42

11.5K 913 1.2K
                                    

Selamzi nis gelenzi.

Her satirda yorum olanzi siz nisi cok sevenzi nis de yorumlarinizla mutlu olup sizi cok openziiii...

Medya: Doruk ile kaçamak yapıp ortadan kaybolan Bora'nın minimum mutluluk seviyesi.

Bana bakmakta olan adama, ben de tıpkı onun gibi gözlerimi dikerek bakmaya başladım. Ne istiyordu bilmiyordum ama bende onun istediği bir şey olsa da vermezdim. Ne Seymen denen herifi ne de Karan deden adamı sevmiştim. Benim amcalarım zaten bana yetiyordu be, geriye kalan ikisi de lüzumsuzdu.

Kendimi Yekta amcamın kolunun altına daha fazla soktum. Amcam ara sıra elimle oynuyor, aynı zamanda sohbetinden de geri kalmıyordu. Sohbet dediğim de klasikti çünkü Seymen fazla muhabbetlere dahil olmuyordu. Zaten yaklaşık on ya da on beş dakika önce Karan ile birlikte ortalıktan kaybolmuşlardı.

Musa abimle göz göze gelmemle birlikte kaşlarıyla kalkmamı işaret edince söylediğine uyarak kalktım ve amcama içeri gideceğime dair birkaç şey söyledim. Karadeniz'den gelen kuzenlerimin hepsi burada, ailelerinin dibinde oturuyorlardı.

İlerlerken boynumu kıtlattım ve kapının önünde dimdik duran Burak Abi'ye göz kırpıp içeri girdim. Dedemlerde kaldığımız bu kısa süre boyunca abimle konuşacak bir yerde karar kılmış ve saat başı orada buluşmaya başlamıştık.

İlerledim ve büyük olan odanın kapısını açtım direkt. Kapı, geniş bir terasa açılırken terasa girdim ve korkuluklarının önünde durup Antep'in eski konaklarını izlemeye başladım abimi beklerken.

Fazla uzun sürmemiş ki arkamda hissettiğim adımlarla birlikte arkama dönmüştüm gülümseyerek. Abimin de yüzüne tıpkı benimki gibi küçük bir gülümseme yapışmıştı. Kollarını açınca direkt arasına girdim.

Saçlarımı okşadı hafifçe. "Nasılmış güzel kızım?" diye sormasıyla başımı onu görmek adına hafifçe kaldırdım ve ardından ondan uzaklaşıp kalçamı korkuluklara yasladım. 

Ellerimle kendimi işaret ettim. "Harika görünüyorum öyle değil mi? Aynı şekilde hissediyorum da zaten." diye ardı ardına konuştum cevap beklemeden.

Kısa bir gülüş sundu bana ve gülüşü yerini terk etti. Ciddi bir şeyler konuşacaktık ha? 

Derin bir nefes aldı. "Kararlarına müdahale etmediğimi biliyorsun ama merak ettiğim bir durum var kızım." demesiyle konuşması adına kafamı salladım göz temasını kesmeksizin. Benden beklediği hamleyi almış olacak ki devam etti. "Konu Seymen ve Karan." demesiyle alayla gülümseyerek kafamı salladım.

Daha fazla konuşmasına izin vermedim zaten cümlesinin sonunu anlamıştım. 'Seymen'i sevmemeni anlıyorum ancak Karan sana yanaşmaya çalıştıkça onu itiyorsun' diyecekti. Musa abimi tanımayan biri, onun bu durumdan mutsuz olduğunu falan düşünürdü belki ama abim ciddi anlamda soruyordu. Bilmediği için değil, duymadığı için de değil; duymadıkları için. 

"Karan denen herif ve onun yan çarı, benim benliğimi çiğnedi abi. Beni çiğnediler, beni tanımadılar! Bana saygı duymadılar ve onlar benim nazarımda saygının zerresini dahi hak etmiyorlar. Doruk Abim bana, 'mazlum olup acı çekeceğine, zalim ol acı çektir.' demişti, biliyorum ki sen de bunu savunuyorsun ve ben, Seymen denen adama acımıyorum. Acımayı geç, tek bir his bile yok içimde ona dair." dedim ve kısa bir ara verip arkamdaki evlere döndüm.

Yeniden abime baktığımda dudaklarının kenarında hafif bir kıvrılma görmüştüm. "Kendisi benden onun yeğeni olmamı istemiyor, istemesin de sakın çünkü terbiyeymiş şuymuş buymuş zerre önemsemeden yumruğumu indiririm yüzünün ortasına! Konağa karısının elini tutup girdiği an, karısının söylediği cümleyi duydum abi ben cümleyi! Hayatımı karartmak bu kadar kolaydı işte o üç şerefsiz için! Seymen ve karısı bunu direkt yaparken, Karan da onlara destek oldu. Ya siz onun arkasında dursaydınız, o zaman ne olacaktı? Henüz on sekizine girecek bir kızı yirmi dokuz yaşındaki adamla mı evlendirecekti abi bunlar!?" 

Aşiret PaketHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin