21

44.3K 2.8K 1.1K
                                    

 medyadaki sarkida bir spoi var, yakalayana odul koyuyom. Tum satirlar yorum dolmazsa bolum atmam hasta hasta bolum yazdim bak soz verdigim icin. Neys opdum hadi sg olun okuyun.


"Ya gidelim işte amına koyayım, ne zorladınız sanki başımıza ne gelecek?" diye bizi ikna etme çabalarına devam ediyordu yiğit. 

Göz devirdim ve kollarımı göğsümün önünde kavuşturdum. "Lan oğlum sporcuyum ben, alkol filan alamam öyle kafama göre!" diye zırıldıyordum ben de sabahtan beri.

Cümleme karşılık Yiğit'te göz devirdi. "Kanka sen içmezsin biz içeriz çaktın köfteyi!" dedi ve göz kırptı. 

Eda da girmişti konuşmaya bu defa. "Hem eğleniriz Selin, hadi gidelim ya!" dedi yalvarırcasına.

Bıkmış bir edayla kendimi yataktan akıttım. "Kanka tamam gidelim de abimleri ne yapacağız? Abi, Birol abi, biz bi pavyona gidip geliyoz siz takılın mı diyeceğiz ?" diye sordum ses tonum hafif yüksekken.

"Yav yarram kim onlara söyleyeceğiz dedi ki?" 

Kaşlarım hafifçe havalandı. "Ha bir de abime yalan söyleyeyim?" diye sordum ve hemen ardından el hareketi çektim. "Bak bak hoppaaa!"

İkisi birden göz devirdi. "Tamam gelme, biz ikimiz gideriz." dedi Eda ve hazırlanmaya başladı. "Hem abimler de İzmir'e giderken bizi de götürselerdi!" dedi elbiselerini karıştırmaya devam ederken.

Yiğit omuz silkti ve o da hazırlanmaya gitti. Anne ve babaları Antep'e gitmiş, evde yalnızca biz kalmıştık. Benim annemler nerede kaldığımı pek önemsemezdi, bu konuda rahattım.

"Tamam amına koyayım tamam!" dedim ve Eda'nın elbiselerinden kendime bir elbise seçip direkt olarak giyindim.

<>

Arkada oldukça yüksek sesli bir canlı müzik varken yarın yokmuşçasına içip eğlenen arkadaşlarıma baktım ve göz devirdim. Buraya gelmemem gerekiyordu! Önümdeki alkole iğrenircesine bir bakış attıktan sonra irademin son kırıntılarını da kullanarak garsona bir başka masaya koyması için vermiş, önümdeki kolayı yudumluyordum.

Üzerimde birkaç bakış hissediyordum ama takmadım ve stresle oturduğum yerde bacağımı sallayıp septumumu düzelttim. 

Bir on dakika geçmişti ki bi tane amca yanıma gelmişti. La harbi ne tontiş bi amcaydı bu. Göbeğinden dolayı muhtemelen ayak uçlarını görmeyen ve pezevenk gömleği giymiş amca ile kısa bir süre bakıştık. Bakışma süresince gülmemeye ya da 'ne var' dercesine başımı sallama dürtümü bastırmıştım ki amca bağırarak konuşmuştu.

"Naber?" bismillah. 

"İyidir amcam senden naber?" dedim ben de onunla aynı şekilde.

Göz kırptı ve yerinde salınmaya başladı. "Amca deme lazım olur." 

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken derince soluklandım." Sağ ol amcam almayayım. Dikkat et kalp krizi geçirme, maazallah şu köşeye hığk diye düşersin, kimsenin ruhu duymaz." dedim ve ben de göz kırptım.

Kurduğum cümleler hoşuna gitmemiş olmalı ki başka bir yerden yürümüştü. Bu yüksek müzik sesi zaten kulaklarımda değil, beynimde çalarken ben oldukça gergindim. "Anime izlen mi?"

Sorduğu soru karşısında püskürmemi tutamazken Nemrut Dağı gibi püskürmüştüm. Ben gülmeye devam ederken, bıyıklarının altından o da güldü ve önündeki alkolden bir yudum aldı. "Neye gülüyon kız, söyle ben de güleyim." 

Aşiret PaketHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin