçtikten sonra annemler gitmeye karar verdiler. "Hadi gidin. Mümkünse uzun bir süre bende toplanmayalım."

Hepsiyle vedalaştıktan sonra tekrar içeri girip adresin yazılı olduğu kağıdı aldım. Odama gidip güzelce hazırlandıktan sonra evden çıktım.

Gökay'ın evine kafamı çevirince orada olmadığını hatırladım. Göreve gitmişti.

Telefondan özledim diye mesaj atsak görür mü?

Saçmalama görevde ne telefonu.

Ha olsa yazacaksın yani?

Hayır tabi ki.

Adrese gidip içeride iş için anlaştım. Hemen başlamamı istemişlerdi. Önlük takıp, masalar arasında sipariş alıyordum.

Akşam

Tüm gün köle gibi çalışmıştım. Akşam elime geçen parayı görünce tüm yorgunluğum uçmuştu sanki.

Eve geç bir saatte dönüyordum yine. Başımız belaya girmeden ulaş eve. Söz verdim Gökay'a. Rahat dur.

Yanda gördüğüm bir markete girdim. Birkaç yiyecek alıp eve dönmek istemiştim ki içeriye eli silahlı iki adam girdi. "Kaldır elini kaldır. Dökül tüm paraları hemen." Kasadaki adama bağırırken bende raflar arasında saklanıyordum. "Başka biri var mı bak. Başımız belaya girmesin sonra." Diğer adam raflar arasında dolaşırken bende sürekli kaçıyordum.

Ensemden yakalandığım anda kafamda soğuk bir silah namlusu vardı. "Gel bakalım küçük farecik."

Ne yapacağız Macide? NE YAPACAĞIZ?

"Abi böyle bir şey buldum. İşine yarar mı?" Ne ima ediyor o? Diğer adam maske altından güldü.

"Güzelmiş ama gerek yok. Biz çıkana kadar bırakma kadını."

Kafamda silah namlusu ile hiç sesimi çıkarmadan bekliyordum. Hiçbir korku yoktu üzerimde. Altıma yapacağım Macide.

Adamlar soygun peşindeyken içeriye bir polis girdi. "KALDIR LAN ELLERİ KALDIR." İkiside korkuyla silahları yere atıp ellerini havaya kaldırdı. "Hanımefendi yanıma gelin lütfen." Gökay olsaydı keşke.

Polisin yanına ilerledim. Birkaç dakika sonra hırsızlar, polis arabasına bindirilip götürüldü.

"Hanımefendi iyi misiniz?" Polis elime bir su şişesi tutuşturdu. "İyiyim." Suyu tek dikişte içince aklıma Gökay geldi. Daha sabah sigara böreği götürüyordu. Şimdi görevde. Of çabuk gelse bari.

"Bir saniye,Macide?" Yanımdaki polis şaşkın şaşkın ismimi söyledi. "Siz beni nereden tanıyorsunuz?" Ünlü mu olmuşuz?

"Macide, ben Cahit. İlkokuldaki Cahit hatırladın mı?" Nereden çıktı şimdi bu?

"Hatırladım da sen beni nasıl tanıdın?" Cahit güldü. "Sadece benim tanıdığım Macide suyu tek dikişte bitirebilir." Oha bunu nereden hatırlıyor?

"Bir ara müsait olduğun bir gün kahve içelim ne dersin?" Hayır dersek ayıp olur değil mi? Of of. İstemiyorum seni. Gökay gelsin.

"Tamam içeriz." Cahit telefon numaramı aldı. Daha sonra o da arabasına binip gitti. Sarmaz değil mi yine bize?

Ayıp deme öyle. Kurtardı bizi.

İşi bu çünkü.

Marketten almak istediklerimi alıp yürüyerek eve döndüm.

Birkaç gün sonra

Gökay hâlâ dönmemişti. "Çok sıkılıyorum." Sabah sabah televizyondan Müge Anlı izleyip cips yiyordum. Böyle beslenmeye devam edersen boku yedin. Ölersin.

