Aşiret Paket

Od icheisseniss

1.8M 108K 56.8K

Bir gerçek ailem klişesi. Düzgün yazılmış, saçma olmayan bir biyolojik ailem kitabı arıyorsanız, hoş geldiniz... Viac

1
DUYURU
2-karakter Tanıtımı-
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
FİNAL

16

51K 3K 1.2K
Od icheisseniss


"Şuraya da girelim kızım!" dedi Dilek hanım, ellerinde dolup taşan poşetlerle birlikte. İki saattir Bora'yı ve Akif bey babacığımı kovmuş ve alışveriş yapıyorduk. Şimdi ise son bir yere girip yemek yemeye gidecektik bundan dolayı Bora da yanımıza gelmişti.

Dilek hanımın kolundayken Akif beylere burun kıvırıp mağazaya girdik. Efsane ötesi kıyafetler bana göz kırparken gözlerimin parladığına emindim. Dilek hanım bir köşeye gidip elbise seçerken, ben de hoşuma giden mini elbisenin dokusunu incelemek için oraya doğru ilerlemiştim.

Elbise kırmızıydı ve kumaşı kadife bir yapıya sahipti. Muhtemelen dizlerimin bir karış üstünde bitiyordu. Elbiseyi askısıyla birlikte elime alırken, sırt kısmında güzel bir dekolte olduğunu fark etmiştim. Dövmelerimi çok güzel gösterirdi bu! Kendi bedenimi bulduktan sonra denemeye gidiyordum ki Dilek hanım önümü kesmişti.

"Bakayım mı kızım?" dedi ve cevap vermeden elimden aldı elbiseyi. Buna güldüm ve beğenmiş mi diye tepkisini bekledim. Kısaca hmmladı ve elbiseyi aldığım yere ilerleyip bir beden büyüğünü alıp geldi. "Bunu dene Selinciğim." 

"Diloşum diğeri benim bedenimdi zaten." dedim ve güldüm.

"Tch. O olmazdı sana. Hadi git dene." Başımı salladım ve bizimkilere görünmeden kabine girip giyindim. Zinciri zorlukla çekmiştim. Şimdi esmer, uzun boylu, geniş omuzlu bir beyefendi olsaydı da zinciri çektireydik...

Neys.

Kabinde ayna olmadığı için kendimi göremiyordum bundan dolayı giyindiğim gibi dışarı çıktım. Soldaki aynaya bakınca gerçekten mükemmel görünüyordum. Zaten güzel bir kızdım ve çuval giysem bile yakışırdı ancak bu elbise... Beni tamamen Kralın kızı olarak göstermişti. Öyleydim zaten.

Önü açık topuklular gözüme çarparken, spor ayakkabılarımı çıkardım ve çorabımı çıkartıp ayakkabıyı giydim. Şimdi şov zamanı babe!

Sanki podyumdaymış gibi kendimi kasa kasa yürürken gülmemek için kendimi zor tutuyordum ki sendelemiştim. Ağzımdan birkaç kıkırtı kaçarken, erkekli kızlı bir arkadaş grubunun alışveriş yapmaya geldiğini gördüm. Rezil olmasak iyiydi.

Daha düzgün adımlarla kendimi Dilek hanıma göstermek için ilerledim. Önünde bir kahve vardı ve bekleme koltuklarına oturmuş, Akif beylerle gülüşerek sohbet ediyorlardı. Podyum sahnesine benzeyen o çıkıntıya çıktım ve insanca* yürüyerek yanlarına ilerledim. Karşılarına geçtiğimde beni ilk fark eden ve kahvesini ağzından püskürten Akif bey olmuştu.

Güldüm ve etrafımda dönmeye başladım." Nasıl olmuşum?!" dedim heyecanla.

Dilek hanım heyecanla konuştu. "Ay Selin! Bütün güzel genlerini benden almışsın annecim! Sarı saçına, mavi gözlerine kim bilir kaç kişinin canını yakacaksın!" dedi ve güldü.

Bora'nın kaşları çatılmıştı ama gözlerindeki hayranlık bariz belliydi. Ona döndüm ve gülümsedim. "Nasılım Bora?"

"Kumaşı eksik bunun. Ben Bora Dinçsoy'un kardeşi defolu elbise giymiş dedirtmem." dedi ve ayağa kalkıp yanıma geldi. Bakışları arkadaş grubuna kayarken, bu sıcağa rağmen üstüne attığı polar kazağı alıp belime koydu. "Hadi güzelim, biz sana başka elbise seçelim." 

Akif bey de ayaklandı. Bora'ya destek olacak sanırken, parmak uçlarıyla Bora'nın t-shirt yakasından tuttu ve sanki çöp tutuyormuş gibi köşeye çekip burun kıvırdı. 

"Nambır iki çekil şurdan, sensin defolu ürün. Kızım," dedi o an eridiğimi hissettim. Sağ elimi tuttu ve beni kendi etrafımda döndürdü. "Kralın kızı gibi olmuşsun güzelliğim." dedi ve yaklaşıp alnımı öptü. Ağlayacağım galiba.

Yavaştan gözlerim dolmaya başlarken, onun da gülen yüzü solmuştu. "Kızım." dedi sonunu uzatıp soru sorarmış gibi. "Niye doldu senin bu boncuk gözlerin?" dedi ve bana sarıldı.

"Off bilmiyorum. Çok duygusalımsı oldum." Bu dediğime karşı elit bir kahkaha attı. "Duygusalımsı mı olmuş benim güzelliğim? Hadi hadi bu üstündekini de alalım da kızımı güzel bir yemeğe götüreyim!"

"Baba almayalım üstündekini." dedi Bora yine çomak sokmak için.

Gözlerimi kıstım. "Ya Bora! Sanane be! Alıyoruz dimi Akif bey?" diye sordum baştaki çirkefliğimin zıttı olarak.

Güldü. "Kızım isterse mağazayı bile alırım ona!"

Güldüm ve Bora'nın elinden tutup peşimden sürükledim kabine kadar. Zinciri indirseydi iyiydi.

"Noluyor Selin, niye sürüklüyorsun beni?" dedi hafif tebessüm ederken.

"Zincirimi indirmen lazım ama önce ayna fotoğrafı mı çeksek?" dedim düşünürcesine.

"Çekelim çekelim." Kendi düşüncemi yanıtlamıştım.

Aynanın önünde birkaç poz verip fotoğraf çektikten sonra zincirimi açmıştı. Ben elbiseyi görevli aracılığıyla göndermiştim ve ödemesi muhtemelen yapılmıştı. Üstümü giyip kabinden çıkacaktım ki önümü bir kız kesmişti.

Utangaçça gülümsedi. "Şey selam." 

"Selaam?" dedim sorgularcasına ama ben de tebessüm ediyordum. 

Güldü ve telefonunu önüme uzattı. "Arkadaşım seni çok beğendi ve sen de istersen, aranızı yapmak için geldim. Yani demek istediğim instagramını alabilir miyim?" dedi sonunda rahatlamışçasına.

"Hangi arkadaşın?" diye sordum bize bakan arkadaş grubuna doğru bakarken. Hepsi baktığı için hangi çocuktan bahsettiğini anlamamıştım.

"Şurdaki kumral olan." dedi ve çapkınca sırıtan çocuğu gösterdi. Ağzına çarpma isteğimi göz ardı ederek kıza dönüp gülümsedim. Reddedecektim ki Bora gelip elini belime sarmıştı.

"Güzelim, gideceğiz." dedi ve karşımdaki kıza sorgulayan bakışlar attı.

Kızın gülüşü hemen düşmüştü. "Özür dilerim sevgilin olduğunu bilmiyordum."

"Sevgilim de-" diyecektim ki Bora beni bölmüştü.

"Sevgilim, hadi ama. Annemler bekliyor." dedi ve güldü.

Ağzım şokla açılırken, kız çoktan arkadaşlarının yanına gitmişti. Bora avucunun içiyle yavaşça açık ağzıma vurdu. "Ağzını kapa güzelim, sinek kaçacak."

"Şaka midur? Ne yaptın az önce?" dedim şaşkınlığımı korurken.

Güldü ve elini belime atıp beni kendine çekti ve ilerletmeye başladı. "Kız kardeşimi puş- yani karşı cins varlıklardan korudum." dedi ve beni arabaya kadar ilerletti.

Güldüm ve arabaya bindiğim gibi telefonumu çıkarttım. Akşam kesinlikle Eda ve Yiğit'i aramam gerekiyordu. Bana bayağı mesaj atmışlardı ama yalnızca birkaç temel sorularını cevaplamış, başka da bir şey yazmamıştım. 

İnstagrama girdim ve Bora ile olan fotoğrafımı post olarak paylaştım.

Selin_Cann (Özel hesap)

(Bora'yı daha kalıplı biri olarak hayal edin)

Selin_Cann: Gökyüzündeki yıldızlar bizim olsun. @Bora_Dincsoy

Yorumları görüntüle

Çınaramaağaçolmayan: Vayy be! Bizi evde bırakın ve siz böyle estetikli fotoğraflar atın....

+Selin_Cann: Bir dahakine söz birlikte gideriz üzülme :(

Berkcanınızz: Saka midur bu ablaa? Olmasin yildizlar sizin

+Selin_Cann: Çirkefleşme lan

Barlas.Dinçsoyy: Daha fazla kazık yiyemem diyorum, başkasını atıyorsun be güzelim.

+Selin_Cann: Seni cok seviyorum ama...

+Barlas_Dinçsoyy: Ben de seni çok seviyorum ama sağlam trip yiyeceksin.

Bora_Dincsoy: Siktir et yıldızları. Sen benim ol, tüm yıldızları senin için satın alırım, güzel kızım 🖤

+Selin_Cann: 💞💞💞

Av.Doruk_Cann: Güzel fotoğrafmış.

+Selin_Cann: Fotoğraftakiler güzel, ondandır.

Cenkkk: Çok çirkin çıkmışsınız

+Selin_Cann: O senin çirkinliğin sarı keltoş

+Cenkkk: Kızım şöyle deyip durma bana bak yolarım o sarı saçlarını

+Selin_Cann: Pardon? PARDON?? @Bora_Dincsoy bu beni uzuyor...

+Bora_Dincsoy: Cenk defol Selin'in profilinden.

+Cenkkk: Tabi sıkıştığında hemen çağır abini

+Selin_Cann: Çağıracaktım tabii ki senin abin de benim neyim?

+Bora_Dincsoy: En çok senin abinim güzelim.

Dilek_DİNÇSOY: Maşşallah kızıma 🧿🧿 BENİM KIZIM ❤❤

+Selin_Cann: 🤍🤍

Dr.Cihann: Henüz eve girdim ve telefonu elime aldım. Karşılaştığım manzaraya bak... 

+Selin_Cann: Üzülme doktorcuğum, ağrı kesici yaparsın geçer

Akif.DİNÇSOY: Prensesim çok güzel çıkmışsın 💘

+Bora_Dincsoy: Baba ben de varım fotoğrafta.

+Akif.DİNÇSOY: Görmemek isterdim ama görüyorum nambır iki.

+Selin_Cann: Tesekkurler, kralin kiziyim sonucta 💕💅


Selin_Cann (Story)

Selin_Cann: Telefonumu yalnızca bir dakika eline verdim geri aldığımda karıştırmadığını ve 'modern' bir abi olduğunu söylüyordu ancak şifreyi denerken fotoğrafı çekilmiş xhshcdh Paylaştığım için beni öldürmezsin değil mi ?    

@Bora_Dincsoy

Story atıp Bora'yı da etiketledikten sonra arabadan indim ve Dilek hanımların peşinden ilerlemeye başladım. Gerçekten aşırı güzel görünen bir kebapçıya gelmiştik. Çok şaşırılacak bir şey söyleyeyim; kebapçının adı 'Zemheroğullarının Yeri'ydi. Bunu ilk gördüğümde büyük bir kahkaha krizine tutulurken, olayı daha da komik yapan şey buranın Civan amcamın olmasıydı... 

Antep'te iki büyük kebapçı vardı ve bu iki büyük kebapçı birbirine düşman ve rakip olarak geçiyordu. Biri Korkut amcamın, diğeri ise Civan amcamın....

Adamlar sırf aralarındaki rekabetten dolayı şirketteki işleri çocuklarına devredip kebapçı açmışlar ve bu kebapçı işi de rasgele bir iddiadan ortaya çıkmış. 

Kebapçıdan girdiğimizde bakışlar bize dönerken, çalışanlar hemen yanımıza akın etmişlerdi. Akif bey, Dilek hanımın belini tuttuğu gibi benim belimi de tutacakken Bora beni kendine çekmiş ve diğer tarafına almıştı. Akif beyin kötü ve kısık bakışları Bora'ya dönerken, ben de Bora da gülmemek için dudaklarımızı ısırıyorduk.

Güzel bir yer bulunca hemen masaya çöktük.

Akif bey yanımızdan gitmeyen garsona döndü. "Oğlum masayı doldur. Her şeyden olsun." Garson onay verip içeri girince ben de etrafı incelemeye başlamıştım.

Dürüst olmam gerekirse Korkut amcamın yerini daha fazla beğenmiştim. Özellikle bir avluda olması ve çevresinin yeşilliklerle dolu olması ayrıntısı harikaydı. Bura da çok güzeldi ama Korkut amcamın mekanına göre daha elit ve sosyetik duruyordu ve halktan biri olan benim için orası daha samimi gelmişti. Bunu dile getirmeyecektim.

"Ee kızım, beğendin mi Civan amcanın kebapçısını?" diye sordu Dilek hanım.

Gözlerim etrafta gezinirken omuz silktim. "Bilemiyorum, kebaplar gelince genel bir durum değerlendirmesi yapacağım." dedim ve güldüm.

Buna karşılık Akif bey de gülmüştü. Masanın üstünden elini uzattı ve elimi kavrayıp gözlerime odaklandı. Biri gözlerimin içine tam bakınca geriliyordum olm ben.

Derin bir nefes aldı. "Kızım, ilk geldiğin gün soramadım anın heyecanından ama... Bu 17 yılın nasıl geçti, neler yaptın hepsini öğrenmek istiyoruz. Sözlü bir şekilde hiç sormadık ama bize bir şans vermeni istiyoruz, Selin." dedi henüz elimi bırakmazken.

"Hepsini anlatmam mümkün mü bilmiyorum ama emin olun aklıma geldikçe yaşadığım her şeyi sizlere anlatacağım." dedim ve gülümseyip devam ettim. "Ben de dile getirmedim ama size bir şans verdim Akif bey. " derin bir nefes aldım. "Benim hiç bir ailem olmadı. Hayatım abimden ibaretti ve şimdi sizlerle bir aile olmaya çalışıyorum. Bazı duygusal, saçma hareketlerim olacaktır muhtemelen. Bunları pek fazla ciddiye almayın. Hayatımdaki tek rolüm abimin kardeşi olmakken şimdi Selim'in ikizi, Çınar ve Berkcan'ın ablası, sizin kızınız olma rolünü üstleniyorum, üstlenmeye çalışıyorum."

"Kalabalığı çok severim ancak hiçbir zaman kalabalık bir ailem olmadı. Bu da boşluğa düşürebilir bazen beni. Her neyse bunlar şimdilik pek önemli şeyler değiller. Uzun lafın kısası, ben de sizlere bir şans veriyorum Akif bey. Yalnız," dedim ve duraksadım. "Atakan ve Cenk, bana nasıl gelirse onlara öyle giderim. Olur da onlara davranış biçimim sizi üzerse ve çocuklarınıza bu şekilde davranmam-"

"Onlar çocuğumuz da sen bizim neyimizsin Selin? Onlar sana nasıl davranıyorsa öyle davranmakta özgürsün. Hem kardeşlerin arasına girilmez, yiyin birbirinizi." dedi ve güldü Dilek hanım.

Dudaklarımı birbirine bastırdım gülmemek için o sırada muhtemelen amcam olan adam beyi yanımıza gelmişti. Ohhhohooo amca beyy bu nasıl bi krallıktır ya?

Amcam bey, elinde koca bir tabak erikle gelmişti! Eriğin 'E'si büyük yalnız canim. Erikleri gördüğüm an gözlerimin kocaman açıldığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam. 

Civan amcam kendinden emin adımlarla yanımıza geldi ve boş olan sandalyeye oturup Erikleri önüme bırakıp alnımdan öptü. Şuraları skipleyebilir miyiz pilis.

"Güzel yeğenim benim! Hoş gelmişsin ailemiz, şeref getirmişsin! Bu kadar odunun içinde çiçek gibi açtın vallahi de!" dedi ve kolunu omzuma attı. Önümdeki eriklere resmen saldırırken yanında neden tuz yok diye kuduracakken garsonla birlikte tuz da gelmişti. EN SEVDİĞİM AMCAM SENSİN CİVANIM!!

Amcam eriklere saldırdığımı görünce kahkaha attı. "Vallahi babam laf arasında geçirdiydi de erik sevdiğini, ben de hemen dükkana istettim birkaç kilo." dedi ve güldü.

Gözlerim açıldı ve amcama döndüm gülerek. "Şaka midur amca?"

Amcamın hafif kaşları çatıldı. Ne demek istediğimi anlamaya çalışıyordu ki, jetonun düşmesiyle güldü. "Hee şaka mıdır demek istiyorsun sen. Yav yeğenim sen iste getireyim hemen sana."

Tam ağzımı açmış hevesle hem evet deyip hem kafamı sallayacaktım ki Bora önümdeki bütün erikleri kaldırmış, kendi bulunduğu köşeye koymuştu. Amcama döndü. "Amca, hele bir dursaydın da yemek yeseydi kız." dedi.

Gözlerimi kısıp ona baktım. "Evil." dedim sadece.

Annem kaşlarını çattı. "Evil nedir Selin?"  O sırada Bora gülmemek için zor tutuyordu kendini.

Bora'ya burun kıvırdım. "İngilizce olarak ŞEYTAN!" Dedim kelimelerimi bastırarak.

Bora bunun üstüne kahkaha attı ve beni kendine çekti ve sarılmaya çalıştı. Ben ondan kurtulmaya çalışırken, Dilek hanım bizi videoya alıyordu. Elini getirdi ve yüzümü mıncıklamaya başladı. Ben de o sırada ellerini kendi üstümden itmeye çabalıyordum. "Bora bırak ısırırım bak seni!" dedim çabalamaya devam ederken.

Kurduğum cümleye gülmekle yetindi ve beni mıncırmaya devam etti. E bak sen kaşındın oğlum sen! Ağzımı hemen kolunun üstüne götürdüm ve bilek kısmını kavradığım gibi ısırdım. Refleksle birlikte elini geri çekmeye çalışırken, dişlerimi sıktığım için kafam da koluyla birlikte ilerliyordu.

"Ah! Kızım sen bu dişlerine ne yapıyorsun da böyle keskin oluyorlar?" dedi kolunu bırakmamla birlikte kolunu ovuştururken.

Yan bir gülüş attım. "Gizli sırrımızı herkese söyleyelim mi aslanım?" dedim gülerek. Kaşları çatılmıştı.

"Ne?" dedim ve başımı 'ne var?' dercesine sağa sola salladım.

"Abiye aslanım denmez Selin."  Aklıma Doruk abim gelmişti bu dediğinin üzerine. Hastanede sırf bunun için kavga etmiştik.

Tam anılarıma dalmak üzereydim ki, böyle bir şey yok, garson beyler ellerinde güzelim yemeklerle gelmişlerdi. Olm çok da acıkmıştım he ben, sabahtan beri yürüyorduk sonuçta. Garson beylere bakmak için kafamı kaldırmıştım ki, ulan bunlar neydi böyle lan?! Taş mısın birader? Cehennemden düşme taşlar....

Ağzımın suyu aka aka garsonlara bakarken birinin bana göz kırpmasıyla yüzümü buruşturdum ve önüme döndüm. Hocam birine olan max ilgim ektedir. Bana yüz verirsen vazgeçerim tarzındayım ben, platonik takılıp aşk acısı çekmece filan.

İçimden kendi kendimle dalga geçtiğim bu laneeeğt konuşmalara güldüm ve önümdeki tabaklara odaklanıp tıkınmaya başladım. Önümdeki bir şiş adana kebabı yediğimde Akif bey, kendi hazırladığı dürümü bana vermişti. Şimdi hem ağlayıp hem tıkınacağım Akifciğim babam bey...

Neys.

Çok takılmadan gülümsedim ve dürümü alıp gömmeye başladım. Bunun acısı çok fena çıkacaktı spor yaparken ama bunu düşünmemeye çalıştım ve aldığım zevke odaklandım. Olm böyle deyince de çok cinsel algıladım ben ha.


<|>

Sohbet etsenize biraz. Aile dedikodusu filan anlatın, belki bu kurguda kullanacağım güzel olaylar çıkar bana da.

Pokračovať v čítaní

You'll Also Like

179K 12K 38
Reagan küçüklüğünden beri güçlerini kontrol edemiyor, bu güçlerle nasıl başa çıkacağını bilemiyordu. Birde bu yetmezmiş gibi gözlerini açtığında bir...
149K 11.2K 39
05****: Bi cüz versem okur musun? Aylin: Olur ama 30 benimdir.
301K 13.5K 32
Alexandra ailesi tarafından bile önemsenmeyecek kadar önemsiz birisi olduğunu düşünüyordu. Oysa o, insanların arasında olmasa bile fantastik yaratıkl...
430 54 3
İlk klandan gelen kurtlar arasında özel bir bağ vardır.