7

46.1K 2.9K 347
                                    


Barlas's Pov


Şoför arabayı sürüyor, Bora abim de yolu izliyordu. Ben ve Cenk ise her zaman yaptığımız şeyi yapıp tartışıyorduk. Kendi adıma konuşmam gerekirse, oldukça heyecanlıydım çünkü bugün DNA testi yapılacak ve Fulya'nın öz kardeşimiz olmadığı ortaya çıkacaktı. Mutluydum ama aynı zamanda kaygılıydım da çünkü öz kardeşim hakkında ne kadar heyecanlı olsam dahi, Fulya gibi biri olma olasılığı moralimi bozuyordu.

Benim aksime abilerim ve kardeşlerim pek heyecanlı değildi bu durum için. Fulya'yı ailecek sevmezdik. Kız kardeşimizi sevmememiz garip bir durum gibi duruyordu dışarıdan, bizim için de garip bir durumdu ya zaten. Gelecek kızın Fulya'ya benzeme durumu bizimkileri korkutuyordu. Dağılmanın eşiğine gelen ailemiz daha bir beter duruma gelir diye korkuyorlardı, haklıydılar.

Ne yapmıştı da bu hale getirmişti bizleri?

Fulya çocukken hepimiz onun üstüne titrerdik. Belki de fazla titremiştik. Aşiretimizin getirmiş olduğu olumlu yanlardan biri parayken diğeri Antep'te yüksek bir üne sahip olmamızdı. Bu ün, her geçen gün Fulya'yı değiştirmeye başlamıştı. İlk önce bizden uzaklaşmış, ardından zarar vermeye başlamıştı.

Yaşı büyüdükçe arkadaş sayısı artmaya başlamıştı. Ana konu arkadaşlarının olması değildi, hiçbir zaman olamazdı. Ana konu, bu arkadaşların çoğunluğunu erkeklerin oluşturmasıydı. 

Abimler çok kıskanırdı Fulya'yı. Bazen bu kıskançlıklar yüzünden evde bağıra bağıra kavga ederler, sonuç olarak da Fulya'dan kırıcı cümleler alırlardı ve yerlerine oturup susmak zorunda kalırlardı. 

Annem ve babam bu durumda Fulya'ya destek olurlardı çünkü erkek arkadaşlarının olması normaldi. Erkeklerle, kızlara göre daha iyi anlaştığını düşünürlerdi. Babam kıskansa dahi kızının mutluluğu için susardı.

Ben durumun bu kadar basit ve masum olmadığını bilirdim çünkü o erkeklerin evimize giriş-çıkışlarının hepsine şahit olmuştum. Bunlar, arkadaş değillerdi. Hayır, hayır, arkadaşlardı ama fuck buddy denen arkadaşlardan.

Bunu ilk öğrendiğimde, odasındaki adamı sertçe kovmuş ve onunla sakince konuşmaya çalışmıştım. Dinlememişti. Dinlemesini beklemiyordum da zaten. İçimdeki kız kardeş sevgisi yavaş yavaş çekilmeye başlarken, uyuşturucu kullandığını öğrenmem son nokta olmuştu.

Hatta son nokta bu değildi diye düşündüm yeniden. Son nokta, ikizini yani Selim'i kullanıp abimlerden ve babamlardan para istetmesiydi. 

Bunu öğrendiğimde nevrim dönmüştü. Hızla babamın yanına gitmiş ve gördüğüm, duyduğum her şeyi anlatmıştım. Abilerim duydukları şeylerin ağırlığından dolayı evi terk etmiş, Antep'te kendileri için farklı bir ev tutmuşlardı. Kardeşlerim neredeyse hiç konuşmuyor, suratları beş karış geziyorlardı.

Ve benim bütün umutlarım o zamanlar sönmüştü. 

Arkadaşlarımla buluştuğumuzda bazen yanlarında kardeşlerini de getirirlerdi. Masaya gelen garsondan bile kıskanır, sanki her an düşecekmiş gibi sımsıkı tutarlardı kız kardeşlerini. Tek isteğim, koruyup kollayabileceğim, beni koruyup kollayabilecek, zor anlarında yanıma gelip benden saçlarını okşamamı isteyecek, durmadan tartışsak da beni çok sevecek, çok seveceğim bir kardeşti. Evimize mucizeydi. 

Fulya ilk doğduğunda bir mucize olarak görmüştük ya zaten onu. Mucizenin kara bir lanete dönüşebileceğini nereden bilebilirdik?

Bir süre geçtikten sonra Fulya bağımlılıktan kurtulmuştu. Babam abimleri eve çağırdı ve Fulya'nın onlardan özür dileyeceğini söyledi. Abimlerin Fulya ile abi kardeş olması çok zordu ama imkansız değildi. O gün duyduklarından sonra imkansız olmuştu.

Aşiret PaketWhere stories live. Discover now