Telefonuma bir mesaj gelince hemen baktım. Gökay mı Gökay mı?

Gökay niye bana mesaj atsın?

Ekranda Cahit yazısını görünce yüzüm düştü. Beni kahve içmeye çağırıyordu. "Gideyim bari."

Odamda makyajımı yapıyordum. Hayırdır? Neden makyaj yapıyorsun? Amacın Cahit'e güzel görünmek mi?

"Ne alakası var? Kendimi daha güzel hissediyorum. Cahit'in veya bir başkasının ne düşündüğü umurumda değil."

Güzelce hazırlanıp kapıyı açtım. Karşımda bir adet Gökay gördüğümde aniden tüm modum yükseldi. "Hoş geldin." Beni baştan aşağı süzdü. "Hoş buldum. Bu kadar güzel olup nereye gidiyorsun?" Güzel olmuşsun yani Macide. "Eski bir arkadaşımla karşılaştık geçen. Kahve içmek istedi oraya gidiyorum."

Gökay'ın hafifçe kaşları çatıldı. "Ben götürürüm seni. Bekle burada." Evin kapısını açıp iki dakika sonra geri geldi.

"Gidelim." Yorgun değil mi bu adam? Neden geliyor? Kıskandı mı acaba? Abart.

"Zahmet etmeseydin keşke. Yorgun değil misin zaten? Ben giderdim." Gökay hızlıca kafasını bana çevirdi. "Değilim yorgun. İki dakika götürüp geleceğim."

Arabaya bindiğimizde Gökay olduğundan biraz daha hızlı kullanıyordu. "Tamam burası. Teşekkür ederim. Sen git dinlen hadi." Gökay beni duymamış gibi benimle birlikte arabadan inmişti.

Cahit karşıdan bana el sallıyordu. "Bu mu arkadaşın?" Görev kafa yaptı galiba.

"Macide hoş geldin." Cahit kafasını Gökay'a çevirdi. "Ben seni bir yerden tanıyor muyum?" Gökay'ın kaşları daha çok çatıldı.

"Tanıyorsun evet." Gökay'a döndüm. Sinirli görünüyordu. "Hadi sen git dinlen artık. Teşekkür ederim." Ama Gökay gitmedi.

"Yok. Canım sıkılıyor evde. Bende oturayım sizinle."

Cahit beklenti ile gözüme bakıyordu. "Bizi tanıştırmayacak mısın Macide?"

Gökay gözlerini dikmiş Cahit'e bakıyordu. Korkuyorum. "Gökay, komşum. Cahit ilkokul arkadaşım." Gökay dediğim anda Cahit'in de kaşları havalandı. "Bir dakika hangi Gökay?" Kaç tane tanıyorsun Cahit?

"Aynısı Cahit. Gökay Baran Kutluay. İlkokuldaki benim." Lan? LAN? MACİDE? Duyduklarım beni şok ederken Gökay'a baktım. Ama o bana değil sinirle Cahit'e bakıyordu.

"Tamam hadi bunları içeride konuşalım." Cahit önden gitmem için bana yol verdi.

Bir masa bulup oturduk. Az önce yaşanan şeyin şokunu yaşarken Gökay'a döndüm tekrar. "Sen şimdi o Gökay mısın?" Gökay kitlenmiş bir şekilde Cahit'e bakarken bana cevap verdi. "Evet Macide ben o Gökay'ım." Mutluluktan ağlamak üzereyim.

Kalkıp Gökay'a sarılmamak için kendimi zor tutuyordum. Benim ilkokuldaki ilk arkadaşım en başından beri yanı başımdaymış meğer.

Ve ben o sessiz çocuğa aşıktım şuan. En güzelini seçtin. Gökay doğru insan. Her konuda bana sahip çıkmıştı o zamanlarda. Ben fark etmesem de o hep yanımdaydı. "Ne iş yapıyorsun Gökay?"

Ben kendi düşüncelerimdeyken Cahit, Gökay'a soru soruyordu. "Askerim." Cahit'in yüzü düştü. "Rütben ne?" Gökay ise hiç düşünmeden cevaplar veriyordu. "Üsteğmenim." Her anlamda Cahit'ten üstün mü oluyor yani? "Polis oldum bende."

Bu da Gökay'ın umrunda değildi. O an zihnini okumayı çok istemiştim. Birer bardak kahve içtik. Gökay onu da içmemişti tabi.

Küçükken de sevmezdi Cahit'i. Şimdi kesin kalkıp kafa göz dalmak istiyordur.

"Macide, kahveni içtiysen gidelim mi?" Evet lütfen. Kurtar bizi Gökay.

"Olur." Ayağa kalkıp Cahit'in elini sıktım. Yere bir şey düşme sesi gelince Gökay'a döndüm. Tek kaşı havalanmış ellerimize bakıyordu.

"Sonra yine görüşelim." Bakarız.

Gökay ile birlikte arabaya yürüdük. Ben arabaya binip otururken o dışarıda nefes alışverişi yapıyordu.

Arabaya binip, çalıştırdı. "Gitmek istediğin bir yer var mı?" Az önceki sinirinden eser yoktu. Nazik nazik sormuştu soruyu. "Yok direkt eve gidelim."

O eve sürerken bende az önce yaşananları düşündüm. "Bana hiç kızdın mı?" Gökay'ın sorusunu düşündüm. "Neden kızmam gerekiyor?"

Biraz bekledi. "Bir daha hiç gelmedim diye. Hiç kızdın mı?" Kızmamıştım. Ama üzülmüştüm. "Kızmadım ama çok ağlamıştım."

Gökay hiçbir şey demedi. "Ama bir gün sürdü. Ertesi gün dışarıda yakan top oynuyordum." Gökay dediğim şeye güldü. "Ben öyle kolay kolay kızamam ki. Kızarım ama sana kızmam. Niye kızayım?"

Gökay'ın yüzüne baktığımda, yüzünde hafif bir gülümseme gördüm.

Eve geldikten sonra beraber yukarıya çıktık. İçeriye girip kapıyı kapatacakken Gökay eliyle kapıyı durdurdu. "Bir şey mi oldu?" Kapıyı açıp içeriye bir adım attı. "Bence konuşmamız gereken bir konu var." Yandık.

"Ne konusu?" Gökay kapıyı kapatıp üzerime doğru yavaş yavaş yürümeye başladı. "Öpücük konusu."

O üstüme yürürken ben geri kaçıyordum. Kalbim hızlandı bak.

"Bence başka zaman konuşmalıyız. Şimdi sen yorgunsun hem." Sırtım duvara çarpınca kaçacak yerim kalmamıştı. "Yok ben şimdi uygun gördüm."

Uzun boyu ile tamamen önümü kapatmıştı. Hızlıca gözlerimi yumdum. Elini çenemde hissettim birden. "Gözlerini açar mısın?" Açsana Macide.

Yavaş yavaş gözlerimi aralayıp ona baktım. "Seni ilk ne zaman tanıdım biliyor musun?" Ne zaman tanıdın? Konuşamıyordum. "Gözlerini ilk gördüğüm anda." Çok romantik konuştu öldüm.

Gökay'ın parmakları çenemi gıdıklıyordu. Burnunu saçlarıma yaklaştırdı. "Çok güzel." Güzel olan ne Gökay'cığım?

"Ne?" Gökay'ın cevabı hızlıydı. "Sen."

"En başından beri aklımı başımdan alıyor güzelliğin, gözlerin, bakışın, gülümsemen, sen öldürüyorsun beni. Kurşunla ölmeyen ben, bakışınla ölüyorum." İyi değilim Macide.

Söylediklerini duyup cevap veremiyordum. Gökay iyice dudaklarıma yaklaşmıştı. Hatta konuşmasa bile dudakları, dudaklarıma değiyordu.

Yutkundu. Yutkundum. "Seni özledim. Yedi buçuk yaşındaki Macide'mi özledim."

Gökay'ın gözleri biraz daha parladı sanki. "Şimdi sana biri nasıl öpülür göstereceğim. Ve bu asla son olmayacak."

Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken Gökay'ın dudakları, dudaklarımla buluştu. Önce nazikçe sadece dokundu. Sonrasında yılların özlemini alıyormuş gibi dudakları iyice hırçınlaştı.

Belimden tutup beni kendine iyice yakınlaştırdı. Elim tutunacak yer ararken diğer eliyle, elimi ensesine götürdü. Dudakları ile beni ezip geçerken ben ense kökündeki yeni uzayan saçları ile oynuyordum. İyi değilim.

Bir süre daha beni o şekilde öptü. Fakat tüm eğlencemizi kapı zili böldü. Geri çekilmeye çalışınca Gökay kabul etmeyip beni daha çok kendine çekti.

Dudakları yavaşça benden ayrıldı ama uzaklaşmadı. "Gider birazdan." Tekrar dudaklarıma kapandı.

Ellerim iyice ensesine yapışmıştı. Tam bende karşılık olarak hızlanacakken kapıdan tanıdık bir ses geldi. "Macide?" Gökay'ı kendimden uzaklaştırdım. "Babam!" Gökay ise bunu çok umursamadan hâlâ belimden tutuyordu.

"Bakma öyle saklamak lazım seni." Hemen elinden tutup odama götürdüm. "Bana bak ben gelene kadar çıkma buradan." Gökay'ın canı çok sıkkın görünüyordu. Odadan çıkmadan önce kolumdan tuttu. "Bu iş burada bitmedi haberin olsun." Hızlıca kolumu çekip kapıyı kapattım.

Az önce ben hayal mi gördüm? Ne oldu lan öyle?

Üstümü başımı düzenleyip kapıyı açtım. "Baba? Bir şey mi oldu?" Babam yanında küçük bir çanta ile eve girdi. "Birkaç gün sende kalmaya karar verdim." Gerçekten mi babası? Burada neler oldu az önce siz biliyor musunuz?

"Kal tabi baba. Başımın üstünde yerin var." Babam oturma odasından çıkıp tuvalete gidince bende Gökay'ı evden çıkardım. "Babam birkaç gün burada kalacakmış." Gökay'ın hemen yüzü düştü. "Ben bir şekilde gelirim senin yanına." Gökay'ın yüzünde çapkın bir gülümseme oluştu.

"Bekleyeceğim. Sabırsızlıkla."

...

Oh yarasın çocuklarıma.

Kalbim, kalbim ağrıyor şuan.

Gökay sen nasıl bir şeysin.

Macide ile aralarında çok güçlü bir çekim olduğuna inanıyorum. Öpücük sahnesi bol gelir büyük ihtimalle.

SMDKESLWKFKRFKEA

Yorumlarınızı ve oylamalarınızı bekliyorum 💐

Continue Reading

You'll Also Like

10.6K 68 35
güçlü kadınlar herdaim. kitap önerileri
3.3K 296 24
Okula yeni gelen İngilizce hocasına asik olan seungumin yeni geldiği okulda öğrencisine aşık olan Chan Angst degilll Küfür var
3.8M 67.9K 21
[Bir ömür uçsam ufkun ötesine, Bazen yalnız bazen birlikte] *Olamayan Hayalin Karekteri bu kitap senin için. "Aynı yeryüzünde değil,aynı gökyüzündeyi...
668K 42.2K 33
TAMAMLANDI Yzb. Yiğit: bordodan gelen yzb. Ela? Yzb. Yiğit: ne +9054372: derdinizi alay komutanına anlatırsınız +9054372: size iyi yürüyüşler