[1.4] aşk iki kişiliktir

1.4K 172 394
                                    

annie - anthonio
"senin için her zaman kalabalıktaki bir yüz müydüm?"



Gökyüzü masmaviydi. Kuşlar cıvıldıyordu. Okul her zamankinden daha hareketli görünüyordu. Rüzgar tenleri okşar gibi nazik esiyordu. Herkesin yüzünde parlak gülümsemeler vardı. Çimenler daha yeşil, yapraklar daha tazeydi. Koç ortalıkta dolaşıp insanlara laf sokmuyordu. Arkadaşlarım saçma muhabbetler yapmıyordu. Her şey kahrolası bir mükemmellikte ilerliyordu. Bense darmadağınıktım. Gözlerim çökmüştü, tıpkı bedenimin geri kalan her parçası gibi. Yaşamak için gerekli olan ihtiyaçlarımı karşılayamaz hâldeydim. Yemiyordum, uyuyamıyordum, bazen nefes bile alamıyordum. İnsanları dinleyemediğim için iletişim de kuramıyordum. Her yanım yara bere içindeydi ve ben ilerleyemiyordum.

Ayaklarımı sürüyerek soyunma odasına ilerlerken "Sana söylüyorum," diyen Scott'ı duydum. Adımlarım yavaşladı ve kapıya vardığımda tamamen durdum. "Stiles dün yine hiçbir şey yemedi!" Birileri gülünce sesleri bastırdı. Sonra Isaac'in endişeli sesini duydum. "Dostum, bana ilk hâlini anımsatıyor, o partiden sonraki haftaları." Boş bakışlarımı kapı koluna çevirdim. İçeri girdiğimde konuşmayı kestiler ama bana bakışları tanıdıktı. Zavallı Stiles diyen o bakışlar her zaman oradaydı.

Dolabımı açmakla meşguldüm. Scott yanıma yaklaşıp "Bugün oynamasan mı?" diye sordu, sesi temkinliydi. Gözlerimi ona çevirdiğimde yerinde huzursuzca kıpırdandı. Başımı yana yatırdım. "Neden?" diye sordum. "Koç oynamamı istemiyor mu?" Isaac telaşla yanımıza geldiğinde Scott'ı kenara çekti. Yüzünde ona göre olmayan abartılı bir gülümseme vardı. "Hayır,hayır. Elbette Koç oynamanı istiyor ama bilirsin sen biraz... yorgun görünüyorsun." Kulaklarımdaki uğuldama yüzünden her şeyi kesik kesik duyuyordum. Yine de ona baktım ve "Ben iyiyim." dedim. Olduğumdan daha iyi görünmeye çalışmadım. Bunun için yeterli enerjim yoktu.

Maça çıkmak benim için büyük bir hataydı. Daha beşinci dakika da yere serildim. "Sen iyi misin?" diye sordu Ethan. Tepemde dikilirken kaskını yukarı kaldırdı. Ciğerlerimdeki hava yavaş yavaş yerine gelirken "İyiyim." dedim boğuk bir sesle. Beni elimden çekti ve inleyerek ayağa kalktım. Koç'a beni işaret ederken kendi kendine "Bu hâlde niye oyuna giriyorsan..." diye mırıldandı. Koç'un yanında banka serilirken zihnimde her şey kesik kesik hareket ediyordu. Babam için güçlü görünmeye çalışmam. Derek'e öyle söylemiş olsam da ertesi akşam Balkabağı'nda çalmamam. Gitarımla sabahlamalarıma rağmen istediğim parçayı yazamamam. Ama nihayet dün akşam bitirmiştim. Küflü Mantar'daki o günün üzerinden bir hafta geçmişti ama başarmıştım.

Koridorda yalpalayarak ilerlerken Derek'i gördüm. Onu Küflü Mantar'dan beri görmemiştim ve bu akşama kadar görmemeyi umuyordum. O da beni gördü ama bakışları duvara bakar gibiydi. "Beni görmezden geldi." Kendi kendime mırıldandım. Arkadaşlarımın endişeli bakışları altında dersliğe girdim.

Okuldan sonra eve ulaşmam uzun sürdü. Jeep'in kapısı tutukluk yapıyordu. Gücümün sınırlarını zorluyordum ama açılmamakta ısrarcıydı. Kollarım da bedenim gibi incelmeye başlamıştı. Okulun bahçesinde durup etrafa bakındım. Bizimkiler çoktan Balkabağı'na doğru yola çıkmış olmalıydılar. İç çekip yolcu kapısını açtım ve el freninin üzerinden şoför koltuğuna geçtim. Benim için fazla zorlayıcı bir eylem olmuştu ve zaman kaybetmiştim. Çünkü Derek Hale okuldan yeni çıkıyordu ve otoparktaki tek aptal bendim. Jeep'i çalıştırmak için anahtarı bulmaya çalışırken camım tıklatıldı. İrkildim ama belli etmemeye çalıştım. Zaten yeterince zayıftım. Başımı çevirdiğimde Derek'le göz göze geldim. Camı indirmemi işaret ediyordu.

Camı indirdim. "Beni görmezden geldiğini sanıyordum." Dikkatli bakınca onun da benim kadar yorgun göründüğünü fark ettim. Ama eskisine oranla daha mutlu görünüyordu. Yüzü gülmüyordu gerçi ama gözleri parlıyordu. Kaşlarını çatarak "Seni görmezden geldiğimi nereden çıkardın?" dedi. "Teşekkür etmek için uygun zamanı bekliyordum." Mimik yapmak beni yoruyordu ama dudaklarımı büzmeden duramadım. Şaşkınca "Ne teşekkürü?" dedim.

pumpkin and hell hole [sterek] b×bWhere stories live. Discover now