Tuhaf

By monnmiraculous

19.7K 1.4K 2.9K

'Neden tüm bu tuhaflıklar onun başına geliyordu? Tam hepsi bitti derken, en kötüsünü sona mı saklamıştı kader... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29 - Part 1
Bölüm 29 - Part 2
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54

Bölüm 41

349 29 241
By monnmiraculous

"Kara Kedi!! Kara Kedi uyan!! Bu sadece bir kabus!!"
Kara Kedi terler içinde uyandı. Uğurböceği'nin dizleri üzerinde olan başı bi anda havaya fırladı. Arkasını döndüğünde Uğurböceği'ni gördü ama gözleri kararmıştı, başı döndü.
Uğurböceği ise Kara Kedi'nin terli saçlarını düzeltip yüzünü açıyordu.
"Kara Kedi iyi misin? Kara kedi??!"
Bu ses kulaklarında çınladı.. Başı öylesine dönüyordu ki cevap veremedi.
Gözlerini açan parmakları hissetti. Uğurböceği yapıyordu bunu. Sonunda etrafı görmeye başlayınca her şeyin bir kabus olduğuna sevindi.
Uğurböceği ellerini yanağında tutuyordu şimdi. Yüzünün ağırlığını o ellere serbest bıraktı. Tekrar gözlerini kapattı.

Ub: Kara Kedi beni korkutuyorsun! Aç şu gözlerini! İyi misin??
Kara Kedi tekrar ub nin kucağına yatar
Ub: Hey, neler oluyor?
Kk: Tekrar uyandırsana beni, benimle ilgilenmen çok hoşuma gitti. Eheheheheh
Ub: Seni budala!! (kk'nin burnunu sıkar, kk eski konumuna geçer)
Kk: Hey, ama çok hoştu...
Ub: Ben ciddiyim, hala ter içindesin.. (kk'nin yüzüne düşmüş saçlarını geriye atar) Tekrar soruyorum, iyi misin? Kabus görüyordun büyük ihtimalle..
Kk: Ah-ben.. evet.. yani..
Ub: Babanla mı ilgili?
Kk: (bakışlarını aşağı çeker) evet....
Ve sen sormadan söyleyeyim.. evet.. anlatacağım... ama...
Ub: Ama??..
Kk: Tekrar dizine yatabilir miyim? (Sırıtıyordur)
Ub: Bu muydu gerçekten? Ahahahah, gel bakalım yavru kedi...

Kara kedi başını uyumadan önceki gibi ub'nin dizine koyar, o derin mavi gözlere bakmaya başlar.
Ub: Eeee, anlatacak mısın?
Kk: Ah-şey, tabi...
Açıkçası ilk kez böylesine derin ve gerçekçi bi rüya gördüm. Gerçi normal hayatta yaşadıklarımdan farksızdı...
Ub: Sen böyle söyleyince kötü oluyorum...
Kk: Senin üzülmeni istemiyorum bugaboo, gerçekten... her neyse.. devam ediyorum...
Babam onun istediği işleri yapmadığım, ya da ona karşı geldiğim zaman cezalandırıyor.. hem de hiç olmayacak şeylerle... bugün o yüzden kötüydüm.. yemek yememiştim..
Ub: Kusmuş muydun yoksa?
Kk: N-nerden bildin? {Uğurböceği'nin endişelenmemesi için bilerek söylememişti bunu ona}
Ub: Belli oluyordu yani... hem dermanın yoktu, hem açtın... kusmuş olabileceğini düşündüm... eee sen en son ne diyordun?

Kk: Rüyamda yine cezalar veriyordu bana.. şimdikinden daha ağır cezalar... aklıma gelmesini bile istemiyorum... seni bir türlü göremiyordum, tek kaçış kaynağım olan mucizemi kullanamıyordum.. kısaca çok kötü bir kabustu...
Ub: Kedi..... (üzgün bir ifadeyle kara kediye bakar, eliyle onun çenesinin altını okşar)
Keşke elimden bir şey gelse...
Kk: Aslında olabilir!
Ub: Gerçekten mi??
Kk: Evet... 2 hafta sonra "girmek zorunda olduğum" sınavlara beni çalıştırabilirsin mesela? Hiiiiii?
Ub: Ne? Kedi, biliyosun ki...
Kk: Evet, fransız dili ve edebiyatı.. bilmiyorsun.. ama ben de 2 haftadır öğreniyorum zaten... tek istediğim biraz yardım etmen...
Ub: İstediğin bu olsun kedicik, her zaman...
Kk: Miyaav, hala uykum var...
Ub: Uyumak için yatağına gitsen daha iyi olmaz mı? Hem geç oldu...
Kk: Hmmm? Ben uyumak için daha iyi bi yer biliyorum... (imalı imalı bakar)
Ub anlamaz bakışlar atar
Kk: Asmalı Çatı desem??
Ub: (anca saksı düşer) Ahh! Ve Sirius yıldızı!!
Kk: Battaniyeler ve yastıkları da unutma!
Ub: O zaman yarın gece?
Kk: Yarın gece!
Ub: Anlaştık! Şimdi üstümden kalk ki ben de gidebileyim.. Dizlerim uyuştu...
Kk: Emrin olur, matmazel... İyi geceler dilerim...
Ub: İyi geceler, kendine iyi bak ve bi şapşallık yapma!
Kk: (uzaklaşırken) Buna söz veremeyeceğimi biliyorsuuun!!
Uğurböceği arkasından gülümser ve o da gider.

-Ertesi gece-
Uğurböceği işleri bitince akşamdan sonra Asmalı Çatı'ya gelmişti. Ama Kedi ortalarda yoktu. Çünkü o, babasının ona dayattığı şeyleri yapmakla meşguldü. Bi an önce bitse de leydisinin yanına gitse diye düşünüyordu. Babasının dediği ve yapmasını istediği şeyleri yapmayabilirdi, ama bu eninde sonunda fark ediliyordu ve ardından daha ağırlarıyla yüzleşmek zorunda kalıyordu. En başından yapıp bitirmek en iyisiydi o yüzden.
Babası sonunda o piyano çalmayı bitirdiğinde başından ayrıldı ve kendi odasına geçti. Güzel, artık daha gelmezdi.

"Plagg Pençeler!!"

O da Asmalı Çatı'ya gitti. Leydisine baktığında o, masaya oturmuş, başını kolları arasına gömmüş bi şekilde duruyordu. Yanında da termos ve 3 büyük kutu vardı. "Uyuyor olmalı" diye düşündü. Çok mu gecikmişti ki? Saate baktı. Saat gece 12 ye geliyordu.. Uğurböceği ise saat 10 olmadan oradaydı... Bunu bilmiyordu tabi ama yine de kendisini kötü hissetti. Yavaşça omzuna dokundu. Uğurböceği aniden titredi ve olduğu yerde sıçradı. Gözlerini ovuşturup baktığında onu gördü. Kara Kedi onu hayal kırıklığına uğrattığını düşünürken o kalkıp ona sarıldı. Saçlarını okşadı. Gayet sakin ve içten davranıyordu.
"Gelmene sevindim..."
"Beklettiğim için özür dilerim.."
"Şşş.. önemli değil... Sonuçta burdasın."

Geri çekildi. Gece gibi kara saçlarına bir öpücük kondurdu. Uğurböceği de onun elini tutup birkaç adım uzaklıktaki yastıkların olduğu yere geçti. Sadece saniyeler sürmesine rağmen bu ona çok uzun bi zamanmış gibi geldi. Birlikte karşılıklı bağdaş kurup oturdular. Uğurböceği ancak o zaman kara kedi'nin elindeki poşeti fark etti.
Ub: Ne var onun içinde?
Kk: Ah, neredeyse unutuyordum..
(İçinden uğurböceği desenli battaniyeyi çıkarır) İşte!
Ub: Aah, doğru ya! Ben onu tamamen unutmuştum!
Kk: Önemli değil. Battaniyeyi de benim getirmem lazımdı zaten.. Eee, sen ne getirdin? Masada termos görmüştüm...
Ub: Evet, içinde çay var.. Kutularda da atıştırmalık birkaç şey ve...
Kk: Vee??..
Uğurböceği ayağa kalkar ve masadaki şeyleri alıp eski yerine döner.
Ub: Yanıma gelsene!
Kk: Hay hay... (gidip yanına sokulur) Peki, ne var o kutularda?
Ub: Aç da kendin bak...
İlk başta en büyük kutuyu açtı.. Ağzına kadar patlamuş mısır doluydu...
Kk: Leydim, yoksa???
Ub kıkırdar

Diğer kutuda da atıştırma tarzı, tatlı ve tuzlu şeyler vardı pastaneden gelen...
Son ve en küçük kutuyu açtığında, içinde bir tablet olduğunu gördü. Ve plastik bardaklar..
Kk: Leydim?? Bir film gecesi olacağını söylememiştin?
Ub: Oh, aklımdan çıkmıştır işte, bence o kadar da büyük bir sorun değil, ne dersin?
Kk: Yo yo, halimden kesinlikle memnunum.. Ama film izlemeden önce biraz konuşsak?
Ub: Ne hakkında?
Kk: Bilmem... havadan sudan bile olur.. yeter ki sesini duyayım.. uzun zaman oluyor...
Ub: Evet.. senin de sesin alıştığım gibi değil.. daha... olgun..
Kk: Hah, ama biliyorsun ki leydim, bu kedi her zaman senin için çılgın olmaya hazır.. eski günlerdeki gibi..

Omzuna yaslanmış olan kara kedi'yi rahatsız etmeden yavaşça sıyrıldı Uğurböceği. Bağdaş kurup oturdu ve karşısındaki de aynısını yaptı. İki elini de sıkıca kavradı ve gözlerinin içine baktı. Tereddüt ediyordu, konuşup konuşmamak arasında gidip geliyordu. Yeşil gözlerinin içine uzunca bir süre baktı.. Dudaklarını ısırıyordu ve buna engel olamıyordu.. Elleri terlemeye başlamıştı, geri çekti bu yüzden..
Kk: Bugaboo, ne anlatmak istiyorsun? Seni dinlemeye her zaman hazırım, bunu biliyorsun..
Ub: Evet, evet.. bunu biliyorum.. ve bunun için sana minnettarım, ama emin olamıyorum..
Kk: Konu her ne ise, seni dinleyeceğim ve yanında olacağım...
Ub: 5 yıl boyunca ne yaptın?
Kara Kedi bu soruyu elbet bir gün soracağını biliyordu Uğurböceği'nin. Hatta kendisi de bu konu hakkında konuşmak istiyordu, ama bir türlü fırsat bulamıyorlardı. İkisi de zorlu bi hayat-daha doğrusu ikili bir hayat- yaşıyordu. Ama yine de bir süre sustu. Kelimeleri aklında toparlamaya çalıştı. Nasıl anlatacağını daha önce düşünmemişti. Düşündüyse bile şu an her şey aklından uçup gitmişti. Uğurböceği sabırla onu bekledi. Hiçbir şekilde onu zorlamak istemiyordu. Anlatmazsa eğer, sorun değildi. Bu onun hakkıydı. Derken Kara Kedi söze başladı..

Kk: Bu.. anlatması çok uzun sürecek bi dönem..
Ub: Ben seni dinlemeye hazırım.. ne kadar sürerse sürsün...
Kara Kedi anlatmaya başladı.. İlk yıl kendisini sadece silüet olarak gördüğünü, oyuncaklar aracılığıyla 2 yıl boyunca iletişim kurmaya çalıştığını ama bir yanıt alamadığını, ub'nin sadece kendisini düşündüğü zamanlarda yanında belirdiğini anlattı. Uğurböceği'nin gözleri dolmuştu o anlatırken.
Ub: Y-yani.. gördüğüm o hayalimsi şeyler.. gerçek miydi?
Kk: Büyük ihtimalle... ilk başta ben de anlam verememiştim. Hatta sonraki zamanlarda beni gerçekten gördüğünü sanmıştım.. Ama sen kendi kendine konuşuyordun.. İnan bana, senin acı çektiğini görmek tüm acılardan daha beterdi benim için... Elim kolum bağlıydı.. ben en azından seni görebiliyordum, yaşadığını, nefes aldığını, mücadelelerini, çektiğin acıları.. ama senin bunu bilmeyerek 5 yıl geçirdiğini görmek.. inan bana...

Devamını getiremedi. Gözyaşlarını tutmaya çalıştı ve sonra göğsünde bir sıcaklık hissetti. Leydisinin kalp atışları... saçlarının kokusu...yanağının yumuşaklığı... bunların hepsi vücuduna sıcaklık vermişti..
Kendi kendine söylendi kendisini saran kişi..
"Aptal kafam! Hiçbir şey anlayamadım.. aptal ben! Anlamaya çalışmadım! Aptal.. aptal ben!"
"Lütfen, kendine böyle söyleme.. asıl suçluyu ikimiz de biliyoruz.."
"Hawk Moth ve Mayura" diye sinirle dişlerini sıkarak söyledi uğurböceği..
"Sen ilk kez küçük oyuncağı bi şekilde bulup-nasıl bulduğunu bilmiyorum- bana ilk kez cevap verdiğin o gün.. sevincimi görmen gerekirdi. Her şeyden ümidimi kesmiştim. İnanmak istemiyordum. Ama o küçük oyuncak, bi anda tüm umutlarımın yeniden açığa çıkmasını sağlamıştı..."
"Hala onu 2 yıl boyunca bi kenara terk ettiğime inanamıyorum.. bunun için de özür dilerim..."
Geri çekildi. Tekrar o yaprak yeşili gözlere baktı. Kara Kedi tekrar elini tutmuştu. Ellerini bırakmadan ayağa kalktı ve onu da kendi peşinden sürükledi.
Kk: Bir yere mi gidiyoruz?
Ub: Bilmem, biraz dolaşmak istiyorum sadece..
Kk: Seni izliyorum leydim...

Aslında biraz da bulundukları duygusallıktan çıkmak istiyordu. Yoyosunu sallayıp çatılardan çatılara atladı. Peşinde de hemen onu izleyen Kara Kedi vardı. Sonra onun seslendiğini duydu:
Kk: İşte! Sana söylediğim çatı! Orada.. sana ilk kez dokunabildiğim yer...
Ub: Oh, şurası mı? Sanırım.. hatırlamaya başladım..
Kara Kedi'den önce o çatıya vardı.. Kara kedi'nin anlatmasına göre, birkaç yıl önce o en uçta dururken, kara kedi de hemen onun arkasında duruyordu.. Şimdi yine o zamanki gibi, çömelip en uca geçti çatıda.
Kara Kedi henüz gelmemişti.
O günü hatırladı.. O akumalıyla savaştığı geceyi.. O zaman aklından geçen düşünceleri.. Sonrasında Montparness'e gidişi aklına geldi. Tekrar üzülmeye değmezdi, bu düşünceyi kafasından attı. Başını arkaya çevirirken şunları söyledi:
"Yani tam arkamda, burada mı fısıldıyordun bana?.."

Nefesi kesildi.. Kalbi yerinden çıkacak gibi oldu.. beyni durmuştu sanki.. Kara Kedi hemen arkasında duruyordu. Başını çevirdiğinde onun yüzüyle karşı karşıya gelmişti. Nefes alıp verişlerini duyuyordu. Sonraysa onun gözlerinin aşağıda, dudaklarında kenetlenmiş olduğunu fark etti. Kalbi daha da hızlı atıyordu. Gözleri birkaç saniyeliğine birbirine kenetlendi. Yavaşça dudaklarına yaklaştı ve her zamanki gibi çatlamış olan o dudakları öptü. Çatının kenarında olduklarını unutmuştu ki, Kedi elini onun beline koyup biraz daha kendine doğru çektiğinde bunu hatırladı.. Düşmemek için ondan destek almıştı. En sonunda o kendini geri çektiğinde dengesini korumak için biraz daha sıkı tutmaya başladı onu..
Birbilerine gülümseyerek baktılar.. Çatıdaki sessizliği Kara Kedi bozdu.
"Gidelim mi?"
"Gidelim..."

Asmalı Çatı'ya geri geldiler. Her şey bıraktıkları gibi duruyordu. Yastıkların olduğu tarafa geçip oturdular. Kara Kedi yastıkları demirlere dayayıp onlara yaslanmıştı. Uğurböceği de onun göğsüne yaslanmış oturuyordu. Ub de oturunca yanındaki battaniyeyi havaya kaldırdı ve üzerlerine örttü.
"Eee, ne izliyoruz?"
"Bilmem, henüz ben de karar vermedim, ama korku olmasın da, ne olursa olsun.."
"Pekala..."
Kara Kedi bir film açtı.. Polisiye filmi...
"Daha önce izlemiş miydin bunu?"
"Hayır, ilk kez seninle izliyeceğim leydim.."
Film başladı.. Uğurböceği elindeki patlamış mısırdan Kara Kedi'nin ağzına da götürüyordu.
Filmin ortalarına doğru patlamış mısır bitmişti.
"Hey, buradan sonra ne olacağını tahmin edebiliyorum, ya sen leydim?"
Uğurböceğinden cevap alamadı. Yüzünü göremediği için kendisini biraz sağa kaydırdı. Uyumuştu. Onun kucağında uyuyakalması çok hoşuna gidiyordu doğrusu. Filmi kapattı ve tableti bi kenara koydu. Uğurböceği'ni tekrar göğsüne yatırdı ve saçlarını koklarken o da uykuya daldı...

Not:
"Adrien'ın 20 yaşında olmasına rağmen -mademki reşit- neden hâlâ Gabriel'ın yanında kaldığı, ve isterse alır başını gidebilir" tarzı düşünceler için;
Bölümleri yazarken yaş konusuna hiç dikkat etmemiştim. Bu konu üzerine gelen birçok yorumu görünce fark ettim ben de. Ama kurguyu bozmamak adına, Adrien'ın Gabriel'ın yanında kaldığını bilin. Başka gidecek bir yeri de yok.

┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄┄
Not2:
Medyayı en kısa zamanda eklemeye çalışacağım. İyi geceler♥︎

Continue Reading

You'll Also Like

56.2K 4.2K 29
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
58.8K 3K 42
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
19.2K 1.1K 34
Jungkook; Dolabımın şifresini değiştirip üstüne bir de içini prezervatiflerle dolduran orospu çocuğu sendin değil mi? Jungkook hoşlandığı kıza çok ya...
462K 53.8K 33
alfa jungkook, en yakın arkadaşının kardeşi olan omega taehyung'a deliler gibi aşıktı.