Tuhaf

By monnmiraculous

19.7K 1.4K 2.9K

'Neden tüm bu tuhaflıklar onun başına geliyordu? Tam hepsi bitti derken, en kötüsünü sona mı saklamıştı kader... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29 - Part 1
Bölüm 29 - Part 2
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54

Bölüm 40

316 29 10
By monnmiraculous

Ub: Anlatmak ister misin? (Kk nin saçlarını okşuyordur)
Kk: (İlk başta geri çekilir, sonra başını Uğurböceği'nin omzuna gömer, leydisine daha sıkıca sarılır) b-ben... her şey çok farklı...
Ub: (Kara Kediyi omuzlarından tutar, kendisine bakmasını sağlar) Gel, şöyle oturalım.. Kimliğinle ilgili bi sıkıntı olmadığı sürece bana her şeyi anlatabilirsin
Kk: (derin bir nefes alır) Ben çok özür dilerim... Bir türlü sana ulaşamadım, mesajlarını da az önce aldım.. Neler yaşadığımı bir bilsen...
Ub: Hayatında neler oldu? Çok mu şey değişmiş?
Kk: Hem de her şey!! Yani aslında bakarsan, eski 'yoğun hayatım' devam ediyor ama, üstüne daha ağırları da var..
Ub: Nasıl yani?..
Kk: Daha önce bir kedi'nin fransız dil ve edebiyatı okuduğunu duymuş muydun?
Ub: Bir saniye, ciddi misin!?!?
Kk: Evet.. ve bunların hepsi... çok ağır.. yani normalde olmazdı.. ama bi düşünsene.. 5 yıl sonra liseden bir anda üniversite 3. Sınıfa atlamak...
Ub: Oh, kedicik...
Kk: Sanırım şimdi seni daha iyi anlıyorum... Hayatlarımızdan 5 yıl çalındı... Ve bu hiç de iyi hissettirmiyor.. (dolu gözlerini koluyla siler)

Uğurböceği elini kedinin yüzüne götürür. Islanmış yanağını bir süre okşar. Ona doğru yaklaşır ve kediciğinin başını kendine yaslar.
Ub: Elimden bir şey gelmemesi sinirlerimi bozuyor...
Kk: ...
Ub: Peki ya üniversiteye gitmesen? Ya da bir yalan uydursan? İzin alsan? Olmaz mı?
Kk: Aklımdan geçmedi değil... ama benim durumum için, bu neredeyse imkansız.. hatta ihtimali bile yok...
Ub: {yüzü düşer, eli kolu bağlı hissediyordur} ben.. özür dilerim kedi...
Kk: Neden? Sen bir şey yapmadın ki?
Ub: (geri çekilir) Eğer o gün, daha dikkatli olsaydım.. gitmene izin vermeseydim.. bunların hiçbirini yaşamazdık.. ya da kim olduğumuzu bilmemize izin verseydim, ben.. ben bilmiyorum.. en azından seni bulabilirdim.. ben.. hepsi benim hatam.. çok üzgünüm (ellerini yüzüne kapatır)

Kk: Hey, lütfen leydim.. hiçbir şey senin yüzünden değildi.. yalvarırım, aç gözlerini.. Ayakta durmamı sağlayan şey o masmavi deniz gözlerin... Sıkıntıdayken o gözleri düşündüğüm zaman ferahlıyorum, seni düşündükçe içim huzur buluyor. İnan, şu bir hafta boyunca bir an bile aklımdan çıkmadın. Ama seninle konuşamamak tam bir işkenceydi. O akumanın çıktığı gün en şanslı günlerinden biriydi.. Lütfen, hiçbir şey senim yüzünden değildi...
Ub: (kara kedi'nin ellerini indirmesiyle gözlerini açar) Bir daha seni kaybetmek istemiyorum!..
Kk: Bu isteyeceğim en son şey olurdu leydim...

Uğurböceği yavaşça gülümser, KaraKedi de ona gülümsüyordur.
Kk: Hem, zorlansam bile. Altından kalkamayacağım bir şey değil, sen yanımda olduğun sürece.. Sen olmasaydın dünyam hiç çekilmez bi yer olurdu...
Ub: Benim için de öyle, kedicik...
Kk: Şimdi beni dinlemeni istiyorum, eğer sana ulaşamazsam veya aramalarına cevap veremezsem, endişelenme olur mu? Hem, küçük oyuncaklarımız da var...
Ub: Tabiki... ama senden tek bir isteğim var... haftada 1 gece de olsa nöbete gel.. Lütfen...
Kk: Elbette bugaboo. Seni görmemeye ben de dayanamam.. Bu kedi leydisi olmadan bir hiç...
Ub: Unutma, leydiler de kedileri olmadan tek başlarına değersizdir...
...

Ub: Ve hazır konusu açılmışken, sen yokken ben ve diğer kahramanlar arasında birçok şey değişti, sana bunları daha sonra anlatırım, olur mu?
Kk: Tamamdır... Bu arada... senin ub oyuncağın nasıl? Benimki çok yıprandı, baksana... (cebinden çıkarır ve gösterir)
Ub: Ooov, şu küçüğe bak! Bendeki de burda... (Sonra aklına bir şey gelir) Dur! Evet!! Ne yapacağımı biliyorum!!
İznin olursa... kk oyuncağını senden alabilir miyim? Yani tamir amaçlı, ama aklımda bir şey daha var..
Kk: Ama... o zaman bu bir hafta nasıl geçecek....
Ub: Ahh, bunu tamamen unuttum!
Kk: Önemli değil, 1 hafta daha dayanabilirim... umarım...
Ub: Kedi buna mecbur değiliz biliyorsun, sadece..
Kk: Sorun değil bugaboo.. Sende kalabilir.. Benim gitmem gerek, sonra görüşürüz olur mu?
Ub: Oh, pekala, sonra görüşürüz... Seni seviyorum kedi...
Kk: Ben de seni leydim, tüm kalbimle.. (elinden nazikçe öper ve oradan ayrılır)
...

Adrien için 2. hafta daha zordu. Sürekli babasının onu gönderdiği çekimlere ve kostüm provalarına katılıyordu.. Agh, bari şu yoğun haftada bazı derslerini iptal etseydi, ama hayır, Nathalie'nin yokluğunda Gabriel daha sıkı, daha baskıcı, bunaltıcı ve yorucuydu. Ayrıca bilgilendirmeler dışında da Adrien'la konuşmaktan kaçınıyordu sürekli.. Adrien'ın buna vakti olsa, babasıyla adam akıllı konuşacaktı... Ama başını kaşımaya fırsatı yoktu ki! Hem, zamanı olsa bile, bu vakti leydisiyle birlikte geçirmeyi yeğlerdi..
Çarşamba öğlen vakti, Uğurböceği'nin nöbette olduğunu biliyordu.. Çekimler şaşırtıcı bir şekilde erken bitmişti... Bu fırsatı değerlendirmeliydi.. Kimsenin görmediği bi yerde dönüştü, leydisiyle beraber gündüz vakti nöbet tuttukları yere gitti.

Uğurböceği oradaydı... Yanında küçük bir kap, sağ tarafında da küçük kara kedi oyuncağı vardı.. Sağ elinde bir kağıt, bağdaş kurmuş oturuyordu. Sırtı Kara Kedi'ye dönüktü. Diğer elinde de atıştırmak için getirdiği krepten vardı.
"Leydim!" diye seslendi Kara Kedi... Ama Uğurböceği onu duymamıştı..
"Bugaboo, hey!" yine duymuyordu. O kadar odaklanmıştı ki etrafındaki hbir sesi duymuyordu uğurböceği... Dibine girmiş olan Kara Kediyi de fark etmedi bu yüzden

Kara Kedi Uğurböceği'nin sol elinde tuttuğu yarım krepten hızlıca bi ısırık aldı ve Leydisinin karşısında oturdu. Şimdi onun dikkatini çekebilmişti.
Ub: Oh, hey, selam kedi!
Kk: Miyav, bu krepler leziz.... yalnız birileri kedisinin geldiğini duyamayacak kadar dalmış durumda... Ne yapıyorsun??
Ub: Ah- bak! Oyuncağın hazır! Ona bazı eklemeler yaptım. Artık uzun bi kuyruğu ve iki elinde de sopası var...
Kk: Yine harikalar yaratmışsın leydim! Peki, elindeki o kağıtlar nedir??
Ub: Evet, o konuda.... uzun zamandır bunu düşünüyordum..
Kk: Oh, o zaman biraz kreple dinlesem iyi olacak..
Ub: (krepleri ona doğru uzatır) Buyur, istediğin kadar alabilirsin..
Kk: Eee ne diyordun??
Ub: Bu kağıtta oyuncaklarla ilgili şifreli mesajlaşmalar yazılı...
Kk: Nasıl yani??
Ub: Yani, sen delikteyken tek iletişim kaynağımız buydu, her ne kadar %100 emin olamasak da, birbirimizle bu şekilde haberleşebiliyorduk, değil mi?

Kk: Şeyy.. aslında ben biliyordum, yani onun sen olduğunu...
Ub: Bir saniye, ne?!
Kk: Ama bunlar çok derin konular leydim, bunları ikimizin de boş olduğu bi gün konuşuruz, tamam mı?
Ub: Pekalaa.. ama şu an bana bıraktığın şey sadece meraklı sorular, haberin olsun.... Her neyse... İşte bu kâğıtta, oyucaklara ne kadar ve nasıl bastığımızda verilen mesajlar yer alıyor, al, sen de bi bak!

Kk: (kağıdı eline alır)
"tek tıklama=iyi misin"
"Çift tıklama=evet"
"uzun süreli çift tıklama=hayır"
"üç kez tıklama=acil durumlar"
"uzun süreli 3 tıklama=bir sorun mu var"
.... liste bu şekilde uzuyordu..

Ub: Sence fazla mı abartmışım? Yani biliyorum, belki de böyle şeylere hiç gerek yoktu, ama bu konuda biraz fazla hassasım sanırım, yani ben.. demek istediğim-
Kk: Harika olmuş leydim! Çok akıllıca bir fikir, tıpkı senden beklenebileceği gibi... ama...
Ub: Ama..??
Kk: (Ub'ye yaklaşıp kulağındaki kalemi alır ve kağıda birkaç şey ekler) İşte! Bu kadar!!
Ub: Ne yazdın öyle? (Kk kağıdı çevirip Uğurböceği'ne gösterir, ub sesli bi şekilde okumaya başlar)
Ub: "5 ten fazla ardı ardına basma= seni seviyorum" "bir kez uzunca tıklama=seni özledim" "kara kedi tarzında basma=kedinin leydisine ihtiyacı varrrr"
Hey, sonuncusu da ne demek oluyor?

Kk: Ehm, (oyuncağı eline alır, ve Ka-ra Ke-di heceleriyle uyumlu bi şekilde 4 kez tıklar) işte, bu kedinin Leydisine ihtiyacı var demek
Ub: Ya daa, yaramaz bir kedi leydisini rahatsız etmek istiyor demektir, ha?
Kk: Pff, bunu yapmayacağımı biliyorsun, istisnalar dışında tabi, eheheeheheh.
Ub: (gözlerini devirir) Ama şimdi sence de biraz fazla olmadı mı?
Kk: (Ub'ye yaklaşır ve eliyle burnuna bipler) Hey, bunca şeyi aşmış 2 aşık için bunlar bir hiç bile bence, öyle değil mi?
Ub: (kk'nin yüzünü iter) pfff, sen öyle diyorsan....

Ama haklı olduğunu biliyordu.. Sadece hala aklında Kara Kedi'nin dediği şey vardı... "ben zaten sen olduğunu biliyordum.." bu nasıl mümkün olabilirdi?! Kafası kurcalanmıştı...
Derken Kara Kedi'nin sopasına bir bildirim geldi.
Kk: Olamaz! Geç kalıyorum!!
Ub: Nereye?
Kk: Eeem, bu gelişimi kısa bir kaçamağa borçluyuz, ah, ama şuna da bakın, bu kedi leydisinin olduğu yerden ayrılmak istemiyor...
Ub: Hahahaha, hadi, geç kalma o zaman... Kendine dikkat et!
Kk: Sen de bugaboo!
Ub: Bekle, bu pazar gelecek misin?
Kk: Elbette, seni asla yüzüstü bırakmam.. (der ve iki kopyadan oluşan şifreli mesaj kağıdının birini ve kk oyuncağını alır, oradan ayrılır)
Uğurböceği de kalkmak üzeredir, tam arkasını dönüp krep kapını almaya yeltendiğinde, kabın yerinde olmadığını görür.
Ub: Hahahah, yaramaz kedi....
...

Kara kedi geri dönüşüp Adrien olarak 2. çekimlere gittiği zaman, biraz geç kalmıştı.
Herkesten özür dileyip çekimlere gitti. Sonra da günlük yoğun rutin işlerinin pelinden koştu. Ama akşam eve geldiğinde Gabriel sinirli bir şekilde onu bekliyordu..
G: Adrien!
A: E-evet baba??
G: Sen ne yaptığını sanıyorsun öyle?!
A: Ne yapmışım ki?
G: Bir daha kimlere geç kalmayacaksın!
A: Ama baba, sadece 10 dakikaydı-
G: Bi önemi yok! Asla geç kalmayacaksın, seni ilk ve son kez uyarıyorum. Hem, elinde tuttuğun şey ne senin?!
A: B-bu mu? Hiçbir şey...
{Gabriel Adrien'ın yanına gelir ve elindekini çekip alır}
G: Hiçbir şey, öyle mi? Eve dışardan bir şey getirmen yasak! (Adrien'ın elindeki şey ub'nin için krep koyduğu kaptı. Tekrar çekime giderken onu almış ve içindekileri yemişti)

A: Ama baba-
G: İtiraz etmeye hakkın yok!
Adrien artık dayanamadı, zaten onca şey 10 gündür hep üst üste geliyordu
A: Baba yeter artık! Ben senin için neyim?! Oğlun mu yoksa süs eşyan mı?! Ben 20 yaşımı bitirdim, bırak da biraz özgür olayım, neden bu kadar katı olmak zorundasın ki?!!
(Gabriel tam gidiyorken bu laflar üzerine hiddetle geri döner ve Adrien'a doğru yaklaşır, yüzünü ona eğer)
G: SEN, genç adam.. Henüz hiçbir şeyin farkında değilsin. İnatçılığın her şeyi daha da kötüleştiriyor. Ben ne diyorsam onu yapacaksın! Karşı çıkarsan bedelini ödersin!
A: Senden. Nefret. Ediyorum!!!
Gabriel daha da öfkelenmişti... Kendisine baş kaldırışına dayanamıyordu.. Adrien'ı odasına çıkarttı, kapıyı açık bırakıp gitti. Adrien neler oluyor diye düşünürken elinde bir ton kağıtla geri döndü...
A: Bunlar da ne?!
G: Geçen senelerde başarısız olduğun konular..
A: Ne?! 3 yıl mı?!!
G: Aynen öyle, madem ki inat ediyorsun, karşılığını da alacaksın.. Ve ayrıca, hepsi kontrol edilecek... Bir daha bana cüret edersen programın komple değişir, bilgin olsun

Kapıyı sertçe çarpıp gitti Gabriel. AGH, onun derdi neydi böyle?! Şimdi önüne yığdığı kağıtlar, Adrien'ın zaten hiçbir şekilde bilmediği kağıtlardı... Nefret etmişti babasından, ona nefes alma imkanı bırakmıyordu.. Şiddet uygulamıyordu belki ama, şu an yaptığı da psikolojik şiddetti ve her şeyden daha fazla yoruyordu.. Zamanını çalıyordu bu adam. Ki 5 yıl sonra kendisi için her bir saniye daha da kıymete binmiş olan bu gencin zamanını hem de...

Gabriel ise Adrien'ın gözü önünde olmasını istiyordu ki başka bir şeyle ilgilenip, dışardaki başka şeylere kapılıp ondan kopmasın.. Karşı çıktığı zaman dayanamıyordu, çünkü kendi kafasında oturtmuştu. Asla onu kendisinden ayırmayacaktı. Lakin bunun için kullandığı yöntemlerin ne kadar bunaltıcı ve insanı yoran cinsten olduğunun farkında değildi..

Adrien başı çatlaya çatlaya o kağıtları bitirmeye çalıştı. Hayır, ortaokul ya da lise çocuğu değildi ki böyle cezaya mahkum olsun?! 'Başarısız olduğu' konularmış! Hah! Eğer onu 3 yıl boyunca bu sıkılıkta gözettiyse bunların saçmalıktan başka bir şey olmadığını biliyordu, sırf kendisini yormak için önüne attığı zırdavatlardı işte.
Ama bilmediği şey ise, her şeyin tam da Adrien delikten çıkıp evine geldiği zamanda başlamasıydı [en azından birkaç gün öncesi]
Çünkü Nathalie izne ayrılmadan önce, Gabriel Adrien'ın suratına bile bakmıyordu..
Adrien babasının şu an bu kadar ilgili olmasının sebebinin Nathalie olmadığı için olduğunu düşünüyordu. Haklıydı da.. ama altında yatan asıl neden bu değildi... Bunu bilemezdi. Gabriel ona eğitim hayatı ve işleri dışında hiçbir şey anlatmıyordu çünkü..

Elindeki kağıtlara bakmaktan midesi bulandı, başı dönmeye başladı.. Saatlerdir de bir şey yememişti.. Lavaboya gitti, başı dönüyordu.. Midesindekileri boşaltana kadar kustu. Acı çekiyordu.. Elini yüzünü yıkayıp mutfağa yöneldi. Birkaç lokma bir şey yiyecekti ki Gabriel yine arkasında bitiverdi.
G: Ne yapıyorsun burada?! Yemek saatine daha var!
A: Olsa ne fark eder?! Sonuçta gelmeyeceksin, her zamanki gibi, ne de olsa sen çok yoğun birisin. (Bi yandan da koluyla ağzını sildi, hala acı kusmuk tadı ağzındaydı, bundan kurtulmak istiyordu)
Gabriel da kusmuk kokusunu almıştı. Şüphelendi.
G: Sen kustun mu?
A: Seni ne ilgilendirir, umrunda bile değilim! (Adrien Gabriel gelmeden önce bi tabağa doldurmuş olduğu şeyleri alır, arkasına bile bakmadan hızlıca odasına çıkar)
G: Adrien!
A: Beni yalnız bırak! Ve merak etme! Piyano çalmayı aksatmam!
Gabriel kapanan mutfak kapısının ardından bakakaldı. Daha fazla bu konuyu üstelemek istemedi. Tasarım yaptığı odaya geçti.
Adrien da odasına girdiği an kapıyı 3 defa kitledi, girmeden önce kapısının önüne 'beni rahatsız etmeyin' yazılı bi kart astı, bir piyano bestesi açtı ve getirdiği tabağı bi kenara koyup dönüştü. Artık katlanamıyordu. Leydisinden gelen sesli mesajları görünce bi an olsun rahatladı.
.

Hemen nöbet için buluştukları yere gitti. Leydisi oradaydı, yanında da bi sepet vardı.
"Selam bugaboo!" diyerek yanına ilişti.
"Selam kedicik, bugün nasıldı?" diye sordu yanındaki..
Kafasını sevdiğinin omzuna dayadı...
Kk: Aslında, bu konuda konuşmak istemiyorum, hatırlamak sadece daha da kötüleştiriyor
Ub: Oh, pekala.. zorlama yok... Peki şu an daha iyi misin?
Kk: Bilmiyorum... başım ağrıyor... (ve bu sırada karnı da guruldar)
Ub: Sen... ayrıldığımzdan beri hiçbir şey yemedin mi yoksa??
Kk hayır anlamında başını sallar
Ub: Kedi, ama neden? Neden hiçbir şey yemedin?! Yoksa-
Kk: Babam, tek sorumlusu babam! Nefret ediyorum ondan! Pislik herif!
Ub: (elini kk'nin alnına götürür, ateşine bakmak için yüzünde gezdirir) Oh, en azından ateşin yok..
Kk: Neyseki.. ama midem çok feci bulanıyor...

Ub: Bir şeyler yemek ister misin? Senin küçük çaplı bir 'hırsızlık' yaptığını görünce, belki biraz daha istersin diye düşündüm...
Kk: Sen bir tanesin leydim...
Ama Kara Kedi Uğurböceği'nin getirdiği şeyleri yiyemiyordu bile.. Açlıktan elleri titriyordu, dermanı kalmamıştı...
Ub: Kedi, sen çok kötü görünüyorsun! Bırak, sen uğraşma... Bir dahakine daha besleyici şeyler getiririm, söz veriyorum
Kk: Buna gerek yok leydim, gerçekten...
Ub: İtiraz istemiyorum, şimdi aç şu ağzını...
(Bu arada Uğurböceği Kara Kediyi önüne almış, başını kendisine yaslamasını sağlamıştı, şimdi bir bebek gibi ilgileniyordu onunla)
...

Ub: Daha iyi misin?
Kk: Sanırım evet.. şimdi daha iyiyim.. teşekkür ederim leydim...
Ub: Lafı bile olmaz..
Ancak Kara Kedi'yi uyku bastırmıştı, günlerdir uykusuzdu.. yavaşça süzülüp Uğurböceği'nin dizlerine başını koydu. Gözlerini kapatmasıyla uyuyakaldı..
Ub: Oh, kedicik... Her kim nasıl olur da kendi evladını bu kadar zorlar ki? Anlayamıyorum, aklım almıyor!! Seni böyle yorgun ve bitmiş görmek de... fazlasıyla üzücü...
Kara Kedi'nin saçlarını okşuyordu.. Ne kadar yorgun göründüğüne baktı.. O uyanana kadar yanından ayrılmayacaktı..

Continue Reading

You'll Also Like

19.6K 3.5K 11
"Başka birine aşık olmaktansa, fazlasıyla senin olmakla meşgulüm." "Bebeğim, ikimiz de biliyoruz."
157K 14.1K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
61.6K 4.8K 37
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
150K 15.9K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...