22

45.5K 3.1K 1.3K
                                    

Her satırda yorum göreceğim. Hadi karilarim hadi sebiom sizi opdum

<|>

Yavaşça yataktan ayaklandım. Yüzümde gereksiz bir gülümseme varken, kendimi gerdim ve kendime geldiğimden emin olduğumda ayağı kalkıp güneşliğimi çektim. Odanın içini sıcak güneş ışınları doldururken gülümsedim ve banyoya gidip klasik şeyleri hallettim.

Aşağıdan kimse beni kahvaltıya çağırmaya gelmemişti ve bu gerçekten garip bir durumdu. Acaba bir katil girip tüm aileyi öldürüp kaçmış mıydı?

Saçma sapan fikirlerime kafa salladım ve seke seke merdivenlerden inip aşağı doğru yol almaya başladım. Sultan Teyze'yi görmüştüm önce.

Tebessüm ettim. "Günaydın Sultanım!" dedim neşeyle. Üzerimde gereksiz bir neşe vardı.

Bana baktı ama hiçbir şey söylemedi ve düz bir ifadeyle geri yaptığı işe döndü. Bununla birlikte kaşlarım hafifçe çatılırken, ne olduğunu anlamamıştım. Herhalde kötü bir günündeydi.

Salona doğru ilerlemeye başladım. Cenk ve Barlas'ın kahkahalarla gülen sesleri geliyordu. Şaşırmıştım çünkü Barlas Cenk ile konuşmuyordu. Arkadan Bora ve Atakan'ın da gülüşen sesleri gelince tam olarak kaşlarım çatılmıştı. 

Çıplak ayaklarımın ılık parke ile teması, yürümeye başlamamla birlikte daha çok artarken salona doğru adımladım yavaşça. İçeri girdiğimde kimse beni fark etmemişti, bundan yararlanarak gözlerimi etrafta gezdirdim. 

Bora ve Atakan yan yana gülerek bir şeyler konuşuyor, Cihan da Atakan'ın omzunu sıvazlayarak gülümsüyordu. Barlas ve Cenk, güreş benzeri birbirlerinin üstünde tepinip kahkahalarla gülerken; Selim elindeki kitabı okumakla meşguldü. Çınar ve Berkcan henüz kalkmamıştı muhtemelen.

Gülümsedim ve Selim'in oturduğu çift kişilik koltuğa ilerleyip yanına çöktüm. Başımı omzuna yaslamıştım. "Günaydın." diye mırıldandım.

Bakışları bana dönmezken, omzunu kafamın altından çekmişti. Kafam boşluğa düşerken hemen kendimi toparladım ve Selim'e baktım sorgularcasına. "Bir sorun mu var?"

Dudakları alayla kıvrılırken güldü ancak cevap vermemişti. Bilmeden onu kıracak bir şey mi yapmıştım? 

Bakışlarım Bora'ya dönerken, Atakan ve Cihan'ın da bana baktıklarını görmüştüm. Koltuktan hızla kalktım ve Bora'nın yanına ilerledim. "Bora, Selim neden bana böyle davranıyor?" diye sordum sanki canım acıyormuşçasına. Acıyordu zaten. Kalbim ağrıyordu.

Histerik bir şekilde güldü. "Nasıl davranmasını bekliyordun?" diye sordu.

Kaşlarımı çattım, siktiğimin evinde bir şeyler dönüyordu ama hiçbir şey anlayamıyordum! 

Atakan yüksek bir kahkaha attı ve ayağı kalkıp oturduğum koltuğun önüne gelip dizlerinin önüne çöktü. Fısıldayarak, tıslarcasına konuşmuştu. "Bunca yıllık kardeşleri varken gerçekten seni bana tercih edeceklerini mi düşündün Selin?" diye sordu gülerek.

Gözlerim anında dolmaya başlarken kafamı hızla sağa sola sallıyordum. Barlas'a baktım hızla. "Barlas! Bir şey söyle Atakan'a, abimsin sen benim, değil mi? Öylesin!" dedim kelimelerin ağzımdan ne zaman çıktığını bile anlamazken.

Cenk ile gülüşmelerini durdurmuş, bize bakmaya başlamışlardı. Cenk bana alayla bakıyordu. Cenk bana acıyarak bakıyordu. 

Barlas kafasını sağa sola salladı. "Gerçekten Cenk ve abim yerine seni seçeceğimizi filan düşündüysen eğer," dedi ve yüksek bir kahkaha atıp alkışlamaya başladı. "İyi senaryo."

Aşiret PaketHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin