26

40K 2.2K 776
                                    

Her satırda yorum göreceğiiim!

.

"Taam yarram söyle nereye gidiyoruz işte!?" diye sordu Yiğit sonunda çıldırarak.

Barlas abim göz devirdi ve direksiyonu sağa doğru kırdı hafifçe. Ben de o sırada arkama dönmüş, zorla peşimize takılan Berkcan'a side eye atıyordum. Kafasını telefonundan kaldırdı ve sevimli sandığı ama sevimli olmayan (sevimliydi bu arada) gülümsemesiyle bana bakmaya başladı. Yüzümü buruşturdum ve elimdeki peluşu kafasına vurup önüme döndüm. Barlas burnumu sıkmıştı.

"Hele hele, hele hele." dedi Yiğit. Güldüm. "Bize cevap vermiyor, kardeşiyle ilgileniyor. Oooh! Ne alaaa!"

Barlas abim yeniden göz devirdi ve aynadan Yiğit'e baktı. "Oğlum mal mısın lan? Selin bir yer söyledi, ben de oraya götürüyorum işte." dedi abim.

Eda kendini iki koltuğun arasından öne doğru sarkıttı. "Vurayım mı buna abi?" dedi abime karşı.

"Lütfen Edacım lütfen, istirham ediyo-"

Şaaap! "AAAH!"

Gelen şaplak sesi, Yiğit'in acı çığlığıyla karışırken, gözlerimi kocaman açıp arkama dönmüştüm. Abim ve Selim'in kahkahaları arabada yankılanırken, Berkcan salağı videoya almış olmalı ki, telefonunu sallayıp kudurarak gülmeye başlamıştı. Benden de yüksek bir kahkaha çıkarken, Yiğit acıyla inlemeye devam ediyordu.

<>

"Şaka yapıyor olmalısınız?" dedi Yiğit, önümüzdeki güzellik salonuna bakarken. 

Güldüm ve 'Yıldız Güzellik' yazılan salona doğru adımladım. Onlar da arkamdan gelmeye başlamışlardı. O sırada konuştum. "Yiğidocum, şimdi biliyorsun ki benim yarın maçım var." 

Göz devirdi. "Eee?"

"Düşmanlarıma güzel görünmeliyim." 

Eda'nın kafama vurmasıyla öne doğru savrulurken, abim tarafından tutulmuş, Eda'ya kınayıcı bakışlar atmaya başlamıştım.

"Eda, kızım vurup durma millete lan." dedi abim.

"Geri zekalı Yiğit, senin yüzünden dayak yedim. Neyse. Bir watty kızı olmadığım için bacağımda ve kollarımda kıllar çıkıyor Yiğitciğim, istersen açıp göstereyim?" dedim bacağımı kaldırmış ona doğru uzatırken.

İki elini öne doğru 'hayır' anlamında uzattı ve yüzünü buruşturdu. "Kalsın kanka. Görmek istediğim tek bacak, Di Caprio'nun bacakları." 

Yüzümü buruşturdum bu defa ben. Bu çocuğun Di Caprio aşkı ne olacaktı?

"Yavrum hadi susun da içeri girelim." dedi Abim, salonun kapısını açarken. 

Kapıyı açtığı gibi içeriden çığlıklar yükselirken, kafama çarpan tuvalet kağıdıyla birlikte neye uğradığımı şaşırmıştım. Lan n'oluyoz?

Barlas abim, kafasına yemiş olduğu sersemletici manikür fırçası darbesiyle birlikte geriye doğru sendelerken, Selim'in kafasına da süs çiçeklerin küçük saksılarından biri çarpmıştı. Etrafıma baktığımda Yiğit'i göremememle birlikte kafamı aşağı indirdim hızla. Yiğit kafasına buz kalıbı yemişti!

Ben durum içerisinde şaşkın bir şekilde dururken, Eda düşen ikizine bakıp kahkahalarla gülüyordu. Berkcan, gelebilecek olan atışlardan kaçmak için Yiğit ile ilgileniyormuş izlenimi veriyor, yerde bayılmış olan Yiğit'in elini ve vücudunu kaldırıp kendine siper yapıyordu.

"Yiit abi, Yiit abi kalk! Bi gören olcak!" diyordu.

Şaşkınlığımdan kurtulmamışken, ikizimle mi abimle mi ilgilensem bilemediğim için ikisiyle de ilgilenmeyip kapıyı tıklattım. "Ablalarım girebilir miyim izniniz varsa?" diye bağırdım içeri doğru.

Aşiret PaketTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon